39 research outputs found

    The Effect of a Project on Teachers’ Self-Efficacy Beliefs in Organizing Trips to Out-of-School Environments

    Get PDF
    The aim of this study is to determine the effect of a project on teachers’ self-efficacy beliefs about organizing trips to out-of-school environments. The present study is a simultaneous mixed pattern research using quantitative and qualitative data. Twenty-four science teachers participated in the study. The effect of training and applications was also evaluated in terms of gender and seniority. Data were collected through Self-Efficacy Belief Scale for Organizing Educational Trips to Out-of-school Environment and open-ended question forms. While there was no difference in self-efficacy beliefs between male and female teachers at the beginning of the project, there was a difference in favor of females at the end of the project. Also, while there was a difference in favor of senior teachers at the beginning of the project, this difference disappeared at the end of the project. As can be seen in the present study, practical activities related to out-of-school learning are very important and such training should be delivered to both in pre-service and in-service teachers

    Rola krążącego sTWEAK w patogenezie choroby Hashimoto — badanie pilotażowe

    Get PDF
      Introduction: We aimed to investigate the role of sTWEAK in the pathogenesis of Hashimoto’s thyroiditis, which is a chronic inflammatory autoimmune disease. Material and methods: A total of 80 patients were included in the study, 60 of whom were newly diagnosed with Hashimoto’s thyroiditis (20 patients in each of the euthyroid, subclinical hypothyroid, and overt hypothyroid subgroups), and 20 of whom were healthy volunteers. Thyroid function tests and autoantibodies were measured using the electro-chemiluminescence immunoassay method, and sTWEAK, IL-17A, IL-12, and TGF-beta1 were measured using enzyme-linked immunosorbent assay method. Results: The Hashimoto’s Thyroiditis group had lower levels of sTWEAK and TGF-beta1, but had higher levels of IL-12 and IL-17A as compared to the control group. Of these, only the difference between IL-17A levels reached statistical significance (2.1 pg/mL vs. 1.8 pg/mL, respectively; p < 0.001). While the levels of sTWEAK were similar in the control, euthyroid, and subclinical groups, the overt hypothyroidism group had lower level of sTWEAK than that of subclinical hypothyroidism (687.6 ± 153.3 pg/mL vs. 888.2 ± 374.4 pg/mL, respectively; p = 0.03). A negative correlation was determined between sTWEAK level and anti-TPO (r = –0.533, p = 0.028) and IL-17A (r = –0.600, p = 0.005) levels in the overt hypothyroidism group. Conclusions: The reduced levels of sTWEAK with progression of Hashimoto’s Thyroiditis and the significant correlation between the sTWEAK levels and anti-TPO found in this study suggest that sTWEAK plays an active role in chronic inflammation in the pathogenesis of Hashimoto’s Thyroiditis and in the progression of autoimmunity. (Endokrynol Pol 2016; 67 (6): 562–566)    Wstęp: Badanie przeprowadzono w celu ustalenia roli sTWEAK w patogenezie zapalenia tarczycy Hashimoto, przewlekłej zapalnej choroby autoimmunologicznej. Materiał i metody: Do badania włączono łącznie 80 chorych, w tym 60 osób z nowo rozpoznaną chorobą Hashimoto (po 20 chorych w podgrupach z eutyreozą, subkliniczną niedoczynnością tarczycy i jawną niedoczynnością tarczycy) i 20 zdrowych ochotników. Badania czynności tarczycy oraz oznaczenia stężenia autoprzeciwciał przeprowadzono przy użyciu metod elektrochemiluminescencji, a stężenia sTWEAK, IL-17A, IL-12 i TGF-beta1 oznaczono za pomocą testów enzymatycznych. Wyniki: W grupie osób z chorobą Hashimoto stężenia sTWEAK i TGF-beta1 były niższe, a stężenia IL-12 i IL-17A wyższe niż w grupie kontrolnej. Jednak tylko różnice między stężeniami IL-17A osiągnęły poziom istotności statystycznej (odpowiednio 2,1 pg/ml vs. 1,8 pg/ml; p < 0,001). Podczas gdy stężenia sTWEAK były podobne w grupach kontrolnej, z eutyreozą i z subkliniczną niedoczynnością tarczycy, stężenia sTWEAK w grupie z jawną niedoczynnością tarczycy były niższe niż u osób z subkliniczną niedoczynnością tarczycy (odpowiednio 687,6 ± 153,3 pg/ml vs. 888,2 ± 374,4 pg/ml; p = 0,03). Stwierdzono ujemną korelację między stężeniem sTWEAK a stężeniami przeciwciał przeciw TPO (r = –0,533; p = 0,028) oraz IL-17A (r = –0,600; p = 0.005) w grupie z jawną niedoczynnością tarczycy. Wnioski: Obniżanie się stężenia sTWEAK z progresją choroby Hashimoto oraz istotna korelacja między stężeniem sTWEAK a stężeniem przeciwciał przeciw TPO stwierdzone w tym badaniu wskazują, że sTWEAK odgrywa aktywną rolę w przewlekłym zapaleniu w patogenezie choroby Hashimoto, a także w progresji autoagresji. (Endokrynol Pol 2016; 67 (6): 562–566)

