4 research outputs found

    İskemik İnmede Penumbral Alanın Sonuç İnfarkt Hacmi ve Klinik Prognozu Üzerine Etkisi

    Get PDF
    Amaç: Klinik seyir üzerine yapılan çalışmalar inme progresyonunu takip etmede çok önemli bir yer tutar. Perfüzyon MR görüntülemelerinin akut iskemik inmede kullanıma girmesi penumbral alanın tespiti ve kurtarılması adına önemli bir köşe taşı olmuştur. Gereç ve Yöntem: İlk 24 saat içinde akut iskemik inme atağı geçiren hastaların geliş difüzyon ve perfüzyon ağırlıklı manyetik rezonans görüntülemeleri MRG tespit edildi. Perfüzyon-difüzyon uyumsuzluğu ciddi, orta-hafif ve olmama durumlarına göre 3 gruba ayrıldı. İyi klinik yanıt İKY gelişip gelişmediği başlangıç ve 15. gün klinik skorları The National Institute of Health Stroke Scale, European Stroke Scale and Modified Rankin Scale kullanılarak tespit edildi. Finalde lezyon hacim FLH büyümesi tespiti için 15. gün çekilen T2 ağırlıklı MRG ile başlangıç difüzyon ağırlıklı MRG hacim farkları alındı. Bulgular: Ciddi uyumsuzluğun olduğu grupta FLH de büyüme, hafif-orta uyumsuzluk olan gruba ve uyumsuzluğu olmayan gruba göre anlamlı derecede yüksek idi sırasıyla, median: 37 cm3, %95 CoI: 26.0-55.0; median: 10 cm3, %95CoI: 0-16.0; median: - 1.50 cm3, %95 CoI: -4.0 /8.0, χ2 = 8.294, p=0.017 . Uyumsuzluk ciddiyetinin İKY ile sonlanmaya etkisi ise istatistiksel olarak anlamlı değildi χ2:1.959, p:0,162 . İKY’nin elde edilme oranı FLH de büyüme olmayan grupta büyüme olan gruba göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek bulundu χ2:7,62, p:0,02 . Ancak ile İKY elde etme adına FLH hacim değişiminin bağımsız bir prediktör özelliği bulunmamıştır p:0.086, OR:0.972, %95CI:0.942-1.004 . Sonuç: Bu çalışmanın sonuçları şiddetli difüzyon-perfüzyon uyumsuzluğu olan akut iskemik inmeli hastaların radyolojik ve klinik gidişatları daha ciddi olabilir ve tedavide daha dikkatli olunmalıdır

    Evaluation of Electrocardiographic Markers for the Risk of Cardiac Arrhythmia in Children with Obesity

    Get PDF
    Aim:This study was conducted to examine the electrocardiographic markers used in the risk assessment of cardiac arrhythmia in children with obesity.Materials and Methods:In this prospective study, 60 children aged 3-17 years with exogenous obesity and 60 age and sex-matched healthy controls were included. Demographic data, assessment of atrial and ventricular arrhythmia risk markers in electrocardiography, and standard echocardiography measurements were performed. Values of p<0.05 were considered significant.Results:The mean ages of the study and control groups were 11.51±3.48 years and 10.74±3.72 years, respectively. Both groups had 30 males and 30 females. The study group had significantly higher average mean body mass index (BMI) compared to the control group. In electrocardiographic examinations, P-wave dispersion, QT dispersion (QTd), corrected QTd (QTcd), Tpeak-Tend (Tp-e), Tp-e/QT, and Tp-e/QTc values were significantly higher in the obese group compared to the control group. In echocardiographic examinations, the dimensions of the heart chambers and vascular structure and wall thicknesses were found to be significantly higher in those children with obesity.Conclusion:The electrocardiographic risk markers used to predict cardiac arrhythmias were found to be increased in those children with obesity. This may suggest that increased body weight and adiposity may have unfavorable effects on the cardiac conduction system

    The correlation between diffusion and perfusion MRI findings in acute ischemic stroke and T2 MRI findings in final infarct volume.

