14 research outputs found

    Spiritual care-related opinions and practices of nursing studentsHemşirelik öğrencilerinin manevi bakıma ilişkin görüş ve uygulamaları

    Get PDF
    This present study was aimed at investigating the spiritual care-related views and practices of students.This descriptive study was conducted between March 2016 and June 2016 at a faculty of health sciences and a nursing faculty. The study population comprised 384 fourth-year nursing students studying in the aforementioned two faculties. Of these 384 students, 292 were included in the study sample.The mean age of the participants was 22.83 ± 1.57. Of the participants, 81.8% were female, 97.6% were single, 55.1% were nursing faculty students and 6.8% were nurses. The rate of the students who stated that they were knowledgeable about spiritual care was 57.9%, and 64.3% (n = 169) of them obtained this knowledge from the faculty. Of the students, 94.1% stated that the patient should be provided with spiritual care, 71.2% said that they were not guided by the teaching staff or responsible nurses on the provision of spiritual care, and 50.7% said that they were not able to meet the spiritual needs of individuals/patients. Of the students, 65.1% did not take lessons about spiritual care in the school they were studying, 69.9% considered themselves incompetent in providing spiritual care to their patients and 81.8% wanted to receive training in spiritual care. In the present study, the rate of those who stated that they were able to meet spiritual requirements of patients was higher among female students (x2 = 7.699, p = 0.006), those attending the nursing faculty (x2 = 8.797, p = 0.003) and those who took courses on spiritual care (x2 = 18.882, p = 0.001). The rate of those who stated that the provision of spiritual care was necessary was higher among those who wanted to receive education on spiritual care (x2 = 17.382, p = 0.001) and those attending the nursing faculty (x2 = 5.549, p = 0.018).It is considered necessary that colleges or faculties should have courses on spiritual care, that students’ lack of spiritual care-related knowledge should be dealt with, and that students should be supported and provided opportunities so that they can give spiritual care to patients they look after. ÖzetBu araştırmada hemşirelik bölümünde öğrenimine devam etmekte olan son sınıf öğrencilerin manevi bakıma ilişkin görüş ve uygulamalarının incelenmesi amaçlanmıştır.Tanımlayıcı tipteki araştırma, bir sağlık bilimleri fakültesi ve bir hemşirelik fakültesinde, Mart-Haziran 2016 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın evrenini iki fakültede öğrenim gören 384 dördüncü sınıf hemşirelik öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemine 292 öğrenci dâhil edilmiştir.Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 22.83 ± 1.57, %81.8’i kadın, %97.6’sı bekar, %55.1’i hemşirelik fakültesi öğrencisi ve %6.8’i hemşire olarak çalışmaktadır. Öğrencilerin %57.9’u manevi bakım konusunda bilgisi olduğunu ve bilgisi olanların (n=169) %64.3’ünün bu bilgiyi fakültesinden aldığını belirtmiştir. Öğrencilerin %94.1’i bireye /hastaya manevi bakım vermenin gerekli olduğunu, %71.2’si manevi bakım verme konusunda öğretim elemanı ya da sorumlu hemşiresi tarafından yönlendirilmediğini ve %50.7’si bireylerin /hastaların manevi gereksinimlerini karşılayamadığını belirtmiştir. Öğrencilerin %65.1’i eğitim gördüğü fakültede manevi bakımla ilgili ders almadığını belirtmiştir. Öğrencilerin %69.9’unun hastalarına manevi bakım verme konusunda kendilerini yeterli olarak görmedikleri ve %81.8’inin manevi bakım konusunda eğitim almak istediği belirlenmiştir. Araştırmada kız öğrencilerde (x2=7.699, p=0.006), hemşirelik fakültesinde öğrenim görenlerde (x2=8.797, p=0.003) ve manevi bakımla ilgili ders alanlarda (x2=18.882, p=0.001) bireylerin / hastaların manevi gereksinimlerini karşılayabildiklerini belirtenlerin daha fazla olduğu saptanmıştır. Manevi bakımla ilgili eğitim almak isteyenlerde (x2=17.382, p=0.001) ve hemşirelik fakültesinde öğrenim görenlerde (x2=5.549, p=0.018)  manevi bakım vermenin gerekli olduğunu düşünenlerin oranının daha fazla olduğu görülmüştür.Hemşirelik eğitimi veren yüksekokul veya fakültelerde manevi bakım konusunda derslerin verilmesi, öğrencilerin bu konudaki eksik bilgilerinin giderilmesi ve öğrencilerin bakım verdiği bireylere/hastalara manevi bakımı sağlayabilmeleri için fırsatların sağlanması ve desteklenmelerinin gerektiği görülmektedir

