92 research outputs found

    The Experiences of Mothers With Bedbound Children: Care Burden

    Get PDF
    This study was carried out to evaluate the problems experienced by mothers with bedridden children and to determine the effects of care burdens on mothers. The study was carried out on mothers who had a bedridden child who was in the Neurology Service between November 2016 and May 2017. The data were collected through a 19-question introductory form and the caregiver burden scale developed by Zarit. The data were evaluated using a computer. In statistical analysis, t-test, analysis of variance and chi-square test were used in independent samples. A p-value less than 0.05 was considered statistically significant. The moderate age of 200 mothers participating in the study was found to be 30.8 ± 7.0 years, and the moderate care burden score was found to be 35.1 ± 24.3, and it was evaluated as mild to moderate. It was found that the younger the mother's age and the age of the child cared for, the greater the burden of care, and the longer the duration of care, the higher the burden of care. Being widowed, having a job and not having social security are factors that increase the burden of care. The effect of all these variables on burden of care was not statistically significant. The main problems that mothers experience while providing care are psychological problems and musculoskeletal problems. In order to minimize the burden of care for mothers with bedridden children, other family members should be included in the care, and parents should be supported psychologically

    Kayseri Büyükşehir Belediyesi Uluçınarlar Yaşlı Yaşam ve Dayanışma Merkezinden Hizmet Alan Yaşlılarin Sağlık Durumları ve Organ Bağışına Yönelik Tutumları

    Get PDF
    Bu araştırmada, Kayseri Büyükşehir Belediyesi Uluçınarlar Yaşlı Yaşam ve Dayanışma Merkezinden hizmet alan yaşlıların; sağlık durumları, beslenme alışkanlıkları, organ bağışına yönelik tutumları gibi durumların incelenmesi ve yaşlı bireylerin yaşam kalitelerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç kapsamında yaşlıların; organ bağışına yönelik tutumları, tutumlarının çeşitli değişkenlere göre (cinsiyet, yaş, eğitim durumu, sağlık/hastalık durumu vb.) farklılaşma durumları, bireylerin sağlık durumları, beslenme alışkanlıkları, yaşam kaliteleri ve yaşam kalitelerinin cinsiyet ve depresyon düzeylerine göre durumları gibi sorulara cevap aranmıştır. Kesitsel tipte planlanan araştırma, Kayseri Belediyesi Uluçınarlar Yaşlı Yaşam ve Dayanışma Merkezinden hizmet alan 60 yaş ve üzeri bireylerle yürütülmüştür. Araştırmada örneklem grubu seçilmeyerek, grubun tamamına gönüllülük esasına dayalı olacak şekilde ulaşılması hedeflenmiştir. Araştırmada yüz yüze görüşme yöntemi kullanılmıştır. Bireylerin tanımlayıcı bilgileri, organ bağışına yönelik tutumları ve sağlık bilgileri araştırmacı tarafından hazırlanan anket formu ile sorgulanmıştır. Bireylerin %21,7’si ilerde organ bağışı yapmayı düşündüğünü, %20,0’ı organ bağışı konusunda kararsız olduğunu, %58,3’ü organ bağışı yapmayı düşünmediğini ifade etmiştir. Kadınlarda depresyon görülme oranı erkeklerden anlamlı derecede yüksek bulunmuştur (p<0,001). Düzenli kahvaltı alışkanlığı olmayan bireylerde depresyon görülme oranı düzenli kahvaltı alışkanlığı olanlara göre anlamlı derecede daha yüksektir (p<0,05). Hipertansiyon hastası yaşlılarda depresyon görülme oranı hipertansiyon olmayanlara göre anlamlı derecede daha yüksek bulunmuştur (p<0,05)

    Akılcı Antibiyotik Kullanımına Yönelik Bilgi-Tutum Ölçeğinin Geçerlik Güvenirlik Çalışması

