12 research outputs found

    Deneysel üriner sistem taş hastalığı modelinde Cotinus Coggygria’nın koruyucu ve tedavi edici etkileri

    No full text
    Amaç: Çalışmamızda üriner sistem taş hastalığında Cotinus coggygria (CC, duman ağacı) bitki ektresinin potansiyel tedavi edici etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntem: 250-300 gr ağırlığında 32 erkek Wistar albino sıçan kontrol (K), etilen glikol (EG), CC ön tedavi ve CC tedavi şeklinde 4 gruba (n=8) ayrılmıştır. Böbrek taşı oluşturulacak grupların içme suyuna 8 hafta %0,75 EG ilave edilmiştir. Ön tedavili gruba EG uygulaması ile eş zamanlı şekilde 8 hafta CC uygulanmıştır. Tedavi grubuna ise 8 hafta EG, son 4 hafta EG ile birlikte CC tedavisi verilmiştir. 8 hafta sonunda metabolik kafese alınan hayvanlarda elektrolit tayinleri için 24 saatlik idrar örnekleri toplanmış, ardından eter anestezisi altında intrakardiyak kan numuneleri alınarak dekapite edilmiştir. Böbrek dokularında malondialdehit (MDA), 8-hidroksi-2′-deoksiguanozin (8-OHdG), osteopontin (OPN), myeloperoksidaz (MPO), kaspaz-3, N-asetil-β-glukozaminidaz (NAG) tayinleri ve histopatolojik değerlendirmeler yapılmıştır. Bulgular: Kalsiyum, sitrat ve kreatinin düzeyleri EG grubunda kontrol grubuna göre anlamlı oranda azalırken oksalat ve ürat düzeyleri yükselmiş; ön tedavi grubunda bu değerler tedavi grubundan daha belirgin olarak düzelmiş ve kontrole yaklaşmıştır. Kan ve dokuda bakılan tüm parametreler EG’nin böbrek dokusunda oksidan hasara ve inflamasyona yol açtığını histolojik bulgular eşliğinde gösterirken, CC ekstresi böbrek hasarını iki tedavi şeklinde de düzeltmiştir. Sonuç: Bulgular, antioksidan ve antiinflamatuvar etkiye sahip Cotinus coggygria’nın böbrek taşı hastalarında profilaktik ve tedavi edici özellikleri ile klinik bir alternatif olabileceğine işaret etmektedir.--------------------Aim: This study aims to analyze the potential therapeutic effects of Cotinus coggygria (CC) on the urinary system stone disease.Materials and methods: Thirty-two male Wistar albino rats between 250-300 gr were divided into 4 (n=8) groups: (1) control (C), (2) ethylene glycol (EG), (3) CC pre-treatment and (4) CC treatment. The EG, pre-treatment and CC treatment groups were given drinking water with 0,75% EG to induce stone formation. In the pre-treatment group, EG and CC were administered simultaneously for 8 weeks. The treatment group was given EG for 8 weeks accompanied by CC treatment during the last 4 weeks. At the end of 8 weeks, the rats were transferred to a metabolic cage where urine samples were collected for 24 hours. The rats were decapitated after intracardiac blood sampling. On the renal-tissue samples, malondialdehyde (MDA), 8-hydroxy-2′-deoxyguanosine (8-OHdG), osteopontin (OPN), myeloperoxidase (MPO), caspase-3, N-acetyl-β-glycosaminidase (NAG) were measured and histopathological analyses were performed.Findings: Compared to the control group, levels of calcium, citrate and creatinine decreased significantly and oxalate and urate levels increased in the EG group. In the pre-treatment group, the values improved significantly reaching the levels in the control group. The analyses reveal that EG causes oxidative damage and inflammation in renal tissues, and both treatments with the CC extract helped to improve kidney damage.Conclusion: The findings indicate that, with its prophylactic and therapeutic characteristics, Cotinus coggygria can be a clinical alternative for kidney-stone patients

    Ampakinler: Seçici AMPA reseptör modülatörlerinin olası faydaları

    No full text
    Glutamaterjik sistemin nöropsikiyatrik hastalıkların patofizyoloji ve tedavisindeki rolleri üzerine yapılan çalışmalara olan ilgi son yıllarda artmıştır. Eksitatör sinaptik iletimin ana mediyatörü olması sebebiyle, glutamatın beyin üzerindeki etkileri önemlidir. Glutamaterjik sistem, beyindeki iyonotropik ve metabotropik reseptörleri üzerinden gösterdiği geniş bir etki skalasına sahiptir. İyonotropik glutamat reseptörlerinden ?-amino-3-hidroksi-5-metil-4-izoksazolpropiyonik asit (AMPA) tipi reseptörler glutamaterjik sistemin oluşturduğu aktivasyonda rol oynar. Ampakinler, yapısal olarak farklı, AMPA reseptörlere selektif pozitif modülatör etkisi olan, küçük moleküllerden oluşan bir gruptur. Kortikal ağlar arasındaki iletişimi sağlayarak öğrenme ve bellek üzerinde pozitif etki sağladıkları halde, BDNF (beyin kaynaklı nörotrofik faktör) gibi nörotrofik faktörlerini regüle etmeleri terapötik potansiyelleri hakkında fikir vermektedir. Duygudurum bozuklukları ve nörodejeneratif hastalıkların hayvan modellerinde umutlandırıcı sonuçlar veren birçok ampakin molekülünün klinik çalışmaları sürmektedir