    THE USE OF NONPHARMACOLOGICAL METHODS IN PAIN MANAGEMENT OF NURSES WORKING IN SURGICAL CLINICS AND FACTORS AFFECTING THEIR USE

    No full text
    Amaç: Araştırma cerrahi kliniklerinde çalışan hemşirelerin ağrı yönetiminde nonfarmakolojik yöntemleri kullanma durumları ve etkileyen faktörleri incelemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve yöntem: Araştırma tanımlayıcı niteliktedir ve bir üniversite Hastanesi’nin cerrahi birimlerinde yapılmıştır. Araştırmanın evrenini cerrahi kliniklerinde çalışan 210 hemşire oluşturmuştur. Araştırmanın yapıldığı tarihlerde izinli olan, katılmak istemeyen, ulaşılamayan 42 hemşire araştırmanın örneklemine dâhil edilmemiştir. Araştırmanın örneklem sayısı 168 hemşire olup, evrenin %80’nini oluşturmuştur. Bulgular: Hemşireler ağrısı olduğunda %75’i analjezik aldığını, %66.7’si dinlendiğini ve %46.4’ uyuduğunu belirtmiştir. Hemşirelerin %53’ü ağrısı olduğunda öncelikli olarak Nonfarmakolojik Ağrı Yöntemleri (NFY) tercih ettiği ancak hemşirelerin %92.9’u hastaların ağrısı olduğunda farmakolojik yöntemleri tercih ettiğini belirtmiştir. Hemşirelerin %47’si NFY analjezik verilmeden önce kullandığını belirtmiştir. Hemşirelerin %97.6’sının mezuniyet sonrası dönemde NFY ilgili eğitim almadığını ve bu konuda hemşirelerin %69.6’sının orta düzeyde bilgisi olduğunu belirtmiştir. Hemşirelerin hastaların ağrısını gidermede çoğunlukla hiç kullanmadıkları NFY; akupressür (%95.8), TENS (%92.3), meditasyon (%91.1), aromaterapidir (%89.9). Hemşirelerin çoğunlukla her zaman kullandıkları NFY; soğuk uygulama (%21.4), danışmanlık (%14.9), gevşeme egzersizleridir (%9.5). Hemşirelerin NFY kullanmayı zorlaştıran/engelleyen durumlar; iş yükünün fazla olması (%86.3), ağrıyı hızla kontrol altına alma isteği (%78), hastaların bu yöntemlerin etkisine inanmamasıdır (%58.9). Hemşirelerin eğitim düzeyi arttıkça NFY konusundaki bilgi düzeyinin arttığı saptanmıştır (p<0.05). Sonuç: Hemşirelerin ağrı yönetiminde NFY çok sık kullanmadıkları ortaya çıkmıştır.Objectives: The study was carried out to investigate the use of nonpharmacological methods in pain management of nurses working in surgical units and the factors affecting their use. Material and methods: The study was a descriptive research and performed in the surgical units of a university hospital. Methods: The population number of study consisted of 210 nurses working in the surgical units. Forty-two nurses from the population numbers were excluded for lack of interest in participation and for differences in shift hours. The sample number of the study was 168 nurses (consisting 80% of the population number). Results: When the nurses experienced pain, they reported that 75% took analgesics, 66.7% rested and 46.4% slept. It was reported that 53% of the nurses preferred priority Nonpharmacological Pain Methods (NPM) when they experienced pain, but 92.9% of them preferred priority NPM when their patients experienced pain. Of this same group, 47% stated to use NPM before the analgesics were given to the patients. 97.6% stated they had received no post-graduate training in the use of NPM, and 69.6% claimed only a moderate level of knowledge concerning the use of NPM. NPM that the nurses often did not use to relieve their patients’ pain were acupressure (95.8%), TENS (92.3%), meditation (91.1%), or aromatherapy (89.9%). NPM that the nurses always used to relieve their patients’ pain were cold application (21.4%), consultancy (59.5%), and relaxation exercises (9.5%). The factors preventing and challenging the nurses to use non-pharmacological methods were excessive work load (86.3%), desire to control pain quickly (78%), and lack patient confidence in NPM effects (58.9%). As the education level of the nurses increased, the level of knowledge about NPM was found to increase (p<0.05). Conclusion: It was found that the nurses did not use NPM very often in pain management

