30 research outputs found

    Anasınıfına Devam Eden Çocuklara Verilen Yaratıcı Drama Eğitiminin Çocukların İşitsel Muhakeme ve İşlem Becerilerine Etkisinin İncelenmesi

    Get PDF
    This study aims at investigating the effects of creative drama education on auditory reasoning and processing skills of children attending nursery classes. Pretest-posttest control group experimental design was used in the study. The research sample consisted of a total of 30 children, of whom 15 were in the experimental group and 15 were in the control group. After the administration of the pretest, the children in the experimental group were given Creative Drama education for 12 weeks in sessions of 45 minutes twice a week. “Auditory Reasoning and Processing Skills Test”, which was developed by Gardner (1993) and adapted by Erbay (2009) to Turkish children aged 6, was used as the data collection tool. The data obtained were analyzed by using SPSS 15.00. Research findings indicated that creative drama education improved children’s auditory reasoning and processing skills and that this improvement was permanent. Although improvement was also observed in the skills of the control group children, it was concluded that this improvement was statistically insignificant.Bu araştırma, anasınıfına devam eden çocukların işitsel muhakeme ve işlem becerilerine yaratıcı drama eğitiminin etkisini incelemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmada öntest-sontest kontrol gruplu deneysel desen kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini 15 deneme ve 15 kontrol grubu olmak üzere toplam 30 çocuk oluşturmuştur. Deneme grubundaki çocuklara öntest uygulamalarından sonra 12 hafta boyunca ve haftada 2 gün 45’er dakikalık etkinlikler halinde yaratıcı drama eğitimi verilmiştir. Veri toplama aracı olarak Gardner (1993) tarafından geliştirilen, Erbay (2009) tarafından 6 yaş Türk çocuklarına uyarlaması yapılan “İşitsel Muhakeme ve İşlem Becerileri Testi” kullanılmıştır. Elde edilen veriler SPSS 15.00 kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma bulguları, yaratıcı drama eğitiminin çocukların işitsel muhakeme ve işlem becerilerini geliştirdiğini ve bu gelişimin kalıcı olduğunu göstermiştir. Kontrol grubundaki çocukların becerilerinde de gelişme gözlenirken, bu gelişmenin istatistiksel olarak anlamlı olmadığı sonucu ortaya çıkmıştır

    Yapıcı ve Yaratıcı Nesiller Yetiştirme

    Get PDF
    Günümüz toplumunda çocuğa verilen değer hızla artmaktadır. Çocuklarla ilgili yapılan tüm bilinçli ve olumlu çabalar toplumun temel yapısını anlamamıza olanak sağlar. Çocuklarla yapılacak işlerde en önemli görev okulöncesi eğitim kurumlarına düşmektedir. Bu kurumlar çocuğun pek çok olumlu özellikler geliştirmesine ve yeteneklerini ortaya çıkarmasına yardımcı olur. Okulöncesi eğitim kurumları aynı zamanda yapıcı ve yaratıcı nesillerin yetişmesi için ilk ortam olmaktadır

    Bellek Eğitimi Programının Altı Yaşındaki Çocukların Bellek Gelişimine Etkisinin İncelenmesi

    Get PDF
    In the current study, 52 six year old children (26 boys and 26 girls) attending a preschool education institution were studied to assess the impact of a memory education program applied to them to learn to what extent the program affected their memory improvement. Children’s Memory Scale (CMS), developed by Morris Cohen (1997), was used to collect data. The test group (n=26) was applied a supportive educational program for memory improvement verbally and visually two days per week and for two weeks only. Mann Whitney U test and Wilcoxon Signed Rank Test were used in the analysis of the data. It was found that the program applied resulted in a significant increase in the scores of these children’s general memory.Okul öncesi eğitim kurumuna devam eden, altı yaşında 52 çocuğun (26 kız, 26 erkek) örneklem olarak alındığı bu çalışmada, uygulanan bellek eğitimi programının çocukların bellek gelişimleri üzerindeki etkisi incelenmiştir. Çalışmada, Morris Cohen (1997) tarafından geliştirilen Çocuklarda Bellek Süreçlerini Değerlendirme Ölçeği (CMS) kullanılmıştır. Deney grubuna (n=26) on iki hafta süreyle haftada iki gün sözel ve görsel kısa süreli ve uzun süreli bellek gelişimini destekleyici eğitim programı uygulanmıştır. Verilerin analizinde Mann Whitney U Testi ve Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi kullanılmıştır. Sonuç olarak, uygulanan bellek eğitimi programının çocukların sözel ve görsel kısa süreli ve uzun süreli olmak üzere genel bellek indeksi, ertelenmiş tanıma ve öğrenme indeksi puanlarında anlamlı ölçüde artış olduğu (p<.001) bulunmuştur

