11 research outputs found

    Polyploidy studies in viticulture

    Get PDF
    Dünyada çekirdeksiz üzüm çeşitleri tüketiciler tarafından daha fazla tercih edilmektedir. Islah çalışmalarında çekirdek-sizliğin iki ana kaynağı vardır. Bunlar stenospermokarpi ve partenokarpidir. Çekirdeksiz üzümlerin en belirgin özelliği tane-lerinin çekirdeksiz ancak küçük olmalarıdır. Asma ıslahında çekirdeksiz ve iri taneli yeni üzüm çeşidi elde etmede bir diğer yol poliploididir. Kyoho, Pione, Olimpia, Heukgoosul önemli tetraploid çeşitlerdir. Bunların diploidlerle melezlenmesi sonu-cu triploid Honey Seedless, King Dela ve Mirai çeşitler elde edilmiştir.Seedless table grapes are the most preferred grapes by the consumers. Stenospermocarpy and parthenocarpy are the natural causes of seedlessness in breeding studies. The most significant characteristic of seedless grapes are their small sized and seedless fruits. Polyploidy is an alternative way to obtain seedless and large sized new table grape cultivars. Kyoho, Pione, Olimpia, Heukgoosul are some of the tetraploid grape varieties. Triploid grapes of the variaties Honey Seedless, King Dela and Mirai were obtained by hybridization of these tetraploid cvs. with diploid genotype

    Collecting genetic materials and isolating DNAs of grapevine (Vitis spp.) as naturally grown in Ganos Mountains

    Get PDF
    Ganos Dağları Trakya’nın güneyinde 40° 35’ ve 40° 52’ K ile 26° 58’ ve 27° 27’ D arasındayer almaktadır. Kuzeydoğu-Güneybatı yönünde uzanmaktadır. Tekir Dağları’nın 945 m rakımile en yüksek yeridir. 2014 yılı vejetasyon periyodunda yürütülen araştırmada örnekleme üçfarklı yöntem izlenerek yapılmıştır. Arkeolojik kazılar sonucunda eski yerleşimlerin olduğubilinen alanlar ve yakınlarında; köylerde yaşayan kişilerin belirttiği asmalardan ve asmabulunması olasılığı olan bölge ve dere yataklarının aranması şeklinde yapılmıştır. Örnekler40° 53’ K ile 27° 26’ D ve 40° 35’ K ile 27° 00’ D koordinatları arasından toplanmıştır.“Second Edition of the OIV Descriptor List for GrapeVarieties and Vitis Species” listesindeyer alan 29 tanımlama karakteri kullanılarak irdelenmiştir. Alınan yaprak ve sürgün ucuörnekleri fotoğraflanmış ve incelenen özellikler açısından değerlendirilmiştir. ÖrneklerinDNA’ları “Doyle & Doyle DNA Ekstrasyon Protokolü” kullanılarak izole edilmiştir. Eldeedilen DNA’lar buzdolabında muhafaza altına alınmıştır. Sonuç olarak Ganos Dağları’nınkuzey yamaçlarında yaklaşık 600 m, güney yamaçlarında ise 700-750 m rakımlardan sonraVitis vinifera ssp. silvestris ve Vitis vinifera ssp. sativa örneklerine rastlanmamıştır. Köy ileyerleşim yerlerine uzak ve yoğun ormanlık alanlarda (aşırı gölge) bulunan bazı derelerde deörnek bulunmadığı; genellikle su bulunan nemli alanlarda, etrafı açık, kayalık derelerdeyetiştiği görülmüştür. Bu asmaların arasından gelecekte ıslah çalışmalarında kullanılmak üzereyeni bireylerin eldesi ihtimali olduğundan vejetatif materyal alınarak in-vivo’da saklanmasınınuygun olacağı ön görülmüştür.Ganos Mountains, lied on north-east and south-west direction are located in the south of Trakya Region in 40° 35’ and 40° 52’ N ile 26° 58’ ve 27° 27’ E coordinates. Ganos Mountains are the highest point of Tekir Mountains with 945 m altitude. Research was conducted in the vegetation period in 2014; sampling survey carried out using three different methods. Searching grapevines in the well-known oldest settlement areas which were about archaeological excavation areas; also asking the villagers, and some districts and riverbeds. Grapevine samples are collected between 40° 53' N and 27° 26' E and 40° 35' N 27° 00' D coordinates. Samples were examined on 29 identification characters according to the “Second Edition of the OIV’s Descriptor List for Grape Varieties and Vitis Species” list. Grapevine leaves and shoot apex samples were photographed and evaluated. Samples DNAs content were isolated using the “Doyle & Doyle DNA Extraction Protocol”. DNAs were preserved in refrigerator. As a result, in the northern slopes of the Ganos Mountains about 600 m altitude, while the southern slopes above 700-750 m altitude; neither Vitis vinifera ssp. silvestris nor Vitis vinifera ssp. sativa grapevine samples were found. Far from the villages and settlements also densely forested areas (excessive shade) and streams there was no samples found; while moist areas with water, open areas and rocky creek was have samples. It is foreseen that; in order touse in the future breeding programs these vegetative materials are kept in-vivo conditions