    MKarketing activities of Turkisch cinema

    No full text
    sinama sektör

    Şeytanı Baştan Çıkarmak: Erica Jong ve Duygu Asena romanlarında arzu, toplum, bellek kıskacında kadın ve cinsellik

    No full text
    The efforts of second wave feminism claiming women body and identity are also depicted by women authors in literature. They criticised the male view that always defines and objectifies women from male point of view, also depriving woman?s sexuality and desire. The struggle of women against that view, demanding desire and independence is an effort in being a ?subject?. Jong and Asena has made that effort concrete by depicting their woman characters? sexual experiences and behavior strategies, struggling against pressure. But sometimes their stress on sexuality has overshadowed building an identity through breaking the gender ideologies.The authors described ?presentable? modern women?s story. The personal freedom model that they present us is questionable according to its effectiveness in the struggle of all women in long term. They are effected by one dimensional feminism that reduced feminism?s historical and political ground to ?feeling good? and personal advancement discourse. They couldn?t expose a more general order that prevent woman?s effort in being a subject in every ground. But both of them successfully exposed taboos on woman body and the memory that collects taboo-breaking experiences through three generations.As Vance also says, focusing only on the pleasure and joy of sexuality means ignoring patriarchial structure. Whereas, talking only about the sexual pressure means ignoring woman?s sexual preference and power experiences and increases hopelessnes, by showing woman as a victim. Therefore, it is essential to see the dualist feature of sexuality in demanding woman body and identity.İkinci dalga feminizmin, kadınların kimliğine ve bedenlerine sahip çıkma talebini öne çıkarma çabası, edebiyatta da kadın yazarlar tarafından görünür kılınmaya çalışılmıştır. Kadını daima erkeğe göre ve onun bakış açısından tanımlayarak nesneleştiren eril bakışın, kadını özgür cinselliğinden ve arzusundan yoksun kılması eleştirilmiştir. Kadınların bu bakışla mücadele edip arzu ve bağımsızlık talep etmesi, aynı zamanda bir özne olma çabasıdır. Erica Jong ve Duygu Asena, bir karşı kültür yaratma isteğiyle bu çabayı, kadın karakterlerinin cinsel deneyimleri, baskıyla mücadele ve davranış stratejileri üzerinden somutlaştırmışlardır. Ancak kimi zaman cinselliğe yaptıkları vurgu, kadınların cinsiyet ideolojilerinden sıyrılarak kendilerine ait bir benlik inşa etme çabasını gölgelemiştir.?Presantable? şehirli kadının hikâyesini anlatan yazarların kadınlara sundukları bireysel özgürleşme modeliyle bütün kadınların kurtuluşunda uzun vadede ne kadar etkili olduğu tartışma konusudur. Yazarları, feminizmin tarihsel ve politik boyutunun kişisel gelişim söylemleriyle kendini iyi hissetmeye indirgenmesinin tek boyutluluğundan etkilenmiştir. Yazarlar, kadını her düzlemde özne olmaktan alıkoyan daha genel bir işleyişi teşhir edememişlerdir. Ancak her iki yazar da kadın bedeni konusundaki pek çok tabuyu başarıyla teşhir ederek kadınların tabu yıkma deneyimlerinin biriktiği belleği üç kuşak üzerinden betimlemiştir. Karakterlerde cinsel doyum arayışı baskındır. Vance'ın da belirttiği gibi, yalnızca cinselliğin verdiği zevk ve sevince odaklanmak patriarkal yapıyı göz ardı etmek anlamına gelirken, yalnızca cinsel baskıdan söz etmek de kadınların cinsel tercih ve güç deneyimlerini göz ardı etmek ve kasıtsız da olsa kadını kurban görerek umutsuzluğu arttırmaktadır. Bu yüzden kadın cinselliğinin ikili niteliği göz önüne alınarak kadın bedenine ve kimliğine sahip çıkmak gerekmektedi

