60 research outputs found
Kayseri'de iki farklı habitatta kuş ve kelebek kompozisyonu ve yoğunluğu
Türkiye kelebekler açısından çok zengin olmasına rağmen çalışmalar feunistik ya da taksonomik boyuttadır. Bu çalışma ile amaçlanan ise, Kayseri'de iki farkb habitatta kuş ve kelebek komitelerinin tanımlanması ve karşılaştırılmasıdır. Çalışmanın ana amaçlan, kelebek ve kuş kompozisyonunu çalışılan dört alanda tanımlamak, habitatları kominiteler bazında karşılaştırmak ve çalışma zamanı içerisinde kominitelerdeki değişiklikleri ortaya çıkartmaktır. Bu çalışma göstermiştir ki, çayır ve vadiden oluşan dört çalışma alam, zaman ve habitta meydana gelen değişikliklere göre değişen kelebek ve kuş kominitelerini barındırmaktadır. Derevek, Gesi ve Kumarlı kuş çeşitliliği açsından eşit düzeyde olup, Hörmetçi daha az kuş türünü barındırmaktadır. Kelebekler açısından da vadiekosistemlerinin (Gesi ve Derevek) daha zengin olduğu ve bozulmuş bir sulak çayırlık olan Hörmetçinin en az kelebek türünü barındırdığı ortaya çıkmıştır. Kuşların bu boyutta bir çalışmada yaşam alanlarını tanımlamak için çok uygun bir gösterge tür olduğu bulunmuştur. Ancak kelebeklerin, habitat değişimlerini takip edebilmek açısından daha küçük ölçekli çalışmalarda (0,1 km2 den küçük) uygun olduğu ve habitatlar arasındaki farkları kuşlar kadar belirgin olarak yansıtmadığı görülmüştür. Ayrıca mevsimsel değişikliklerin kelebek ve kuş kominitelerini etkilediği gözlemlenmiştir. Kelebek toplulukları çalışma süresinin ilerlemesiyle daha zenginleşmiş ve kompozisyonları mayısın son haftasıyla beraber belirgin bir şekilde değişmiştir. Bu çalışma kominite yapısı ve kompozisyonu açısından detaylı sonuçları ile Türkiye'de yapılan ekolojik ve koruma çalışmalarının ilkidir.Ayrıca bu çalışma ile habitatları kıyaslamak için Türkiye'de ilk defe kuş ve kelebek verileri birarada kullanılmıştır. Korumacılık bakış açısından yaklaşıldığında da, çalışma metodu ve çalışılan organizmaların alan izleme amacına uygun olduğu belirlenmiştir
Denim kumaş üretiminde su ve enerji kullanımının değerlendirilerek üç farklı denim kumaşının çevresel etkilerinin YDA ile karşılaştırılması
Çevre sorunlarının küresel hale gelmesiyle artık Türkiye’de yer alan üretim sektörlerinin de yarattığı çevresel etkiler bütünsel olarak konuşulmaya başlanmıştır. Ülkemizde özellikle tekstil sektörü üretim yelpazesinin çok geniş olmasından dolayı bu tür araştırmalara ve uygulamalara öncülük etmektedir. Yaşam Döngüsü Analizi (YDA) bir üretimin, prosesin veya hizmetin gerçekleşme süreci boyunca yarattığı çevresel etkileri ortaya koyan bir araçtır. Bu çalışma ile tekstil sektörüne odaklanılmış, İç Anadolu bölgesinde denim kumaşı üreten bir dokuma fabrikası çalışma alanı olarak belirlenmiştir. Çalışmada öncelikli olarak enerji ve su tüketimine odaklanılmış, geçmiş yıllarda yapılan çalışmalara göre su ve enerji tüketimindeki değişim incelenmiştir. Bu çalışma sonuçlarına göre, üretimin şekline göre enerji tüketiminde bir artış olduğu kaydedilmiştir. Çalışmanın diğer amacı üç farklı üretim prosesinden geçen denim kumaşlarının çevresel etkilerini kıyaslamaktır. Üretim süreci boyunca en kısa, ortalama ve en uzun proses adımlarından geçen 3 farklı denim kumaş tipinin beşikten kapıya YDA boyunca 3,61, 4,50 ve 4,63 kg CO2eşd. küresel ısınma potansiyeli; 41,83, 53,41 ve 59,74 MJ abiyotik tükenme(fosil yakıtlar) ve 1,10x10-2, 1,12x10-2ve 8,64x10-3PO4eşd.ötrofikasyon çevresel etkilerine neden olduğu görülmüştür. YDA ile terbiye aşamasındaki proses artışının çevresel etkileri ortaya konmuş, çıkan ürünler ile çevresel etkinin azaltılmasına yönelik öneriler sunulmuştur.</p