    The Effects of Bagging Applications on Maturation, Yield and Quality in cv. Italia Grape

    Get PDF
    Araştırmada Italia çeşidinde 2012 ve 2013 yıllarında üç farklıtorbalama uygulamasının (Mogul 19 g m-2, Mogul 30 g m-2 ve Tyvek)olgunluk, verim ve kalite üzerine etkileri incelenmiştir. Torbalamauygulamaları tane tutumu döneminde gerçekleştirilmiştir.Çalışmanın yürütüldüğü her iki yılda da Mogul tip torbalarda torbaiçi sıcaklıklarının dış koşullara göre daha yüksek olduğu, Tyvek tiptorbalarda ise torba içi sıcaklıkların dış koşullara yakın seyrettiğibelirlenmiştir. Torba içi nem değerleri tüm torbalarda dış koşullaragöre düşük bulunmuş, Mogul tip torbalarda bu değer Tyvek tiptorbalara göre daha düşük ortaya çıkmıştır. Araştırma bulgularınagöre tane yarılma direnci ölçümlerinde açıkta geliştirilen tanelerintorbalama uygulanmış tanelere göre daha sağlam olduğubelirlenmiştir. Özellikle Mogul tip torbaların ise olgunlaşmayıhızlandırıcı etki gösterdiği belirlenmiştir.In the study, the effects of three different bagging applications (Mogul 19 g m-2, Mogul 30 g m-2 and Tyvek) on the maturity, yield and quality of Italia grape cultivar were investigated in 2012 and 2013. Bagging applications were carried out during the berry set period. In both years of the study, it was determined that the temperatures in Mogul type bags were higher than the external conditions, while the temperatures in Tyvek type bags were close to the external conditions. Moisture values were found to be lower in all bags compared to external conditions, this value was lower in Mogul type bags compared to Tyvek type bags. According to the research findings, the berries in the control application were found to be more robust than the bagged ones in terms of resistance to berry crushing. Especially, Mogul type bags were determined to have an accelerating effect on maturation

    Studies on Embryo Culture and Embryo Viability in Early Ripening Cultivars (Vitis vinifera L.)

    No full text
    Embriyo kültürü ıslah çalışmalarına entegre edilerek çalışmalarınetkinliğini arttıran ve kombinasyonlar üzerinde oluşanolumsuzlukları aşmaya yarayan bir doku kültürü tekniğidir. Buteknik, asma ıslahı çalışmalarında çekirdeksizlik, erkencilik, türlerarası melezlemeler ile farklı ploidi seviyesinde bitkiler elde etmeyeyönelik olarak kullanılmaktadır. Üzümde erkencilik özellikle sofralıküretim amaçlandığında aranan karakterlerden biridir. Ancak ıslahçalışmalarında çekirdeklerindeki düşük çimlenme oranlarıdolayısıyla erkenci çeşitler etkin bir şekilde kullanılamamaktadırlar.Bu kısıtı aşmak adına kullanılan embriyo kültürü çalışmaları ileembriyoların dejenere olması engellenerek yeni çeşit adaylarınınortaya çıkması sağlanmaktadır. Bu çalışmada erkenci çeşitler anaebeveyn olarak kullanılmış, oluşturulan melezlemekombinasyonlarından elde edilen çekirdeklerin bir kısmı in vivodaçimlendirilmiştir. Kalan çekirdekler ise son tozlamadan sonrakihaftalara dikkat edilerek in vitroda E20A besi ortamına alınmıştır.Üzerinde çalışılan Yalova İncisi, Trakya İlkeren, Tekirdağ Sultanı,Cardinal, Velika ve Bozcaada Çavuşu çeşitlerinin son tozlamadansonra optimum kültüre alınma süreleri tespit edilmiştir. ÖzellikleTrakya İlkeren, Cardinal ve Velika çeşitlerinde in vivoda çok düşükolan çimlenme oranlarına karşın embriyo kültürü çalışmalarındayüksek embriyo canlılıklarına ulaşılmıştır. Çalışma sonucundaTrakya İlkeren ve Velika için 6., Cardinal için 7. haftaizolasyonlarının optimum kültüre alma süreleri olduğu tespitedilmiştir.Embryo culture is a tissue culture technique that is integrated into breeding studies to increase the effectiveness of the breeding studies and to help eliminating the negativities occurring on combinations. This technique is being used for seedlessness, earliness, interspecies hybridization and obtaining plants at different ploidy levels in grapevine breeding studies. Earliness in grape is one of the desired characters, especially when it is intended for table grape production. However, due to the low germination rates in the seeds, early varieties cannot be used effectively. With the embryo culture studies used eliminating this constraint, the degeneration of embryos is prevented and new variety candidates can be obtained. Here, early ripening grape varieties were used as maternal parent and some of the seeds obtained from the hybridization combinations were germinated in in vivo techniques. The remaining seeds were taken into the E20A medium in in vitro, paying attention to the weeks after the last pollination. For embryo culture, optimum sampling time of Yalova İncisi, Trakya İlkeren, Tekirdağ Sultanı, Cardinal, Velika and Bozcaada Çavuşu varieties were determined. Despite the very low germination rates in in vivo method in cv. Trakya İlkeren, cv. Cardinal and cv. Velika, high embryo viability was obtained in embryo culture studies. As a result of the study, it was determined that 6th weeks for Trakya İlkeren and Velika, 7th weeks for Cardinal variety were optimum sampling times

