25 research outputs found

    Effect of 5E Learning Model on Academic Achievement, Attitude and Science Process Skills: Meta-Analysis Study

    Get PDF
    Today, with the development of science and technology and its rapid progress, the importance attached to science education has increased. This increase in interest has led to the development of the methods, techniques, and approaches that enable the students to be active, question and construct knowledge. The 5E learning model is one of them, and many studies have been conducted in literature related to this model. These independent studies have been carried out in different study areas, with different study groups, and different results have been achieved. In order to evaluate these results in general, it is necessary to make use of as many studies as possible. Meta-analysis was considered to work to reveal how each work has impacted the situation and make a generalization. From this point of view, a meta-analysis study was planned in this study to evaluate the effect of the 5E learning model on academic achievement, retention and scientific process skills. For this purpose, all the Master's, doctoral theses and articles in Turkish and English languages which were carried out in Turkey between 2006 and 2016 and which are suitable for the research problem have been scanned and included in the scope of the study. In order to limit studies and conduct meta-analysis in this context, studies had to be planned with semi-experimental design with experiment and control groups; there had to be quantitative data such as mean, standard deviation, and sample size and they had to be applied only in science courses. The data obtained from the articles and theses were meta-analyzed and it was determined that the 5E learning model had an effect on the students' academic achievement, attitude towards science and science process skills. In this context, studies should be conducted in order to limit the studies and to perform the meta-analysis, in which semi-experimental design with experimental and control groups is planned, t-test is applied only in science courses. By analyzing the data obtained from the articles and theses, a general evaluation was made about the effect of the 5E learning model on academic achievement, attitude toward science and science process skills. As a result of the study, the effect of the method applied for each dependent variable was found to favor the experimental group

    Paranasal Sinus Anatomic Variations Accompanying Maxillary Sinus Retention Cysts: A Radiological Analysis

    Get PDF
    Objective:The risk factors for the development of retention cysts of the maxillary sinuses (RCMs) are not clear, although RCMs are common findings on radiographic images. This study was conducted to evaluate the correlation between RCMs and other nasal-paranasal anomalies and to demonstrate the possible effects of these anomalies on the development of RCMs.Methods:In the study, paranasal sinus computerized tomography (PNsCT) images from 5166 patients were retrospectively reviewed. Correlations between RCMs and osteomeatal complex obstruction, accessory ostium presence, abnormalities of the middle turbinate, and nasal septal deviation were analyzed in the PNsCT images. The paranasal sinus anomalies on the side of the RCMs were compared to the contralateral side.Results:A total of 1880 RCMs were detected in 1429 (27.6%) of 5166 patients. At least one nasal-paranasal sinus anomaly was associated with 88.7% of the RCMs. In the descending order, accessory ostium presence, accessory ostium, middle turbinate anomalies, and nasal septal deviation are pathologies that accompany RCMs. When unilateral RCMs were compared with the normal side, significant correlations were observed between RCMs and osteomeatal complex obstruction, accessory ostium, and middle turbinate anomalies (p=0.001, p=0.016, and p=0.03, respectively). RCMs were commonly found on the same side as osteomeatal complex obstruction (p=0.001), middle turbinate anomalies (p=0.001), and accessory ostium (p=0.052).Conclusions:In this study, the coexistence of osteomeatal complex obstruction, accessory ostium, middle turbinate anomalies, and nasal septum deviation with RCMs was analyzed by investigating PNsCT findings in 5166 patients. The results show that RCMs are associated with pathologies that increase paranasal inflammation, such as osteomeatal complex obstruction, and are good markers for nasal-paranasal sinus anomalies. The presence of incidental RCMs should be a warning sign of nasal-paranasal sinus anomalies

