206 research outputs found

    ŞEHİR HASTANESİNDE HASTA MEMNUNİYETİ ARAŞTIRMASI: ISPARTA İLİ ÖRNEĞİ

    Get PDF
    Hasta memnuniyeti, sağlık kurumlarının önemli kalite ve performans göstergeleri arasında yer almaktadır. Hasta memnuniyetinin sağlık kurumları açısından bu denli önemli oluşu kavramı birçok çalışmaya konu yapmıştır. Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsamında sağlık sektöründe meydana gelen reformlardan biri de Şehir Hastaneleri projesidir. Şehir hastaneleri, Kamu-Özel Ortaklığı modeliyle finansmanı sağlanarak hayata geçirilmiştir. Bu geçiş sürecinden çalışanlar kadar hastalar da etkilenmektedir. Bu kapsamda çalışmanın amacı Isparta Şehir Hastanesinde hizmet alan hastaların memnuniyet düzeylerini tespit etmektir. Aynı zamanda örnekleme dâhil edilen hastaların Devlet Hastanesi, Gülkent Hastanesi ve Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinin Isparta Şehir Hastanesine dönüşmesine dair görüşlerinin belirlenmesi de bir diğer amaç olarak ele alınmaktadır. Çalışma kapsamında hasta memnuniyeti dört farklı boyutta, fiziksel ortam, genel memnuniyet, personel memnuniyeti ve zaman boyutlarında ele alınarak, hastaların memnuniyet düzeyleri incelenmiştir. Hastaların bu dört boyut çerçevesinde hastaneden oldukça memnun oldukları tespit edilmiştir. Özellikle şehir hastanesinde kullanılan araç gereçlerin kalitesi, muayene odalarının rahatlığı, hijyen koşulların uygunluğu, hastanenin fiziki görünümü ve ferahlığı hastaları memnun eden faktörler arasındadır. Diğer yandan hasta memnuniyetini düşüren başlıca faktörler arasında şehir hastanesine ulaşım sorunu, tıbbi sekreterlerin olmaması, hastane içi karışıklık/büyüklük, hastane içi ulaşım, otopark ve kantin vb. yer almaktadır

    Tekno-Oruç Bir Öz Disiplin Pratiği Olabilir mi?

    Get PDF
    Teknolojinin insan yaşamındaki kontrolsüz varoluşu zaman içerisinde bireyin teknoloji içerisinde hapsolduğu bir ilişkinin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Teknoloji bağımlılığı olarak tanımlanan bu ilişkinin diğer bağımlılık türlerinde de olduğu gibi kişisel irade ve çabayla aşılabileceği öngörülmektedir. Bu araştırma, teknoloji bağımlılığının insan yaşamındaki yerini görmek ve sürece yönelik farkındalık oluşturmak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bir eylem araştırması olarak tasarlanan bu araştırmaya 40 öğrenci katılımcı olarak dahil edilmiştir. Tekno-oruç olarak kavramsallaştırılan araştırma şeklinde, katılımcıların 7 gün boyunca akşam 21.00-23.00 arasında teknolojik aygıtlardan uzak kalması istenmiştir. 7 günlük süreç sonunda öğrencilerden yazılı olarak alınan geri bildirim raporları incelenmiş ve doküman analizi yapılarak araştırmanın bulguları elde edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre katılımcılar teknolojinin hayatlarında olumlu ve olumsuz çeşitli etkilerinin olduklarından bahsetmişlerdir. Tekno-orucun uygulandığı zaman dilimlerinde katılımcılar yaşamlarının ve kendilerinin farkına vardıklarından, sosyalleştiklerinden söz etmişlerdir. Araştırma sonucunda katılımcılar sürecin kendileri için çok değerli olduğunu ve farkındalıklarının arttığını söylemişlerdir. Araştırma teknoloji bağımlılığına yönelik farkındalığın teknolojiden uzak kalarak arttırılması ve uygulamalı bir araştırma olması nedeniyle önemlidir

