26 research outputs found

    Impact of Reducing Irritative Symptoms in Non-Muscle Invasive Bladder Cancer During BCG Instillation: A Pilot Study

    Get PDF
    INTRODUCTION: We evaluated use of anticholinergics, mirabegron, and combination of anticholinergics with mirabegron during Bacillus Calmette-Guérin (BCG) instillation for reducing irritative symptoms in patients with non-muscle invasive bladder cancer (NMIBC). METHODS: Prospectively recorded data of NMIBC patients receiving BCG were retrospectively evaluated between August 2015 and April 2019. Patients with low-grade T1 solitary papillary lesions <4 cm were included in the study. Validated questionnaires (OAB-V8) for irritative symptoms adapted to Turkish language, and QoL index forms were filled out by the study participants. OAB-V8 scores of ≥8 were considered as an indication to start medical treatment for irritative symptoms. Groups were formed according to daily used anticholinergic drugs and combinations as follows: Group 1, tolterodine; Group 2, solifenacin 5mg; Group 3, mirabegron, and Group 4, mirabegron with solifenacin 5 mg. RESULTS: Mean follow- up period was 20.4+-6.8 months. There were 132 patients [110 men (83%) and 22 (17%) women] with irritative symptoms and NMIBC. Mean age of the study population was 59.7+-12.4 years. The OAB-V8 scores and QoL indexes significantly improved with all drugs. However, in subgroup analyses, Group 4 provided the most dramatic improvement in OAB-V8 and QoL index scores (P=0.02 for both). The longest in time to micturition was recorded in Group 4 (P=0.04). Tumour recurrence was similar for groups 12 months after BCG instillation (P=0.9), however the least recurrence was observed in Group 4. DISCUSSION AND CONCLUSION: Combination of solifecacin and mirabegron can reduce irritative symptoms, improve QoL, and prolong time to micturition, during BCG instillation in selected NMIBC patients. This combination may also decrease recurrence rates in this patient population

    Sosyal bilgiler öğretmenliği öğrencilerinin çevre bilinci ve çevresel duyarlılıklarının incelenmesi: Pamukkale Üniversitesi örneği