Kayseri'de organik ve konvansiyonel domates üretiminin enerji ve su kullanımının kıyaslanması
Tarım dünyanın en büyük sektörlerinden olup, özellikle sanayi devrimi sonrasındaki süreçte tarımda makineleşme ve doğal alanların tarıma açılması ile beraber, tarım hem iklim değişiminin ikinci aktörü, hem de su kaynaklarının tükenmesinde birinci aktörhaline gelmiştir. Tarım alanlarının enerji ve su kullanımının hesaplanması ve en azaindirgenmesi tüm dünyada sürdürülebilirliğin sağlanması ve tarım alanlarının verimli kullanılması açısından önemlidir.Bu çalışmada, sebze üretimi, sebzeler içerisinde ise domates üretimine odaklanılmıştır. Kayseri’nin Karahıdır köyünde başlayan organik tarım faaliyetlerinin enerji ve su tüketimi açısından Büyük Tuzhisar Kasabası’nda yapılan konvansiyonel üretimden ne kadar farklı olduğu sorusu üzerinden gidilerek, bölge halkı ile yapılan anketler sonucu domates üretimini nasıl yaptıklarına dair anketler düzenlenmiştir. 2015 yılında toplamda 33 domates üreticisi ile yapılan anketler sonucu, kullandıkları makine ekipmanları ve bir domates üretim yılı içerisinde bu ekipmanları ne sıklıkta kullandıkları belirlenmiş,bu bilgi ile ne kadar enerji harcadıkları belirlenmiştir. Ayrıca her üretici ile yapılangörüşmeler sonucu su tüketim miktarları hesaplanmıştır.Çalışma sonucunda organik üreticiler ve konvansiyonel üreticilerin enerji ve su kullanımları arasında istatistiksel olarak bir fark bulunmamakla birlikte, farklı bireysel uygulamaların su ve enerji kullanımında farklılıklara sebep olduğu görülmüştür. Ancak kullanılan su miktarı ve enerji miktarının artışının ürün miktarı ile bir ilişkisi olmadığı da bulunmuştur.Bu çalışma, bireysel üreticilerin su ve enerji kullanım alışkanlıklarının belirlenmesi ve bu alışkanlıkların ürün miktarını nasıl etkilediği konusunda temel bir çalışmayı içermektedir.</div
Kaz Dağlarındaki Organik ve Konvansiyonel Zeytin Üretiminin Çevresel Etkileri
Çalışmanın amacı, Kaz Dağları’ndaki zeytin üretim uygulamalarını daha enerji verimli ve çevreye karşı daha duyarlı kılan unsurları belirlemektir. Enerji verimliliği ve Yaşam Döngüsü Analizi’nde “beşikten çiftlik kapısı” yaklaşımı ile sürdürülebilir ve ekolojik olarak sağlam kültürel değerlere sahip olan uygulamalar belirlenmiş ve işletme karlılığını koruyarak sürdürülemez uygulamaların ortadan kaldırılabilmesi için öneriler sunulmuştur. Enerji verimliliği fazla olan tarım sisteminin teknik performansı yüksek ve çevreye verdiği zarar daha azdır. Ayrıca organik zeytinlikler, çevreye konvansiyonel zeytinliklerden daha az zararlıdır. Bu hipotezleri doğrulamak için Kaz Dağları’ndaki zeytinliklerde 2015 ve 2016 yıllarında TÜBİTAK kapsamında yapılmış anket verileri, farklı (organik ve konvansiyonel) tarım uygulamalarının enerji verimliliği ve potansiyel çevresel etkilerini belirlemek