43 research outputs found

    Investıgatıon of the relationship between awareness of body perception and physical activity levels

    Get PDF
    Fiziksel özelliklere verilen önemin artmasıyla ve popüler kültürün etkisiyle özellikle kadınlarda kilo durumuyla ilgili beden algılarının farklılaştığı düşünülmektedir. Bu araştırmanın amacı fiziksel aktivite düzeylerinin, kadınların beden yapısı farkındalığı ile ilişkisinin incelenmesidir. Çalışmanın evreni Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde yaşayan 20-40 yaş arasındaki sağlıklı kadın gönüllülerden oluşturuldu. Değerlendirmede kullanılmak üzere gönüllülerin sosyo-demografik özellikleri, sigara-ilaç kullanım durumları, kronik hastalıkları gibi bilgileri içeren ve kişinin beden algısını sorgulayan bir anket hazırlandı. Katılımcıların fiziksel aktivite düzeyleri ise “Uluslararası Fiziksel Aktivite Anketi – Kısa Form” ile değerlendirildi. Veriler kadınların üye olduğu sosyal medya kanalları ve e-posta grupları aracılığıyla toplandı. Verilerin istatistiksel analizinde SPSS (Statistical Package for Social Sciences) 21.0 istatistik programı kullanıldı. Araştırmaya toplam 135 kadın (26,77±3,14 yıl; boy ortalamaları 164,66±5,74 cm; kilo ortalamaları ise 61,18±10,66 kg) katıldı. Çalışmaya katılan kadınların fiziksel aktivite düzeyleri incelendiğinde %29,6’sının (n=40) düşük düzey; %55,5’inin (n=75) orta düzey ve sadece %14,8’inin (n=20) yüksek düzeyde olduğu görüldü. Orta derece fiziksel aktif kadınların beden yapısı farkındalığı ile VKİ kategorileri arasında yüksek dereceli ilişki bulundu (r=0,72; p<0,001). Fiziksel aktivite düzeylerinin beden yapısı farkındalığı üzerine etkili olmadığı görüldü (p=0,56). Elde edilen bulgular sonucunda orta düzeyde fiziksel aktif kadınların beden yapısı farkındalıkları ile vücut kitle indeksi kategorileri arasındaki tutarlılığın yüksek düzeyde olduğu bulundu. Farklı fiziksel aktivite düzeylerine sahip olmanın, beden yapısı farkındalığı üzerine ek bir katkısı olmadığı görüldü.Due to the increased influence of physical properties in popular cultures and social media effect, it is considered the body perceptions related to the weight status are varied over time, especially in women. The purpose of this study is to examine the relationship between the level of physical activity and the awareness of women's body perception. The population of this study was constituted of healthy women volunteers who aged 20-40 and living in various cities of Turkey. A questionnaire was prepared which includes information such as socio-demographic characteristics of the volunteers, drug use status, chronic illnesses, etc. and the body perception for assessments. Physical activity levels of participants were assessed by "International Physical Activity Questionnaire - Short Form". A total of 135 voluntary women (26.77±3.14 years; mean height 164.66±5.74 cm; weight averages 61.18±10.66 kg) were included in the study. When the physical activity levels of the participants were examined, it was seen that 29.6% (n=40) were low level; 55.5% (n=75) were moderate level and only 14.8% (n=20) were high level. There was a high correlation between body structure awareness and BMI categories in women with medium level physical activity (r=0.70; p=0.001). Physical activity levels were not statistically effective on body structure awareness (p=0.56). Consistency between body structure awareness and body mass index categories was found to be high in women with medium level physical activity. Besides, it was found that different physical activity levels did not contribute to the awareness of body structure

    Olgularla Ortopedik Rehabilitasyon

    No full text

    Investigation of sport-related preferences, quality of life and depression levels of young individuals from the perspective of social perception of gender roles

    No full text
    Bu araştırmanın amacı düzenli olarak spor yapan üniversite öğrencisi genç bireylerin spora ilişkin tercihlerinin toplumsal cinsiyet algısı perspektifinde incelenmesi ve farklılıkların yaşam kalitesi ve depresyon düzeyleri üzerine etkisinin araştırılmasıdır. Değerlendirmede kullanılmak üzere gönüllülerin demografik ve sosyokültürel özellikleri, tercih ettikleri sportif faaliyetlerinin türü-sıklığı gibi bilgileri içeren kapsamlı bir anket hazırlandı. Katılımcıların depresyon belirtileri varlığı ve düzeyi “Beck Depresyon Ölçeği” ile; sağlıkla ilişkili yaşam kalitesi düzeyleri ise“SF-12 Yaşam Kalitesi Skoru” ile değerlendirildi. Veriler öğrencilerin üye olduğu sosyal medya kanalları ve e-posta grupları aracılığıyla toplandı. Çalışma kapsamında 300 gönüllü birey değerlendirildi; bilgilerinde eksiklik olanlar çıkarılarak toplam 271 kişiye ait veriler analiz edildi. Kadın katılımcıların %18,5’i seçilen spor türünün cinsiyetle ilişkili olduğunu düşünürken; erkek katılımcılarda bu oranın % 48,9’a ulaştığı görüldü. Cinsiyetin spora ilişkin tercihleri etkilediği görüşünde olan katılımcılar (Grup I, n=80) ile etkilemediğini savunan katılımcıların (Grup II, n=191) depresyon belirtileri bakımından gruplar arasında anlamlı farklılık bulundu (p=0,04). Yaşam kalitesi bakımından ise gruplar arasında fark olmamasına karşın (p>0,05); Grup I’de yer alan katılımcıların yaşam kalitesi skorlarının daha düşük olduğu gözlendi. Sonuç olarak, düzenli spor yapan genç bireylerin sporla ve sağlıkla ilişkili özellikler açısından benzer oldukları görülse de; toplumsal cinsiyet algısı perspektifinde, kadın ve erkek bireyler arasında görüş farklılıkları olduğu açıktır. Benzer yaş, sosyokültürel özellikler ve eğitim düzeylerinde olmalarına karşın, üniversite öğrencisi genç bireylerdeki toplumsal cinsiyet algısının yaptıkları sporla ilişkili özellikler üzerindeki etkileri dikkat çekicidir.The aim of this study is to examine the sport-related preferences of young university students who regularly do sports from the perspective of social perception of gender roles and to investigate the effects of the differences on quality of life and depression levels. A comprehensive questionnaire including demographic characteristics, type-frequency of preferred sports was prepared. Levels of depression symptoms were assessed with “Beck Depression Scale”; health-related quality of life were questioned with SF-12 Quality of Life Score. Data were collected through social media channels and e-mail groups. A total of 300 volunteers were participated; the data of 271 volunteers were analyzed. 18.5% of the female participants thought that the preferred sport type was related to gender; it was 48.9% for male participants. When the groups were compared in terms of health-related profile properties, no significant difference was found between A significant difference was found between the groups in terms of depression levels of the participants (Group I, n=80) who thought that gender affected the sports-related preferences and the participants (Group II, n=191) who claimed that it did not (p=0.04). Although there was no difference between the groups in terms of quality of life (p>0.05); and the quality of life scores were lower in Group I. Although sport-related profiles of the volunteers were similar; it is clear that there are differences of opinion between men and women in the perspective of gender perception. The effects of gender perception on sport related characteristics of male and female individuals are remarkable

    Olgularla Ortopedik Rehabilitasyon

    No full text
    corecore