    "Şeytanı Baştan Çıkarmak":

    No full text
    İkinci dalga feminizmin, kadınların kimliğine ve bedenlerine sahip çıkma talebini öne çıkarma çabası, edebiyatta da kadın yazarlar tarafından görünür kılınmaya çalışılmıştır. Kadını daima erkeğe göre ve onun bakış açısından tanımlayarak nesneleştiren eril bakışın, kadını özgür cinselliğinden ve arzusundan yoksun kılması eleştirilmiştir. Kadınların bu bakışla mücadele edip arzu ve bağımsızlık talep etmesi, aynı zamanda bir özne olma çabasıdır. Erica Jong ve Duygu Asena, bir karşı kültür yaratma isteğiyle bu çabayı, kadın karakterlerinin cinsel deneyimleri, baskıyla mücadele ve davranış stratejileri üzerinden somutlaştırmışlardır. Ancak kimi zaman cinselliğe yaptıkları vurgu, kadınların cinsiyet ideolojilerinden sıyrılarak kendilerine ait bir benlik inşa etme çabasını gölgelemiştir. "Presantable" şehirli kadının hikâyesini anlatan yazarların kadınlara sundukları bireysel özgürleşme modeliyle bütün kadınların kurtuluşunda uzun vadede ne kadar etkili olduğu tartışma konusudur. Yazarları, feminizmin tarihsel ve politik boyutunun kişisel gelişim söylemleriyle kendini iyi hissetmeye indirgenmesinin tek boyutluluğundan etkilenmiştir. Yazarlar, kadını her düzlemde özne olmaktan alıkoyan daha genel bir işleyişi teşhir edememişlerdir. Ancak her iki yazar da kadın bedeni konusundaki pek çok tabuyu başarıyla teşhir ederek kadınların tabu yıkma deneyimlerinin biriktiği belleği üç kuşak üzerinden betimlemiştir. Karakterlerde cinsel doyum arayışı baskındır. Vance'ın da belirttiği gibi, yalnızca cinselliğin verdiği zevk ve sevince odaklanmak patriarkal yapıyı göz ardı etmek anlamına gelirken, yalnızca cinsel baskıdan söz etmek de kadınların cinsel tercih ve güç deneyimlerini göz ardı etmek ve kasıtsız da olsa kadını kurban görerek umutsuzluğu arttırmaktadır. Bu yüzden kadın cinselliğinin ikili niteliği göz önüne alınarak kadın bedenine ve kimliğine sahip çıkmak gerekmektedir