    Effects of colchicine applications on viability and ploidy level in in vitro (solid medium) shoot tip culture of 'Michele Palieri' and 'Tekirdağ Misketi' grape cultivars

    No full text
    The purpose of this study is achieved tetraploid grape lines for the first phase of polyploidy breeding. This study was carried out at Tekirdağ Viticultural Research Institute Tissue Culture Laboratory with ‘Michele Palieri’ and ‘Tekirdağ Misketi’ grape cultivars. Explants of 0.5-0.8 mm size were taken from Tekirdağ Viticulture Research Institute vineyards in late June-early July 2014. In this method, different concentrations of colchicine were added to the Murashige Skoog (MS) nutrient medium in in vitro culture. The explants, which were kept in the colchicine medium at different waiting times, were transferred to the MS nutrient medium without chemical mutagen. Explants were grown in a 16-h bright and 8-h dark photoperiod, with a temperature of 25±1°C, placed in shelves in a controllable climatic room provided with light at a lighting intensity of 3500 lx m-2. Results of this research were showed that grape cultivars may give different responses to chemical mutagens in in vitro shoot tip culture studies. The viability rate of ‘Tekirdağ Misketi’ decreased after application of chemical mutagen. This cultivar has been found to be a susceptible cultivar for colchicine applications. In the result of the flow cytometry analyses of leaf samples taken from plants, it was determined that diploid construction continued in all samples and the colchicine applications did not change the number of chromosomes. The DNA content of the samples was determined to be about 1.00 pg/2C diploid (2n) grapevine size. © 2020 International Society for Horticultural Science. All rights reserved

    Erkenci Üzüm Çeşitlerinde (Vitis vinifera L.) Embriyo Kültürü ve Embriyo Canlılığı Üzerine Çalışmalar

