Yetişkinlerde Yaşlanma Karşıtı Ürün Kullanımının ve Yaşlanma Kaygısının Değerlendirilmesi

Amaç: Literatürde yaşlanma karşıtı ürünlerin formülasyonları ve etkinliği hakkında fazla sayıda çalışma olmasına ve buürünlerin piyasada yüksek çeşitlilikte bulunmasına karşın, kullanıcıların ürün değerlendirmeleri hakkında yapılanaraştırmaların sayısı oldukça azdır. Ayrıca ürün kullanımı ve yaşlanma kaygısı arasındaki ilişki henüz yeterincearaştırılmamıştır. Bu çalışma, yetişkinlerin yaşlanma karşıtı ürün kullanımlarının değerlendirilmesi ve yaşlanmakaygılarının belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir.Gereç ve Yöntemler: Bu tanımlayıcı kesitsel çalışma, herhangi bir sebeple çalışmanın yürütüldüğü İstanbul’da bulunanserbest eczaneyi ziyaret etmiş, çalışmanın amacı ve yöntemi belirtildikten sonra katılmayı kabul eden 18 yaş ve üstübireylerde yürütülmüştür. Bu kapsamda yaşlanma karşıtı ürün kullanımını belirlemek için yapılandırılmış anket veYaşlanma Kaygısı Ölçeği katılımcılara uygulanmıştır.Bulgular: Çalışmaya katılan toplam 106 bireyin yaş ortalaması 32,0±8,7 olarak hesaplanmıştır. Katılımcıların 40’ıyaşlanma karşıtı ürün kullanmamaktadır. Ürün kullanan 66 katılımcının en sık olarak güneşten koruyucu (n=41),kırışıklık önleyici kremler (n=30) ve göz çevresine uygulanan ürünleri (n=32) tercih ettiği belirlenmiştir. Ürünlerçoğunlukla yaşlanma belirtileri görülmeden önce kullanılmaya başlansa da, kullanım devamlılığının oldukça düşükolduğu saptanmıştır. Ürünler hakkında bilgilendirmede internet, ürünleri satın almada ise eczane ve kozmetikmarketlerin öncelikli olarak tercih edildiği gözlenmiştir.Sonuç: Çalışma kapsamında yetişkinlerin yaşlanma karşıtı ürün kullanım sürecindeki motivasyonları ve deneyimleriaraştırılmıştır. Yaşlanma Kaygısı Ölçeği ile elde edilen verilere göre, katılımcıların yaşlanma kaygıları ile necinsiyetleri ne de ürün kullanımları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır

Association of Sociodemographic Profile, Dyslipidemias, and Obesity in Smoker, Former Smoker, and Nonsmoker Patients with Coronary Artery Disease

Introduction: In patients with established coronary artery disease (CAD), there are different reports on gender, age, dyslipidemia, and obesity according to smoking behavior. Smoking, obesity, and dyslipidemia are targets in secondary prevention. In this study, we aimed to investigate the sociodemographic differences, lipid profiles, body mass index (BMI), and cigarette smoking status in patients diagnosed with CAD. Methods: Patients with records of angiography, smoking behavior, sociodemographic information, lipid levels, and BMI present at the outpatient visits were included in the study. Patients were grouped as active smokers, nonsmokers, and former smokers. Statistical methods were used for comparison of variables and means. Results: A total of 235 patients, 167 (71.1%) men and 68 (28.9%) women, were included in the study. Nonsmokers group (31.4%) consisted of mostly women while active (22.6%) and former smoker (46%) groups consisted mostly of men (P < 0.0001). The mean age was 60.65 +/- 11.55. Age was associated with the smoking status of patients, and nonsmokers consisted of geriatric patients significantly (P = 0.001). Educational status was associated with smoking history. Cessation of smoking after CAD diagnosis was achieved in 46% of patients. Active smokers had highest mean triglyceride (TG) values while nonsmokers had highest mean high-density lipoprotein-cholesterol (HDL-C) values. Active smokers had the highest mean TG values while nonsmokers had the highest mean HDL-C values. BMI was higher in nonsmokers than active smokers. Conclusion: Gender, age, and educational status are determinants of smoking behavior in patients with CAD. BMI is associated with smoking history. In nonsmokers, values of HDL were highest while TG values were lowest. To prevent reoccurring cardiovascular events, young patients and men are two groups which health professionals need to concentrate in motivating to quit smoking

Comparison of [68Ga]-FAPI PET/CT and [18F]-FDG PET/CT in Multiple Myeloma: Clinical Experience

Objective: In this study, we aimed to compare [68Ga]FAPI PET/CT and [18F]FDG PET/CT imaging to detect lesions in multiple myeloma. Methods: A total of 14 patients with multiple myeloma who underwent [68Ga]FAPI PET/CT and [18F]FDG PET/CT imaging were included in this retrospective study. SUVmax values of [68Ga]FAPI and [18F]FDG were compared according to lesion locations. Also, lesion localization ability of both imaging methods was compared on the patient basis. Results: In 4 of 14 patients, [68Ga]FAPI PET/CT and [18F]FDG PET/CT have not detected any bone lesions. In 8 of the remaining 10 patients [18F]FDG PET/CT detected bone lesions but in this group, 6 patients showed more higher SUVmax values than [18F]FDG PET/CT in [68Ga]FAPI PET/CT.In contrast, 2 of 8 patients showed more higher SUVmax values than [68Ga]FAPI PET/CT in [18F]FDG PET/CT. Moreover, [68Ga]FAPI PET/CT detected bone lesions in two patients, which werenot detected by [18F]FDG PET/CT. Also, in five patients, [68Ga]FAPI PET/CT showed more bone lesions in comparison with[18F]FDG PET/CT. Only one patient, [18F]FDG PET/CT showed more bone lesions. Three extramedullary involvements were observed in the following locations: lung, presacral lymph node, and soft tissue mass lateral to the right maxillary sinus. Among these involvements, higher SUVmax values were observed in the lung and presacral lymph node with [68Ga]FAPI compared to [18F]FDG. However, the soft tissue mass showed a higher SUVmax value in [18F]FDG than [68Ga]FAPI. Conclusions: No significant superiority was observed in [68Ga]FAPI PET/CT over [18F]FDG PET/CT in patients with MM. However, [68Ga]FAPI PET/CT can be utilized as a complementary imaging method to [18F]FDG PET/CT in some settings, especially in low-[18F]FDG affinity and inconclusive cases. Considering the favorable aspects of [68Ga]FAPI PET/CT in MM, such as low background activity, absence of non-specific bone marrow, and physiological brain involvement, further studies with a larger sample size should be conducted