    Psikolojik Sağlamlık: Sağlık Çalışanları Açısından Bir Değerlendirme

    Get PDF
    Sağlık kurumları, riskli durumların diğer organizasyonlara göre daha sık karşılaşıldığı karmaşık bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla hastane çalışanları da günlük çalışma ortamları itibariyle sıklıkla stres yaratıcı durumlarla karşı karşıya kalmaktadır. Hastanelerin karmaşık yapısı ve birçok sağlık meslek grubunun bir arada ekip halinde çalışmaları nedeniyle çalışanların stresli çalışma şartlarında problem yaşama ihtimalini artırabilmektedir. Çalışanlar için ise stresle başa çıkma önemli hale gelmektedir. Stresle başa çıkabilme bağlamında karşımıza çıkan en önemli kavramlardan birisi de psikolojik sağlamlıktır. Pozitif psikolojik sermaye kavramları arasında yer alan psikolojik sağlamlık olgusu üzerine yapılan çalışmalar son yıllarda dikkat çekici konular arasında yer almakta ve güncelliğini korumaktadır. Türkiye’de ise bu konu özelinde sağlık kurumlarını ele alınan çalışmalar az olduğu dikkate alındığında bu çalışmanın amacı, psikolojik sağlamlık üzerine yapılan çeşitli çalışmaları irdeleyerek, hastane çalışanlarının riskli ya da zorlu çalışma ortamlarına dikkat çekmek ve sağlık kurumlarında psikolojik sağlamlıkla ilgili temel bir bakış açısı oluşturmaktır

    UZMANLAŞMA VE TIPTA BÜTÜNCÜL YAKLAŞIM ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

    Get PDF
    Endüstrileşme ile birlikte, ekonomik verimliliğin ve kitlesel üretimin artırılması amacıyla iş bölümüne gidilmesi, uzmanlaşmaya dayanan işlerin ortaya çıkmasına ve emek sürecinin değişmesine yol açmıştır. Bilgi birikiminin artmasıyla eski bütüncül dünya anlayışına sahip insan modeli yerini modern dönemin uzman insanına bırakmıştır. İş bölümü ve uzmanlaşmanın mesleklere yansıyan yönünde profesyonellik anlayışı gündeme gelmektedir. Yaşanan gelişmelerle birlikte tıp mesleğinde bölünmeler meydana gelmiş, modern tıp bilimsel uzmanlık alanlarını temel alan bir sisteme dönüşmüştür. Her bir alandan bir uzman hekimin sorumlu olduğu bu sistem, içinde bulunduğumuz yüzyılda uzmanlık alanlarının artışıyla kendini göstermektedir. Makro uzmanlık alanlarının mikro uzmanlık alanlarına doğru yöneldiği tıpta uzmanlaşma konusu, tıbbi ve sosyolojik manada incelenmesi gereken önemli bir olgudur. Anahtar Kelimeler: Uzmanlaşma, Bütüncül Yaklaşım, Tıpta Uzmanlaşma, Sağlık Sosyolojisi. JEL Sınıflandırma Kodları: I2

    HEKİMİN DEĞİŞEN KİMLİĞİ ÇERÇEVESİNDE SAĞLIĞIN KÜLTÜRLEŞMESİ

    Get PDF
    Çalışmanın amacı; tarihi, toplumsal, ideolojik ve kültürel değişimlerden etkilenerek içeriği, tanımı ve sınırları genişleyen sağlık olgusunun yaşadığı evrim sürecinin bir tasvirinin yapılmasıdır. Çalışmanın sonucunda değişen hekim kimliklerinin sağlığın kültürleştiğinin bir göstergesi olduğu bulunmuştur. İndirgemeci, hastane sınırlarını aşamayan, ilaç şirketleriyle çıkar ilişkisi bulunan ve ticarileşen sağlık olgusunun; bireylerin algılarını, davranışlarını, yaşama biçimlerini, dolayısıyla toplumsal hayatlarını dönüştüren bir yapı arz ettiği tespit edilmiştir. Ayrıca sağlığın; yaşamı bir salgın ya da tedavi edilmesi gereken hastalık süreçleri gibi sunması, dolayısıyla hayatı tıbbileştirmesi, bireyleri sağlıkla ilişkili tüm ürünleri tüketmeye sevkettiği ortaya çıkmıştır. Anahtar Kelimeler: Hekim Kimliği, Medikalizasyon, Sağlığın Kültürleşmesi. JEL Sınıflandırma Kodları: I18

