5 research outputs found

    ORTA KARADENİZ TOPLUMUNDA DENTAL ANOMALİLERİN GÖRÜLME SIKLIĞI

    Get PDF
    ÖZETAmaç: Bu çalışmanın amacı Orta Karadeniz toplumunda dental anomalilerin görülme sıklığının değerlendirilmesidir.Gereç ve Yöntem: Çalışma çeşitli dental problemlerden dolayı, tedavi olmak amacıyla Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Diş Hekimliği Fakültesine başvuran, 15- 60 yaş arası toplam 3795 (2357 kadın, 1438 erkek) bireyin muayeneleri amacıyla rutin olarak alınmış olan, panoramik röntgen filmleri kullanılarak yapılmıştır. Filmler üzerinde; gömülü dişler, alt keser diş eksiklikleri, transpozisyona uğramış dişler ve sürnümerer dişler değerlendirilmiştir. Çalışmaya 3. molar dişler dahil edilmemiştir. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen bireylerde, incelenen dental anomalilerin toplam görülme sıklığı %6,58 (kadın:148 birey, %6,27, erkek:102 birey, %7,09) olarak tespit edilmiştir. Bu anomaliler içerisinde gömülü diş görülme sıklığı %4,29 (kadın:101 birey, %4,28; erkek:62 birey, %4,31), alt keser diş eksikliği görülme sıklığı %1,10 (kadın:26 birey, %1,10; erkek:16 birey, %1,11), transpozisyon görülme sıklığı %0,28 (kadın:9 birey, %0,38; erkek:2 birey, %0,13) ve sürnümerer diş görülme sıklığı %0,89 (kadın:12 birey, %0,50; erkek:22 birey, %1,52) olarak belirlenmiştir. Ayrıca transmigrasyona uğramış gömülü mandibuler kanin prevalansı %0,13 (kadın:3 birey, %0,12; erkek:2 birey, %0,14) olarak tespit edilmiştir. Yapılan istatistiksel analiz sonucunda yalnızca sürnümerer dişlerin değerlendirilmesinde cinsiyetler arasında istatistiksel olarak anlamlı fark elde edilmiş, diğer anomalilerde cinsiyetler arasında istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edilememiştir.Sonuç: Çalışmamızda incelenen dental anomaliler arasında görülme sıklığı en fazla olan anomalinin diş gömülülüğü olduğu tespit edilmiş olup, daha sonra sırasıyla alt keser diş eksikliği, sürnümerer diş ve transpozisyon gelmektedir. Diş hekimlerinin yalnızca klinik muayene ile tespit edilemeyecek dental anomaliler ile karşılaşabileceklerinin farkında olmaları ve radyografik muayenelerini ihmal etmemeleri gerekmektedir

    The effect of reperated firings and surface finishing techniques on lithium disilicate ceramics that formed with CAD/CAM and press technique on flexural strength and surface roughness

