3 research outputs found
GEÇ HİTİT KENT DEVLETLERİ DÖNEMİ DİNİ YAPISI ÜZERİNE GÖZLEMLER
Çalışmamızda Geç Hitit Dönemi inanç sistemi içinde yer alan kutsal mekânlar, libasyon, hayvan kurbanı, mezarlar, ölü yemeği, tanrı ve tanrıçalar ele alınmıştır. Bu kapsamda Geç Hitit Dönemi merkezlerinden Ain Dara, TellTayinat, Karkamış, Aleppo ve Zincirli’de yapılmış olan kazı çalışmalarında kutsal mekânlar ortaya çıkarılmıştır. Yapıların tamamı Karkamış örneği hariç megaron planlıdır. Söz konusu dini mekânlar Geç Hitit Kent Devletleri’nin çağdaşları Urartu ve Yeni Assur ile benzerlikler göstermekle birlikte köken olarak daha çok Kuzey SuriyeBölgesi tapınaklarının özelliklerini yansıtmaktadır. Ayrıca İvriz ve Karasu kaya kabartmaları Geç Hitit Kent Devletleri’nde dini ritüellerin sadece tapınaklarda gerçekleştirilmediğini olasılıkla dağlık bölgeler, su kaynakları, kaya gözenekleri gibi açık alanlarda da yapıldığını göstermektedir.Geç Hitit Dönemi’nde tanrılar için dikilen steller, tarımsal bereket için libasyon ve hayvan kurbanı gibi dini törenlerde gerçekleştirilmiştir. Tasvirli eserlerden dini törenlerde çoğunlukla erkek nadiren kadın din görevlilerinin olduğu tespit edilmiştir. Şimdilik Geç Hitit Dönemi nekropolisleri ya da mezarlıkları ile ilgili veriler sadece Zincirli’den basit çukur gömü ile Karkamış’tan bir kremasyon gömüden bilinmektedir. Bununla birlikte Geç Hitit Kent Devletleri’nde mezar steli diktirme geleneği oldukça yaygındır. Mezar steli geleneği Arami ve Fenikelilerden Geç HititKent Devletleri’ne geçmiştir. Geç Hitit Dönemi tanrılarıarasında Tarhunzas, Runtiyes/Kurunta, Ay, Güneş veDağ; tanrıçalar içerisinde ise Kubaba ve İştar gelmektedir. Tanrıların atribüleri balta, mızrak, ok, yay, topuz, şimşekdemeti, üzüm salkımı ve başak demeti; tanrıçalar da ise aynadır.In our study, sacread areas, libation, sacrificial animal, graves, dead meal, gods and goddeesses have been handled. During the excavation in Ain Dara, Tell Tayinat, Karkamısh, Aleppo and Zincirli, sites of Neo Hittite Period, sacred places have been discovered. All of this sacred places except Karkamısh sample are megaronplanned. These sacred places show the same characteristics with Urartu and Neo-Assyria, contemporary of Neo Hittite City States, however they reflect mostly features of temples of Northern Syria Region as origin. Additionally, Ivriz and Karasu rock reliefs show that religious rituals were carried out not only in the temples but also in open places such as mountainous regions, water supplies and rock pores. In the Neo Hittite Period, steles for gods and religious ceremonies such as libation for agricultural plentifulness and animal sacrifice also have been carried out. Hence, it has been detected by depicted pieces that there were mostly male officers and rarely female officers in the religious ceremonies. Data about necropolises or graveyards dated to the Neo Hittite Period are known only by simple pit burial from Zincirli and a cremation burial from Karkamısh. However, tradition of erecting grave stel in te Neo Hittite City States is quite widespread. The tradition of grave stel has passed to the Neo Hittite City States from Aramaeans and Phoenicians. Among gods of the Neo Hittite Period, there are Tarhunzas, Runtiyes/Kurunta, Moon, Sun and Mount; among the goddesses there are Kubaba and Ishtar. The attributes of the gods are ax, spear, arrow, bow, bun, lightning bunch, bunch of grapes and bunch of spike; for the goddesses is mirror
Elazığ Müzesi’nden Bir Grup Urartu Mühürü
Bu çalışmada Elazığ Müzesi’nden dokuz adet Urartu Dönemi’netarihlenen mühür değerlendirilmiştir. Bunlar iç bükey gövdeli çan, makara,yarı küre, silindir-damga, dört yüzlü damga ve silindir biçimli olmak üzerealtı gruba ayrılır. Malzeme olarak granit, alabaster, kireçtaşı ve bronzdanüretilmişlerdir. Mühürler üzerindeki bezemeler linear ve delgi yöntemleriyleyapılmıştır. Elazığ Müzesi mühürlerinde bezeme olarak at, dağ keçisi,ceylan, geyik, akrep, tavuk, kuş, insanlar, mitolojik yaratıklar, hilal ve hayatağacı kullanılmıştır. İçe dönük çan, makara ve yarı küre formlu mühürlerindamga kısmında tekli figürler vardır. Ancak dört yüzlü damga ve silindirmühürlerde ziyafet ve tapınma gibi sahneler görülmektedir. Ayrıcamühürlerde bezeme ya da dolgu motifi olarak kullanılmış içi boş dairelerde bulunmaktadır. İncelediğimiz mühürlerin, çağdaşları Geç Hitit ve YeniAssur örnekleri ile benzerlikleri bulunmakla birlikte kendine has özellikleride söz konusudur. Elazığ Müzesi mühürlerinden ip delikli olanlar üründenetiminde ya da kolye ucu olarak; tutamaklı ve damga kısmı bulunanlarise olasılıkla çivi yazılı tabletler ve çanak çömleklerde baskı amaçlıkullanılmıştır. Urartu Krallığı’nda mühürdarlar da söz konusudur. Urartuçivi yazılı metinlerinde mühür taşıyıcısı LÚNA4.DIB ideogramı ile geçer. Buideogramın geçtiği tabletler Bastam ve Karmir-Blur’da ele geçmiştir. Urartukazılarından ele geçen mühürlerle yapılan karşılaştırmalar neticesindeElazığ Müzesi mühürleri de MÖ 8.