Temel eğitim okulları 4-8 sınıflarda bilgi ve iletişim teknolojilerinin entegrasyonunu etkileyen faktörlerin belirlenmesi.

The purpose of the study was to identify the factors affecting the information and communication technologies. integration in the basic education schools. Mixed Model Research Design was utilized to find out the factors directly affecting integration of ICT integration in schools of K-8. Three different research methods were use sequentially. In the first step, new curricula used for Math, Social Studies and Science and Technology courses were examined to draw the pattern of ICT use defined by these curricula. In the light of the information gained through examination of curricula, 20 teachers were interviewed to understand whether they can put ICT based activities defined by curricula into practice or not. Simultaneously, they also identified common problems preventing them to integrate educational technology in their lessons and possible solutions to have a better ICT and education relationship. The literature and the information gained through first two step of the study suggested computer self-efficacy of teachers is very important factor within the integration of ICT. To assess teachers' computer self-efficacy, a questionnaire was designed by the researcher and necessary pilot studies were completed to conduct exploratory and confirmatory factor analyses. Final form of the questionnaire was distributed to K-8 schools' teachers from 12 predefined cities of Turkey according to statistical information provided by EUROSTAT (Statistical Office of European Union). 1025 correctly filled questionnaire forms were returned and the data were analyzed by descriptive and inferential statistics techniques. Result of the study suggested that, Internet is the most vital technology to successfully apply the curricula. Use of Office programs and different educational software also constitute considerable part of the curricula. But teachers indicated that they cannot apply curricular ICT based activities in school setting because of lack of access to technology, literacy, training, time and confidence/self-efficacy. It is also found that, teachers' age/ and teaching experience negatively contributed to their level of computer self-efficacy when their personal or home computer use was contributing very positively. On the other hand, existing computer training programs were found less effective than expected in terms of ICT integration. Based on these results, some basic improvements and modifications in curricula, training programs, and technology infrastructure of schools were suggested.Ph.D. - Doctoral Progra

Teachers’ Computer Self-Efficacy Scale: Development and Validation

The aim of the study is to develop a computer self-efficacy scale (CSES) to assess teachers’ computer self-efficacy beliefs in terms of technology integration. A valid and reliable instrument is a need for technology integration studies because computer self-efficacy has been shown as a generic variable in different technology adaptation studies. This scale provides with an alternative measurement for researchers through a major focus on technology integration related dimensions. 110 pre-service, and 115 in-service teachers participated in the study. Exploratory and confirmatory factor analyses, and reliability analyses indicated high validity and reliability of CSES. Five subscales were revealed and confirmed after EFA and CFA. Each factor has reliability coefficients higher that .89. All the results supported that CSES is an acceptable instrument to measure teachers’ computer self-efficacy beliefs.Bu araştırmanın amacı, teknoloji entegrasyonu bağlamında öğretmenlerin bilgisayar öz-yeterlilik inançlarını ölçmek için bir ölçek geliştirmektir. Teknoloji adaptasyonu üzerine yapılan çalışmaların ve geliştirilen modellerin birçoğunda bilgisayar öz-yeterliliği genel bir değişken olarak gözlemlendiğinden, geçerliliği ve güvenirliği test edilmiş ölçme araçları teknoloji entegrasyonu çalışmaları için önemli bir gereksinimdir. Bu çalışmanın amacı araştırmacılar için odak noktası bilgisayar ve teknoloji entegrasyon boyutunda alternatif bir ölçme aracı sunmaktadır. Çalışmaya 110 öğretmen adayı ve 115 hizmet-içi öğretmen katılmıştır. Keşfedici ve onaylayıcı faktör analizleri, güvenilirlik analizleri çalışma sonunda elde edilen bilgisayar öz-yeterlilik ölçeğin yüksek geçerlilik ve güvenilirliğe sahip olduğunu göstermiştir. Her bir alt boyut .89’un üzerinde geçerlilik düzeyine sahip beş alt boyut ortaya çıkarılmıştır. Sonuçlar ölçeğin öğretmenlerin öz-yeterlilik algılarını ölçmek için uygun olduğunu göstermektedir

Bilişim Teknolojileri ve Yazılım Dersi Öğretmenlerinin Kodlama Eğitimine Yönelik Görüşleri