    48-72 Aylık Çocuğa Sahip Anne-Babaların Çocukları İle İletişimlerinin BazıDeğişkenler Açısından İncelenmesi

    Get PDF
    Bu çalışmada, 48-72 aylık çocuğa sahip anne-babaların çocuklarıile iletişimlerinin ailenin sosyo-ekonomik düzeyi, çocuğun yaşı, cinsiyeti, doğum sırasıve anne-babanın yaşıgibi değişkenler açısından anlamlıfarklılık gösterip göstermediği araştırılmıştır. Araştırmada, anne-babalar ve çocuklarıhakkında bilgi toplamak amacıyla Genel Bilgi Formu, ailelerin sosyo-ekonomik düzeylerini belirlemek amacıyla Sosyo-Ekonomik Düzeyi Belirleyici Ölçek Alpan, 2006 ve 48-72 aylık çocuğa sahip anne-babaların çocuklarıile iletişimlerini değerlendirmek amacıyla Anne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı ABÇİDA Arabacı, 2011 kullanılmıştır. Verilerin analizinde, anne-babalar ve çocuklarının demografik bilgilerine ilişkin dağılımlarıfrekans ve yüzde değerleri olarak verilmiştir. Anne-babaların Anne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı’nın ABÇİDA Arabacı, 2011 alt boyut puanlarında, sosyo-ekonomik düzeye, çocuğun yaşına, cinsiyetine, doğum sırasına ve anne-babanın yaşına göre farklılık olup olmadığınıdeğerlendirmek amacıyla tek yönlü ANOVA testi ve bağımsız örneklemler için t testi kullanılmıştır. 48-72 aylık çocuğa sahip anne-babaların çocuklarıile iletişimlerinde, ailenin sosyo-ekonomik düzeyine, çocuğun yaşına, doğum sırasına ve annebabanın yaşına göre anlamlıdüzeyde farklılık olduğu bulunmuştur. Çocuğun cinsiyetine göre anlamlıdüzeyde farklılık bulunmamıştır

    Nutritional Relationship with Acne Vulgaris

    Get PDF
    Acne is a long-standing inflammation of the hair-oil gland structure. Although the causes of acne are not fully known, there is a relationship between acne and nutrition. Because the diet can change the amount and content of sebum secretion in the skin. Objective: The purpose of this review is to discuss the effects of nutrients and nutrients (milk and dairy products, green tea, dietary glycemic load glycemic index, fatty acids, antioxidants, vitamin A and zinc) on the course of acne vulgaris. Consumption of milk, contributes to the formation of acne. The use of polyphenol extracts obtained from green tea in the treatment of acne reduced the the number of acne. A diet with low glycemic index-glycemic load has been found to cause a significant reduction in acne severity. Inadequate consumption of essential fatty acids leads to inadequate sebum production in the skin. Serum malondialdehyde and serum glutathione peroxidase levels were reported to be lower in individuals with acne complaints. Low A vitamin levels may be a risk factor for acne and acne lesions. It is also stated that serum zinc levels of individuals with acne complaints are significantly lower. Conclusion: Milk restriction for people with acne complaints, consumption of green tea, low glycemic indexglycemic diet can be recommended. It may also be advisable to pay attention to the fat content of foods and the intake level of essential fatty acids. The use of vitamins A and E with vitamins A and B may show therapeutic supportive effects

    İzmir Körfezi'nden biyolüminesen bakterilerin izolasyonu, fenotipik ve moleküler karakterizasyonu