için kullanılmıştır.Organik tarım sistemlerinin, konvansiyonel tarım sistemlerinden daha enerji verimli olduğu belirlenmiştir. Sebebi ise konvansiyonel tarım uygulamalarında gübre üretiminden kaynaklı dolaylı enerji girişi, organik tarım uygulamalarından daha yüksektir. Çevresel etki kategorilerinde organik ve konvansiyonel tarım uygulamalarının biyçeşitlilik kayıpları ve ötrofikasyona katkıları arasında fark bulunamamıştır. Konvansiyonel tarım sistemlerinin enerji kullanımı ve küresel ısınmaya etkisi organik tarım sistemlerininkinden daha yüksek olduğu belirlenmiştir. 2015 yılında organik tarım uygulamalarının, 2016 yılında ise konvansiyonel tarım uygulamalarının asidifikasyona etkileri daha yüksek çıkmıştır. Sebebi ise 2015 yılında organik tarım uygulamalarının hektar başına kullandıkları toplam gübre miktarı daha yüksektir.</p
Biyosidal ürün kullanımı algı analizi ve biyosidal atık takip sistemi
Biyosidal ürün kullanımının ve atıklarının kontrol altında tutulmamasının çevre ve insan sağlığı açısından azımsanmayacak derecede zararlı etkileri bulunmaktadır. Bu etkiler anlık yani akut olabileceği gibi kronik etkiler de olabilmektedir. Akut zehirlenmeler dünyada oldukça yaygın görülmektedir ancak kronik etkilerin de oldukça yüksek vaka sayısına sebep olduğu bilinmektedir. Kronik etkiler arasında kanser, üreme ve endokrin sistemi üzerinde, doğum esnasında, olumsuz etkiler olabildiği gibi, nörolojik hasarlara kadar zararlar verebilmektedir. Ancak buna rağmen biyosidal ürünler çok kolaylıkla alınabilmektedir ve ülkemiz genelinde kullanılan biyosidal ürünlerin kullanım miktarı ve kullanım sonrası oluşan atıkları için kontrol mekanizması ne yazık ki mevcut değildir.Bu tez çalışmasında iki amaca odaklanılmıştır. Birincisi Kayseri ilindeki biyosidal ürünlerin kullanımı ile ilgili olarak halkın bakış açısını araştırmak ikincisi ise kolay kullanılabilir interaktif bir biyosidal ürün takip sistemi oluşturmaktır.Bu çalışmada, öncelikli olarak biyosidal ürünlerin kullanımı ve atıklarının mevcut durumları incelenmiştir. Kayseri ili genelinde yaşayan 19 yaş üstü; biyosidal ürün uygulayıcı firmalarda, hastanelerde ve hane halkında biyosidal ürün kullanımı farkındalığının tespiti amacıyla biyosidal ürünler ve uygulamaları hakkında bilgi, tutum ve davranış düzeylerini ölçmek amacıyla bir anket çalışması yapılmıştır. Bu çalışmanın ikinci amacı ise bir takip sistemi önerip örnek programlaması yapılaraki halk sağlığı alanında kullanılan biyosidal ürünlerin kontrolünü sağlamaktır. Biyosidal Ürün ve Ambalaj Takip Sistemi ile (BVS); haşere mücadele ilaçlarının üretim ve ithal edilen ürünlerin miktarlarının kayıt altına alınması, satışının bireysel ve profesyonel olarak sınıflandırılması ve sınırlandırılması ile atık kontrollerinin yapılabilmesi amacıyla karekod sistemine geçilmesi için programlama çalışmasıdır. Bu çalışma ile bu takip siteminin prototipi geliştirilmiştir. Doğamız ve insan sağlığı için son derece zararlı olabilecek kimyasal bileşiklerden oluşan biyosidal ürünlerin kullanımının kontrol altına alınması ve atıklarının bertaraf edilmesi sağlanmalıdır. Bu tez çalışması öncelikle halkın algısını ölçmek, sonrasında ise atık takibi için öneri sunmayı hedeflemiştir.</p
- …