21 research outputs found

    Türkiye'de Uluslararası Öğrenciler Biricikliği Nasıl Anlamaktadır? Yorumlayıcı Bir Fenomenolojik Analiz

    Get PDF
    Although the literature on uniqueness has emphasized that it is unique to the Western culture, recent studies have indicated that the need for uniqueness is getting more familiar to the Eastern culture. The current study aimed to get a deeper understanding of uniqueness by investigating the concept among international students. Primarily, the perception and evaluation of uniqueness by participants from other cultures is investigated. The data were collected from seven international undergraduate students studying in Turkey. The interpretative phenomenological analysis (IPA) was used to analyze the participant accounts. The IPA is a qualitative analysis tool that aimed to investigate the meanings of particular experiences. The results revealed that there were three final themes: “Who is unique? Extraordinary, intelligent and different” “Ordinary: You are safe but routine” and “Turkey and home country: We have Nelson Mandela; you have Mustafa Kemal Atatürk”. It was indicated that uniqueness is seen as exceptional and distinctive, but it is something to be achieved in time. On the other hand, ordinary people were criticized for conforming to the norms, besides the advantage of a comfortable life. The results were discussed in relation to the experiences of international students and the differences between cultures.Biriciklik konusunda yapılan çalışmalar, genel olarak biriciklik olgusunun Batı kültürlerinde yaygın olduğunu gösterse de son yıllarda Doğu kültürlerinde de biriciklik ihtiyacının yaygınlaştığı görülmektedir. Bu nedenle, bu çalışma, biriciklik kavramının uluslararası öğrenciler tarafından nasıl anlaşıldığını araştırarak konuya dair daha derinlemesine bilgi elde etmeyi amaçlamaktadır. Temel olarak, biricikliğin başka kültürlerden katılımcılar tarafından nasıl algılandığı ve değerlendirildiği incelenmektedir. Veri, Türkiye'de okuyan yedi uluslararası lisans öğrencisinden toplanmış ve yorumlayıcı fenomenolojik analiz (YFA) ile incelenmiştir. YFA, belirli deneyimlerin anlamlarını araştırmayı amaçlayan nitel bir analiz aracıdır. Sonuçlar, katılımcıların yanıtlarında üç tema olduğunu ortaya çıkardı: “Kim benzersiz? Olağanüstü, zeki ve farklı” “Sıradan: Güvendesin ama rutinsin” ve “Türkiye ve memleket: Bizim Nelson Mandela'mız var; sizin Mustafa Kemal Atatürk‟ünüz”. Katılımcılar tarafından biriciklik istisnai ve ayırt edici göründüğü, ancak zaman içinde başarılması gereken bir şey olduğu belirtildi. Öte yandan, sıradan insanlar rahat bir yaşamın avantajını yaşamanın yanı sıra normlara uydukları için eleştirilmişlerdir. Sonuçlar, uluslararası öğrencilerin deneyimleri ve kültürler arasındaki farklılıklar ile ilgili olarak tartışılmıştır

    Evaluation of an industrial case of gamification in software quality improvement

    Get PDF
    The value of industrial-scale gamification interventions for improving software quality is a topic of interest for software engineering research; but it has not frequently been analysed from the perspective of the developer’s experiences. The objective of this study is to qualitatively evaluate developers’ experiences in a team-based, leaderboard-style gamification intervention in a large software house. To understand the dynamics of positive outcomes in improving code security and quality, semi-structured interviews were conducted regarding both technical and psychosocial aspects. Eight members of three different leaderboard teams with different standings in the final leaderboard were interviewed, and the transcripts were examined using Interpretive Phenomenological Analysis. The results showed that the gamification intervention did result in positive individual and team-based awareness and behaviour change in a range of technical practices such as unit testing, code reviewing, and design. Post intervention, the participants discussed how their motivation, sense of belonging, and communication improved, also expressing concerns over attainability and fairness of gamification goals and relevance to existing workload.  The experiential perspective emerging from analysed themes gives broader insights in technical and socio-psychological dimensions than available in the current literature

    The Representations of Disability within Turkish Cinema (Yeşilçam): Tragic, Medical, and Ill Timed

    Get PDF
    Bu çalışmada iki Yeşilçam filminde (Hayatım Sana Feda, Adını Anmayacağım) körlüğün nasıl temsil edildiği incelenmiş ve engel modelleri kapsamında değerlendirilmiştir. Filmlerde üç kör kahraman vardır, Zeynep, Kemal ve Engin. Elde edilen verilerin değerlendirilmesinde yorumlayıcı fenomonolojik analiz kullanılmıştır. Beşson/kesin tema ortaya çıkarılmıştır. Üst temalar: Hayatım bir trajedi,Tıbbi model ve Zamansal paradokstur. Hayatım bir trajedi temasının iki alt teması mevcuttur, bunlar, eşitsizlik, pasiflik ve refakate muhtaçlık ile körlüğü abartmak olarak tanımlanmıştır. Türkiye’de 1970’lerde ve hatta günümüzde engel kavramı ile ilgili olarak tıbbi model ile birlikte trajedi modelinin merkeze oturduğu anlaşılmıştır. Engelle ilgili olarak toplum tarafından kırılması zor bir kısır döngü yaratılmıştır. Filmlerde kahramanlar bir anda ve tamamen kör olmakta ve yine aynı hız ve kesinlikte iyileşmektedirler. Bu da sunulan körlük tanımlamasının da gerçeklikten uzak olduğunu göstermektedir. Farklı araştırma soruları ve desenlerle senaristlerin ve yönetmenlerin de katılabileceği takip eden çalışmalar yapılabilir. Filmlerin toplumsal cinsiyet perspektifinden de incelenmesimümkündür