-7. yüzyıllara tarihlendirilebilir.In this study, nine seals from the Elazığ Museum dating to the Urartian period were evaluated. Th ese seals can be divided into six groups as bellshaped, pulley, hemispherical, cylinder stamp, four-sided and cylindrical shape. Th ey are made of granite, alabaster, limestone and bronze. Th e ornaments on the seals are made in linear and drill technique which included horse, mountain goat, gazelle, deer, scorpion, chicken, bird, people, mythological creature, crescent and tree of life. While the inward-bell shaped, pulley and hemispherical seals features single fi gures on the stamp section. Th e four-sided and cylindrical shape seals illustrate scenes such as banquet and worship. Th ere are also hollow circles as ornaments or inlay motif. Th e seals we have examined have similarities with the examples from contemporary Neo-Hittite and Neo-Assyrian samples, but they also have their own unique features. Seals with rope holes probably used for product supervision or as pendant; those with handles and stamps were probably used for sealing tablets or their clay envelopes and pottery. Th ere are also seal bearer in the Urartian Kingdom that appears in cuneiform texts with the ideogram LÚNA4.DIB. Tablets with this ideogram were found in Bastam and Karmir-Blur. Th e Elazığ Museum seals were dated to 8.-7. centuries BC by comparing them with the seals recovered from the Urartian excavations
Van Gölü Havzası Urartu Dönemi Yol Güzergahları Yüzey Araştırması Ön Raporu (2017-2018): Muradiye ve Tuşba İlçeleri
For about two-hundred-fifty years between the mid-9th - early 6th centuries BC, the Urartian Kingdom established its hegemony in Eastern Anatolia and the neighboring regions of Northwestern Iran, Nakhchivan, and Armenia, as the most influential political, military, and economic power of its time. Despite the rugged geography and rough climatic conditions of this mountainous terrain, the Urartu thrived by developing a centralized administrative state apparatus. Urartu excelled in many areas of state-building, including road networks. Particularly textual sources and supporting archaeological evidence demonstrate the importance of road networks for the Urartian state. Surveys in Tushba and Muradiye districts have allowed us to identify the main route of the northern capital road, which continues north and reaches Muradiye Plain, and an alternative northern route that follows the Karasu Stream valley towards Muradiye Plain. An eastern route, which enabled the kingdom to exert control in Northwestern Iran, goes through Özalp district of Van province across the modern border to Iran and reaches Hoy and Salmas. These alternative and auxiliary routes along deep canyons that developed over time suggest that the Urartian state had established an intricate security web in its dominion.Van Gölü Havzası Urartu Dönemi Yol Güzergahları Yüzey Araştırması
Ön Raporu (2017-2018): Muradiye ve Tuşba İlçeleri
Urartu Krallığı, M.Ö. 9. yüzylın ortalarından 6. yüzyıl başlarına kadar Doğu Anadolu Bölgesi başta
olmak üzere Kuzeybatı İran, Nahçıvan ve Ermenistan’ı içine alan coğrafyda yaklaşık iki yüz elli
yıl boyunca siyasi, askeri ve ekonomik anlamda gücünü hisettirmiştir. Engebeli coğrafyası ve sert
iklim koşularına rağmen Urartular merkeziyetçi devlet yönetimiyle bölgeye hakim olmuşlardır.
Bulundukları coğrafyada hemen hemen her alanda başarı gösteren Urartular bu başarılarını
ulaşımda da göstermiştir. Dönemin yazılı kaynakları başta olmak üzere arkeolojik kalıntılardan
Urartular’da yol güzergâhlarının önemli bir yerinin olduğu görülmektedir. Tuşba ve Muradiye
ilçelerinde gerçekleştirilen yüzey araştırması kapsamında Urartular’ın kuzeye devam ederek
Muradiye Ovası’na ulaşan krali bir güzergahının varlığı ön plana çıkmaktadır. Yine aynı şekilde
Muradiye Ovasına ulaşan bir diğer hat ise Karasu Vadisi güzergahıdır. Kuzeybatı İran’da Urartu
Krallığı’nın hakimiyetini sağlayan bir diğer hat ise Van’ın Özalp ilçesi üzerinden İran sınırlarını
aşarak Hoy ve Salmas’a ulaşan Doğu Yolu güzergahıdır. Krali ana güzergahların yanı sıra krallık
boyunca şekillenen ve derin vadiler boyunca devam eden hatlar ise Urartular’ın hakim oldukları
bölgeleri bir güvenlik ağı ile kuşattıklarını ortaya koymaktadır