    No full text
    Günümüzde insanoğlunun yaşam standartlarının giderek yükselmesi ve nüfusun hızla artması, doğal kaynakların aşırı kullanımını hızlandırmış ve beraberinde ciddi çevre sorunlarını meydana getirmiştir. Ülkelerin sınırlarını aşan boyutlara ulaşan bazı çevre sorunları olarak; küresel ısınma, radyoaktif kirlilik, hava kirliliği, su kıtlığı, biyolojik çeşitliliğin yok olması, küresel hastalıklar, beslenme vb. sayılabilir. Tüm bu sorunların ortaya çıkmasında en önemli etken insan davranışlarıdır. İnsanların bireysel ve toplumsal olarak içinde yaşadığı ortamda karşılaştığı bu sorunları fark etmeleri ve belli ölçüde çözüm üretmeleri gerekmektedir. Çevre sorunlarının önlenebilmesi, çevrenin korunması, geliştirilmesi ve iyileştirilmesi ancak bu konuda çevre bilinci ve duyarlılığı kazanmış bireylerin yetiştirilmesiyle mümkündür. Bu da bireylere daha çocukluk döneminde verilecek etkili bir çevre eğitimi ile söz konusu olabilir. Çevre eğitiminin okullarda başarılı bir şekilde yürütülmesinde hiç şüphesiz en önemli rol öğretmenlere düşmektedir. Dolayısıyla okullarda uygulanacak çevre eğitiminin başarısı öğretmenlerin daha adayken veya önceki öğrenim dönemlerinde sahip oldukları çevre bilinci ve çevresel duyarlılıkları ile doğrudan ilgilidir. Bütün bunlar dikkate alındığında, bu çalışmanın amacı, sosyal bilgiler öğretmenliği öğrencilerinin çevre bilinci ve çevresel duyarlılıklarını sınıf ve cinsiyet değişkenlerine göre karşılaştırmaktır. Araştırmada betimsel araştırma türlerinden tarama modeli kullanılmıştır. Araştırma, 2015- 2016 eğitim-öğretim yılı bahar döneminde Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalında 1., 2., 3. ve 4. sınıfta öğrenim gören tesadüfi (random) yöntemle belirlenmiş 249 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın verileri Yeşilyurt, Gül ve Demir (2013) tarafından geliştirilen “Çevre Bilinci ve Çevresel Duyarlılık Ölçeği” kullanılarak elde edilmiştir. Bu ölçek, iki alt boyut ve 5’li Likert tipinde olup toplam 37 davranış sözcüğünden oluşmaktadır. Birinci boyut çevre bilincine (15 madde), ikinci boyut ise çevresel duyarlılığa (22 madde) ilişkin görüşleri yansıtmaktadır. Elde edilen veriler, istatistik paket programı (SPSS 21) kullanılarak analiz edilmiştir. Çalışmanın sonunda; sosyal bilgiler öğretmen adaylarının çevre bilinç düzeyleri ve çevre duyarlılıklarının yüksek olduğu, bayan öğrencilerin erkek öğrencilere göre daha yüksek çevre bilinci ve duyarlılığına sahip olduğu, sınıf düzeyine göre çevre bilinci açısından anlamlı bir farklılık olmazken çevre duyarlılığı açısından 4. sınıf öğrencileri lehine anlamlı bir farklılığın olduğu belirlenmiştir. Sosyal bilgiler öğretmen adaylarının çevresel duyarlılıklarının yüksek olması, çevre sorunlarının çözümü açısından önemlidir. Bu nedenle üniversitelerde çevre eğitimine daha fazla yer veren planlamalar yapılmalıdır.Nowadays, ever increasing life standards of humankind and rapid increase of population have accelerated excessive utilization of natural resources and brought along serious environmental problems. Global warming, radioactive pollution, air pollution, lack of water, extinction of biological diversity, global diseases, nutrition etc. can be regarded as some environmental problems exceeding the boundaries of countries. The most important factor in occurrence of all these problems is the human behaviors. People need to recognize these problems they encounter individually and socially in their living environment and produce solutions to some extent. Prevention of environmental problems, and protection, development, and improvement of environment are possible only by raising individuals with environmental consciousness and sensitivity regarding this matter. This may be in question with an efficient environmental education to be provided to individuals in their childhood. No doubt, the most important role for successfully conducting environmental education at schools belongs to teachers. Therefore, success of environmental education to be applied at schools is directly related to environmental consciousness and sensitivity of teachers when they are candidates or in their previous educational periods. When all of these are considered, the purpose of this study is to compare environmental consciousness and sensitivity of students of social studies teacher education in terms of variables of the year and gender. In the study, screening model from descriptive research types was used. The study was conducted with 249 students, who were studying at years 1st, 2nd, 3rd, and 4th, Pamukkale University Faculty of Education, Department of Social Sciences Education in spring term of 2015-2016 academic year and determined by using random method. The data of the study were obtained by using “Environmental Consciousness and Sensitivity Scale” developed by Yeşilyurt, Gül, and Demir (2013). Having two subscales, this scale is 5-point Likert type involving 37 behavior words. The first subscale reflects opinions regarding environmental consciousness (15 items), and the second subscale reflects opinions regarding environmental sensitivity (22 items). The data were analyzed by using statistical packaged program (SPSS 21). The results of the study will be shared with participants in the congress. It is important for teacher candidates of socials studies to have high environmental consciousness in terms of solving environmental problems. Thus, plannings including more environmental education at universities should be made

    Fen bilgisi öğretmen adaylarının lisans eğitim sürecinde bilimin doğasını oluşturan temel terimler hakkındaki algı değişimleri

