15 research outputs found
Karma öğretim öğrencilerinin sosyal ağlardan Facebook’a karşı tutumları : Saü Eğitim Fakültesi örneği
06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Bu çalışmada, Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi karma öğretim öğrencilerinin sosyal ağlardan Facebook?a karşı tutumları cinsiyet, internete sahip olma, cep telefonundan Facebook?a girme, sınıf, ailenin yaşadığı yer, annenin eğitim düzeyi, babanın eğitim düzeyi, Facebook?a günlük girme sıklığı, Facebook?a haftalık girme sıklığı değişkenlerine göre incelenmiştir. Araştırma, Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği Bölümünde okuyan Karma öğrenme öğrencileri ile yürütülmüştür. Araştırmanın örneklemi 50?si kız ve 95?i erkek olmak üzere toplam 145 kişiden oluşmuştur. Araştırmada yer alan karma öğretim öğrencilerinin cinsiyetlere göre dağılımını %34,5?ini kız ve %65,5?ini erkek öğrenciler oluşturmuştur. Araştırmaya Sakarya Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği karma öğretim bölümünde okuyan 2.sınıf, 3.sınıf ve 4.sınıf öğrencileri katılmıştır. Araştırma tarama modelinde yürütülmüştür. Verilen anket ile karma öğrenme öğrencilerinin verdikleri cevaplarla bir veri seti oluşturulmuştur. Elde edilen veriler, açımlayıcı faktör analizi, Cronbach alfa iç tutarlık katsayısı güvenirliği, frekans ve yüzde, t-testi, ANOVA ve korelasyon katsayıları ile analiz edilmişlerdir.Çalışma sonucunda elde edilen bulgular sonrasında yapılan t-testi sonuçlarına göre karma öğretim öğrencilerinin cinsiyet, internete sahip olma, cep telefonundan Facebook?a girme değişkeni açısından Facebook?a karşı tutumları arasında herhangi bir anlamlı farklılık görülmemiştir. Anketin sınıf, günde Facebook?a girme sıklığı, haftada Facebook?a girme sıklığı değişkenleri açısından yapılan ANOVA analizleri sonucunda anlamlı farklılık olduğu sonucuna varılmıştır. Ayrıca, ailenin yaşadığı yer, annenin eğitim düzeyi, babanın eğitim düzeyi değişkenleri açısından yapılan ANOVA analizleri sonucunda anlamlı farklılık olmadığı sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Sosyal ağ, Facebook, Tutum.In this study, the attitudes of blended students of Sakarya University Education Faculty over social networks, Facebook; has been analyzed in terms of gender, having internet access, log in to Facebook from mobile phone, class, places where the family lives, mother?s education level, father?s education level, the frequency of daily Facebook, the frequency of weekly Facebook variables. The resarch has been conducted with blended learning students, studying with the department of computer education and instructional technology of sakarya University Education Faculty. The sample of research consist of a total of 145 people 50 of which are females and 95 of which are males. Distributions of blended learning studens who took part in the research according to their genders were as follows: %34,5 of females and % 65,5 of males. Second, third and fourth grade blended learning students from computer education and instructional technology has taken part in this research. The research has been conducted according to scanning model. A set of data has been formed depending on the answer of the blended learning students to the attitudes towards Facebook survey.The data collected through the survey has been analyzed with the help of exploratory factor analysis, Cronbach alpha reliability, frequency and percentage, t-test, ANOVA and the correlation coefficient techniques. At the end of the research, according to the t-test results, it has not been found the significant differences with the gender, having internet access, log in to Facebook from mobile phone varibles towards Facebook. Also with the ANOVA analysis carried out significant differences in terms of class, frequency of daily Facebook, frequency of weekly Facebook variables. In addition, it has not been found the significant differences with places where the family lives, mother?s education level, father?s education level. Keywords: Social Network, Facebook, Attitude
İşbirlikli öğrenme etkinliklerinde bulut bilişim teknolojilerinin üniversite öğrencilerinin kabul, paylaşmaya uygunluk ve öğrenme performanslarına etkisi
