22 research outputs found

    Organ Korunması

    Get PDF
    Transplantasyon için bekleyen hasta sayısı, elde edilen organların çok üstü- ne çıkmıştır. Organları korumak için geliştirilen teknoloji de önemli derecede gelişmiştir. Organların çıkartılması, korunması ve nakledilmesi sırasında, iskemi ve hipotermiye bağlı hasar meydana gelir. Organ koruma tekniklerinin amacı, bu hasarı en aza indirmek, organ fonksiyonu ve graft yaşama sü- resini en iyi duruma getirmektir. Hipotermik koruma için iki teknik kullanılır; basit soğuk saklama ve sürekli hipotermik perfüzyon. Basit soğuk saklamada, organ soğuk koruyucu sıvı ile yıkanır ve içinde aynı sıvının olduğu torbaya konulur. Bu torba, içinde kı- rılmış buzların olduğu ikinci bir torbaya yerleştirilir. Sürekli hipotermik perfüzyonda, organ içinde sürekli basınçla perfüzyonu sağlayan bir makine kullanılır. Bu makalede organ korunmasının ilkeleri, patofizyolojisi ve teknikleri tartışılarak, bugünkü transplantasyonda kullanılan çeşitli koruyucu sıvılar tartışılmıştır

    Peroneal Tendon Rekonstrüksiyonunda Otogreft Olarak Hamstring Tendonları Kullanılabilir mi? Kadavra Çalışması

    Get PDF
    Amaç: Kronik peroneal tendon yırtıklarının rekonstrüksiyonunda tendon transferleri ve otogreftler kullanılabilir. Bu kadavra çalışmasında peroneal tendonların rekonstrüksiyonu için otogreft hamstring tendonlarının kullanımının çap uygunluğu açısından değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Çalışmada 13 (4 kadın, 9 erkek) taze donmuş kadavra alt ekstremitesinden otogreft olarak 13 adet makroskopik yaralanması ve dejenerasyonu olmayan, hamstring tendonları (gracilis, semitendinosus) standart yöntemler ile elde edildi ve ölçüme alındı. Ardından aynı kadavraların peroneal tendonları (peroneus longus, peroneus brevis) standart yöntemler ile elde edilerek ölçüme alındı. Tendon çap ölçümleri tendonların en kalın olduğu orta bölgesinden dijital mikro kumpas yardımıyla yapıldı. Ölçümler sonucunda hamstring tendonları ile her iki peroneal tendon kalınlıkları istatistiksel olarak değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen kadavraların yaş ortalaması 74,07±12,25 (minimum: 51, maksimum: 94) yıl iken vücut kitle indeksi ortalaması 25,38±6,07 olarak bulundu. Çapları değerlendirilen tendonlar ile cinsiyet arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı (her biri için p>0,05). Hamstring tendonları (grasilis ve semitendinosus) boyutları ile, peroneus longus ve brevis tendonları arasında pozitif bir korelasyon mevcuttu (her biri için p<0,01). Ayrıca tendon orta çap değerlendirmesi sonucuna göre semitendinozus tendon çap ortalamasının peroneal tendonların çap ortalamasına daha yakın olduğu tespit edilmiştir. Sonuç: Kronik peroneal tendon yırtıklarının rekonstrüksiyonunda otogreft olarak, her iki peroneal tendonun rekonstrüksiyonu için semitendinozus tendonunun kullanılması tendon orta çapları değerlendirmesine göre daha uygun olabileceği kanaatine varıldı

    Morphometric analysis of the inferior vena cava at the level of the lumbar vertebra on multi detector computed tomography