    HASTANE ÇALIŞANLARINDA KONTROL ODAĞININ ÖZ VE KOLEKTİF YETERLİLİK ÜZERİNE ETKİSİ

    Get PDF
    Kontrol odağı kavramı kişilerin yaptıkları bir işin sonucunu üstlenme durumu ile ilgilenirken; öz ve kolektif yeterlilik kavramları yapacakları işi yapabilme noktasında kendilerinde oluşan inanç ile ilgilenmektedir. Sağlık sektörünün sürekli gelişim içinde olan ve büyük sorumluluk gerektiren bir hizmet sektörü olması, bu nedenle de bu sektörde çalışanların hem yaptığı şeylerin sonuçlarının sorumluluğunu üstlenmesi hem de çalışanların görevini yaparken kendisine olan güveninin tam olması daha iyi bir hizmet verilmesi için önemlidir. Bu araştırmada hastane çalışanlarında kontrol odağı algısının öz ve kolektif yeterlilik algıları üzerine etkisinin araştırılması hedeflenmiştir. Araştırma da kontrol odağı boyutlarının bazılarının hastane çalışanlarının öz ve kolektif yeterlilik algıları üzerinde pozitif yönde etki yaparken bazılarının ise öz ve kolektif yeterlilik algıları üzerinde negatif etkiye sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır

    The translation of Şehname in prose in the 18th century (The sheets 284b-419b) analysis-text-dictionary-facsimile