06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü TEZlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Bu çalışmada Bulut Bilişim Teknolojileri (BBT) ile desteklenmiş ve BBT ile desteklenmemiş işbirlikli öğrenme etkinlikleri ortamlarının üniversite öğrencilerinin BBT kabul, paylaşmaya uygunluk ve öğrenme performanslarına etkisinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda araştırma 2x3 faktöriyel desene uygun olarak yürütülmüştür. Deney grupları hali hazırda var olan iki grup arasından rasgele belirlendiğinden yarı deneyseldir. Araştırmanın bağımsız değişkenleri deneysel işlemlerin gerçekleştiği ortamlar (BBT ile desteklenmiş ve desteklenmemiş işbirlikli öğrenme aktivitelerinin gerçekleştiği ortam) 'dır. Bağımlı değişkenleri ise Bulut Bilişim Teknoloji Kabul Ölçeği 3 (BBTKÖ 3) ile incelenen kabul ve Grup Çalışmalarında Paylaşmaya Uygunluk (GÇPU) ölçeği ile incelenen paylaşmaya uygunluktur. Çalışmada bağımlı değişkenler üzerinde deneysel işlemin etkisi ön test, son test ve kalıcılık testi ölçümleri ile incelenmektedir. Araştırma 2016-2017 eğitim-öğretim yılı bahar yarıyılında Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü 1. sınıfta öğrenim görmekte olan 57 öğrenci ile tamamlanmıştır. Deney gruplarında işbirlikli öğrenme gruplarının oluşturulmasında öğrencilerin BBTK 3 ölçeğinden almış oldukları puanlar düşük-orta-yüksek olarak sınıflandırılmış ve 3'er kişilik işbirlikli öğrenme grupları oluşturulmuştur. BBT ile desteklenmiş işbirlikli öğrenme ortamında Google Classroom platformu ve Google Drive ortamı kullanılmış olup; dokuman (docs), sunum (slides), e-tablo (e-table) ve form (forms) araçları ile işbirlikli öğrenme aktiviteleri gerçekleştirilmiştir. Araştırmada iki bağımsız değişken olan deney gruplarının hem ayrı ayrı etkileri, hem de ikisinin etkileşim halinde bağımlı değişken olan kabul ve grup çalışmalarında paylaşmaya uygunluk düzeyleri üzerinde etkide bulunup bulunmadığını belirlemek amacıyla tekrarlı ölçümler için iki faktörlü ANOVA kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlar BBT'nin kullanıldığı grubun BBTK 3 ölçeğinden aldıkları son test puanları üzerinde artış olduğunu, ancak bu artışın diğer grupla kıyaslandığında anlamlı olmadığını göstermektedir Buna göre BBT'nin işbirlikli öğrenme aktivitelerinde kullanılmasının öğrencilerin BBTK 3 ölçeğinden aldıkları puanlarda artışa neden olduğu söylenebilir. Ayrıca deney gruplarında uygulanan işlemin grup çalışmalarında paylaşmaya uygunluk puanları üzerinde yükselişe neden olduğu, ancak bu yükselişin gruplar arasında anlamlı olmadığı görülmektedir Buna göre, her iki deney grubunda da öğrencilerin zaman içerisinde birlikte çalışma alışkanlığı kazanmış olmalarının paylaşmaya uygunluk puanları üzerindeki artışa neden olduğu söylenebilir. Sonuç olarak, işbirlikli öğrenme etkinliklerinde BBT'nin kullanılmasının, kabul ve grup çalışmalarında paylaşmaya uygunluk düzeyleri üzerinde anlamlı bir etkisinin olmadığı sonucuna varılabilir. Buna göre, BBT'nin kullanıldığı işbirlikli öğrenme gruplarındaki öğrencilerin kabul puanlarının arttığı görülmüştür ve grup çalışmalarında paylaşmaya uygunluk değişkeninin asıl dinamiğinin işbirlikli öğrenme olduğu söylenebilir. Ayrıca gerçekleştirilen deneysel işlemin BBTK 3'ün alt boyutları olan algılanan fayda, algılanan kullanım kolaylığı, bilgisayar öz-yeterliği-algılanan dışsal kontrol, bilgisayar kaygısı, algılanan keyif, subjektif norm, imaj, çıktının kalitesi-sonuçların gösterilebilirliği ve niyet üzerindeki etkileri de araştırma sonuçlarında yer almaktadır. Son olarak, çalışmada gerçekleştirilen haftalık etkinliklerde deney gruplarının öğrenme performansları açısından da anlamlı farklılıkların olduğu ortaya konulmuş olup, BBT ile desteklenmiş işbirlikli öğrenme etkinliklerinin öğrencilerin öğrenme performanslarını arttırdığı gözlenmektedir. Anahtar Kelimeler: Bulut bilişim teknolojileri (BBT), Bulut bilişim teknoloji kabul ölçeği 3 (BBTKÖ 3), İşbirlikli öğrenme, Grup çalışmalarında paylaşmaya uygunluk (GÇPU), Öğrenme performansı, Google Drive.This study aims to investigate the effects of learning environments, where collaborative learning activities supported with and without Cloud Computing Technologies (CCTs) are included, on university students' acceptance of CCTs, eligibility for responsibility-sharing (ERS) and learning performance in a group work. In accordance with this purpose, this study adopted a 2x3 factorial design. Since the experimental groups were randomly assigned among two groups, this study adopted a quasi experimental research design. The independent variables in this study are the environments in which the experimental procedures took place (The learning environments supported with and without CCTs, where the collaborative learning activities were implemented). The dependent variables, on the other hand, are the students' acceptance measured through Cloud Computing Technology Acceptance Scale 3 (CCTAS 3), and their eligibility for responsibility-sharing in group work measered via