    No full text
    Doktora Tezi. YÖK Tez No:388737Vena cava inferior (VCI) abdomen, pelvis, perine ve alt ekstremitelerdeki venöz kanı kalbin atrium dextrum'una drene eder. Günümüzde giderek popülerlik kazanan lumbal spinal cerrahi türlerinden, anterior cerrahi yaklaşımın en büyük dezavantajı VCI ve aorta abdominalis (AA)'in yaralanma riskidir. Bu çalışmada, anterior yaklaşım sırasında zarar görme riski bulunan VCI'nın komşuluk, lokalizayon, çap, açı gibi morfometrik verilerinin ve bu değerlerin cinsiyet, boy, kilo ve yaş demografik özellikler açısından karşılaştırılması amaçlanmıştır. Çalışma, Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı'nda çeşitli tıbbi gerekçeler ile çekilen, yaşları 50 ile 84 arasında değişen 200 (100 erkek ve 100 kadın) olgunun abdomen çok kesitli bilgisayarlı tomografi (ÇKBT) görüntüleri üzerinde gerçekleştirildi. Görüntüler iş istasyonuna (Leonardo Workstation, Siemens Medical Solutions Erlangen Germany) aktarıldı ve koronal-aksiyal-sagittal kesitlerde morfometrik veriler ve morfolojik varyasyon tipleri elde edildi. Değerlendirmeler sonucunda, VCI'nın regio iliocavalis'i erkeklerde ortalama %60, kadınlarda %68, tüm bireylerde %64 L4 seviyesinde tespit edildi. VCI'nın %73 sağda, regio iliocavalis'in %97 bifurcatio aorta (BA)'nın altında seyrettiği gözlendi. VCI'nın iliocaval açısı tüm bireylerde 60o (erkeklerde 56.53o ve kadınlarda 64.01o), iliocaval açı yüksekliği 2.99 cm olarak gözlendi. VCI'nın L1 ve L2 vertebralara uzaklığı, lordoz açısı (ILA) erkeklerde (2.65cm, 1.81cm ve 45,64o), kadınlarda (2.11cm, 1.42cm ve 52,14o) cinsiyetler arasında yüksek düzeyde anlamlılık; regio iliocavalis, L3 ve L4 vertebralara uzaklığı erkeklerde (0.65cm, 1.05cm ve 0.69cm), kadınlarda (0.49cm, 0.91cm ve 0.55cm) cinsiyetler arasında anlamlılık tespit edildi. V. iliaca communis dextra'nın regio iliocavalis'in 1 cm altındaki genişliği (IDG) (erkeklerde 1,41cm ve kadınlarda 1,31cm), v. iliaca communis sinistra'nın regio iliocavalis'in 1 cm altındaki genişliği (ISG) (erkeklerde 1,73cm kadınlarda 1,58cm) olarak gözlendi. Elde edilen bu sonuçların yeni planlanacak cerrahi girişimler sırasında cerrahlara katkı sağlayacağı ve bir farkındalık yaratacağı düşüncesindeyiz.Inferior Vena Cava (IVC) drains the blood from abdomen, pelvis, perineum and lower extremity into the right atrium of the heart. The biggest disadvantage of the anterior surgical approach of lumbal spinal surgery which is increasingly popular today, is the risk of injury of IVC and abdominal aorta (AA). In this study it is aimed that measuring the value of morphometric datas such as diameter, neighbourhood, location, angle and height of the IVC, which is one of the vessels under the risk of injury during the anterior surgical approach, and comparing these with demographic values such as gender, height, body weight and age. The study was performed on the abdomen Multidetector Computed Tomography (MDCT) images for various medical resasons of 200 cases (100 male and 100 female) that ranged in age from 50 to 84 years at the Necmettin Erbakan Universtiy, Meram Faculty of Medicine, Department of Radiology. The images were transferred to work station (Leonardo Workstation, Siemens Medical Solutions Erlangen Germany) and morphometric datas and morphological variaton types were obtained from the evaluation of the coronal and sagittal images. As a result of the assesments, the confluence level of IVC was detected 60 % in males, 68 % in females and average % 64 in all individuals at 4th lumbal vertebra (L4)level. It was measured that IVC was at right of aorta in 73 % and located below the aortic bifurcation (AB) in 97 % of the cases. It is observed that the iliocaval angle of the IVC was 60 o in all individuals (56,53o in males and 64,01o in females), and the average height of angle of the ilioacaval region of IVC was as 2.99 cm. The distance of IVC to 1st lumbal vertebra (L1) and 2nd lumbal vertebra (L2) vertebra and the lordosis angle(ILA) was measured as (2,65cm ve 1,81cm and 45,64 o) in males and (2,11cm and 1,42cm and 52,14 o) in females a high level of significance between the sexes; the distance of IVC to iliocaval region, 3rd lumbal vertebra (L3) and L4 was measured as (0,65cm, 1,05cm and 0,69cm) in males and (0,49cm, 0,91cm and 0,55cm) in females significance between the sexes was detected. The width of the right common iliac vein,1cm below the iliocaval region, was measured as 1.41 cm in males and 1.31 cm in females; the width of the left common iliac vein,1cm below the iliocaval region, was measured as 1.73 cm in males and 1.58 cm in females. We believe that the obtained results will contribute to the surgeons during the planning of new surgery and raise awareness