    Yeşilçam’da Körlüğün Temsili: Trajik, Tıbbi veZamansız

    No full text
    Bu çalışmada iki Yeşilçam filminde (Hayatım Sana Feda, Adını Anmayacağım) körlüğün nasıl temsil edildiği incelenmiş ve engel modelleri kapsamında değerlendirilmiştir. Filmlerde üç kör kahraman vardır, Zeynep, Kemal ve Engin. Elde edilen verilerin değerlendirilmesinde yorumlayıcı fenomonolojik analiz kullanılmıştır. Beşson/kesin tema ortaya çıkarılmıştır. Üst temalar: Hayatım bir trajedi,Tıbbi model ve Zamansal paradokstur. Hayatım bir trajedi temasının iki alt teması mevcuttur, bunlar, eşitsizlik, pasiflik ve refakate muhtaçlık ile körlüğü abartmak olarak tanımlanmıştır. Türkiye’de 1970’lerde ve hatta günümüzde engel kavramı ile ilgili olarak tıbbi model ile birlikte trajedi modelinin merkeze oturduğu anlaşılmıştır. Engelle ilgili olarak toplum tarafından kırılması zor bir kısır döngü yaratılmıştır. Filmlerde kahramanlar bir anda ve tamamen kör olmakta ve yine aynı hız ve kesinlikte iyileşmektedirler. Bu da sunulan körlük tanımlamasının da gerçeklikten uzak olduğunu göstermektedir. Farklı araştırma soruları ve desenlerle senaristlerin ve yönetmenlerin de katılabileceği takip eden çalışmalar yapılabilir. Filmlerin toplumsal cinsiyet perspektifinden de incelenmesimümkündür

    The Annan Plan for Cyprus as a Prisoner's Dilemma Game

    No full text
    The Annan Plan for Cyprus was presented to the Greek and Turkish Cypriots for approval by simultaneous referendums held on 24.04.2004. The plan was anticipating a unified Cyprus. It was rejected by the Greek side so could not put into affect. This paper analyses the Annan Plan in relation to the Prisoner's Dilemma Game from a psychological perspective. It is concluded that contrary to what the dilemma suggests, it is always advantageous for the Turkish to cooperate. The fundamental elements of the cooperation, such as effective communication, genuine perception, mutual trust and willingness to solve the problem are missing in the Cyprus case. Also the United Cyprus Republic which was aimed in the Annan Plan was not a desired solution especially for the Greek Cypriots. In order to establish a peaceful resolution to the conflict a cooperative strategy which was adopted by both parties is necessary

    Telling about something that you do not really know: blind people are talking about vision!

    No full text
    In Turkey, the laws which define disability have become increasingly harsh, and require disabled people to be assessed in order to determine how disabled' they are. For blind people, as for other disabled people, these assessments have real consequences. This article aims to discuss an appealing piece that arose during a project, which has bearing on how disabled people tend to answer these questions. The participants are legally blind adults. We, as sighted researchers, asked totally blind individuals to describe their vision. Interestingly, they all answered this question without hesitation. The paradoxical nature of this question was only realized during the analysis. We requested the participants to talk about something they do not really know. This might be a reflection of our over-visualized world and might be due to our subtle prejudices. This type of questioning not only has implications for research, but also for assessments of disability in Turkey

    Engelli Bir Üniversite Öğrencisinin Deneyimleri: İki Farklı Analiz Yöntemiyle Değerlendirme