Öğretmenler sınıf içerisinde tasarlanan programları uygularlar. Öğretmenlerin alan ve/veya o alanın öğretimine yönelik görüşleri programın uygulanma şeklinde belirleyici olabilir. Dolayısı ile öğretmenlerin görüşleri dersin işlenişine yönelik önemli ipuçları verebilir. Bu çalışmanın amacı bilişim teknolojileri ve yazılım dersi öğretmenlerinin kodlama eğitimine yönelik görüşlerini keşfetmektir. Bu çalışmada durum çalışması deseni kullanılmıştır. Çalışmanın katılımcılarını Batı Karadeniz Bölgesindeki bir ilden yirmi iki öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmacılar tarafından oluşturulmuş yarı yapılandırılmış görüşme formu vasıtasıyla katılımcılardan nitel veri toplanılmıştır. Görüşmeler sonucunda öğretmenlerin kodlama eğitimine yönelik olarak teknolojik, pedagojik ve alan bilgisi açısından çeşitli eksikliklerinin olduğu anlaşılmıştır. Öğretmenlerin blok tabanlı kodlama ortamlarına görece olarak daha hâkim oldukları fakat diğer ortamlara yeteri kadar hâkim olmadıkları görülmüştür. Öğretmenlerin ve öğretmen adaylarının eksikliklerinin giderilmesi için çeşitli önerilerde bulunulmuştur

Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Akademisyenler Tarafından Nasıl Tanımlanıyor?

Öğretim teknolojileri 1960'lı yıllardan beri kullanılmakta olan ve zamanla farklı şekillerde tanımlanmış bir kavramdır. Bilgi ve iletişim teknolojileri okullarda daha yaygın hale geldiğinden dolayı teknoloji konusunda donanımlı öğretmen ihtiyacı da artmıştır. Dünyada öğretim teknolojileri programları genel olarak lisansüstü düzeyde yer alırken, Türkiye'de ise lisansüstü programlara ek olarak lisans düzeyinde Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi(BÖTE) programları mevcuttur. Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü, 1998 yılında eğitim fakültelerinin yeniden yapılandırılması sürecinde kurulmuştur. Bu çalışmanın amacı, BÖTE Bölümlerinde görev yapmakta olan öğretim üyeleriyle, bu bölümde lisansüstü eğitimlerine devam eden öğrencilerin bölümü nasıl tanımladıklarını, bölümün mevcut durumu ile ilgili görüşleri ve bölümden beklentileri arasındaki benzerlik ve farklılıkları araştırmaktır. Araştırma durum çalışması olarak gerçekleştirilmiş olup çalışmanın katılımcıları Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Gazi Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi gibi Türkiye'nin büyük üniversitelerinde çalışmakta ya da lisansüstü eğitimlerine devam etmekte olan beş öğretim üyesi ve beş lisansüstü öğrencisidir. Veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Verilerin analizinde içerik analizi kullanılmış olup sonuçlar öğretim üyelerinin ve lisansüstü öğrencilerin bölümün kapsamı, beklenen yeterlilikler ve çalışma alanları ve akademik yaşantıyı etkileyen zorluklar bağlamında benzer görüşlere sahip olduklarını göstermiştir.The term Instructional Technology has been used since 1960s and defined differently throughout the time. Along with the increase in the use of information and communication technology in schools; the need for technologically qualified teachers has been increased. While many of instructional technology programs are at graduate level around the world; Turkey has an undergraduate level instructional technology program, called Computer Education and Instructional Technology (CEIT) in addition to graduate level. The department of Computer Education and Instructional Technology was founded in 1998 during the reconstruction of Faculties of Education in Turkey. The purpose of this study is to investigate the similarities and differences among how graduate students and faculty members define CEIT department, as well as their opinions on the current situation of the program, and their expectations. A case study has been conducted with 5 faculty members and 5 graduate students from three major universities in Turkey including Anadolu University, Gazi University , and Middle East Technical University. Semi-structured interviews were used as the data collection tool. The content analysis was used to analyze the data and results of the study showed that faculty members and graduate students have similar opinions about the scope of the department, expected qualifications and work areas, and challenges affecting academic life