    Normal ve Gaers (Genetic Absence Epileptic Rats From Strasbourg) sıçanlarda Talamus’un leteral posterior ve lateral geniculat Nukleus’un terminal tiplerinin ve sinaps sayılarının elektron mikroskopisi ile ortaya konması

    No full text
    NORMAL VE GAERS (GENETIC ABSENCE EPILEPTIC RATS FROM STRASBOURG) SIÇANLARDA TALAMUS’UN LATERAL POSTERİOR VE LATERAL GENİCULAT NUKLEUS’UNUN TERMİNAL TİPLERİNİN VE SİNAPS SAYILARININ ELEKTRON MİKROSKOPİSİ İLE ORTAYA KONMASIELİF NEDRET KESKİNÖZYÜKSEK LİSANS TEZİÖZETTalamus, korteks ile işlevsel birliktelik içinde çalışan gri bir cevher kitlesidir. Her bir talamus çekirdeği internöron ve nakledici hücrelerden oluşmaktadır. Talamus birincil (first-order) ve yüksek (higher-order) talamus nukleus’larından oluşur. Talamus nukleus’larından nucleus geniculatum laterale (LGN) ve nucleus lateralis posterior (LP) görme ile alakalıdır. Bu çalışmada, beyin kesitlerinden LGN ve LP nukleus’ları çıkartıldı. Inhibitör GABAerjik F terminallerini belirlemek için GABA immunhistokimyası uygulandı. Çalışmamızda, normal ve GAERS hayvanlardaki terminal tiplerinin sayı ve oranının her bir terminalin sinaps sayı ve oranlarıyla karşılaştırılması yapılmıştır. Bu çalışmada: Wistar sıçanlarda LGN, LP’dan anlamlı oranda fazla RL (yuvarlark, geniş) terminalinden oluşmaktadır. LP’da GAERS sıçanlarda Wistar sıçanlardan daha fazla RL terminali bulunmaktadır. LGN’da GAERS sıçanlar Wistar sıçanlardan daha fazla RS (yuvarlak, küçük) terminalinden oluşmaktadır. Wistar sıçanlarda LP, LGN’dan daha fazla F terminalinden oluşmaktadır. GAERS ile Wistar sıçanlar karşılaştırıldığında F terminali birincil talamus nukleus’larında anlamlı şekilde yüksektir.RL terminalinin ana fonksiyonu, talamus nukleus’larına temel bilgileri iletmektir. Bu nedenle az sayıda RL terminalleri ile karşılaşılmıştır. İnce modülasyon yapması nedeniyle talamus nukleus’ları yüksek modülatör uyarıya ihtiyaç duyar. Bu sebeple RS terminalleri hem GAERS hem de Wistar sıçanlarda yüksek orana sahiptir. GAERS sıçanların LGN nukleus’unun F terminalleri ve sinaps sayılarındaki anlamlı artış GABAerjik inhibitör uyarıların uyku, uyanıklık ve absans epilepsi mekanizması üzerinde kritik rolü olduğunu desteklemektedir. Sonuçlarımız