463 research outputs found

    Malaria Epidemiology in Mersin Province, Turkey from 2002 to 2011

    Get PDF
    Background: Malaria is an infectious disease caused by Plasmodium spp. with high morbidity and mortality in human in tropical and subtropical regions. In recent years, number of malaria cases has been significantly reduced because of fight with the disease in Turkey. This study intended to investigate the malaria epidemiology in Mersin Province from 2002 to 2011 using data from the provincial Public Health Directorate. Methods: Over ten years, 303573 blood samples were taken from the people by active and passive surveillance methods and blood smears were prepared. Smears were stained with Giemsa and examined under the microscope. Results: Totally, 73 people including 44 male and 29 female were positive in terms of Plasmodium spp. It was determined that P. vivax observed in 67 cases while P. falciparum in 6 cases. Cases were mainly observed in 15 to 44 years old range, showed an increase between June-September periods and a significant decrease after 2006. Out of the 73 malaria cases, 54 cases were from Mersin Province and 13 cases were imported from another province of Turkey. Six cases were transmitted from abroad. Conclusion: These results provide information about malaria epidemiology in an endemic area in Turkey and contribute its prevention in Mersin Province

    Kültürel Turizmin Ekonomik, Sosyal ve Çevresel Etkilerine Yönelik Bir Araştırma: Safranbolu Örneği / A Research on Economic, Social and Environmental Impacts of Cultural Tourism: Safranbolu Example

    Get PDF
    Abstract Abstract The purpose of this study is to examine the economic, social and environmental impacts of cultural tourism in Safranbolu. A mixed research model was used in the study. During the Spring Semester 2016-2017 Academic year, 424 students from senior year students attended Karabük University Faculty of Literature. As a result of research expressed the majority of participants, cultural tourism provides additional income to Safranbolu creates new business areas, improves living conditions, provides a good opportunity to promote our culture, provides historical buildings and local architects protection but leads to life costs, increases in land and house prices in the city. Students who participated in the study suggested, the lack of adequate advertising, infrastructure problems, transportation difficulties and lack of education in tourism are the most important obstacles to cultural tourism in Safranbolu. Students indicated, in order to increase the supply of cultural tourism in Safranbolu, publicity activities should be carried out in more and different ways, improvement of transportation and accommodation conditions, aborigines should be made more aware about tourism activities. Öz Bu araştırmanın amacı Safranbolu’da kültürel turizmin ekonomik, sosyal ve çevresel etkilerini incelemektir. Karma araştırma modelinin kullanıldığı çalışmaya 2016-2017 Akademik yılı Bahar döneminde, Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesindeki son sınıf öğrencilerinden 424 kişi katılmıştır. Araştırma sonucunda katılımcıların çoğunluğu kültürel turizmin Safranbolu’ya yeni iş alanları oluşturduğunu, ek gelir sağladığını, kültürümüzü tanıtmak için iyi bir fırsat oluşturduğunu, tarihi yapıların ve yerel mimarinin korunmasını sağladığını belirtmişlerdir. Ayrıca öğrenciler turizm faaliyetlerinin hayat pahalılığına neden olduğunu, ilçede arsa ve ev fiyatlarının arttığını belirtmişlerdir. Çalışmaya katılan öğrenciler Safranbolu’da kültürel turizminin önündeki en önemli engelleri tanıtımın yeterince yapılmamasını, ulaşım zorluğunu, alt yapı sorunlarını, turizm konusunda eğitim eksikliğini öne sürmüşlerdir. Öğrenciler Safranbolu’da kültür turizminin arzını arttırılması için tanıtım faaliyetlerine daha fazla ve farklı şekillerde yer verilmesi ve yerel halkın turizm faaliyetleri konusunda daha fazla bilinçlendirilmesi gerektiğini belirtmişlerdir