    No full text
    Embriyo kültürü ıslah çalışmalarına entegre edilerek çalışmalarınetkinliğini arttıran ve kombinasyonlar üzerinde oluşanolumsuzlukları aşmaya yarayan bir doku kültürü tekniğidir. Buteknik, asma ıslahı çalışmalarında çekirdeksizlik, erkencilik, türlerarası melezlemeler ile farklı ploidi seviyesinde bitkiler elde etmeyeyönelik olarak kullanılmaktadır. Üzümde erkencilik özellikle sofralıküretim amaçlandığında aranan karakterlerden biridir. Ancak ıslahçalışmalarında çekirdeklerindeki düşük çimlenme oranlarıdolayısıyla erkenci çeşitler etkin bir şekilde kullanılamamaktadırlar.Bu kısıtı aşmak adına kullanılan embriyo kültürü çalışmaları ileembriyoların dejenere olması engellenerek yeni çeşit adaylarınınortaya çıkması sağlanmaktadır. Bu çalışmada erkenci çeşitler anaebeveyn olarak kullanılmış, oluşturulan melezlemekombinasyonlarından elde edilen çekirdeklerin bir kısmı in vivodaçimlendirilmiştir. Kalan çekirdekler ise son tozlamadan sonrakihaftalara dikkat edilerek in vitroda E20A besi ortamına alınmıştır.Üzerinde çalışılan Yalova İncisi, Trakya İlkeren, Tekirdağ Sultanı,Cardinal, Velika ve Bozcaada Çavuşu çeşitlerinin son tozlamadansonra optimum kültüre alınma süreleri tespit edilmiştir. ÖzellikleTrakya İlkeren, Cardinal ve Velika çeşitlerinde in vivoda çok düşükolan çimlenme oranlarına karşın embriyo kültürü çalışmalarındayüksek embriyo canlılıklarına ulaşılmıştır. Çalışma sonucundaTrakya İlkeren ve Velika için 6., Cardinal için 7. haftaizolasyonlarının optimum kültüre alma süreleri olduğu tespitedilmiştir.Embryo culture is a tissue culture technique that is integrated into breeding studies to increase the effectiveness of the breeding studies and to help eliminating the negativities occurring on combinations. This technique is being used for seedlessness, earliness, interspecies hybridization and obtaining plants at different ploidy levels in grapevine breeding studies. Earliness in grape is one of the desired characters, especially when it is intended for table grape production. However, due to the low germination rates in the seeds, early varieties cannot be used effectively. With the embryo culture studies used eliminating this constraint, the degeneration of embryos is prevented and new variety candidates can be obtained. Here, early ripening grape varieties were used as maternal parent and some of the seeds obtained from the hybridization combinations were germinated in in vivo techniques. The remaining seeds were taken into the E20A medium in in vitro, paying attention to the weeks after the last pollination. For embryo culture, optimum sampling time of Yalova İncisi, Trakya İlkeren, Tekirdağ Sultanı, Cardinal, Velika and Bozcaada Çavuşu varieties were determined. Despite the very low germination rates in in vivo method in cv. Trakya İlkeren, cv. Cardinal and cv. Velika, high embryo viability was obtained in embryo culture studies. As a result of the study, it was determined that 6th weeks for Trakya İlkeren and Velika, 7th weeks for Cardinal variety were optimum sampling times

    EFFECTS OF COLCHICINE TREATMENTS TO COTYLEDON PLANTS ON MORPHOLOGY AND PLOIDY LEVELS OF M. PALIERI (Vitis vinifera L.) GRAPE Cvs.

    No full text
    Bu çalışma, 2015 yılında Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü’nde çekirdekten yetiştirilen M. Palieriçeşidinde yürütülmüştür. Tetraploid hatların elde edilmesi amacıyla M. Palieri sofralık üzüm çeşidinekolhisin uygulamasının sürgün ucu canlılığına, sürgün uzunluğuna ve ploidi seviyesine etkileriaraştırılmıştır. Nisan ayının ilk haftasında çimlenen M. Palieri bitkilerinin ilk gerçek yapraklarının çıktığıdönemde, büyüme ucunun bulunduğu meristematik bölgeye 4 farklı dozda hazırlanmış kolhisin çözeltisi(%0.3, %0.6, %0.9, %1.2) pastör pipet ile birer damla olarak uygulanmıştır. Kontrol bitkilerinde bitkilerinbüyüme ucuna saf su damlatılmıştır. Her doz için 3 tekrarlama, her tekrarlamada 50 bitkiye uygulamayapılmıştır. Uygulama sonrası sürgün uçlarının canlılık oranının %100 olduğu belirlenmiştir. M. Palieriçeşidinde doz arttıkça sürgün uzunluğunda azalma aritmetiksel düzeyde kalmış, fark istatistiksel olarakönemli bulunmamıştır. Bitkilerden alınan yaprak örneklerinin flow sitometri incelemeleri sonucunda tümörneklerde diploid yapının devam ettiği, uygulanan kolhisinin kromozom sayısında değişiklik meydanagetirmediği tespit edilmiştir. Örneklerin DNA içeriklerinin 1.00 pg diploid (2n) büyüklüğünde olduğubelirlenmiştir.This study was carried out at experimental greenhouse located at Tekirdağ Viticultural Research Institute in 2015. The grape seeds germinated in the first week of April. Four different doses of colchicine solution (0.3%, 0.6%, 0.9%, 1.2%) were dropped to the meristematic region where the growth tip, while the first leaves of M. Palieri was present. In the control plants, pure water is dropped to the growth tips. Colchicine 5 doses (with control) × 3 repetitions × 50 plants and 750 plants were applied. All plants after colchicine treatments were alive. The differences between shoot lengths between colchicine applications were not found signifant statistically at the wine of M. Palieri while the length of the shoot decreased with the higher doses of colchicine. According the flow cytometry analyzes of leaf samples, the diploid chromosome number had not been changed with colchicine applications. DNA contents of the samples were determined as 1.00 pg/2C diploid (2n)