talamus nukleus’larının absans epilepsi mekanizmasında rol oynayabileceğini göstermektedir.Anahtar Kelimeler: Talamus, Nucleus Geniculatum Laterale, Nucleus Lateralis Posterior, Genetic Absence Epileptic Rats from Strasbourg, WistarDISPLAYING THE NUMBER OF TERMINAL TYPES AND SYNAPSES OF LATERAL POSTERIOR AND LATERAL GENICULATE NUCLUES OF THALAMUS IN NORMAL AND GAERS ANIMALS WITH ELECTRON MICROSCOPYELİF NEDRET KESKİNÖZYÜKSEK LİSANS TEZİSUMMARYThalamus is gray matter that is functionally linked to the cortex. Each thalamic nucleus consists of interneurons and relay cells. Thalamus consists of first-order and higher-order thalamic nucleus. Nucleus geniculatum laterale (LGN) and nucleus lateralis posterior (LP) of thalamic nuclei are related to vision.In the present study, LGN and LP nuclei were removed from brain sections. GABA immunhistochemistry was applied to define the inhibitor GABAergic F terminals. The present study compares the ratio of terminals and synapses between Wistar and GAERS animals. In this study: In Wistar rats the LGN nucleus consisted of significantly higher RL (round, large) terminals than LP nucleus. GAERS rats consisted of higher RL terminals than Wistar rats in LP nucleus. GAERS rats consisted of higher RS (round, small) terminals than Wistar rats in LGN nucleus. LP nucleus consisted of higher F terminals than LGN nucleus in Wistar rats. When GAERS rats were compared with Wistar rats F terminals were significantly higher in first-order nucleus. The major function of RL terminals is to transmit the basic information to thalamus nuclei. Therefore less number of RL terminals were counted. Thalamus nuclei need high number of modulator impulse due to the fine modulation. For this reason RS terminales have high ratio in both GAERS and Wistar rats. Significant increase in the number of F terminal and synapse in LGN in GAERS animals suggests that GABAergic inhibitors play a role in sleep, wakefulness and absence of epilepsy. The present results shows that thalamic nuclei may take part in mechanism of absance epilepsy.Key Words: : Talamus, Nucleus Geniculatum Laterale, Nucleus Lateralis Posterior, Genetic Absence Epileptic Rats from Strasbourg, Wista