    Ahlâk ve Siyasetin Belirleyici İlkesi Olarak Adalet: Mâverdî Merkezli Okuma

    Get PDF
    Bu makalede Mâverdî’nin ahlâk ve siyaset düşüncesi bağlamında adâlet anlayışının irde-lenmesi hedeflenmektedir. İslam düşünce geleneğinde adâlet, genellikle felsefî/teorik içeriğiyle değerlendirilmekle birlikte pratik hayatta uygulanış şekline dair kaleme alınan eserler sayıca azdır. Bu çalışmada Mâverdî’nin kendi eserlerinden hareketle onun ahlâktan siyasete, devlet yönetimine kadar adâletin pratik hayatta nasıl uygulanması gerektiğine dair yaklaşımının izlerini süreceğiz. Mâverdî’nin düşünce dünyasında adalet erdemi paydasında birleşen ahlâk ve siyaset, birbirini tamamlayan iki temel alan olarak kabul edilir. Bir ahlâk kavramı olarak adâlet başlı başına bir erdem olmasının yanında erdemlerin kendisinden çıktığı ana erdemdir. Mâverdî adalet ile itidal (denge) arasında ilişki kurmak suretiyle kişinin öncelikle kendine karşı adaletli olması gerektiğini vurgular. Bu ise kişinin aşırılık ile eksiklik/yetersizlik arasında dengede durması, kendisini iyi ve güzel olana yönlendirmesi, kötülüklerden alıkoymasıyla mümkündür. İnsanın davranışlarında dengeli olanı tercih etmesi adâlet olduğundan dolayı kendinde iyi ve güzel davranışları gösteremeyen kimse kendine zul-metmiş olur.Mâverdî adâleti kişinin kendisine ve başkasına olmak üzere ikiye ayırır. Kişinin kendisine karşı adâleti doğru yolda olması, çirkin şeylerden uzak durması ve davranışlarında sınırı aşmaması vb. sıralanabilir. Başkalarına karşı adâlet ise insanların sosyal yaşam/görgü kurallarına uygun dengeli davranması anlamına gelir. Yöneticinin vatandaşlarına karşı yaklaşımında adaletli olması da bu kapsamda değerlendirilir. Zira siyasette adâlet birey-birey, birey-devlet, devlet-birey ilişkisini düzenleyici esasları belirleyen temel ilkedir. Bir arada yaşamanın vazgeçilmez ilkesi adâletin bireyin söz ve eylemlerinden hukukun üs-tünlüğü ve gelir dağılımı gibi hususlara kadar pek çok yönü vardır. Siyasetin ahlâka duyduğu ihtiyacı fark eden Mâverdî, siyasette ahlâkî ilkelere dayanan etkili ve gerçekçi bir yönetim teorisi kurmayı hedeflemiş; bunun için adâleti devlet yöne-timinin en birinci ilkesi olarak görmüştür. Bu yönüyle adâlet ahlâkî bir erdem olmasının yanında devletin temel bir görevi olarak yöneten-yönetilen arasındaki ilişkinin kuralları belirleyen temel bir ilke olarak görülür. Mâverdî, adâletin hukuk devleti çerçevesinde toplumun tamamını kuşatması için kapsamlı adâlet ilkesine vurgu yapmıştır. Ayrıca o, adâleti iktidarın gücü ve meşruiyeti için dengeleyici bir unsur olarak görür. Ona göre herkesi kuşatan adâlet toplumda düzenin ve birliğin tesisini sağlayan önemli bir ilkedir. Kapsamlı adâlet sayesinde halkın yönetime bağlılığı artar, ülke bayındır hale gelir, böyle-likle yönetici güven içinde olur. Bu şekilde adâlet siyasal yönetimin icraatlarının meşrulu-ğunu temin eden bir araç haline gelir. Adâleti iktidarın gücünü dengeleyici unsur olarak gören Mâverdî yönetimde adâletin ideal uygulamasını dinî değerlerle ve yöneticinin sahip olduğu niteliklerle ilişkilendirir. Devlet yönetiminin sağlıklı ve amaca uygun bir şekilde işleyebilmesi için kurumlardan ziyade ilkelere önem veren Mâverdî adâleti icra edecek devlet organlarının adâletin dağıtımı konusunda ilkelerden vazgeçmemesi gerektiğini belirtir. Yönetici kendisinden başlamak üzere eşitlik ilkesine göre hareket etmeli, adâletin dağıtımını icra edecek kadı-ların tayinine ve yargılamanın hızlandırılmasına dikkat etmelidir. Aynı şekilde Mâverdî, adâleti yöneticinin yetkilerini sınırlayan bir ilke olarak görür. Bu yönüyle adâlet yönetici-nin halkına yaklaşımının sınırlarını belirleyen dengeleyici ve iktidarın meşruiyetini sağ-layıcı önemli bir unsurdur. Mâverdî’nin bu yaklaşımı kimi siyaset filozofları tarafından üretilen güce dayalı otorite yerine hakka dayalı bir otorite tesis etmeyi hedeflediğinden dolayı değerlidir. Sonuç olarak eserlerin her yerine adâlet vurgusunun nakşedilmiş oldu-ğunu gördüğümüz Mâverdî’nin metinlerinde adâletin bireysel hayattan devlet idaresine kadar her alanda anahtar niteliğinde değişmeyen temel bir erdem olduğunu anlamamız mümkündür