    No full text
    Bu çalışmanın amacı fen bilgisi öğretmen adaylarının bilimsel olgu, hipotez, teori, yasa terimleri hakkındaki algılarının lisans eğitiminin başlangıcında ve sonunda, mezun durumuna geldiklerinde değişip değişmediğinin tespit edilmesidir. Çalışma 2006 yılında Fen Bilgisi Öğretmenliği bölümünü kazanan ve 2010 yılında bu bölümden mezun olan 35 öğretmen adayı ile yürütülmüştür. Öğretmen adaylarının lisans eğitimi başlangıcında teori ve hipotez kavramlarını karıştırdıkları tespit edilmiştir. En sık görülen kavram yanılgısı ise, doğruluğu kanıtlanmamış teoriye hipotez denir ifadesidir. Lisans eğitimi sonunda uygulanan ölçekte; öğretmen adaylarının teori ve hipotez kavramları hakkındaki kavram yanılgılarının büyük ölçüde giderildiği tespit edilmiştir. Ayrıca lisans eğitimi başlangıcında yasa ve bilimsel olgu kavramlarını doğru bir şekilde ifade edemeyen öğretmen adaylarının dördüncü sınıfta bu ifadeleri büyük oranda doğru ifade ettikleri gözlenmiştir. Lisans eğitimi sonunda öğretmen adaylarının akademik başarıları ile bu terimleri algılama düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki olduğu gözlenmiştir. Liseden teori, yasa, hipotez, bilimsel olgu kavramları hakkındaki kavram yanılgıları ile gelen öğretmen adaylarının lisans eğitimi sonucunda bu durumun düzeldiği tespit edilmiştir

    An Effective Strategy Based on Constructivist Learning Theory: Prediction-Observation-Explanation (TGA) "Growth and Development in Plants"

    No full text
    The purpose of this study is to investigate the effects of activities based on "Prediction-Observation-Explanation" (POE) strategy on pre-service science teachers' conceptual achievements and attitudes toward science teaching. In this study, working group consisted of 74 second class pre-service science teachers' at Pamukkale University, Turkey. The research was conducted in fall semester of 2008-2009 academic year. In the study, control and experimental group design was used. Pre-test and post-test was administered at the beginning and end of the study. Experimental group (N=40) was instructed with POE strategy, while control group (N=34) received traditionally designed instruction. POE strategy based activities were applied on experimental group and traditional teaching was used on control group. Following instruments were used for data collection from the students: conceptual achievement test and attitude towards science teaching test. Quantitative data's were analyzed by using independent t test for testing the hypotheses of study. Results of the analyses showed that the effect of activities based on POE strategy on pre-service science teachers' conceptual achievements and attitudes toward science teaching was not significant. Furthermore, science teacher candidates reported that POE strategy was more effective than previously used methods, student-centered, referred to comment and to think, provided permanent learning, would be useful to practice in science courses and they would like to use this method when they became a science teacher

    Fen ve teknoloji öğretmen adaylarının biyoloji özyeterlilik algıları ile epistemolojik inançları arasındaki ilişki

    No full text
    Bu çalışmada, fen ve teknoloji öğretmen adaylarının biyoloji öz-yeterlilik algılarıyla epistemolojik inançları arasında cinsiyet, mezun olunan lise türü ve sınıf düzeyi değişkenleri açısından bir ilişki olup olmadığı incelenmiştir. Araştırmada betimsel yöntem kullanılmıştır. Çalışma grubunu, Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fen ve Teknoloji Öğretmenliği Anabilim Dalı birinci, üçüncü ve dördüncü sınıfta öğrenim gören toplam 200 öğretmen adayı oluşmaktadır. Araştırmanın verileri, Baldvin, Ebert-May ve Burns (1999) tarafından geliştirilen ve Ekici (2005) tarafından Türkçeye uyarlanan “Biyoloji Öz-yeterlik Ölçeği” ve “Epistemolojik İnanç Ölçeği” (Schommer, 1990) kullanılmıştır. Veriler betimsel istatistikler SPSS 16 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma sonunda öğretmen adaylarının biyoloji öz-yeterlik puanları orta düzeyde bulunmuştur. Biyoloji öz-yeterlik puanları cinsiyet ve sınıfa göre istatistiksel olarak anlamlı farklılık gösterirken; mezun olunan lise türüne göre istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermediği tespit edilmiştir. Öğretmen adaylarının epistemolojik inançlarının genel olarak ne düzeyde olduğuna bakıldığında; öğrenmenin yeteneğe bağlı olduğu inancı boyutunda diğer boyutlara kıyasla daha yüksek bir ortalamaya sahip oldukları ortaya çıkmıştır. Ayrıca öğrenmenin yeteneğe bağlı olduğu inancı boyutu ile cinsiyet arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur

    Kavram Öğretiminde Etkili Bir Strateji TGA (Tahmin Et – Gözle – Açıkla) “Bitkilerde Madde Taşınımı”