    Anaokulu çocuklarında saldırgan davranışların ve anne tepkilerinin incelenmesi

    No full text
    Bu araştırmanın amacı iki aşamada gerçekleştirilmiştir. Önce anaokulu düzeyindeki çocukların saldırgan davranış örüntülerinin sıklık, tür ve yönelim açısından betimlenmesi; daha sonra da saldırgan davranışlarla annelerin bu tür davranışlara gösterdikleri tepkiler arasındaki olası ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada 5-6 yaşları arasındaki 13 erkek ve 13 kızdan oluşan 26 denek, anaokulunda serbest oyun saatinde doğal gözlem yöntemiyle saldırgan davranış özellikleri açısından incelenmiştir. Bu deneklerin annelerine verilen soru formu aracılığıyla annelerin çocuklarının evdeki saldırgan davranışlara gösterdikleri tepkilerin şiddeti ve türü konusunda bilgi toplanmıştır. Çocukların okuldaki saldırgan davranışlarına ilişkin ilginç bulgular şöyle özetlenebilir. Batıdaki araştırmalar paralelinde ve ülkemizin toplumsal yapısına uygun olarak, erkek çocukların kızlara oranla daha saldırgan olduğu istatistiksel olarak da anlamlı çıkan sonuçlardandır. Ayrıca saldırganlık türleri olarak da anlamlı çıkan sonuçlardandır. Ayrıca saldırganlık türleri cinsiyet farklılığı açısından ele alındığında, erkek çocukların kızlardan daha çok fiziksel türde saldırgan davranışlar gösterdikleri gözlenmiştir. Erkek çocukların fiziksel türde saldırgan davranış birimlerinden en sıklıkla "itişip-kakışma" biçimindeki "çekme", "itme", "kovalama", "elle vurma" ve "nesne fırlatma" davranışlarına kızlardan yoğun biçimde başvurdukları dikkati çeken bulgular arasındadır. Bu sonuçlar sosyal öğrenme kuramını davranışların öğrenilmesiyle ilgili model alma ve pekiştirme kabullerine uygun görülmektedir. Saldırgan davranışların daha çok çocuk erkek modeller tarafından sergilendiği ve erkek çocuklarda ödüllendirildiği toplumlarda kız ve erkek çocuklar arasında böyle farklılıkların görülmesi olağandır. Toplumumuzda da, saldırganlığın erkeksi bir davranış sayıldığı ve özellikle fiziksel saldırganlığın erkekler için beklenen bir davranış olduğu bilinmektedir. Araştırmada ayrıca anaokulunda gözlenen saldırganlığın daha çok insana yönelik olduğu saptanmıştır. Bu bulgunun yalnız anaokulu ortamına mı özgü olduğu yoksa bu yaş çocukları için genel bir yönelim mi olduğu sorusun yanıtlamak için farklı ortamlarda yapılacak benzer araştırmalara gerek duyulmaktadır. Araştırmanın ikinci amacı çerçevesinde çocukların okuldaki saldırganlık düzeyleri ile annelerin saldırgan davranışlara gösterdikleri tepkilerin türü şiddeti arasındaki ilişkiler incelenmiş ve şu genel bulgular saptanmıştır. Annelerin toplam tepki puanları ile çocukların okul saldırganlık düzeyleri ve cinsiyet arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişkiler bulunamamıştır. Çok ve az saldırgan çocuk grupları ile bu çocukların annelerinin verdiği tepkiler arasındaki ilişkilere ayrı ayrı bakıldığında ise çok saldırgan çocuklarda anne tepki şiddetleri arttıkça saldırganlığın azaldığı yönünde düşük düzeyde bir ilişki dikkati çekmiştir. Anne tepki türlerinin ayrı ayrı ele alınarak bunlarla okuldaki saldırganlık düzeyleri arasındaki ilişkilere bakıldığında, şiddetli tür anne tepkileri ile çocukların saldırganlık düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmamasına karşın annelerin nötr tepkileriyle saldırganlık düzeyi arasında olumlu bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Şöyle ki, saldırgan davranışları görmezlikten, duymazlıktan gelen annelerin çocukları okulda daha az saldırgan görülmüştür. Bu bulgulara yol açan nedenler yorumlar bölümünde ayrıntılı bir biçimde tartışılmıştır