    İslam Ahlâk Düşüncesinde Erdemler: Şehrezûrî Örneği

    Get PDF
    İslâm ahlâk düşüncesinde erdemler önemli bir yere sahiptir. Erdemlerin asıl sistematik bir yapı içerisinde ahlâki erdemleri ele alan bir içerikle işlenmesi filozoflarla birlikte ortaya çıkmıştır. Bu sınıflandırma geleneği Platon’a kadar uzanan uzun bir tarihi geçmişe sahiptir.  Platon’dan beri ahlâkta dört esas erdem kabul edilmiştir. Yine Galen’in nefsin üç gücüne karşılık gelecek şekilde erdemleri tasnifi İslâm düşünce geleneğinde erdem anlayışının temelini oluşturmaktadır. Çalışmamızda Şehrezûrî’nin gelenekle bağı ve bu geleneğe katkıları ortaya konulmaktadır. Şehrezûrî kendinden önceki filozoflarda olduğu gibi erdemleri nefsin kuvvelerine dayandırmaktadır. Platoncu yaklaşımla erdemlerin kaynağının insan nefsinin (nefs-i nâtıka) üç temel gücü olduğunu ifade eden filozofumuz, erdemlerin insan nefsinin kuvvelerinin itidal sınırında olduğunda ortaya çıkacağını belirtir. İtidalden uzaklaşıp ifrât ve tefrît taraflarına meylederse bu durumda erdemsizlikler ortaya çıkar

    Molecular identification of Theileria and Babesia in sheep and goats in the Black Sea Region in Turkey

    Get PDF
    This study was carried out to investigate presence and distribution of Theileria and Babesia species via microscopic examination and reverse line blotting (RLB) techniques in sheep and goats in the Black Sea region of Turkey. For this purpose, 1,128 blood samples (869 sheep and 259 goats) were collected by active surveillance from sheep and goats in different provinces of various cities in the region in the years 2010 and 2011. Smears were prepared from the blood samples, stained with Giemsa, and examined under the light microscope for Theileria and Babesia piroplasms. The genomic DNAs were extracted from blood samples. The length of 360–430-bp fragment in the variable V4 region of 18S SSU rRNA gene of Theileria and Babesia species was amplified using the gDNAs. The polymerase chain reaction products were hybridized to the membraneconnected species-specific probes. A total of 38 animals (3.37 %) including 34 sheep (3.91 %) and 4 goats (1.54 %) were found to be positive for Theileria spp. piroplasms in microscopic examination of smears while Babesia spp. piroplasm could not detected. Infection rates were 34.64 % in sheep, 10.04 % in goats, and totally 28.99 % for Theileria ovis while 0.58 % in sheep and totally 0.44 % for Babesia ovis. However, Theileria sp. OT3 was detected in 2.65 % of sheep and 2.04 % of all animals; besides Theileria sp., MK had 0.58 % prevalence in sheep and 0.77 % in goats, with a total 0.62 % with RLB. Although T. ovis and Theileria sp. MK were determined in both sheep and goats, B. ovis and Theileria sp. OT3 were observed only in the sheep. These results provide the first detailed molecular data for sheep and goat theileriosis and babesiosis in the region