    Get PDF
    Amaç: Bu araştırmanın amacı akılcı antibiyotik kullanılmasına yönelik bilgi ve tutumu gösteren bir ölçek geliştirmektir. Gereç ve Yöntem: Akılcı antibiyotik kullanımına yönelik bilgi-tutum ölçeklerinin geliştirilmesi sürecinde Cohen ve Swerdlik (2009) tarafından literatüre kazandırılan beş aşamalı ölçek geliştirme yöntemi kullanılmıştır. Ölçek madde havuzu oluşturulduktan sonra kapsam geçerliliği için uzman görüşü alınmıştır. Yapı geçerliliği için açımlayıcı faktör analizi (AFA) ve son aşamada ortaya çıkan ölçek maddelerinin uygunluğu için doğrulayıcı faktör analizi (DFA) yapılmıştır. İki aşamada veri toplanmış ve birinci aşamada 351, ikinci aşamada 529 kişi araştırmaya katılmıştır. Çalışma grubu 1 üzerinden yapılan AFA için SPSS 21,0 programı, çalışma grubu 2 üzerinden yapılan DFA için LISREL 8,8 paket programı kullanılmıştır. Bulgular: Yapılan AFA sonucu bilgi soruları için 14 madde, tutum soruları için toplam 16 maddeden oluşan ön ölçek oluşmuştur. Sonrasında yapılan DFA ile bilgi sorularından iki tanesinin t değeri istatistiksel olarak anlamlı olmadığı için bu sorular ön ölçekten çıkartılmıştır. Böylece madde sayısı 12’ye düşmüştür. Araştırma kapsamında geliştirilen ölçeğin Cronbach alfa katsayısı bilgi ölçeği için 0,87, tutum ölçeği için 0,89 olarak bulunmuştur. Sonuç: Bu çalışmada yetişkin bireylerin akılcı antibiyotik kullanımına yönelik bilgi ve tutumlarını belirlemek için ölçek geliştirilmiştir. Ölçek antibiyotik bilgisi ile ilgili 12, antibiyotik tutumu ile ilgili 16 olmak üzere toplam 28 maddeden oluşmakta olup bilgi sorularından madde 4 ile tutum sorularından madde 7, madde 12 ve madde 13 ters puanlanmıştır

    GERİATRİYE DİSİPLİNLER ARASI YAKLAŞIM

    No full text
    Her yaşta görülebilen sağlık eşitsizlikleri yaşlılarda daha da önemli bir sorundur. Erken yaşlardan beri gelen sosyoekonomik eşitsizlikler ve yaşlılığın yol açtığı fonksiyonel ve mesleki kayıplar yaşlıların daha dezavantajlı duruma düşmesine neden olmaktadır. Yaşın ilerlemesi, kadın cinsiyette olma, eğitim seviyesinin düşük olması, bir sosyal güvencesi veya geliri olmaması, kronik hastalıkların varlığı ve sayısı yaşlı kişilerin toplumda sağlık eşitsizliklerine maruz kalma riskini arttırmaktadır. Tüm bu eşitsizlikler, yaşlı bireyin sağlık hizmetlerine erişimini de olumsuz etkilemektedir. Bu eşitsizlikler dikkate alınarak yaşlı kişilere yönelik uygun sağlık hizmeti planlaması yapılmalıdır.</p

    THE EFFECT OF RECEIVING ANTENATAL CARE ON QUALITY OF LIFE AND DELIVERY MODE PREFERENCE OF PREGNANT WOMEN WHO ATTENDED TO KAYSERI MATERNITY HOSPITAL