    The science process skills of pre-service science teachers' qualitative and quantitative analysis

    No full text
    Bu çalışmada nicel ve nitel araştırma yöntemi kullanarak Fen Bilgisi öğretmen adaylarının bilimsel süreç becerileri yeterliliklerine akademik başarı, fen öğretimine yönelik tutum ve bilişsel gelişim gibi bağımsız değişkenlerin dolaylı veya dolaysız etkilerini, öğretmen adaylarının bilimsel süreç becerileri yeterliliklerini ile bazı bağımsız değişkenler açısından önemli bir istatistik farkın olup olmadığı araştırmak ve öğretmen adaylarının bilimsel süreç becerileri yeterlilikleri hakkındaki görüşlerinin değerlendirmek amaçlanmıştır. Araştırmanın nicel kısmının evrenini, Türkiye'deki Eğitim Fakültelerinde öğrenim gören Fen Bilgisi öğretmen adayları; örneklemini ise, altı farklı üniversitenin Eğitim Fakültelerinde öğrenim gören 355 dördüncü sınıf fen bilgisi öğretmen adayları oluşturmuştur. Araştırmanın nitel verileri ise iki üniversitede öğrenim gören 8 Fen Bilgisi öğretmen adayı oluşturmuştur. Araştırmanın nicel verileri sonucunda; bilimsel süreç becerileri düzeyini fen derslerinde kendi başarılarını algılama durumunun büyük etkiye, anne öğrenim durumu ve baba öğrenim durumunun orta düzeyde bir etkiye, öğrencilerin mezun oldukları lise ve cinsiyetin küçük düzeyde bir etkiye neden olduğu tespit edilirken; bilimsel süreç becerileri ile fen öğretimi tutum arasında yüksek düzeyde pozitif, bilişsel gelişim arasında pozitif orta düzeyde ve genel not ortalaması ile pozitif orta düzeyde bir ilişki olduğu fakat fen öğretimi tutum, bilişsel gelişim ve akademik başarının ortak etkisine bakıldığında bilişsel gelişim ve fen öğretimi tutumun bilimsel süreç becerilerini doğrudan yordadığına ve akademik başarının ise doğrudan bir yordayıcısı olmadığı tespit edilmiştir. Nitel veriler sonucunda öğretmen adaylarının bütünleştirilmiş süreç becerilerinin alt boyutu olan; hipotez kurma ve yorumlama, değişkenleri belirleme, grafiği okuma ve yorumlama, deney tasarlama, deney sonuçlarını yorumlama, işevuruk tanımlama ve deney verilerini kaydetme gibi alt boyutlarda iyi düzeyde beceriye sahip olduğu düşünülebilir. Fakat bağımlı, bağımsız ve kontrol edilen değişkenlerin tanımlanmasında ve belirlenmesinde sıkıntı yaşadıkları düşünülmektedir.This study employs qualitative and quantitative research methods to determine, for Pre-Service Science Teacher' science process skill levels, the direct or indirect effects of the following independent variables: grade point average (GPA) and attitudes towards both science teaching and cognitive development. It investigates whether there are statistically significant correlations between the proficiency of pre-service science teacher in science process skills and the independent variables of gender, the students' type of high school education, parental educational backgrounds, and the students' perception of their success in science courses. It also evaluates teacher candidates' views of their own proficiencies in science process skills. The study's quantitative component's sample, drawn from fourth year Science Teaching students in Turkish university elementary education departments, consisted of 355 fourth year Science Teaching students attending Gazi, Kafkas, Middle East Technical, Muğla, Atatürk and Erzincan Universities. The research's qualitative data came from eight pre-service science teacher candidates at Gazi and Middle East Technical Universities. Analyzing the quantitative data showed that science process skill levels are strongly influenced by the students' perception of their success in science courses, moderately influenced by parental educational backgrounds and weakly influenced by both high school type and gender. There is a strong positive correlation between science process skills and attitudes towards science teaching, and these skills are also positively correlated with both cognitive development, and GPA. Attitudes towards science teaching and cognitive development directly predict science process skills, but GPA is not a direct predictor. Meanwhile, the qualitative data indicate that the teacher candidates have good skill levels in the following sub-dimensions of integrated science process skills: formulating and interpreting a hypothesis, determining variables, reading and interpreting graphs, designing an experiment, interpreting experiment results, defining operations and recording experiment data. However, they appear to have difficulty defining and determining dependent, independent and control variables