Eligiblity for Responsibility-Sharing (ERS) scale. The effect of the treatment on dependent variables was investigated via a pre, a post, and a delayed post-test. The participants in this study were 57 freshman students enrolled in the Department of Computer and Instructional Technologies Education in 2016-2017 academic year Spring semester. While forming the collaborative learning groups in the experimental groups, the scores the students had received from the CCTA 3 scale were categorized into low, mid, and high, and collaborative learning groups -each of which comprises three members- were created. In the CCT-supported learning environment, the learning activities were implemented through the platform of Google Classroom and Google Drive, and collaborative learning activities were implemented via tools encompassing docs, slides, e-tables, and forms. A two-way repeated measures analysis of variance (ANOVA) was administered in order to investigate both the effects of treatment groups (i.e., independent variables) and whether the type of treatment has an effect on acceptance and eligibility for responsibility-sharing in group (i.e., dependent variables). The results indicated that the CCT-supported experimental group increased their mean scores on the CCTA 3 scale at the posttest, yet this difference was not statistically significant. Accordingly, it can be stated that the use of CCTs in collaborative learning activities led to an increase in the scores the students received from the scale. Furthermore, the results also indicated that the experimental procedure inplemented in experimental groups led to an increase in the ERS scores, yet this increase was not statistically significant across the groups. In accordance with this, that the students gained the habit of working collaboratively in time might have led to an increase in the ERS scores. As a result, it can be concluded that the use of CCTs in collaborative learning activities did not have a statistically significant effect on students' acceptance and eligibility for responsibility sharing in group work. Correspondingly, the students' acceptance scores increased within the collaborative learning groups where CCTs were used, and it is considered that the actual dynamics of eligibility for responsibility sharing variable in group work might be collaborative learning. In addition, the effect of the treatment on the sub-dimensions of CCTA 3 (i.e., perceived usefulness, perceived ease of use, computer self-efficacy-perceived external control, computer anxiety, perceived enjoyment, subjective norm, image, output quality-the demonstrability of results, and behavioral intention) are also indicated in the results. Finally, significant differences were indicated with respect to the learning performance of the experimental groups, and it is observed that CCT-supported collaborative learning activities increase the students' learning performance. Keywords: Cloud computing technologies (CCT), Cloud Computing Technology Acceptance Scale 3 (CCTAS 3), Collaborative learning, Eligibility for Responsibility-Sharing, Google Drive
An Exploration of University Students' Views Regarding the Use of Edmodo as an Educational Social Network
Bu çalışmanın amacı Edmodo'nun yükseköğretimde bir ders kapsamında kullanımına ilişkin öğrenci görüşlerinin incelenmesidir. Bu çalışmada Edmodo sosyal ağ sitesi, bir dönem boyunca yeni okuryazarlıklar dersine kayıtlı eğitim fakültesi 1. Sınıf öğrencileri tarafından kullanılmıştır. Öğrencilerin eğitsel sosyal ağ olan Edmodo'nun yeni okuryazarlıklar dersinde kullanılmasına yönelik görüşleri dönem sonunda araştırmacılar tarafından hazırlanan yapılandırılmış bir görüşme formu ile toplanmıştır. 37 katılımcının görüşleriyle elde edilen veriler içerik analizi kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma sonuçları Edmodo'nun bir derste içerik ve bilgi alışverişine uygun olarak eğitim amaçlı kullanılan faydalı ve etkili bir sosyal ağ olduğu ile derse odaklanmayı arttırdığını göstermektedir. Ayrıca Edmodo'nun yeni okuryazarlıklar dersinde kullanılması, günümüz yeni okuryazarlık becerileri açısından değerlendirildiğinde sosyal ve bilişsel açıdan önemli bir etkisinin olduğu da bulgular arasındadır. Son olarak, araştırmaya katılan öğrenciler, arkadaşlarının konuya ilişkin görüşlerinin öğrenmelerine katkı sağladığını, kendi fikirlerini olgunlaştırdığını ve Edmodo ile ders içeriğine hemen her yerden pratik bir şekilde ulaşabildiklerini belirtmektedir. Edmodo sosyal ağının ders kapsamında kullanılmasına ilişkin sınırlılıklar da bulgular arasındadır.In this study Edmodo, a