    No full text
    Bu çalışma gebelerin doğum öncesi bakım alma durumlarının tespit edilmesi, bakım alama durumlarının doğum tercihi ve yaşam kalitesi üzerine etkisinin araştırılması amacıyla yapılmıştır. Tanımlayıcı tipteki bu araştırmanın örneklemini Kayseri Eğitim Araştırma Hastanesi Doğum Kliniği’ne başvuran veya yatmakta olan 2125 gebe kadın oluşturmuştur. Veriler 2011 Eylül 2012 Mart tarihleri arasında toplanmıştır. Araştırmanın verileri gebelerin sosyodemografik özelliklerin sorgulandığı gebe değerlendirme anketi ve WHOOQL_BREF yaşam kalitesi ölçeği ile toplanmıştır. Araştırmada 2100 kadının anket ve ölçek formu analiz edilmiştir.&nbsp; Araştırmaya katılan gebelerin yaş ortalamasının 26.3±5.6 yıl ve çoğunun %61.6 ile 19-30 yaş grubunda olduğu belirlenmiştir. Bu çalışmada gebelerin %99.6’sı doğum öncesi bakım almıştır. Doğum öncesi bakım hizmeti alan gebelerin %63’ü devlet hastanesinden, %32.4’ü özel hastaneden %25.2’si aile hekiminden, %2.9’u ise üniversite hastanesinden almıştır. Gebelerin %58.5’i normal doğum ve %35’inin sezaryen ile doğum yapmayı planladığı belirlenmiştir. Doğum öncesi bakım hizmetlerinin planlanması ve sunumunda gebelerin yaşam kalitesini etkileyen faktörlerinin göz önünde bulundurulması ile anne ve bebek sağlığının gelişimine katkı oluşturulabileceği sonucuna varılmıştır.&nbsp;This study was conducted to identify antenatal care receiving status among pregnant women and the effect of receiving antenatal care on the birth mode preference and quality of life. The sample of this descriptive study consists of 2100 pregnant women who were attended and hospitalized in Kayseri Education and Research Hospital Maternity Clinic. The data were collected by the Pregnancy Evaluation Questionnaire, which determines pregnant women’s socio-demographic attributes and WHOOQL-BREF quality of life scale. The mean age of pregnant women who participated in the study was 26.3±5.6 years and a majority of them (61.6%) were between 19-30 years.&nbsp; A total of 63% of the pregnant women received antenatal care from a state hospital, 25.2% from a family doctor and 2.9% from a university hospital. A total of 58.5% of the pregnant women decided to give birth by normal delivery, 35% through cesarean section, and 6.5% had not decided yet. Furthermore, 97.0% of the pregnant women started receiving ANC in the first trimester and 91.6% stated that they received ANC once a month. The mean quality of life scores of pregnant women who received ANC in the first trimester of their pregnancy is higher in all domains. The mean quality of life scores of pregnant women participating in the study increased as the frequency of ANC visits increase. It is concluded that considering the factors affecting the quality of life of pregnant women during the planning and delivery of antenatal care services can contribute to maternal and infant health.&nbsp;</p

    Evaluation of Health-Related Life Quality of Patients with Chronic Hepatitis Admitted to a Medical Faculty Hospital

    No full text
    Objectives: The aim of this study was to determine the life quality and related factors of patients with chronic hepatitis B and C who admitted to the Infectious Diseases Clinic of Erciyes University Medical Faculty Hospital. Materials and Methods: In this cross-sectional study, a total of 234 patients with chronic hepatitis B and C between December 2016 and June 2017 were included. The questionnaire consisted of 16 sociodemographic questions and SF-36 life quality form. Results: The average age of 234 participants was 53.4 +/- 13.2 (minimum: 19, maximum: 84) years. 19.7% of the participants were hepatitis B carriers, 44.0% were chronic hepatitis B and 36.3% were chronic hepatitis C patients. Life quality scores were found to be significantly lower in patients with hepatitis C, in women, the elderly, those with low educational and economic status, and those who did not work, who had an additional disease and who did not perform regular physical activity. Conclusion: Social arrangements to improve life quality especially for women, the elderly, individuals with lower education and economic status, some economic improvements in the treatment process and encouraging patients to physical activity may be beneficial
    corecore