    The protective effect of quantum light therapy on testis ischemia reperfusion

    No full text
    Bu çalışmada amaç testis torsiyonuna bağlı gelişen iskemi reperfüzyon hasarında quantum ışın terapisinin koruyucu rolü olup olmadığını ortaya koymak idi. Bu amaçla her biri 8 rattan oluşan toplam 6 grup kuruldu. Bu gruplar şöyledir. Grup I kontrol grubudur Grup II, testis iskemi-reperfüzyonu uygulanan gruptur. Grup III’te 4 hafta boyunca, haftada 3 kez, 5 dakika 5 Hz kuantum ışın tedavisi uygulanmıştır. Grup IV’ te 4 hafta boyunca, haftada 3 kez, 5 dakika 5 Hz kuantum ışın tedavisi uygulandıktan sonra testis iskemi-reperfüzyonu uygulanmıştır. Grup V’te 4 hafta boyunca, haftada 3 kez, 5 dakika 50 Hz kuantum ışın tedavisi uygulanmıştır. Grup VI’da ise 4 hafta boyunca, haftada 3 kez, 5 dakika 50 Hz kuantum ışın tedavisi uygulandıktan sonra testis iskemi-reperfüzyonu uygulanmıştır. Gerekli işlemler yapıldıktan sonra sol testisler alınıp dokular histopatolojik olarak incelenmiştir. İstatiksel analiz sonucu testis iskemi reperfüzyon modeli oluşturulup quantum tedavisi uygulanan ratlarda 50 Hz şiddetinde quantum tedavisi uygulanan ratlarda, seminifer tübül çapları, epitel kalınlıkları ve johnsen skorlarının 5 Hz şiddetinde kuantum tedavisi uygulanan ve kontrol grubundaki ratlara göre anlamlı derecede daha iyi sonuçlar verdiği bulunmuştur.The purpose of this study is to demonstrate the protective effect of quantum light therapy on testis ischemia reperfusion injury due to testicular torsion. For this aim we form 6 groups each has 8 rats. Group I is the control group. Group II is performed testicular ischemia and reperfusion. In group III rats are applied 5 Hz quantum light therapy for 5 minutes during 4 weeks, three times a week. In Group IV rats are applied 5 Hz quantum light therapy for 5 minutes durıng 4 weeks three times a week and then testicular ishemia reperfusion is demostrated. In Group V rats are applıed 50 Hz quantum lıght therapy for 5 minutes durıng 4 weeks, three times a week. In Group VI rats are applied 50 Hz quantum light therapy for 5 minutes during 4 weeks, three times a week and then testicular ishemia reperfusion is demostrated. Afterwards orchiectomy is performed for left testis for each rat and testicular tissues are investigated histopathologically. After statistical analysis the results in the rats that are applied 50 Hz quantum lıght therapy has positive effect of reducing testicular ınjury

    The importance of the different kinds of energy sources for energy future of Turkey

    No full text
    Nowadays, the need of energy has been increasing day by day with the population growth and the advancements of technology. In this study, the current state of nuclear, wind and solar energy on the worldwide has been generally investigated. The general assessments have been made based on Turkey’s energy potential and the evaluation situation of this potential. The current political structures of countries are generally assessed and under this policy, the last situation and the latest implemented innovations are given. Turkey’s energy demand is constantly increasing and Turkey is a country that needs to energy imports. This is a need for new energy sources to meet the growing need for energy. Nuclear, wind and solar energy are the new sources of energy to the fore in our country recently. In this study is given general information on the usage of energy sources of making and some deficiencies were been emphasized by political considerations in this regard

    Protective effects of melatonin and omega-3 on the hippocampus and the cerebellum of adult Wistar albino rats exposed to electromagnetic fields

    Get PDF
    The purpose of the study was to investigate the effects of pulsed digital electromagnetic radiation emitted by mobile phones on the central nervous system of the adult Wistar albino rats. The study evaluated structural and functional impacts of four treatment arms: electromagnetic field (EMF) exposed; EMF exposed + melatonin treated group (EMF + Mel); EMF exposed + omega-3 (ω3) treated group (EMF + ω3); and control group (Cont). The 12-weeks-old rats were exposed to 900 MHz EMF for 60 min/day (4:00–5:00 p.m.) for 15 days. Stereological, biochemical and electrophysiological techniques were applied to evaluate protective effects of Mel and ω3. Significant cell loss in the CA1 and CA2 regions of hippocampus were observed in the EMF compared to other groups (p 0.05). The passive avoidance test showed that entrance latency into the dark compartment was significantly shorter in the EMF (p < 0.05). Additionally, EMF had a higher serum enzyme activity than the other groups (p < 0.01). In conclusion, our analyses confirm that EMF may lead to cellular damage in the hippocampus and the cerebellum, and that Mel and ω3 may have neuroprotective effects
    corecore