social network, was used for learning in the New Literacies course by freshmen students for a semester, who were enrolled in the Faculty of Education. The data regarding students' attitudes toward the use of Edmodo- an educational social network- in the course were collected via a structured interview form developed by the authors at the end of the semester. The collected data from 37 participants' attitudes were analyzed using content analysis. The results of the study showed that Edmodo is a useful and good social network used for educational purposes in accordance with content and information exchange, and it also helps increasing the focus on the course. Furthermore, the use of Edmodo in the New Literacies course had a considerable effect from social and cognitive perspectives when evaluated in terms of current literacy skills. Finally, the students who participated in the study stated that their friends' opinions regarding the topic helped their learning and mature their own opinions. Besides, they could access course content with Edmodo from anywhere in a practical way. The above-mentioned results notwithstanding, the limitations with respect to the use of Edmodo in the scope of a course are also among the results
Üniversite Öğrencilerinde Akıllı Telefon Bağımlılığı: Çok Boyutlu Yalnızlığın Yordayıcı Rolü
DergiPark: 553035tredÇalışmanın amacı,üniversite öğrencileri arasında akıllı telefon bağımlılığın yordayıcısı olarakçok boyutlu yalnızlık incelenmiştir. Çalışmada çok boyutlu yalnızlık, aile, romantik ve sosyal ilişkilerdeyalnızlık olarak ele alınmıştır. Çalışma grubunu, 2017-2018 eğitim-öğretim yılıbahar döneminde Trakya bölgesinde bir devlet üniversitesinin farklı bölüm vekademelerinde öğrenim gören 407 üniversite öğrencisi oluşturmaktadır.Üniversite öğrencilerine, akıllı telefonbağımlılık düzeylerini belirlemek için Akıllı telefon bağımlılığı-kısa formu veyalnızlık düzeylerini belirlemek için Sosyal-Duygusal Yalnızlık ölçeğiuygulanmıştır. Çalışmada yöntem olarak, nicel araştırma yöntemlerindenİlişkisel tarama yöntemi kullanılmıştır. Analiz süresince betimselistatistikler, Pearson korelasyon katsayısı tekniği ve çoklu lineer regresyonanalizinden faydalanılmıştır. Bulgular incelendiğinde, aile ve romantikilişkilerde yalnızlık ile akıllı telefon bağımlılığını arasında anlamlı birilişki olduğu görülmüştür. Bunun aksine sosyal ilişkilerde yalnızlığın akıllıtelefon bağımlılığı ile anlamlı bir ilişkisi tespit edilememiştir. Son olarak,Aile
Quality Processes in Higher Education: A Comparative Study of Countries According to Human Development Index Reports
Yükseköğretim kurumları, araştırma, inovasyon, sosyal bütünlük, ekonomik büyüme ve küresel rekabeti desteklemede önemli bir rol oynamakta olup, beceri ve yeterlilikler için artan taleplere yeni yollarla yanıt vermeyi gerektirmektedir. Kalite süreçleri ile yükseköğretim kurumları mevcut talepleri karşılamaya ve kurumların eğitim-öğretim faaliyetlerinde karşılaştıkları problemleri iyileştirmeye yönelik birtakım uygulamalar gerçekleştirmektedir. Araştırmada İnsani Gelişme Endeksi verilerine dayalı olarak eğitim alanında en üst sırada yer alan beş ülkenin yükseköğretimdeki kalite süreçlerini ülkemizle karşılaştırmalı olarak incelemek amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda Norveç, İsviçre, Avustralya, İrlanda ve Almanya’nın yükseköğretimde kalite süreçlerini nasıl izlediğini ülkemiz ile karşılaştırarak; yükseköğretimde kalite süreçlerinde vurgulanan önemli noktalar ortaya konulmaktadır. Araştırmada çevrim içi olarak ulaşılan üniversitelerin resmi web sayfalarında yer alan akreditasyon ve kalite süreçleri ile ilgili birimler ve 1999–2018 yılları arasında “quality framework”, “quality assurance”, “national quality framework for universities”, “learning outcomes”, “European quality framework”, “quality management”, “quality guarantee”, “quality control” anahtar kelimelerinin kullanılması ile elde edilen çalışmalar tek tek incelenmiş ve karşılaştırmalı olarak epistemolojik doküman analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Elde edilen bulgular ülkelerin kalite süreçlerinde yer alma sebeplerinin yükseköğretimdeki eksikliklerini ortaya koymak, eğitim süreci ile program çıktıları arasındaki ilişkiyi açıklamak, sürekli iyileştirmeler sağlamak, şeffaf ve hesap verebilir olmak, ulusal tutarlık yakalamak, Avrupa Kredi Transfer Sistemi (AKTS) uyumu oluşturmak ve denklik sağlamak ile bütçe oluşturmak olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte yükseköğretim kurumlarının kalite göstergeleri ile kalite süreçlerinin kurumlar açısından avantajlarına ilişkin bulgulara da yer verilmektedir. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda, bu çalışma ülkemiz yükseköğretim kurumlarında kalite süreçlerinde gerçekleştirilen uygulamaların iyileştirilmesine yönelik öneriler sunmaktadır.Higher education institutions play an important role in promoting research,_x000D_