    No full text
    YÖK Tez ID: 414976Klinik uygulamada seramik restorasyonların bitirme aşamasında oklüzal aşındırmalar veya renk uyumu gibi sebeplerle tekrarlanan fırınlamalar gerekmekte veya klinikte aşındırma sonrası yüzey pürüzsüzlüğünü sağlama amacıyla mekanik parlatma yöntemleri kullanılabilmektedir. Uygulamalar sonrasında yüzey pürüzsüzlüğü ve direnç değerlerinde değişimler söz konusu olabilmektedir. Bu çalışmada tekrarlanan fırınlamalar ve farklı yüzey bitirme yöntemlerinin (glaze ve mekanik polisaj) CAD/CAM ve presleme yoluyla elde edilen lityum disilikat içerikli cam seramiklerin bükülme dayanıklılığı ve yüzey pürüzlülüğü üzerine etkisi araştırılmıştır. Çalışmamızda 80 adet IPS e.max Press HT (Ivoclar Vivadent) ve 80 adet IPS e.max CAD HT (Ivoclar Vivadent) olmak üzere toplamda 160 adet 15 mm çapında ve 1,2 mm kalınlığında lityum disilikat içerikli cam seramik diskler ISO 6872 standardında göre hazırlanmıştır. Örneklere kontrol fırınlaması haricinde, 1., 3. ve 5. defa ek fırınlamalar uygulandıktan sonra grupların yarısına glaze diğer yarısına ise Sof-lex (3M ESPE) ile mekanik bitirme işlemi yapılmıştır. İki farklı materyalden (IPS e.max Press ve IPS e.max CAD), dört farklı fırınlama aşaması (kontrol, 1. ek fırınalama, 3. ek fırınlama, 5. ek fırınlama) ve iki farklı yüzey bitirme işlemi (Glaze ve Sof-Lex) toplamda 16 grup oluşturulmuştur. Çalışmamızda seramiklerin bükülme direncini ölçme amacıyla Universal test cihazında biaksiyal bükülme testi, yüzey pürüzlüğünü ölçme amacıyla ise profilometre kullanılmıştır. İstatistiksel olarak tekrarlı ölçümlerde iki yönlü varyans analizi, gruplar arası karşılaştırmalarda Bağımsız T testi ile veriler p?0,05 anlamlılık düzeyinde değerlendirilmiştir. Biaksiyal bükülme direnci açısından aynı yüzey bitirme işlemi (glaze/mekanik polisaj) uygulanmış IPS e.max Press (Glaze, 377,87 ± 53 MPa; Sof-lex, 337,95 ± 36 MPa) ve IPS e.max CAD (Glaze, 369,52 ± 90 MPa; Sof-lex, 343,17 ± 53 MPa) örneklerin kontrol grupları arsında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamamıştır. Farklı yüzey bitirme işlemi uygulanan IPS e.max Press örneklerin kontrol gruplarında Sof-lex (337,95 ± 36 MPa) yüzey bitirme işleminde biaksiyal bükülme direncinin glaze (377,87 ± 53 MPa) yüzey bitirme işlemi uygulanan örneklerden düşük olduğu bulunmuştur (p<0,05). Tekrarlanan fırınlamalar göz önüne alındığında IPS e.max CAD örneklerde kontrol, 1.,3., ve 5. ek fırınlama gruplarında fark bulunmazken, IPS e.max Press örneklerde hem glaze hem de Sof-lex yüzey bitirme işlemlerinde kontrol ve 1. fırınlama ile 5. ek fırınlamalarda fark olduğu ve ek fırınlamalarda biaksiyal bükülme direncinin azaldığı gözlenmiştir (p<0,05). Sof-lex yüzey bitirme işlemi glaze yöntemi ile kıyaslandığında IPS e.max Press örneklerin tekrarlanan fırınlamalarla bükülme direncinin azalmasına neden olmuştur. Yüzey pürüzlülük değerleri tüm gruplar için 0,03-0,23 µm değerleri arasında bulunmuştur. Bu değerler Press glaze kontrol grubundaki 0.03 µm' luk sapma dışında klinik olarak kabul edilebilir seviyededir. Tekrarlanan fırınlamalar ile yüzey pürüzlülüğü değerleri grupların çoğunda azalmıştır. Sof-lex yüzey bitirme işlemi sonrasında hem IPS e.max Press (3. ve 5. ek fırınlama haricinde) hem de IPS e.max CAD gruplarında glaze yüzey bitirme işlemine göre daha pürüzsüz yüzey elde edilmiştir (p<0,05). Bükülme direnci ile yüzey pürüzlülüğü arasında herhangi bir nağlantı bulunamamıştır.In clinical practice, repeated firings are necassary after occlusal grinding for providing shade harmony or various reasons. And mechanical polishing methods are necessary in order to provide surface roughness, after occlusal grinding. Surface smoothness and flexural strength values may be alter after applications.In this study, the effect of CAD/CAM, repeated firing obtained by pressing method and different finishing techniques (glazing and mechanical polishing) on the flexural strength and surface roughness of lithium disilicate-containing ceramics formed in different ways were investigated. In our study, totally 160 discs including 80 IPS e.max Press HT and 80 IPS e.max CAD HT were prepared according to ISO 6872 that 15 mm diameter and 1,2 mm thikness. Additional firings were applied to samples at 1th, 3th, and 5th times except control firing. Half of the groups were finished with glaze and the other half were finished with mechanical finishing by Sof-lex after glaze finishing. Totally 16 groups were created. Biaxial flexural strength test was applied with Universal test mechine to measure the flexural strength of the ceramic and In order to measure the surface roughness surface roughnes test was performed by profilometer. Statistically two way anova was used for repeated measures comparison between groups and independent samples t test was used for comparison between two groups. And significant level was p?0,05. The biaxial flexural strength of IPS e.max Press and IPS e.max CAD control groups finished with same surface finishing method (glaze/mechanical finishing) did not show significant difference. The biaxial flexural strength of IPS e.max Press control Sof-Lex (337,95 ± 36 MPa) surface finishing group were found lower than glaze (377,87 ± 53 MPa) surface finishing group.The considering all repeated firings although there were no significant differences between control group, 1.,3. and 5. repeated firings groups in IPS e.max CAD samples. There were significant differences both glaze and Sof-Lex surface finishing methods between control groups and 5. repeated firings Groups and also between 1. repeated firings Groups and 5. Repeated firings groups. Beside this lower biaxial flexural strength were observed in 5. Repeated groups p<0,05). When IPS e.max Press Sof-Lex finishing groups compared with IPS e.max Press glaze surface finishing groups, flexural strength reduced with repaeted firings. Surface roughness values were found between 0,03-0,23 µm and clinical acceptable level for all groups. Surface roughness values was found between 0,03-0,23 µm. All surface roughness values of groups could acceptable except IPS e.max Press glaze surface finishing control group that 0,03 µm deviation from clinical acceptable range. Surface roughness values decreased with repeated firings in most of the groups.After procedure of surface finishing smoother surface were obtained in both IPS e.max Press (except 3. And 5. repeated firing groups) and IPS e.max CAD groups (p<0,05). Sof-lex surface finishing procedure caused decrease of biaxial flexural strength in IPS e.max Press samples. There were no correlation between biaxial flexural strength and surface roughness

    A Survey on Prevalence, Causes and Prevention of Post-cementation Hypersensitivity

    No full text
    Colak, Hakan/0000-0001-8262-0913; Ozcan, Mutlu/0000-0002-9623-6098WOS: 000411710300006PubMed: 28509508This study evaluated the prevalence and causes of post-cementation sensitivity and possible prevention measures according to the experience of dentists through an inter-net survey. A questionnaire was prepared with 25 items based on a survey introduced by Rosenstiel and Rashid. An online site was created for the participation to the survey. A total of 322 participants responded the questionnaire. The results of the questionnaire indicated the amount of tooth preparation (42.1%) is the most frequent reason for hypersensitivity followed by water-cooling with pressure (11.2%) and provisionals (10.9%). "Very important" response for tooth reduction, time before cementation, overheating, luting agent, occlusion and provisionals were found to be of statistical significance (p<0.001). Comparing respondents' opinions the incidence of post-cementation sensitivity appears to be underestimated. Tooth reduction, preparation under high volume spray and quality of provisional restorations was considered to have a significant impact on the incidence of post-cementation sensitivity according to the dentists surveyed across Turkey. Respondents to the questionnaire considered the use of antimicrobial, desensitizing, resin bonding, hemostatic agents, varnishes, type of liner material, rotary instruments to be less effective for prevention of post-cementation sensitivity
    corecore