    Depresyonda inflamasyon: sitokinlerin rolü

    Get PDF
    Son yıllarda yapılan çalışmalar majör depresyonun patolojisinde inflamatuvar mekanizmaların önemli rol oynadığını göstermektedir. Majör depresyonda, inflamatuvar sitokinlere verilen yanıt olan “hastalık davranışı”na benzer belirtiler görülmektedir. Depresif hastaların plazma ve beyin omurilik sıvılarında proinflamatuvar sitokinler ve inflamasyonla bağlantılı proteinlerin miktarında artış gözlenir. Hastalığın prognozu da sitokin değerlerindeki değişmelerle paralellik göstermektedir. Antidepresan tedavi ile sitokin seviyeleri normale çevrilebilmektedir. Depresyonun bu yeni hipotezi, tedavide de yenilikleri gündeme getirmiştir

    Yeni bir nörotransmitter/nöromodülatör olarak agmatine genel bir bakış

    No full text
    Yarı esansiyel bir aminoasit olan L-arjininin arjinin dekarboksilaz (ADC) aracılığıyla dekarboksillenmesiyle oluşan ve agmatinazla yıkıma uğrayan endojen bir amin olan agmatin yeni bir nörotransmitter/nöromodulatör olarak tanımlanabilir. Agmatin beyin dışında vücutta yaygın dağılım gösterir. Agmatin alfa-adrenerjik ve imidazolin reseptörlerine bağlanır, nikotinik kolinerjik, serotonerjik 5-HT3 ve glutamaterjik N-metil-D-aspartat (NMDA) reseptörlerini bloke eder ve nitrik oksit sentazı (NOS) bloke eder. Endojen bir madde olan ve sinir sisteminde birçok fonksiyonu modüle ettiği bilinen agmatin çok geniş bir farmakolojik etki spektrumuna sahiptir. Bu etkiler arasında; antinosiseptif, antiinflamatuvar, morfin yoksunluğu semptomlarını baskılayıcı, antidepresan, nöroprotektif, antikonvülsan ve son olarak bilişsel fonksiyonları artırıcı etkisi bulunmaktadır. Agmatin, ilgili fizyolojik ve patolojik olaylardaki etkisinin altında yatan moleküler mekanizmaların daha iyi aydınlatılması ile yeni tedavi hedefleri için bir aday olabilir

    Yaşam Bilimleri ve Biyoteknoloji

    No full text
    Bu çalışmada, başlangıç maddesi olarak bir seri şalkon, Claisen Schmidt kondensasyonu kullanılarak hazırlanmış ve bu şalkonların tiyosemikarbazid ile reaksiyonu sonucu 2-pirazolin türevleri sentezlenmiştir. Bileşiklerin kimyasal yapıları IR, 1H-NMR ve kütle gibi spektral yöntemler ve elementel analiz yöntemi kullanılarak kanıtlanmıştır. Sentezlenen bu 2-pirazolin türevlerinin in vivo antikonvulsan aktiviteleri, pentilentetrazol (PTZ) ve maksimal elektroşok (MES) ile uyarılmış nöbetlere karşı 50 mg/kg dozda test edilmiştir. Hiçbir bileşik PTZ testinde herhangi bir in vivo antikonvulsan özellik göstermemesine karşın, bazı bileşikler MES testinde in vivo antikonvulsan aktivite göstermişlerdir. Dolayısıyla 2-pirazolin türevleri özellikle generalize absens nöbetlerine karşı ümit verici in vivo antikonvulsan aktiviteye sahiptirle

    Yaşam Bilimleri ve Biyoteknoloji

    No full text
    Bu çalışmada, başlangıç maddesi olarak bir seri şalkon, Claisen Schmidt kondensasyonu kullanılarak hazırlanmış ve bu şalkonların tiyosemikarbazid ile reaksiyonu sonucu 2-pirazolin türevleri sentezlenmiştir. Bileşiklerin kimyasal yapıları IR, 1H-NMR ve kütle gibi spektral yöntemler ve elementel analiz yöntemi kullanılarak kanıtlanmıştır. Sentezlenen bu 2-pirazolin türevlerinin in vivo antikonvulsan aktiviteleri, pentilentetrazol (PTZ) ve maksimal elektroşok (MES) ile uyarılmış nöbetlere karşı 50 mg/kg dozda test edilmiştir. Hiçbir bileşik PTZ testinde herhangi bir in vivo antikonvulsan özellik göstermemesine karşın, bazı bileşikler MES testinde in vivo antikonvulsan aktivite göstermişlerdir. Dolayısıyla 2-pirazolin türevleri özellikle generalize absens nöbetlerine karşı ümit verici in vivo antikonvulsan aktiviteye sahiptirle
    corecore