4 research outputs found
Postmenapozal kadınlarda diz osteoartriti ile kemik mineral yoğunluğu arasındaki ilişki
Çalışmamızın amacı diz osteoartritinin radyografik değişikliklerinin derecesi arttıkça radius ve femurun kemik mineral dansitesinde artma olup olmadığını araştırmaktır: Yaş ve vücut kütle indeksi 'nin (VKİ) diz O A radyografik bulguları ve radius, femur kemik mineral dansite arasında ilişki olup olmadığını göstermektir. Hastalar ve metod: Diz OA'i bulunan 82 postmenapozal kadın çalışmaya alındı. VKİ 'leri hesaplandı. Ağırlık bindirilerek çekilen anterioposterior diz grafileri çektirildi. Kellgren ve Lawrence'ye göre ve bireysel farklılık skalalanna göre radyografik derecelendirilimi yapıldı ve bu hastaların KMY'ları radius ve femurdan DEXA yöntemi ile ölçüldü. Bulgular: Kellgren ve Lawrence radyografik kriterlerine göre 15 hastada O A yoktu, 13 hasta 1. Derece, 21 hasta 2. Derece, 25 hasta 3. Derece, 8 hasta 4. Derece OA Radyografik bulgulara sahipti. Diz OA'nin radyografik değişiklikleri ile yaş ve VKİ arasında yapılan analizde yaş ile OA derecesi arasında pozitif korelasyon görüldü. Radius, femur boynu, trokanter ve Ward's üçgeninden ölçülen osteodansitometrik sonuçlar ile yaş ve VKİ arasında yapılan analizinde yaş ile femur ve radiusdan ölçülen osteodansitometrik sonuçlar ile negatif korelasyon tesbit edildi (p0,05). Sonuç: Yaş ilerledikçe KMY'nun azalmasına karşılık VKİ yüksek olan hastalarda femur boynu ve trokanter KMY'u yüksek bulunmaktadır. Dolayısıyla VKİ'nin kalça osteoporozu için etki yaptığı söylenebilir.The purpose of our study is to find out whether there is an increase in the bone mineral density (BMD) of radius and femur when the radiographic changes of knee osteoarthritis increase. Besides, it is aimed that whether there is a relation between radius, femur bone mineral density and the radiographic findings of knee osteoarthritis (OA) of age and body mass index (BMI). Patients and method: 82 postmenapausal women having knee OA were taken samplein this study. Their BMI were calculated. Their anterioposterior knee graphics were obtained by which weight is given. Radyographic gradings were done according to individual difference scales and Kellgren and Lawrence. And the BMD of these, patients were measured by DEXA method from radius and femur. Results: According to the radiographic results of Kellgren and Lawrence 15 of them have no O A, 13 of them grade 1, 21 of them grade2, 25 of them grade 3, 8 of them grade 4 O A was present. After the analysis made between the radiographic changes of knee O A and age and BMI, positive correlation between OA grade was found. Negative correlation was established after the analysis made between radius, femoral neck, trochanter and Ward's triangle osteodansitometric results and age and BMI and the results measured between age and femur and radius.(p0,05). Conclusion: When age increases, femoral neck and trochanter BMD patients who have high BMI increases althought BMD decreases. Thus, it can be said that BMI affects hip osteoporosis
Lumbar disc hernia and benign joint hypermobility syndrome
Giriş: Benign eklem hipermobilitesi pek çok kas iskelet
hastalıkları ile bir arada bulunabilen bir sendromdur.
Lomber disk hernisi de bunlardan biridir. Bu çalışmanın
amacı, lomber disk hernisi ile benign hipermobilite
sendromu arasında bir ilişki olup olmadığını göstermektir.
Gereç ve Yöntem: Bu çalışmaya lomber disk hernisi tanısı
konan 133 hasta alındı. Bu hastalarda revize Brighton
kriterleri kullanılarak hipermobilite değerlendirildi.
Bulgular: Çalışmaya alınan 133 hastanın 80’i (%60,2) kadın,
53’ü (%39,8) erkekti. Yaş ortalaması kadınlarda 41.6 ±10.2,
erkeklerde 38.6±11.9 olarak tespit edildi. Beighton skoru
ortama 1.14±1.6 idi. Hastaların revize brighton kriterlerine
göre 15’inde (%11,3) hipermobilite vardı.
Sonuç: Benign eklem hipermobilitesi, lomber disk hernisine
eşlik eden bir semptom olabilir. Aynı zamanda, Benign
eklem hipermobilitesi lomber disk hernisi için bir risk
oluşturabilir. Ancak bizim çalışmamızda böyle bir ilişki
bulunamadı. Hipermobilite toplumda yaygın görülen bir
durum olmasına karşılık, göz önünde bulundurulmadığı için
hastalara yanlış tanı konulup, gereksiz tedavi
uygulanmaktadır. Benign hipermobilite sendromunun
akılda tutulması, birçok kas iskelet hastalığına yatkınlık
oluşturduğu için koruyucu hekimlik bakımından da
önemlidir.Objective: Benign joint hypermobility is a syndrome that it
can be seen together with many other muscle-skeleton
disorders. Lower backpain is an important result of
hypermobility syndrome. The aim of this study is
representing of whether there is a relation between lumbar
disc hernia and benign hypermobility syndrome.