    No full text
    Bu çalışmanın amacı, fen ve teknoloji lâboratuvarı dersinde sınıf öğretmeni adayların "Bitkilerde Madde Taşınımı" konusunu anlamalarında "Tahmin Et-Gözle-Açıkla"(TGA) stratejisinin etkisini incelemektir. Bu araştırmanın örneklemini, Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği 2010-2011 güz döneminde Fen ve Teknoloji Lâboratuvar Uygulamaları-I dersini alan 144 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Bitkilerde madde taşınımı konusunda TGA stratejisine dayalı etkinlikler bu ders kapsamında sınıf öğretmeni adaylarına uygulanmıştır. Analiz sonuçlarında; TGA stratejisine dayalı hazırlanan etkinliklerin, sınıf öğretmeni adaylarının kavramsal başarıları üzerine anlamlı bir etkisinin olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca öğretmen adaylarının bitkilerde madde taşınımı ile ilgili bazı kavram yanılgılarına sahip olduğu tespit edilmiş ve bu kavram yanılgılarının giderilmesinde TGA stratejisinin etkili olduğu belirlenmişti

    Proje tabanlı öğrenme yaklaşımı üzerine uygulama güçlük ölçeğinin geliştirilmesi

    No full text
    Bu çalışmanın amacı, fen ve teknoloji öğretmenlerinin proje tabanlı öğrenme uygulamalarında karşılaştıkları sorunlara katılma düzeylerini ölçen, geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı geliştirmektir. Geliştirilen ölçek, Kırıkkale merkeze bağlı ilköğretim okullarında görev yapan fen ve teknoloji öğretmenleri arasından rasgele örnekleme yöntemiyle seçilen 82 öğretmene uygulanmıştır. 5’li likert tipindeki ölçek, 30 maddeden oluşmaktadır. Ölçeğin yapı geçerliğini belirlemek amacıyla yapılan faktör analizi sonucunda ölçeğin, faktör yüklerinin 0.93- 0.62 arasında değişen dört faktörden oluştuğu ve Kaiser-Meyer Olkin (KMO) değerinin 0.81, güvenirlik çalışması için hesaplanan iç tutarlık katsayısı (Cronbach Alpha) değerinin ? =0.92 olduğu belirlenmiştir. Geçerlik ve güvenirlik çalışmalarına ilişkin elde edilen bulgular ölçeğin geçerli ve güvenilir bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir

    Developing of scale implementation difficulties on project based learning approach

    No full text
    Bu çalışmanın amacı, fen ve teknoloji öğretmenlerinin proje tabanlı öğrenme uygulamalarında karşılaştıkları sorunlara katılma düzeylerini ölçen, geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı geliştirmektir. Geliştirilen ölçek, Kırıkkale merkeze bağlı ilköğretim okullarında görev yapan fen ve teknoloji öğretmenleri arasından rasgele örnekleme yöntemiyle seçilen 82 öğretmene uygulanmıştır. 5’li likert tipindeki ölçek, 30 maddeden oluşmaktadır. Ölçeğin yapı geçerliğini belirlemek amacıyla yapılan faktör analizi sonucunda ölçeğin, faktör yüklerinin 0.93- 0.62 arasında değişen dört faktörden oluştuğu ve Kaiser-Meyer Olkin (KMO) değerinin 0.81, güvenirlik çalışması için hesaplanan iç tutarlık katsayısı (Cronbach Alpha) değerinin ? =0.92 olduğu belirlenmiştir. Geçerlik ve güvenirlik çalışmalarına ilişkin elde edilen bulgular ölçeğin geçerli ve güvenilir bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir.The aim of this study is to develop a reliable and valid measurement device which measures the level of involvement in problems teachers face in applying project based learning developed scale. The developed scale is applied to 82 teachers who are randomly chosen emong the masters in science and technology that lecture in the primary schools in the center of Kırıkkale. The scale, which is in five fold likert type, consists of 30 entry items. As a result of factor analysis which aims to determine the validity of structure; it is decided that load factors consist of four factors varies from 0,93 to 0,62 and it is decided that the consistency coefficent (Cronbach Alpha) is α = 0.92 which is calculated for reliability of (KMO) Kaiser-Mayer-Olkin asset. The finding about reliability and validity has shown that the scale has been worthy of credence
    corecore