    “Kanıta Dayalı Hemşirelik”: Hemşirelik Öğrencilerinin Bilgi, Tutum ve Davranışları

    No full text
    Giriş ve Amaç: Bu araştırmanın amacı, hemşirelik öğrencilerinin kanıta dayalı hemşirelik konusundaki bilgi, tutum ve davranışlarını incelemek ve etkileyen faktörleri belirlemektir.Gereç ve Yöntemler: Tanımlayıcı tipteki araştırma bir sağlık bilimleri fakültesinde, Nisan-Mayıs 2018 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini sağlık bilimleri fakültesinde öğrenim gören 135 dördüncü sınıf hemşirelik öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Öğrenci Hemşire Tanıtım Formu, Kanıta Dayalı Hemşirelik Konusunda Öğrencilerin Bilgi, Tutum ve Davranışları Ölçeği kullanılmıştır.Bulgular: Öğrencilerin yaş ortalaması 22,90±1,37 (min:21, maks:27) ve %63’ü kadındır. Öğrencilerin kanıta dayalı hemşirelik konusundaki bilgi puanı X=24,10±4,04, tutum puanı X=20,55±6,22, gelecekte tutum puanı X=40,41±5,75, uygulama alt puanı X= 17,14±5,18’ dir. Kız öğrencilerin, kanıta dayalı uygulamalar/hemşirelik ile ilgili bir ders alanların, kanıta dayalı uygulamalar/kanıt temelli hemşirelik hakkında bir ders konusu görenlerin, bilimsel bir araştırmada yer almak isteyenlerin kanıta dayalı hemşirelik konusundaki bilgi puan ortalamaları istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek bulunmuştur (p<0,05). Kız öğrencilerin, kanıta dayalı uygulamalar/hemşirelik hakkında bir ders konusu görenlerin, kanıtlara ulaşma konusunda zorluk yaşayanların, bilimsel bir araştırmada yer almak isteyenlerin ve bilimsel bir toplantıya katılanların kanıta dayalı hemşirelik konusundaki tutum puan ortalamaları istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek bulunmuştur (p<0,05). Kanıta dayalı uygulamalar/kanıt temelli hemşirelik ile ilgili bir ders alanların kanıta dayalı hemşirelik konusundaki gelecekte kullanım puan ortalamaları ve düzenli olarak bilimsel bir dergiyi takip edenlerin kanıta dayalı hemşirelik konusundaki uygulama puan ortalamaları istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek bulunmuştur (p<0,05).Sonuç: Araştırma sonucunda hemşirelik öğrencilerinin kanıta dayalı hemşirelik ile ilgili yeterli bilgiye sahip ve gelecekte kullanma eğilimlerinin yüksek olmasına karşın, tutum ve uygulamalarının geliştirilmesi gerektiği görülmektedir

    Hemşirelik Öğrencilerinin Laboratuvar Uygulamalarındaki Bilgi ve Becerileri ile Sınav Kaygısı İlişkisinin İncelenmesi