    Get PDF
    İran krallığının kuruluşu ile Sasani hanedanlığının ortadan kalkmasına kadar geçen olayları epik bir anlatımla ortaya koyan Firdevsî'nin Şehnâme adlı büyük eseri Türk kültüründe de kendisine geniş yankı bulmuş ve gerek manzum gerekse mensur olarak dilimize çok sayıda çevirisi yapılmıştır. Böylelikle Anadoluda bir Şehnâme yazma geleneği başlamıştır. Bunun sonucunda çeşitli devirleri anlatan birçok şehnâmeler ortaya çıkmıştır. Üzerinde çalıştığımız tercüme İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesinde 6132 (II. cilt) demirbaş numarasıyla kayıtlı, tamamı 3 ciltten oluşan 1778 varaklık bir eserdir. İstinsah tarihi 1773 olan eserin her sayfası 25 satırdan oluşmaktadır. Mütercimi belli olmayan eseri Derviş Mustafa istinsah etmiştir. Bu eser, Firdevsî'nin Şehnâme'sinin birebir çevirisi değildir. İçerisinde birçok halk anlatısı ve rivayetler barındırmaktadır. Bu açıdan kelime kelime bir çeviri demek mümkün değildir. Bizim çalışmamız bu üç ciltlik eserin II. Cilt 284b-419b varakları arasını kapsamaktadır. Tez; giriş, imla özellikleri, ses bilgisi, şekil bilgisi, sonuç, çeviri yazı metin, sözlük ve tıpkıbasım bölümlerinden meydana gelmektedir. Giriş bölümünde Firdevsî, eseri Şehnâme ve Şehnâme'nin Türk kültürü üzerindeki yansımaları ile incelenen eser hakkında bilgiler verilmiştir. İmla özellikleri bölümünde ünlü ve ünsüz yazımı, ses bilgisi bölümünde eserin istinsah edildiği dönemin özellikleri de dikkate alınarak ünlüler ve ünsüzler üzerinde meydana gelen ses olayları ayrıntılı olarak incelenmiştir. Şekil bilgisi bölümünde de sözcük türleri ve fiil çekimleri ayrıntılı alt başlıklara ayrılarak metinden alınan örnekler yardımıyla ele alınmış, ayrıntılı bir inceleme yapılmaya çalışılmıştır. Sonuç bölümünde ise metinden elde edilen veriler ışığında çalışma değerlendirilmiş maddeler hâlinde çalışmanın sonucu açıklanmıştır. Metin bölümünde metin hazırlanırken takip edilen yöntem başlığı altında metnin nasıl oluşturulduğu ayrıntılı olarak örneklerle açıklanmıştır. Ardından metin çeviri yazı işaretleri yardımıyla aktarılmış, nesir kuralları çerçevesinde paragraflar oluşturulmuş ve Türkiye Türkçesi kurallarına göre noktalama işaretleri eklenmiştir. Eserin son bölümünü sözlük ve özel isimler dizini oluşturmaktadır. Sözlük bölümünde öncelikle sözlük oluşturulurken takip edilen yöntem maddeler hâlinde sıralanmış, ardından genel seçme bir sözlük hazırlanmıştır. Bu seçme sözlük, metin oluşturulurken sözlük kullandığımız kelimelerden ve metin açısından önemli gördüğümüz kelimelerden oluşmaktadır. Burada amaç metnin daha iyi anlaşılmasıdır. Özel isimler dizininde de öncelikle dizin hazırlanırken takip edilen yöntem maddeler hâlinde örneklerle verilmiş ardından metinde yer alan tüm özel isimlerin geçtiği yerlerin tamamı belirtilmek suretiyle oluşturulmuştur. Metnin sonunda çalışmanın hazırlanma aşamasında istifade edilen kaynaklar verilmiş ardına da araştırmacıların istifadesine sunulmak üzere metnin tıpkıbasımı eklenmiştir.Firdevsi's great work called Şehname, describing epically the events from the establishment of Iranian Kingdom to the Sassanic Dynasty has had a broad repercussion in Turkish culture and many translations have been made to our language as a poetic or a prose. Thus, a tradition of writing Shahnamah began in Anatolia. As a result, many Shahnamas have emerged describing various periods. The translation we are working on is a collection of 1,778 sheets, all of which are composed of 3 volumes, registered in the Central Library of Istanbul University, with an inventory number of 6132 (second volume). The copy date of work is 1773 and each page consists of 25 lines. Dervish Mustafa has copied the work whose translator is unknown. This work is not a one-to-one translation of Firdevsi's Shahname. There are many folk narratives and rumors in it. In this sense, it is not possible to say that it is literally translation. Our study consists of II volume, the sheets 284b-419b of these three volumes. Thesis consist of the parts of introduction, dictation properties, phonetics, morphology, conclusion, translated text, dictionary and facsimile. In the introduction part, it is talked about Firdevsi, his work and the reflections of the work on Turkish culture. In the dictation properties part, the spelling of vowel and consonant letters, in the phonetics part, the phonetic events on vowels and consonants are analyzed in detail by considering of the period's features in which work was copied. In the morphology part, the word types and verb conjugations are handled broadly with the examples taken from the text and they are examined in detail. In the conclusion part, the study was evaluated with the help of the data obtained from text and the result of study are listed on substances. In the text part, it is explained in grat detail with examples that how the text is created in method part. Later, the text is transfered with help of translation inscriptions, the paragraphs are formed in the framework of prose rules and thr punctuation is added according to the rules of Turkish. The last part of work conssit of dictionary and the proper noun index. In dictionary part, first, the methods which were used to make a dictionary were specified, later, it was made a general dictionary. This selecting dictionary is formed by the words that we used while writing a text and by the words which are importants while writing a text. The aim here is being better understand the text. In the part of proper noun index, at first, the method which was used to make a index is given with examples and later the page number of all proper nouns which were used in the text were listed. At the end of the text, it was given the resources used in the preperation period and the facsimile of text was added so that the researchers can utilise them