    No full text
    Bu çalışmada, İzmir Körfezi’nin biyolüminesen bakteri çeşitliliğini belirlemek amacıyla 15 farklı istasyondan (0-10 metre; iç, orta ve dış körfez) belirli zamanlarda deniz suyu ve sediment örnekleri alınmıştır. Deniz canlılarından biyolüminesen bakterilerin izolasyonu amacıyla ise İzmir Dış Körfezi’nde bulunan Foça-Uzunada arası (67 metre), Uzunada (50-55 metre), Uzunada-Gediz arası (42-44 metre) ve Gülbahçe Körfezi (50-55 metre) örnekleme noktaları olarak belirlenmiş ve bu bölgede bulunan balık ve mürekkep balığı örnekleri alınmıştır. İzolasyon sonrasında 51 biyolüminesen izolat elde edilmiştir. Biyolüminesen özellikli izolatların fenotipik tanılamalarını yapmak amacıyla, koloni morfolojisi, pigmentasyon, çeşitli sıcaklık dereceleri ve farklı NaCl konsantrasyonlarında üreme özellikleri gibi kültürel karakteristikleri, mikroskobik özellikleri, birçok enzim aktivitesini, çeşitli karbon ve azot kaynaklarını kullanma kapasitelerini ve Thiosulphate Citrate Bile Salts Sucrose Agar (TCBS) ortamında üreme özelliklerini içeren biyokimyasal karakteristikleri; biyofilm oluşturma yetenekleri ve 14 farklı antibiyotiğe ve 2 farklı konsantrasyonda vibriostat 0/129 ajanına karşı direnç profilleri belirlenmiştir. Moleküler tanılama aşamasında türe-özgü PCR’ları ve 16S rRNA PCR’ları gerçekleştirilmiş ve baz sırasının belirlenmesiyle tür tanıları yapılmıştır. En son aşama olarak aynı türe ait suşların genetiksel ilişkisinin ortaya çıkarılması amacıyla pulsed-field jel elektroforez (PFGE) tekniği kullanılmış ve yakınlıklar belirlenmiştir. Çalışmanın sonucunda, deniz suyundan 9, sediment örneklerinden 9 ve deniz canlısı örneklerinden 33 biyolüminesen izolat elde edilmiş ve yapılan fenotipik testlerde, hepsinin gram negatif, hareketli, spor oluşturmayan, oksidaz ve katalaz pozitif türler olduğu tespit edilmiştir. Su farkına bağlı olarak yapılan diğer fenotipik ve biyokimyasal denemelerde farklı sonuçlar elde edilmiştir. Su , ortam ve inkübasyon süresinin farkına bağlı olarak oluşturulan biyofilm miktarında da değişkenlik olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca tüm izolatların vibriostat 0/129 (150 μg)’a karşı duyarlı olduğu ve genel olarak birçok biyolüminesen suşun novobiosin ve amikasine karşı dirençli iken siprofloksasin, imipenem, kloramfenikol ve tetrasikline karşı tüm suşların oldukça duyarlı olduğu bulunmuştur. Genel olarak tüm biyolüminesen suşların ekstrasellüler enzim aktivitelerinin (proetaz, jelatinaz, amilaz, lipaz ve esteraz) oldukça fazla olduğu tespit edilmiştir. 16S rRNA baz sırasının belirlenmesi neticesinde biyolüminesen türlerin 20’sinin Vibrio gigantis, 11’nin Shewanella woodyi, 4’ünün Vibrio harveyi, 3’ünün Vibrio crassostreae, 4’ünün Aliivibrio fischeri, 3’ünün Vibrio azureus, 2’sinin Vibrio orientalis, 2’sinin Aliivibrio logei, 1’inin Vibrio lentus ve 1’inin de Photobacterium kishitanii türü olduğu tespit edilmiştir. Oluşturulan PFGE dendogramlarına bağlı olarak türler arasındaki atasal benzerlikler, V.gigantis türlerinde %70-94, S.woodyi türlerinde %67-%89, V.harveyi türlerinde %65-83 ve diğer tanılanan Vibrio ve Aliivibrio türlerinde %69-%97 arasında değişiklik göstermiştir. Bu çalışma Türkiye’de bu konudaki ilk veriler olması açısından önem arz etmektedir
    corecore