innovation, social unity, economic growth and global competition, and seek_x000D_
new ways of responding to the increasing demands for skills and competences._x000D_
Through their quality processes, higher education institutions implement a_x000D_
number of practices to meet current demands, and to address the problems_x000D_
faced by various institutions in their education and training activities. This_x000D_
study aims to perform a comparative analysis of the quality processes of five_x000D_
different countries in the field of education, which are ranked as the top countries based on the Human Development Index data, by comparing and contrasting them with Turkey. For this purpose, comparing the quality processes implemented by Norway, Switzerland, Australia, Ireland and Germany,_x000D_
with those of Turkey, the key points in the quality processes of higher education are pinpointed and highlighted. The official web sites of the university_x000D_
units in charge of accreditation and quality of processes were individually analyzed, and a keyword search was conducted to identify the studies on the subject published between 1999 and 2018 by searching for the keywords “quality_x000D_
framework”, “quality assurance”, “national quality framework for universities”,_x000D_
“learning outcomes”, “European quality framework”, “quality management”, “quality guarantee”, and “quality control”, which were then comparatively analyzed by_x000D_
applying the epistemological document analysis method. The findings reveal_x000D_
the following reasons for these five countries’ implementation of the quality_x000D_
processes: identifying the shortcomings, accounting for the relationship_x000D_
between the instructional process and the program outcomes, ensuring continuous improvements, being transparent and accountable, achieving national_x000D_
consistency, ensuring European Credit Transfer and Accumulation System_x000D_
(ECTS) compliance and providing equivalence, and proper budgeting. In_x000D_
addition, our findings include the quality indicators of higher education institutions and the institutional advantages of such quality processes. Based on the_x000D_
findings, this study makes some suggestions towards improving the quality_x000D_
processes of the higher education institutions in Turkey.Higher education institutions play an important role in promoting research, innovation, social unity, economic growth and global competition, and seek new ways of responding to the increasing demands for skills and competences. Through their quality processes, higher education institutions implement a number of practices to meet current demands, and to address the problems faced by various institutions in their education and training activities. This study aims to perform a comparative analysis of the quality processes of five different countries in the field of education, which are ranked as the top countries based on the Human Development Index data, by comparing and contrasting them with Turkey. For this purpose, comparing the quality processes implemented by Norway, Switzerland, Australia, Ireland and Germany, with those of Turkey, the key points in the quality processes of higher education are pinpointed and highlighted. The official web sites of the university units in charge of accreditation and quality of processes were individually analyzed, and a keyword search was conducted to identify the studies on the subject published between 1999 and 2018 by searching for the keywords “quality framework”, “quality assurance”, “national quality framework for universities”, “learning outcomes”, “European quality framework”, “quality management”, “quality guarantee”, and “quality control”, which were then comparatively analyzed by applying the epistemological document analysis method. The findings reveal the following reasons for these five countries’ implementation of the quality processes: identifying the shortcomings, accounting for the relationship between the instructional process and the program outcomes, ensuring continuous improvements, being transparent and accountable, achieving national consistency, ensuring European Credit Transfer and Accumulation System (ECTS) compliance and providing equivalence, and proper budgeting. In addition, our findings include the quality indicators of higher education institutions and the institutional advantages of such quality processes. Based on the findings, this study makes some suggestions towards improving the quality processes of the higher education institutions in Turkey