    Development of New Research In Psychology

    No full text
    WOS: A1995RY5250000

    Protecting healthcare workers' mental health against COVID-19-related stress: The effects of stress mindset and psychological resilience

    No full text
    Healthcare workers have been on the frontline of the battle against COVID-19 disease. However, this has taken a toll on them, resulting in elevated stress and poor mental health. We argue that healthcare workers' stress mindset and resilience could mitigate negative outcomes of COVID-19-related stress by helping them view this stressful situation in a more positive light and appraise it as a challenge rather than a threat. Accordingly, we hypothesized that both a stress-is-enhancing mindset about COVID-19-related stress and resilience would improve healthcare workers' appraisal of their personal resources and increase their challenge appraisals, positively contributing to their mental health. We collected data from 160 healthcare workers and performed structural equation modeling for hypothesis testing. The results indicate that both a stress-is-enhancing mindset about COVID-19-related stress and psychological resilience are indirectly related to better mental well-being and lower health-related anxiety through challenge appraisals. This study contributes to research in mental health by suggesting that protecting and promoting healthcare workers' mental health is possible by empowering them through increasing personal resources such as a positive mindset about stressful situations and resilience

    Üstkavramsal Öğretim Etkinliklerinin Fen Bilgisi Öğretmen Adaylarının Üstbilişsel Farkındalık, Biyoloji Öğrenmeye Yönelik Motivasyon ve Akademik Başarıları Üzerine Etkisi

    No full text
    Bu araştırmada, biyoloji laboratuvar uygulamalarında fotosentez ve bitkilerde solunum konusunun üstkavramsal öğretim etkinlikleri ile yürütülmesinin Fen Bilgisi Öğretmen adaylarının üstbilişsel farkındalık, biyoloji öğrenmeye yönelik motivasyon ve akademik başarıları üzerine etkisi incelenmiştir. Çalışma tek grup ön-son test model kullanılmıştır. Araştırma, 2016-2017 eğitim-öğretim yılı bahar döneminde, Fen Bilgisi Öğretmenliği Anabilim Dalı 2. sınıfta öğrenim gören ve gerçekleştirilen tüm deneylere katılan öğretmen adayları üzerinde yürütülmüştür. Araştırmada veriler, Bilişötesi Farkındalık Envanteri, Biyoloji Öğrenmeye Yönelik Motivasyon Ölçeği ve Fotosentez ve Bitkilerde Solunum Kavram Testi ile toplanmıştır. Elde edilen veriler bağımlı gruplar t-testi ile analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda, biyoloji laboratuvar uygulamalarında üstkavramsal öğretim etkinliklerinin kullanımı öğretmen adaylarının üstbilişsel farkındalıklarına, biyoloji öğrenmeye yönelik motivasyonlarına ve akademik başarılarına olumlu yönde etkilediği tespit edilmiştir. Bu doğrultuda biyoloji laboratuvar uygulamalarında soyut ve anlaşılması zor kavramların öğretiminde öğrencilerin üstbilişlerinin kavram haritası oluşturma, poster hazırlama, deneylerle ilgili sınıf ve grup tartışması yapma ve günlük yazma gibi faaliyetler ile aktif hale getirilmesi önerilmektedir
    corecore