    Collecting Genetic Materials and Isolating DNAs of Grapevine (Vitis vinifera L.) in Natural Flora of Ganos Mountains

    No full text
    Ganos Dağları Trakya’nın güneyinde 40° 35’ ve 40° 52’ K ile 26° 58’ ve 27° 27’ D arasında yer almaktadır. Kuzeydoğu - Güneybatı yönünde uzanmaktadır. Tekir Dağları’nın 945m rakım ile en yüksek yeridir. 2014 yılı vejetasyon periyodunda yürütülen araştırmada örnekleme üç farklı yöntem izlenerek yapılmıştır. Arkeolojik kazılar sonucunda eski yerleşimlerin olduğu bilinen alanlar ve yakınlarında; köylerde yaşayan kişilerin bilip tespit ettiği asmalardan ve asma bulunması olasılığı olan bölge ve dere yataklarının aranması şeklinde yapılmıştır. Örnekler 40° 53’ K ile 27° 26’ D ve 40° 35’ K ile 27° 00’ D koordinatları arasından toplanmıştır. “Second Edition of the OIV Descriptor List for Grape Varieties and Vitis Species” listesinde yer alan 29 tanımlama karakteri kullanılarak irdelenmiştir. Alınan yaprak ve sürgün ucu örnekleri fotoğraflanmış ve incelenen özellikler açısından değerlendirilmiştir. Örneklerin DNA’ları “Doyle&Doyle DNA Ekstrasyon Protokolü” kullanılarak izole edilmiştir. Elde edilen DNA’lar buzdolabında muhafaza altına alınmıştır. Sonuç olarak Ganos Dağları’nın kuzey yamaçlarında ~600m, güney yamaçlarında ise 700-750m rakımlardan sonra Vitis vinifera ssp. silvestris ve Vitis vinifera ssp. sativa örneklerine rastlanmamıştır. Köy ile yerleşim yerlerine uzak ve yoğun ormanlık alanlarda (aşırı gölge) bulunan bazı derelerde de örnek bulunmadığı; genellikle su bulunan nemli alanlarda, etrafı açık, kayalık derelerde yetiştiği görülmüştür. Bu asmaların arasından gelecekte ıslah çalışmalarında kullanılmak üzere yeni bireylerin eldesi ihtimali olduğundan vejetatif materyal alınarak in-vivo’da saklanmasının uygun olacağı ön görülmüştür.Ganos Mountains, lied on north-east and south-west direction are located in the south of Trakya region in 40° 35’ and 40° 52’ N ile 26° 58’ ve 27° 27’ E coordinates. Ganos Mountains are highest point of Tekir Mountains with 945m altitude. Research was conducted in the vegetation period in 2014; sampling survey carried out using three different methods. Searching grapevines in the well known oldest settlement areas which were about archaeological excavation areas; also asking the villagers, and some disricts and river beds. Grapevine samples are collected between 40° 53' N and 27° 26' E and 40° 35' N 27° 00' D coordinates. Samples were examined on 29 identification characters according to the “Second Edition of the OIV’s Descriptor List for Grape Varieties and Vitis Species” list. Grapevine leaves and shoot apex samples were photographed and evaluated. Samples DNAs content were isolated using the "Doyle & Doyle DNA Extraction Protocol". DNAs were preserved in refrigerator. As a result, in the northern slopes of the Ganos mountains about 600m altitude, while the southern slopes above 700-750m altitude; neither Vitis vinifera ssp. silvestris nor Vitis vinifera ssp. sativa grapevine samples were found. Far from the villages and settlements also densely forested areas (excessive shade) and streams there was no samples found; while moist areas with water, open areas and rocky creek was have samples. It is foreseen that; in order to used in the future breeding programs these vegetative materials are kept in-vivo conditions

    Italia Üzüm Çeşidinde Salkımlarda Torbalama Uygulamalarının Olgunluk, Verim ve Kalite Üzerine Etkileri