    Normal ve gaers(genetik absence epileptic rats from strasbourg) sıçanlarda talamus’un lateral posterior ve lateral geniculat nukleus’unun terminal tiplerinin ve sinaps sayılarının elektron mikroskopisi ile ortaya konması

    No full text
    NORMAL VE GAERS (GENETIC ABSENCE EPILEPTIC RATS FROM STRASBOURG) SIÇANLARDA TALAMUS’UN LATERAL POSTERİOR VE LATERAL GENİCULAT NUKLEUS’UNUN TERMİNAL TİPLERİNİN VE SİNAPS SAYILARININ ELEKTRON MİKROSKOPİSİ İLE ORTAYA KONMASI ELİF NEDRET KESKİNÖZ YÜKSEK LİSANS TEZİ Talamus, korteks ile işlevsel birliktelik içinde çalışan gri bir cevher kitlesidir. Her bir talamus çekirdeği internöron ve nakledici hücrelerden oluşmaktadır. Talamus birincil (first-order) ve yüksek (higher-order) talamus nukleus’larından oluşur. Talamus nukleus’larından nucleus geniculatum laterale (LGN) ve nucleus lateralis posterior (LP) görme ile alakalıdır. Bu çalışmada, beyin kesitlerinden LGN ve LP nukleus’ları çıkartıldı. Inhibitör GABAerjik F terminallerini belirlemek için GABA immunhistokimyası uygulandı. Çalışmamızda, normal ve GAERS hayvanlardaki terminal tiplerinin sayı ve oranının her bir terminalin sinaps sayı ve oranlarıyla karşılaştırılması yapılmıştır. Bu çalışmada: Wistar sıçanlarda LGN, LP’dan anlamlı oranda fazla RL (yuvarlark, geniş) terminalinden oluşmaktadır. LP’da GAERS sıçanlarda Wistar sıçanlardan daha fazla RL terminali bulunmaktadır. LGN’da GAERS sıçanlar Wistar sıçanlardan daha fazla RS (yuvarlak, küçük) terminalinden oluşmaktadır. Wistar sıçanlarda LP, LGN’dan daha fazla F terminalinden oluşmaktadır. GAERS ile Wistar sıçanlar karşılaştırıldığında F terminali birincil talamus nukleus’larında anlamlı şekilde yüksektir. RL terminalinin ana fonksiyonu, talamus nukleus’larına temel bilgileri iletmektir. Bu nedenle az sayıda RL terminalleri ile karşılaşılmıştır. İnce modülasyon yapması nedeniyle talamus nukleus’ları yüksek modülatör uyarıya ihtiyaç duyar. Bu sebeple RS terminalleri hem GAERS hem de Wistar sıçanlarda yüksek orana sahiptir. GAERS sıçanların LGN nukleus’unun F terminalleri ve sinaps sayılarındaki anlamlı artış GABAerjik inhibitör uyarıların uyku, uyanıklık ve absans epilepsi mekanizması üzerinde kritik rolü olduğunu desteklemektedir. Sonuçlarımız talamus nukleus’larının absans epilepsi mekanizmasında rol oynayabileceğini göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Talamus, Nucleus Geniculatum Laterale, Nucleus Lateralis Posterior, Genetic Absence Epileptic Rats from Strasbourg, Wistar DISPLAYING THE NUMBER OF TERMINAL TYPES AND SYNAPSES OF LATERAL POSTERIOR AND LATERAL GENICULATE NUCLUES OF THALAMUS IN NORMAL AND GAERS ANIMALS WITH ELECTRON MICROSCOPY ELİF NEDRET KESKİNÖZ YÜKSEK LİSANS TEZİ SUMMARY Thalamus is gray matter that is functionally linked to the cortex. Each thalamic nucleus consists of interneurons and relay cells. Thalamus consists of first-order and higher-order thalamic nucleus. Nucleus geniculatum laterale (LGN) and nucleus lateralis posterior (LP) of thalamic nuclei are related to vision. In the present study, LGN and LP nuclei were removed from brain sections. GABA immunhistochemistry was applied to define the inhibitor GABAergic F terminals. The present study compares the ratio of terminals and synapses between Wistar and GAERS animals. In this study: In Wistar rats the LGN nucleus consisted of significantly higher RL (round, large) terminals than LP nucleus. GAERS rats consisted of higher RL terminals than Wistar rats in LP nucleus. GAERS rats consisted of higher RS (round, small) terminals than Wistar rats in LGN nucleus. LP nucleus consisted of higher F terminals than LGN nucleus in Wistar rats. When GAERS rats were compared with Wistar rats F terminals were significantly higher in first-order nucleus. The major function of RL terminals is to transmit the basic information to thalamus nuclei. Therefore less number of RL terminals were counted. Thalamus nuclei need high number of modulator impulse due to the fine modulation. For this reason RS terminales have high ratio in both GAERS and Wistar rats. Significant increase in the number of F terminal and synapse in LGN in GAERS animals suggests that GABAergic inhibitors play a role in sleep, wakefulness and absence of epilepsy. The present results shows that thalamic nuclei may take part in mechanism of absance epilepsy. Key Words: : Talamus, Nucleus Geniculatum Laterale, Nucleus Lateralis Posterior, Genetic Absence Epileptic Rats from Strasbourg, Wista