    No full text
    Serebral iskemi; beynin belli bir bölgesinde serebral kan akımının normal serebral fonksiyonu sürdürmek için ihtiyaç duyulan seviyenin altına düşmesi sonucu oluşan klinik bir durumdur. İnme dünyada mortalite nedeni olarak 3. sırada yer almaktayken, en sık morbidite nedenidir.Bu çalışmada amacımız inmenin akut döneminde difüzyon ve perfüzyon MR görüntüleri arasındaki uyumsuzluk varlığının tespiti ve bu uyumsuzluğun klinik prognoz ve finalde lezyon büyümesine olan etkisinin incelenmesiydi. Bu nedenle çalışmaya semptom başlangıcından sonraki 24 saat içinde hastaneye başvurmuş olan ve difüzyon MRG ile iskemik inme tanısı alan 27 hasta dahil edildi. Hastalara ilk 24 saatte perfüzyon MR görüntüleme yapıldı ve hastalar ESS, NIHSS, mRS ile klinik olarak değerlendirildi. Ortalama 15 gün sonra hastalara kontrol T2MR çekilerek aynı skalalarla son durum klinik değerlendirmeleri yapıldı. Trombolitik tedavi hiçbir hastaya uygulanmadı ve hastalara uygulanan tedaviler klinikte hastayı takip eden doktor tarafından düzenlendi. Çalışmaya katılan hastaların 2'si kliniğimizde takip edilmekteyken eksitus oldu. Hastalar uyumsuzluk ciddiyetine göre ciddi uyumsuzluğu olanlar, hafif-orta uyumsuzluğu olanlar, uyumsuzluğu olmayanlar olarak sınıflandırıldı.Elde edilen sonuçlara göre; şikayetlerin başlangıcından ilk 24 saat içinde gelen hastaların büyük bir kısmında penumbra alanı görülmüştür. Eğer uyumsuzluk ciddi derecede ise bu durum finalde lezyon büyümesi olan hasta sayısını istatistiksel olarak anlamlı düzeyde etkilemekteyken, finalde gelişecek olan lezyondaki büyümenin derecesini de yine anlamlı oranda etkilemiştir. Ciddi derecedeki uyumsuzluğun İKY ile sonlanıma etkisinin istatistiksel olarak anlamlı olmadığı görülmüş ve bu hastalar genel olarak İKY sonlanmamıştır. Akut dönemdeki ESS skorunun perfüzyon MRG'deki lezyon hacimleriyle ilişkisi, difüzyon MRG'leriyle ilişkisinden istatistiksel olarak daha anlamlı bulunmuştur.Sonuç olarak difüzyon ve perfüzyon MR görüntüleri arasındaki uyumsuzluğun varlığı; klinik ve radyolojik sonuçların öngörülmesinde değerlidir. Ayrıca uygun tedavinin seçimi ve prognozun belirlenmesinde klinisyene değerli bilgiler vermektedir.Anahtar Kelimeler: İskemik inme, difüzyon/perfüzyon MR uyumsuzluğu, finalde lezyon büyümesi ve iyi klinik yanıt.Cerebral ischemia is defined as decreased cerebral perfusion which is lower than sufficient amount for normal cerebral function in a part of brain. Stroke is the third common cause of mortality in the world, but it is the most common cause of morbidity.The aim of this study is to determine mismatch between the diffusion and perfusion MRI findings in the acute period of stroke and to analyze the effect of this mismatch on clinical prognosis and final lesion increment. Twenty seven patients, who were referred to our hospital in 24 hours period from the beginning of symptoms and also were confirmed the diagnosis of stroke with diffusion MRI, were included the study. Perfusion MRI and several scoring scales (ESS, NIHSS, mRS) were performed on all these patients in first 24 hours period. We also evaluated the patients with T2 MRI and the same clinical scoring scales approximately 15 days later. Thrombolytic treatment was not applied on any patients and treatment options of each patients were arranged by their own clinical doctor. Two patients unfortunately died, when the treatments of them were continuing in the hospital. The patients were grouped into three categories according to the degree of mismatch; 1. Severe mismatch, 2. Mild to moderate mismatch, 3. Absence of mismatchThe results of study revealed that most of the patients diagnosed as stroke in 24 hours period had penumbra according to the diffusion and perfusion MRI findings. Severe mismatch affected final lesion increment in a statistically significant manner. In addition, it positively affected the degree of final lesion increment. Patients with severe mismatch did not have a favorable clinical response, although the effect of severe mismatch to favorable clinical response was found statistically insignificant. ESS was correlated to diffusion and perfusion MRI volumes in acute period. But other clinical scoring scales were not correlated. The association of perfusion MRI volume and ESS was found to be more significant than diffusion MRI volume and ESS association.Finally, mismatch between the diffusion and perfusion MRI is valuable for prediction of the final clinical and radiological results. In addition, it also gives important information to clinicians for determining the true treatment modality and prediction of prognosis.Key Words: Ischemic stroke, diffusion/perfusion mismatch, final lesion increment and favorable clinical response

    Çoklu Sistemik İnflamatuvar Sendrom Tanılı Olguların Değerlendirilmesi (Türk MISC Çalışma Grubu)

    No full text
    corecore