    No full text
    Araştırmada Italia çeşidinde 2012 ve 2013 yıllarında üç farklıtorbalama uygulamasının (Mogul 19 g m-2, Mogul 30 g m-2 ve Tyvek)olgunluk, verim ve kalite üzerine etkileri incelenmiştir. Torbalamauygulamaları tane tutumu döneminde gerçekleştirilmiştir.Çalışmanın yürütüldüğü her iki yılda da Mogul tip torbalarda torbaiçi sıcaklıklarının dış koşullara göre daha yüksek olduğu, Tyvek tiptorbalarda ise torba içi sıcaklıkların dış koşullara yakın seyrettiğibelirlenmiştir. Torba içi nem değerleri tüm torbalarda dış koşullaragöre düşük bulunmuş, Mogul tip torbalarda bu değer Tyvek tiptorbalara göre daha düşük ortaya çıkmıştır. Araştırma bulgularınagöre tane yarılma direnci ölçümlerinde açıkta geliştirilen tanelerintorbalama uygulanmış tanelere göre daha sağlam olduğubelirlenmiştir. Özellikle Mogul tip torbaların ise olgunlaşmayıhızlandırıcı etki gösterdiği belirlenmiştir.In the study, the effects of three different bagging applications (Mogul 19 g m-2, Mogul 30 g m-2 and Tyvek) on the maturity, yield and quality of Italia grape cultivar were investigated in 2012 and 2013. Bagging applications were carried out during the berry set period. In both years of the study, it was determined that the temperatures in Mogul type bags were higher than the external conditions, while the temperatures in Tyvek type bags were close to the external conditions. Moisture values were found to be lower in all bags compared to external conditions, this value was lower in Mogul type bags compared to Tyvek type bags. According to the research findings, the berries in the control application were found to be more robust than the bagged ones in terms of resistance to berry crushing. Especially, Mogul type bags were determined to have an accelerating effect on maturation

    Molecular and Ampelographic Characterization of Grapevine (Vitis vinifera L.) Genetic Materials Collected in Natural Flora of Ganos Mountains

    No full text
    Bu çalışma, Trakya Bölgesi Ganos (Işıklar) Dağları doğal florasına adapte olmuş ve varlığını sürdüren Vitis vinifera L. asma formlarına ait popülasyonların moleküler ve morfolojik karakterizasyonlarının belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. DNA izolasyonları için kullanılan materyaller 2014 ve 2016 yılları Mayıs, Haziran, Temmuz aylarında dağların kuzey ve güney yamaçlarından 7 farklı alandan toplanmıştır. 2014 yılında yapılmış olan sörvey çalışmalarında belirlenen 103 örnekten, salkım gösteren 34 tanesinden 2016 yılında materyal alınmış ve moleküler karakterizasyonları yapılmıştır. Genotiplerin ampelografik ve moleküler özellikler açısından genel olarak birbirlerinden farklı olduğu ve 5 ayrı küme oluşturduğu belirlenmiştir. 34 genotipin moleküler karakterizasyonunda iki temel bileşene göre yapılan kümeleme analizinde ise 3 ayrı küme oluşmuştur. Sonuç olarak bölgedeki asma biyoçeşitliliğinin moleküler karakterizasyonunun tanımlanması ileride yapılacak ıslah çalışmaları ve moleküler çalışmalarda genotiplerin belirlenmesi için bir referans niteliğindedir. Bu çalışmanın sonucunda elde edilmiş bulgular ile bölgesel kültür asma çeşitlerinin geliştirilmesi adına pratikte yararlı olacaktır. Öte yandan ileride SSR belirteçleri ile yapılacak diğer çalışmalar ile de karşılaştırılabilecektir.This study was carried out to determine the molecular and morphological characterization of the populations of Vitis vinifera L. grapevine forms which have been adapted to the natural flora of the Trakya Region in Ganos (Işıklar) Mountains. Materials were collected from 7 different areas on the northern and southern slopes of the mountains between 2014 and 2016 (May, June and July) used for DNA isolation. In 2014 year, 103 samples were taken from surveys. Molecular characterization was carried out in 2016 year on 34 samples were used which have grape clusters. It has been determined that genotypes are different from each other in terms of ampelographic and molecular properties and basis 5 different clusters. In the molecular characterization of 34 genotypes, it performed on the two basic components, there were 3 different clusters formed in terms of clustering analysis. As a result, grapevine biodiversity with molecular characterization in the region is defined. This will be a reference for the further grapevine breeding studies, and also the identification of genotypes. It will be opportunity to practical use in the future for growing regional cultivars. On the other hand these findings will be used as a reference to comparison with SSR marker studies about grape varieties
    corecore