    No full text
    Objective: the aim of this study was to examine nursing students' knowledge and the practice skills about intramuscular injection, subcutaneous injection and urinary catheterization, and to evaluate the relationship between their test anxiety and knowledge and practice skills.Materials and Methods: the research was conducted on 200 students who took the test in the theoretical and laboratory lesson of Fundamentals of Nursing at Celal Bayar University Manisa Health School between September 2014 and June 2015. It was a cross-sectional descriptive study. in the collection of data, Student Identification Form and Test Anxiety Inventory were used before the test, and the Practice Steps Form of Professional Skills was used to assessment of the knowledge and practice skills during the test. Results: the students' knowledge score of IM injection (83), skill score of IM injection (87%), knowledge score of SC injection (87.5%), skill score of SC injection (90%), knowledge score of women urinary catheterization (78,5%), skill score of women urinary catheterization (79%), knowledge score of male urinary catheterization and skill score of male urinary catheterization (83%) were found to be at a good level. There were no significant correlation between mean scores of test anxiety and the knowledge and the practice skills of students in laboratory the practice test (p> 0,05). Conclusion: the students' knowledge and the practice skills in laboratory practice are good level. There were no significant relationship between mean scores of the knowledge, practice skills and test anxiety of students in the laboratory test.Amaç: Hemşirelik öğrencilerin intramüsküler enjeksiyon (İM), subkutan enjeksiyon (SC) ve üriner kataterizasyon uygulamaları konusunda bilgilerini ve uygulama becerilerini değerlendirmek ve öğrencilerin bilgi ve becerilerinin sınav kaygısı ile ilişkisini incelemektir.Gereç ve Yöntem: Araştırma Celal Bayar Üniversitesi Manisa Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümünde Eylül 2014-Haziran 2015 tarihleri arasında Hemşirelik Esasları Dersinin teorik ve laboratuvar sınavına giren 200 öğrenci ile yürütülmüştür. Tanımlayıcı ve kesitsel nitelikte bir çalışmadır. Veri toplamada sınav öncesinde Öğrenci Tanılama Formu ve Sınav Kaygısı Ölçeği, sınav sırasında bilgi ve becerilerini değerlendirmede Mesleki Beceri İşlem Basamakları Formu kullanılmıştır. Bulgular: Öğrencilerin İM enjeksiyon uygulaması bilgi puanı düzeyinin %83'ünün, İM enjeksiyon uygulaması beceri puanı düzeyinin %87'sinin, SC enjeksiyon uygulaması bilgi puanı düzeyinin %87,5'inin, SC enjeksiyon uygulaması beceri puanı düzeyinin %90'nın, kadın üriner kataterizasyon bilgi puanı düzeyinin %78,5'inin, kadın üriner kataterizasyon beceri puanı düzeyinin %79'unun erkek üriner kataterizasyon bilgi puanı ve beceri puanı düzeyinin %83'ünün iyi düzeyde olduğu saptanmıştır. Öğrencilerin laboratuvar sınavı uygulamalarındaki bilgi ve beceri puan ortalamaları ile sınav kaygısı puan ortalamaları arasında herhangi bir ilişki saptanmamıştır (p>0,05).Sonuç: Öğrencilerin laboratuvar uygulamalarındaki bilgisi ve becerisi iyi düzeydedir. Öğrencilerin laboratuvar sınavı uygulamalarındaki bilgi ve beceri puan ortalamaları ile sınav kaygısı puan ortalamaları arasında anlamlı bir ilişki yoktur

    Musculoskeletal disorder symptoms in nurses and etiological factors: A cross-sectional research

    No full text
    Aim: the aim of this study was to describe musculoskeletel disorder (MSD) symptoms in nurses and etiological factors. Material and Methods: This cross-sectional study was conducted in a government hospital in the West of Turkey between March and June 2018. the population was composed of the 608 nurses working in the hospital. All of the population were invited to participate, and the research sample was formed from the 498 nurses who met the research inclusion criteria (participation rate 82%). Data were collected by researchers with technique of face-to-face interviews, using a nurse descriptive form and the Nordic Musculoskeletal Questionnaire. the data were analyzed using SPSS (Statistical Package for Social Sciences for Windows 16.0). Numbers, percentages, means and chi-squared tests were used in data analysis. the level of significance was set at 0.05. Result: the nurses’ mean age was 34.78±8.60 years (min: 18, max: 58) and most of them (75.5%) were females. the results showed that 87.3% of the nurses had reported MSDs symptoms in at least one body region during the past 12 months. the greatest prevalence of MSDs symptoms by body regions were in the lower back (78.5%), the back (74.9%), the knees (63.1%), the neck (61.2%) and the shoulders (59.6%). the study was found that MSDs symptoms were more frequently seen in those aged over 40, those who stated that their health was poor or very poor, those who had been working as nurses for more than 20 years, those with chronic illnesses, those who slept little, and those who worked more than eight hours a day or 40 hours a week (p<0.05). Conclusion: This study showed that MSDs symptoms were common in nurses, the most frequent being discomfort of the back and lower back
    corecore