    A new species of \u3cem\u3eEuscorpius\u3c/em\u3e Thorell, 1876 from the Antalya Province, southern Turkey (Scorpiones: Euscorpiidae)

    Get PDF
    A new scorpion species, Euscorpius gocmeni sp. n., is described based on specimens collected from the Antalya Province (Akseki District) in southern Turkey. It is characterized by a high trichobothrial count (Pv = 11–13, et = 7–8, em = 4, and eb = 4), a high pectinal teeth count (Dp = 10–12 in males, 8–9 in females), medium-small size, and light to medium brown-reddish color

    Guided Bone Regeneration Technique Using Hyaluronic Acid in Oral Implantology

    Get PDF
    Guided bone regeneration is a term used to describe the use of the barrier membranes to enhance complete osteogenesis by preventing the rapid ingrowth of fibroblasts into a bony defect and promoting the migration of osteogenic cells from adjacent bony edges or bone marrow into the defect in an unimpeded fashion. Hyaluronic acid (HA) is a glycosaminoglycan of the general formula (C14H22NO11)n and is an essential component of the extracellular matrix in connective tissue, which is found in abundance in the alveolar environment. The most important function of HA is its involvement in tissue healing and repair. It has been shown that HA stimulates cell proliferation, migration and angiogenesis, re-epithelialization and proliferation of basal keratinocytes and reduces collagen and scar tissue formation. This text presents our clinical experiences and outcomes following HA applications in various implant surgery procedures. According to our clinical outcomes, HA is a highly promising material for improving therapeutic outcomes for oral implantology

    The effect of annealing temperature on the optical properties of a ruthenium complex thin film

    Get PDF
    The stability of the optical parameters of a ruthenium polypyridyl complex (Ru-PC K314) film under varying annealing temperatures between 278 K and 673 K was investigated. The ruthenium polypyridyl complex thin film was prepared on a quartz substrate by drop casting technique. The transmission of the film was recorded by using Ultraviolet/Visible/Near Infrared spectrophotometer and the optical band gap energy of the as-deposited film was determined around 2.20 eV. The optical parameters such as refractive index, extinction coefficient, and dielectric constant of the film were determined and the annealing effect on these parameters was investigated. The results show that Ru PC K314 film is quite stable up to 595 K, and the rate of the optical band gap energy change was found to be 5.23 × 10- 5 eV/K. Furthermore, the thermal analysis studies were carried out in the range 298-673 K. The Differential Thermal Analysis/Thermal Gravimmetry/Differantial Thermal Gravimmetry curves show that the decomposition is incomplete in the temperature range 298-673 K. Ru-PC K314 is thermally stable up to 387 K. The decomposition starts at 387 K with elimination of functional groups such as CO2, CO molecules and SO3H group was eliminated between 614 K and 666 K.State Planning Organization of Turkey (DPT2003K120390); Scientific and Technological Research Council of Turkey (TBAG-109T240

    A new species of \u3cem\u3eEuscorpius\u3c/em\u3e Thorell, 1876 from Mount Honaz in southwestern Turkey (Scorpiones: Euscorpiidae)

    Get PDF
    A new species of scorpion, Euscorpius honazicus sp. n., is described from Mount Honaz, in the province of Denizli, in southwestern Turkey, based on morphological and molecular evidence, increasing to 14 the Euscorpius species currently recognized in Turkey
    corecore