    Get PDF
    Literatürde engel ile ilgili farklı bakış açıları mevcuttur. Bunların en bilinenleri tıbbi model, sosyal model ve biyopsikososyal modeldir. Bu çalışma; engeli, hayatın bir gerçeği, değişik bir yaşam deneyimi, ilginç ve müspet bir olgu olarak tanımlayan sosyal model çerçevesinde kurgulanmıştır. Bu çalışma kapsamında, engelli bir üniversite öğrencisinin eğitim hayatıyla ilgili deneyimlerinin incelemesi amaçlanmıştır. İlk aşamada, katılımcı ile 55 dakika süren bir görüşme yapılmış ve konuşulanlar kelimesi kelimesine yazıya aktarılmıştır. Daha sonra ise iki farklı nitel analiz yöntemi (yorumlayıcı fenomonolojik analiz -YFA- ve söylem analizi) bir arada kullanılarak analizler yapılmıştır. Kullanılan iki analiz yöntemi engelli bir üniversite öğrencisi olmanın farklı boyutlarında benzer bulgular ortaya çıkarmıştır. Örneğin ‘engelli olmanın adil olmadığı’ ile ilgili husus hem YFA hem de söylem analizi sonucunda ortaya çıkmıştır. İki analizin sonuçları karşılaştırıldığında ortaya çıkan en büyük fark, olumsuzlukların söylem analizi sonucunda daha çok kendini göstermesidir. Katılımcının deneyimleri anlamlandırılmaya çalışılırken hem içeriğe hem de bu içeriğin nasıl ifade edildiğine odaklanılmıştır. Bu özellikleriyle, tek katılımcının dâhil edildiği bu çalışma, iki farklı analiz yönteminin kullanımı sonucunda elde edilecek bulguları yorumlama konusunda pilot çalışma niteliğinde bir araştırma olarak kabul edilebilir. Sonuçlar, sosyal model bakış açısıyla incelendiğinde ise toplumun katılımcıya pek çok engel çıkardığı sonucuna varılabilir. Bunun yanında, şartlar ve zaman katılımcının lehine işlemiştir. Engelli üniversite öğrencileri ile ilgili çalışmaların devam etmesi özellikle psikolojik iyilik hallerinin geliştirilmesi açsından önemlidir. Pastanın kreması olarak nitelendirilebilecek bu öğrencilerinin desteklenmesi toplum refahına katkı sağlayacaktır.Publisher's Versio

    Engelli bir üniversite öğrencisinin deneyimleri: İki farklı analiz yöntemiyle değerlendirme

    No full text
    Literatürde engel ile ilgili farklı bakış açıları mevcuttur. Bunların en bilinenleri tıbbi model, sosyal model ve biyopsikososyal modeldir. Bu çalışma; engeli, hayatın bir gerçeği, değişik bir yaşam deneyimi, ilginç ve müspet bir olgu olarak tanımlayan sosyal model çerçevesinde kurgulanmıştır. Bu çalışma kapsamında, engelli bir üniversite öğrencisinin eğitim hayatıyla ilgili deneyimlerinin incelemesi amaçlanmıştır. İlk aşamada, katılımcı ile 55 dakika süren bir görüşme yapılmış ve konuşulanlar kelimesi kelimesine yazıya aktarılmıştır. Daha sonra ise iki farklı nitel analiz yöntemi (yorumlayıcı fenomonolojik analiz -YFA- ve söylem analizi) bir arada kullanılarak analizler yapılmıştır. Kullanılan iki analiz yöntemi engelli bir üniversite öğrencisi olmanın farklı boyutlarında benzer bulgular ortaya çıkarmıştır. Örneğin ‘engelli olmanın adil olmadığı’ ile ilgili husus hem YFA hem de söylem analizi sonucunda ortaya çıkmıştır. İki analizin sonuçları karşılaştırıldığında ortaya çıkan en büyük fark, olumsuzlukların söylem analizi sonucunda daha çok kendini göstermesidir. Katılımcının deneyimleri anlamlandırılmaya çalışılırken hem içeriğe hem de bu içeriğin nasıl ifade edildiğine odaklanılmıştır. Bu özellikleriyle, tek katılımcının dâhil edildiği bu çalışma, iki farklı analiz yönteminin kullanımı sonucunda elde edilecek bulguları yorumlama konusunda pilot çalışma niteliğinde bir araştırma olarak kabul edilebilir. Sonuçlar, sosyal model bakış açısıyla incelendiğinde ise toplumun katılımcıya pek çok engel çıkardığı sonucuna varılabilir. Bunun yanında, şartlar ve zaman katılımcının lehine işlemiştir. Engelli üniversite öğrencileri ile ilgili çalışmaların devam etmesi özellikle psikolojik iyilik hallerinin geliştirilmesi açsından önemlidir. Pastanın kreması olarak nitelendirilebilecek bu öğrencilerinin desteklenmesi toplum refahına katkı sağlayacaktır.Publisher's Versio

    DEFENSIVE OR EXISTENTIAL RELIGIOUS ORIENTATIONS AND MORTALITY SALIENCE HYPOTHESIS: USING CONSERVATISM AS A DEPENDENT MEASURE

    No full text
    The study examined the relationship between the defensive versus existential religious orientation and mortality salience hypothesis in a country where the predominant type of religion is Islam. It was predicted that the mortality reactions of participants would not differ in accordance with their religious orientations within a Muslim sample. The dependent variable tested in the study was conservatism and it was expected that within the Muslim sample both defensively and existentially oriented participants would react to mortality salience manipulation. The defensive participants became more conservative in the mortality salient condition as opposed to failure salience and TV salience conditions. However, contrary to the authors' hypothesis, existential participants did not react to mortality salience manipulation. The results were discussed in accordance with the self-relevance of the conservatism variable, which is the dependent variable of the study. Research implications and suggestions for future studies were also provided
    corecore