    Teacher Views On Students’ Mistakes and Misconceptions: Equation Example

    Get PDF
    Aim of this study is examine the opinions of teachers about students' misconceptions and mistakes in equation. For this purpose, were carried out to the semi-structured interviews related removing their and the causes of errors and mistakes in equations with six teacher who working in six different middle schools in the city. Descriptive analysis of interview technique was used. As a result of the analysis of teachers, have been identified that they associate with teaching methods, lack of time, the student faulty learning students’ mistakes and misconceptions and that they tried to memorize the math questions solutions without have to resort the cognitive structure constituting the source of problems.Bu çalışmanın amacı, denklem konusunda öğrenci hata ve yanılgılarına ilişkin öğretmen görüşlerini incelemektir. Bu amaçla bir ilin 6 farklı ortaokulunda görev yapan 6 öğretmenle, denklemler konusunda olası öğrenci hata ve yanılgılarının nedenleri ve giderilmesine ilişkin yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Toplanan verinin analizinde betimsel analiz tekniği kullanılmıştır. Yapılan analiz sonucunda öğretmenlerin, öğrenci hata ve yanılgılarının sebeplerini, öğretim metoduyla, zaman yetersizliğiyle, öğrencilerin hatalı öğrenmeleriyle ilişkilendirdikleri ve bu sorunların kaynağını oluşturan bilişsel yapıya yönelmeden ziyade matematik sorularının çözümlerini ezberletmeye çalıştıkları tespit edilmiştir

    Complication of occurring after bariatric surgery: Micronutrient deficiencies: Traditional review

    Get PDF
    Obezite, modern dünyanın karşı karşıya olduğu ciddi bir sağlık sorunudur ve son yıllarda görülme sıklığı endişe verici düzeyde artmıştır. Tedavi seçenekleri arasında diyet ve egzersiz gibi yaşam tarzı değişiklikleri ile farmakolojik ve cerrahi prosedürler yer almaktadır. Bariyatrik cerrahi, ileri derecede obez ve komorbiditeleri olan hastalara uygulanan yöntemdir. Cerrahi prosedürler genellikle; besin alımını kısıtlayıcı, malabsorptif ve hem besin alımını kısıtlayıcı hem de malabsorptif prosedürlerin kombinasyonu olarak sınıflandırılmaktadır. Cerrahiden sonra hastalarda mikro besin ögesi eksiklikleri gibi bazı komplikasyonlar meydana gelebilmektedir. Bu eksikliklerin oluşma nedenleri arasında hastaya ve cerrahi yönteme bağlı değişkenler bulunmaktadır. Hastaya bağlı değişkenler arasından özellikle bireye ve yapılan cerrahi işleme özel oluşturulmuş, beslenme programına uymama ve önerilen besin desteklerini kullanmama ön plana çıkarken, ameliyata bağlı değişkenler ise besin alımını kısıtlayıcı ve malabsorptif olan prosedürlere göre değişiklik göstermektedir. Bariyatrik cerrahi sonrasında en çok görülen mikro besin ögesi eksiklikleri arasında; tiamin, B12 vitamini, folat, demir, D, A ve K vitaminleri, çinko ve bakır bulunmaktadır. Ayrıca preoperatif dönemde bu mikro besin ögelerinin eksikliklerinin olması, postoperatif dönemde daha ciddi komplikasyonları meydana getirmektedir. Bariyatrik cerrahi sonucu görülen bu eksikliklerin yönetiminde, hastaların yaşam boyu takip edilmesi en önemli basamağı oluşturmaktadır. Özellikle hastaların, cerrahi sonrası önerilen besin desteklerine bağlı kalmaları ve tıbbi beslenme tedavisine yüksek düzeyde uyum göstermeleri gerekmektedir. Ek olarak, besin desteklerinden bazılarının birbirinin emilimini etkilemesinden dolayı uygun doz ve zaman ayarlamaları doğru bir biçimde yapılmalıdır. Bu derleme yazının amacı, bariyatrik cerrahi hastalarında postoperatif dönemde görülen mikro besin ögesi eksikliklerini tanımlamak ve bu eksikliklerin oluşmasındaki nedenler ile bunların önlenmesi hakkında literatürde yer alan güncel bilgilerin sunulmasıdır.Obesity is a serious health problem facing the modern world, and its incidence has increased at an alarming rate in recent years. Treatment options include lifestyle changes such as diet and exercise and pharmacological and surgical procedures. Bariatric surgery is a method applied to patients with advanced obese and comorbidities. Surgical procedures are generally classified into restrictive, malabsorptive, or a combination of restrictive and malabsorptive elements. Some complications such as micronutrient deficiencies can occur in patients after surgery. Among the reasons for the occurrence of these deficiencies are variables depending on the patient and the surgical method. While among the patient-dependent variables came to the fore noncompliance with the nutrition program created specifically for the individual and the surgical procedure and not using the recommended dietary supplements, variables related to surgery differ according to procedures that restrictive and malabsorptive. Thiamine, vitamin B12, folate, iron, vitamins D, A, and K, zinc, and copper are the most common micronutrient deficiencies after bariatric surgery. Besides, have deficiencies of these micronutrients in the preoperative period occurs more serious complications in the postoperative period. Lifelong follow-up of patients is the most important step in the management of these deficiencies as a result of bariatric surgery. In particular, patients need to adhere to the recommended dietary supplements after surgery and to comply with medical nutrition therapy at a high level. Also, because some of these nutritional supplements interfere with each other's absorption, appropriate dosage and time adjustments must be made correctly. The purpose of this review is; to describe the micronutrient deficiencies observed in the postoperative period in bariatric surgery patients and to present the current information in the literature about the reasons for the occurrence of these deficiencies and their prevention