Higher Education Students’ Perception of Transactional Distance and Their Tendencies Toward Lifelong Learning
DergiPark: 478037tredBu çalışmada, açıköğretim fakülteleriaracılığıyla yaygın yükseköğretime devam eden öğrencilerin uzaklık algılarınınyaşam boyu öğrenme eğilimleri çerçevesinde ele alınması amaçlanmaktadır. Nitelaraştırma yöntemlerine uygun olarak desenlenen araştırmanın çalışma grubununbelirlenmesi için amaçlı örnekleme yöntemi izlenmiştir. Bu kapsamda çalışmagrubu, Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesinde öğrenim görmekte olan ve biraçıköğretim programına kayıtlı olan öğrencilerden oluşmaktadır. Verilerintoplanmasında araştırmacılar tarafından geliştirilen yarı yapılandırılmış biranket formu kullanılmıştır. Görüşme formundaki soruların oluşturulmasındaMoore’un (1993) transaksiyonel uzaklık kuramının yapı, diyalog ve özerklikboyutları ile Coşkun ve Demirel’in (2012) yaşam boyu öğrenme eğilimleriölçeğinin motivasyon, kararlılık, merak ve öğrenmeyi düzenleme boyutlarındanfaydalanılmıştır. Verilerin analizinde betimsel analiz kullanılmıştır. Bukapsamda, katılımcılardan elde edilen veriler incelenmiş ve böylecekatılımcıların yaygın yükseköğretime ilişkin uzaklık algısı ile yaşam boyuöğrenme eğilimlerine yönelik görüşleri doğrudan alıntılar yapılarak ortayakonmuştur. Transaksiyonel uzaklık algısının yaşam boyu öğrenme eğilimi ileilgisi incelendiğinde olumlu, olumsuz ve nötr ifadelerin olduğu görülmektedir. Elde edilen sonuçlar ışığında, yaygınyükseköğretimin uzaktan eğitim ve yaşam boyu öğrenme işlevleri tartışılmış;ilgili sonuçlar, yaygın ve örgün yükseköğretim açısından değerlendirilmiştir.Thisstudy aims to investigate university students’ perceptions of transactionaldistance in the framework of their lifelong learning tendencies, who continuetheir non-formal tertiary education through open education faculties. As a typeof qualitative research design, a purposeful sampling method was used todetermine the sample of the study. Within this scope, the sample constitutesthe students who were enrolled in an open education program and were studyingat Sakarya University Faculty of Education. A semi-structured questionnairedeveloped by researchers was used to collect the data. Dialogue and autonomydimensions of Moore's (1993) Transactional Distance Theory and dimensions ofmotivation, self-determination for learning, curiosity and self-regulation for learningin Coşkun and Demirel's (2012) lifelong learning tendency scale were used inconstructing the questions in the interview form. The data were analyzedthrough descriptive analysis and revealed the participants' perceptions oftransactional distance regarding common tertiary education and their tendencyto lifelong learning. When the relation of transactional distance perceptionwith lifelong learning tendency is examined, it is seen that there arepositive, negative and neutral expressions. In the light of the results,distance learning and lifelong learning functions of the nonformal highereducation were discussed and related outcomes were evaluated in terms of formaland nonformal higher education
Korelacija trendova cjeloživotnoga učenja, razina digitalne pismenosti, učestalosti upotrebe Web 2.0 alata i karakteristika socijalnog poduzetništva
This study aims to examine how lifelong learning trends, usage of Web 2.0 tools, and digital literacy levels affect social entrepreneurship characteristics. The study used the descriptive cross-sectional survey model. In this context, Social Entrepreneurship Qualifications Scale, Lifelong Learning Trends Scale, Digital Literacy Scale and the Frequency of Web 2.0 Usage Questionnaire were applied to the prospective teachers (N=809) studying at Sakarya University Faculty of Education. Two different models were created with Structural Equation Modeling based on the data obtained, and these two models were combined to be tested. It was concluded that lifelong learning trends, digital literacy levels and frequency of using Web 2.0 tools have a direct and indirect impact on social entrepreneurship.Cilj je ovoga rada istražiti kako trend cjeloživotnoga učenja, upotreba Web 2.0 alata i razina digitalne pismenosti utječu na karakteristike socijalnog poduzetništva. Istraživanju se pristupilo koristeći se deskriptivnim modelom ankete. U tom kontekstu budući učitelji (n=809) koji studiraju na Učiteljskom fakultetu Sveučilišta Sakarya ispunili su sljedeće upitnike: Skala osposobljenosti za socijalno poduzetništvo (eng. Social Entrepreneurship Qualifications Scale, Lifelong Learning Trends Scale), Skala digitalne pismenosti (eng. Digital Literacy Scale) i Upitnik o učestalosti upotrebe Web 2.0 (eng. Frequency of Web 2.0 Usage Questionnaire). Putem podataka dobivenih strukturalnim modeliranjem, dobivena su dva različita modela koja su objedinjena za potrebe istraživanja. Zaključeno je da trendovi cjeloživotnoga učenja, razine digitalne pismenosti i učestalost upotrebe Web 2.0 alata imaju izravan i neizravan učinak na socijalno poduzetništvo