    Gözden geçirilmiş ikinci baskı

    No full text
    Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı öğretim üyelerinin, kolay anlaşılır bir dille yazdığı bu kitap Diş Hekimliği Fakültesi, Eczacılık Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakülteleri’ne bağlı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Beslenme ve Diyetetik, Hemşirelik Bölümleri ile Sağlık Hizmetleri Yüksekokulları’na bağlı bölümlerde okuyan ve anatomi dersi alan tüm öğrenciler için uygun bir kaynaktır. • Acıbadem Üniversitesi’nin ders programıyla uyumlu konular • soru - cevap formatında hazırlanmış metin • 200’den fazla görsel • her bölümün sonunda örnek sorul

    Temel İnsan Anatomisi

    No full text
    Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı öğretim üyelerinin, kolay anlaşılır bir dille yazdığı bu kitap Diş Hekimliği Fakültesi, Eczacılık Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakülteleri’ne bağlı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Beslenme ve Diyetetik, Hemşirelik Bölümleri ile Sağlık Hizmetleri Yüksekokulları’na bağlı bölümlerde okuyan ve anatomi dersi alan tüm öğrenciler için uygun bir kaynaktır. • Acıbadem Üniversitesi’nin ders programıyla uyumlu konular • soru - cevap formatında hazırlanmış metin • 200’den fazla görsel • her bölümün sonunda örnek sorular

    Is denervation surgery possible in the treatment of hallux rigidus? An anatomic study of cadaveric specimens

    Get PDF
    Objective: The aim of this study was to provide anatomic considerations in the first metatarsophalangeal joint (FMPJ) innervation and to evaluate the feasibility of the denervation surgery in the treatment of hallux rigidus. Methods: In this cadaveric study, 14 fresh frozen cadaveric transtibial amputation specimens was used. For nerve dissection, dorsal and plantar longitudinal incision centered over the FMPJ were performed. Deep peroneal and dorsomedial cutaneous nerves were dissected in the dorsal aspect of the joint. Medial plantar nerve branches, medial and lateral hallucal nerves, were dissected in the plantar aspect of the joint. The presence, number, and location of articular branches to the FMPJ capsule were recorded. Dorsal and plantar incision length for proper dissection were also recorded. Results: Nerve dissection of the 14 specimens revealed the following number of articular branches from the relevant nerves: 14 from dorsomedial cutaneous nerves, 11 from deep peroneal nerves, 6 from medial hallucal nerve, and 5 from lateral hallucal nerve. Dorsal incision mean length was 60.53 (range, 42.48-85.12) mm, and the plantar incision mean length was 88.08 (range, 77.32-111.21) mm. Conclusion: Evidence from this study has shown that partial dorsal denervation of the FMPJ may be a technically feasible procedure along with the presence of superficially easily dissected nerves with relatively small incision

    Comparing Dimensions of Four-Strand Hamstring Tendon Grafts with Native Anterior and Posterior Cruciate Ligaments

    Get PDF
    Background. The aim of the study was to evaluate whether or not there was any incompatibility between four-strand hamstring tendons taken from the same knee and the dimensions of the ACL and PCL. Methods. 15 fresh frozen cadaver hamstrings were prepared as four-strand grafts and measurements made of the ACL and PCL circumferences in the midsection were made in the narrowest part of the midsection. The cross-section areas and diameters were calculated with geometric calculations used to measure the cross-sectional area of cylinders. Accepting that the geometric insertions were elliptical, the length, width, and area were calculated for entry areas. Results. A significant relationship at 96.2% was determined between the ACL mid and the hamstring diameter. A significant relationship at 96.7% was determined between the ACL and the hamstring mid area. A significant relationship at 96.4% was determined between the PCL mid and the hamstring diameter. A significant relationship at 95.7% was determined between the PCL and the hamstring mid area. Conclusion. For the reconstruction of ACL and PCL, it was determined that there is less incompatibility between the four-strand hamstring tendons taken from the same knee and the dimensions of the midsection PCL compared to the ACL dimensions
    corecore