    Prikazi procesa poučavanja vjerojatnosti posredstvom igre

    Get PDF
    The aim of this study is to determine what happens when the subject of probability is taught via educational games. Participants in the research were fourth-grade students (N= 24, aged 9-10) who were taught for 3 class hours (each 40 minutes) by their teacher. The designed games were played among groups of 3-4 students. Data was gathered from 8 selected students’ responses to semi-structured interviews, the teacher’s views about the process, researchers’ evaluations of students’ reflections, students’ journal entries regarding the process, and audio and video recordings of students’ interactions. The findings were presented according to data collection sources. Evidence suggested that game-based teaching facilitated understanding, enhanced students’ participation and motivation, enabled them to work with peers, helped them overcome math anxiety, provided an amusing learning environment, although it also resulted in classroom management difficulty and a noisy learning environment. Cilj istraživanja bio je odrediti što će se dogoditi kada vjerojatnost poučavamo posredstvom obrazovne igre. Sudionici istraživanja bili su učenici četvrtog razreda (N= 24, dob 9-10) koji su imali tri nastavna sata (u trajanju od 40 minuta) i njihov učitelj. Odabrane igre provodile su se u skupinama od 3 do 4 učenika. Podaci su dobiveni na temelju odgovora osam učenika u polustrukturiranom intervjuu, stavova učitelja o procesu, istraživačke procjene učeničkih razmatranja, učeničkih bilješki u dnevnicima vezanim uz proces, kao i na temelju audio i video zapisa interakcije učenika. Nalazi su prikazani prema načinu prikupljanja podataka. Dokazi ukazuju na to da učenje posredstvom igre potiče razumijevanje, poboljšava sudjelovanje učenika i motivaciju, omogućuje zajednički rad s djecom, pomaže u suzbijanju straha od matematike, stvara zabavno okruženje za učenje, ali kao posljedicu ima poroblem vladanja razredom i prilično bučnu atmosferu za učenje
    corecore