External And Internal Barriers In Technology Integration: A Structural Regression Analysis
Aim/Purpose The aim of this study is to propose and test a model in which perceived barriers to technology integration are handled within a broad framework. It can be argued that the proposed model will have the dynamics to examine the studies performed on technology integration in a generic way and to have an important place in explaining the technology barriers at individual and school level under internal and external barriers. This can then be used to minimize such barriers and facilitate technology integration. Background As seen in previous studies, barriers constitute a complex structure that is encountered in almost every environment for different reasons, affects the teaching-learning process, and contains several variables under primary and secondary barriers. It is thought that exploring this complex structure plays a key role in technology integration. In many studies, it is observed that the barriers are addressed as internal and external aspects but work on such aspects is quite limited. Methodology Based on the convenience sampling method, the research was planned and conducted in accordance with the relational survey model. A structural regression model was used to examine the barriers that teachers perceive in technology integration. The sample of the study involved 449 teachers working in different branches at nine public schools in the academic year of 2018-2019 at the city center of Kirsehir province, and they participated on a voluntary basis. The number of teachers in the research sample corresponds to 73% of the total number of teachers in Kirsehir. Contribution The contribution to the literature is proposing and testing a model which can be used to measure technological barriers in technology integration in education considering internal and external factors with a large perspective and holistically.Findings The findings of the structural regression model used in this study showed that beliefs towards learning-teaching activities (BLTA), beliefs towards the expert support (BES), technological self-efficacy beliefs (TSEB), family resistance (FR), assessment (ASSES), and pedagogical self-efficacy beliefs (PSEB) are located under internal barriers and that lack of vision (LV), lack of money (LM), lack of training (LT), infrastructure (INF), content (CONT), and time (TIME) are all part of external factors. Furthermore, the results showed that external barriers affect the internal barriers directly and positively. Finally, it was observed that beliefs towards change (BC) and lack of leadership (LL) had no effect on internal or external barriers.Recommendations for Practitioners As the findings of this study were discussed under internal and external barriers to technology integration, the results of the study could shed a light for managers, teachers or candidate teachers within the framework of "technology integration." The identification of barriers in different settings should be used as the first step in minimizing the impact of such barriers in technology integration in education.Recommendations for Researchers The work done can form the basis of investigating the impacts of latest technology on education, and necessary dimensions on the technology integration within the context of internal and external factors in the classroom or in a virtual learning environment for further research. Findings should then be used to aid technology integration in education.Impact on Society The effective and successful technology integration may be reached by minimizing the barriers identified.Future Research Future research can investigate technological barriers with reference to external variables (e.g., motivation, acceptance, satisfaction) using the developed scale. The findings can then be used to eliminate the barriers and facilitate technology integration.