Material and Methods: 133 patients who diagnosed with
lumbar disc hernia was included in this study. By using of
revised brighton criteria of these patients, hypermobility is
evaluated.
Results: 80 female (%60.2) and 53 male (%39.8) totally 133
patient were placed in the study. Mean age was 41.6 ±10.2
in female and 38.6±11.9 in male. Mean Beighton score was
1.14±1.6. According to revised brighton criteria, 15 patients
(%11.3) had hypermobility.
Conclusion: Benign joint hypermobility can be a symptom
accompanied by lumbar disc hernia. At the same time,
benign joint hypermobility can form a risk for lumbar disc
hernia. However, such a relation couldn’t be found in our
study. Altough hypermobility is being seen widely in the
population and because of not to take into consideration
this fact; the patients is wrongly diagnosed and treated
unnecessarily. Keeping in mind of benign joint
hypermobility syndrome is also important with regard to
preventive medicine because of the tendency of many
other muscle-skeleton disorders
Lumbar disc hernia and benign joint hypermobility syndrome
Giriş: Benign eklem hipermobilitesi pek çok kas iskelet
hastalıkları ile bir arada bulunabilen bir sendromdur.
Lomber disk hernisi de bunlardan biridir. Bu çalışmanın
amacı, lomber disk hernisi ile benign hipermobilite
sendromu arasında bir ilişki olup olmadığını göstermektir.
Gereç ve Yöntem: Bu çalışmaya lomber disk hernisi tanısı
konan 133 hasta alındı. Bu hastalarda revize Brighton
kriterleri kullanılarak hipermobilite değerlendirildi.
Bulgular: Çalışmaya alınan 133 hastanın 80’i (%60,2) kadın,
53’ü (%39,8) erkekti. Yaş ortalaması kadınlarda 41.6 ±10.2,
erkeklerde 38.6±11.9 olarak tespit edildi. Beighton skoru
ortama 1.14±1.6 idi. Hastaların revize brighton kriterlerine
göre 15’inde (%11,3) hipermobilite vardı.
Sonuç: Benign eklem hipermobilitesi, lomber disk hernisine
eşlik eden bir semptom olabilir. Aynı zamanda, Benign
eklem hipermobilitesi lomber disk hernisi için bir risk
oluşturabilir. Ancak bizim çalışmamızda böyle bir ilişki
bulunamadı. Hipermobilite toplumda yaygın görülen bir
durum olmasına karşılık, göz önünde bulundurulmadığı için
hastalara yanlış tanı konulup, gereksiz tedavi
uygulanmaktadır. Benign hipermobilite sendromunun
akılda tutulması, birçok kas iskelet hastalığına yatkınlık
oluşturduğu için koruyucu hekimlik bakımından da
önemlidir.Objective: Benign joint hypermobility is a syndrome that it
can be seen together with many other muscle-skeleton
disorders. Lower backpain is an important result of
hypermobility syndrome. The aim of this study is
representing of whether there is a relation between lumbar
disc hernia and benign hypermobility syndrome.
Material and Methods: 133 patients who diagnosed with
lumbar disc hernia was included in this study. By using of
revised brighton criteria of these patients, hypermobility is
evaluated.
Results: 80 female (%60.2) and 53 male (%39.8) totally 133
patient were placed in the study. Mean age was 41.6 ±10.2
in female and 38.6±11.9 in male. Mean Beighton score was
1.14±1.6. According to revised brighton criteria, 15 patients
(%11.3) had hypermobility.
Conclusion: Benign joint hypermobility can be a symptom
accompanied by lumbar disc hernia. At the same time,
benign joint hypermobility can form a risk for lumbar disc
hernia. However, such a relation couldn’t be found in our
study. Altough hypermobility is being seen widely in the
population and because of not to take into consideration
this fact; the patients is wrongly diagnosed and treated
unnecessarily. Keeping in mind of benign joint
hypermobility syndrome is also important with regard to
preventive medicine because of the tendency of many
other muscle-skeleton disorders
Ankilozan spondilit ve myotoni konjennita ilişkisi
Bu vaka ankilozan spondilit ve myotoni konjenitanın birlikte görüldüğü ilk sunumdur. Ankilozan spondilit aksiyal iskelet infla- masyonu ve sistemik tutulumla karekterize sistemik romatolojik bir hastalıktır. Miyotoninin en belirgin bulgusu tutukluk ve kas kasıldıktan sonra gevşeme gecikmesidir. Tutukluk ve tanı gecikmesi bu iki hastalıkta ortak bulgudur.This is the first report about the association of ankylosing spondylitis and myotonia congenita. Ankylosing spondylitis is a systemic rheumatologic disease that is characterized by axial skeletal inflammation and accompanied by systemic involvement. The most significant findings of myotonia are the stiffness and the delayed relaxation following the muscle contraction. Both of these pa- thologies can cause stiffness and also delaying of diagnosis of each other