21 research outputs found

    Anemiye Neden Olan Dev İnflamatuar Fibroid Polip: Olgu Sunumu

    Get PDF
    Giriş ve amaç: İnflamatuar fibroid polip gastrointestinal sistemin nadir görülen, en sık mide antrumundan köken almakla birlikte gastrointestinal sistemin her yerinde görülebilen lezyonudur. Genellikle 1-3 cm boyutlarında olan lezyonun tanısı obtrüksiyona bağlı yakınmalarla veya rastlantısal olarak konulmaktadır. Yazımızda anemiye neden olan dev ileal inflamatuar fibroid polip olgusu sunulmuştur. Olgu: 53 yaşında erkek hasta son haftalarda gelişen güçsüzlük ve renk solgunluğu yakınması ile başvurdu. Fizik muayene ve laboratuar incelemeleri ile demir eksikliği anemisi tanısı konuldu. Anemi etiyolojisi araştırılırken yapılan kolonoskopide terminal ileumda valv’den yaklaşık 20 cm proksimalde 7-8 cm boyutunda pedinküle polipoid lezyon mevcuttu. Hastaya laparoskopik segmenter ince barsak rezeksiyonu yapıldı. Lezyonun patolojik incelemesinde iltihabi fibroid polip saptandı. Sonuç :İnflamatuar fibroid polip demir eksikliği anemisine yol açabilen polipoid nitelikteki oluşumların ayırıcı tanısında göz önünde bulundurulmalıdır

    Multiplex-PCR-based screening and computational modeling of virulence factors and t-cell mediated immunity in helicobacter pylori infections for accurate clinical diagnosis

    Get PDF
    The outcome of H. pylori infection is closely related with bacteria's virulence factors and host immune response. The association between T cells and H. pylori infection has been identified, but the effects of the nine major H. pylori specific virulence factors; cagA, vacA, oipA, babA, hpaA, napA, dupA, ureA, ureB on T cell response in H. pylori infected patients have not been fully elucidated. We developed a multiplex- PCR assay to detect nine H. pylori virulence genes with in a three PCR reactions. Also, the expression levels of Th1, Th17 and Treg cell specific cytokines and transcription factors were detected by using qRT-PCR assays. Furthermore, a novel expert derived model is developed to identify set of factors and rules that can distinguish the ulcer patients from gastritis patients. Within all virulence factors that we tested, we identified a correlation between the presence of napA virulence gene and ulcer disease as a first data. Additionally, a positive correlation between the H. pylori dupA virulence factor and IFN-γ, and H. pylori babA virulence factor and IL-17 was detected in gastritis and ulcer patients respectively. By using computer-based models, clinical outcomes of a patients infected with H. pylori can be predicted by screening the patient's H. pylori vacA m1/m2, ureA and cagA status and IFN-γ (Th1), IL-17 (Th17), and FOXP3 (Treg) expression levels. Herein, we report, for the first time, the relationship between H. pylori virulence factors and host immune responses for diagnostic prediction of gastric diseases using computer—based models

    A diagnostic approach to abdominal tuberculosis

    No full text

    BİR PROTON POMPASI İNHİBİTÖRÜ OLAN PANTOPRAZOLUN İNCE BARSAK PANETH HÜCRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ

    No full text
    Mide hastalıklarının tedavisinde kullanımı en yaygınlarından proton pompası inhibitörlerinin, midedeki pariyetal hücreler üzerine oldukça spesifik olduğu ve diğer dokulardaki proton pompaları üzerine etkilerinin olmadığı ileri sürülmektedir. Özellikle yoğun bakım şartlarında tedavi edilen hastalarda kullanılması ile ortaya çıkan çok önemli komplikasyonların, mide pH sının yükselmesi ile sekonder gelişen bakteri kolonizasyonundaki artmaya bağlı olabileceği öne sürülmüştür. Ancak bu komplikasyonların mukozal immün sistemde olabilecek bir defekt veya yetmezlik sonucu olabileceğine dair yapılmış herhangi bir çalışma bulunmamaktadır. Bu nedenle çalışmamızda, mukozal immün sistemin komponentlerinden biri olan paneth hücreleri üzerine, proton pompası inhibitörlerinin olası etkilerinin araştırılması amaçlandı. Ayrıca, antibiyotik uygulamaları ile ortamda bakterilerin bulunması ve paneth hücrelerinden antimikrobiyal madde salınımı arasında ilişkinin ortaya konması planlandı. Bu amaçla 42 adet Wistar Albino sıçan, altı ayrı gruba ayrılarak; ayrı gruplarda H2 reseptör blokeri, proton pompası inhibitörü ve bu gruplardan her birinde, antibiyotik ile birlikte verildi. Işık mikroskop ile yapılan histolojik incelemeler sonucunda, pantoprazolün ince barsak paneth hücreleri üzerine etkili olduğu ve böylece mukozal immün sistemin bir komponenti olan antibiyotik peptitlerin degranülasyonunu engellediği saptandı. Mukozal direnci düşürecek bu etkinin; yakın konumlu enterokromafin hücreler, mast hücreleri ve ileum lamina propriası lökositlerini de dolaylı veya doğrudan etkilediği bulund
    corecore