Sürdürülebilir eğitim ekolojisi olarak açık ve uzaktan öğrenme
Bu çalışmada Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın (SKA) 4. olan eğitimde sürdürülebilirliği sağlamak amacına Açık ve Uzaktan Öğrenme (AUÖ) uygulamalarının eğitimde eşitlik, adalet, hakkaniyet ve demokrasi gibi temel değerler bağlamında nasıl desteklediği tartışılmıştır. Eğitimde açıklık felsefesinin ekosistem düşüncesini nasıl beslediği ele alınmış ve devamında özellikle sürdürülebilirliği ve kalkınmayı sağlamak için küresel boyutta yürütülen projeler bağlamında ortak paydalar açıklanmıştır. AUÖ uygulamalarına yön veren açıklık felsefesinin özellikle yeni binyıl ile beraber uygulamaya konulan küresel kalkınma projeleriyle ortak paydaya sahip olduğu görülmektedir. Bu çalışma bağlamında ele alınan küresel projelerin özellikle eğitimde açıklık, erişilebilirlik ve eşitlik kavramlarına vurgu yaptığı görülmektedir. Genel anlamda eğitim sistemlerine yönelik yapılan değerlendirme geleneksel eğitim sistemlerinin bu değerleri sağlayabilmek için dönüşüm sürecine girmesi gerektiğini; bunu yapmak için ise özellikle ulusal boyutta stratejik planlama yapılması gerektiğini göstermektedir. AUÖ bağlamında bahsi geçen kavramların zaten alanın temel referans noktaları olduğu, bununla beraber eğitimde açıklığı yaygınlaştırmak ve eğitimde açıklıktan ilham alan bir öğrenme ekosistemi ve bu ekosistem içerisinde yaşam boyu öğrenmeyi destekleyecek bir öğrenme kültürü oluşturulması gerektiği düşünülmektedir. Bu çalışma, AUÖ’nin kavramsal derinliğini sürdürülebilir eğitim politikaları ve kalite güvencesi ile ilişkilendirerek; öğrenme ekolojisini öğrenme ortamlarının dinamikleri doğrultusunda ilgili pedagojik yaklaşımlar ve yaşam boyu öğrenme temelinde incelenmesi ile AUÖ’de sürdürülebilir bir ekoloji oluşturmanın gerekliliğine ilişkin kapsam sunması açısından önemlidir
Sürdürülebilir eğitim ekolojisi olarak açık ve uzaktan öğrenme
This study discusses how Open and Distance Learning (ODL) practices support the Sustainable Development Goals (SDGs) No 4 to ensure sustainability in education in the context of basic values such as equality, justice, equity and democracy in education. The chapter further discusses how the philosophy of openness in education nurtures the idea of ecosystem, and then explains common denominators, especially in the context of global projects that ensure sustainability and development. It is seen that the philosophy of openness that guides ODL practices has a common denominator with the global development projects put into practice especially with the new millennium. It is seen that the global projects explained in the context of this study especially emphasize the concepts of openness, accessibility and equality in education. The overall evaluation of education systems states that traditional education systems should enter the transformation process to provide these values. In order to do this, it is seen that strategic planning should be undertaken especially at the national level. It is thought that the concepts mentioned in the context of ODL are already the main pillars of the field, however, it is necessary to disseminate the notion of openness in education, build a learning ecosystem inspired by openness in education and create a learning culture that will support lifelong learning within this ecosystem. This study, by associating the conceptual depth of open and distance learning with sustainable education policies and quality assurance, is important in terms of examining the ecology of learning on the basis of relevant pedagogical approaches and lifelong learning in line with the dynamics of learning environments and providing a scope for the necessity of creating a sustainable ecology in ODL