21 research outputs found

    Bilateral Optic Neuritis Secondary to Nivolumab Therapy: A Case Report

    No full text
    Pediatric glioblastoma multiforme is an uncommon and highly mortal brain cancer. New therapeutic treatments are being intensively investigated by researchers in order to extend the survival of patients. The immune checkpoint inhibitor nivolumab in the treatment of pediatric glioblastoma multiforme is currently under review; it is a human immunoglobulin G4 monoclonal antibody that works against the programmed cell death protein 1 receptor, designed to enhance an immunologic reaction against cancer cells. Herein, we describe the first report of a bilateral optic neuritis induced by nivolumab in a grade 4 glioblastoma multiforme patient

    Hematoma related vasovagal bradycardia due to jugulary catheter complication

    Get PDF
    Santral venöz kateterler genellikle küçük girişimsel işlemler ile kolayca takılabilmesi ve güvenli olması yanı sıra bazen büyük ve küçük komplikasyonlar ile karşılaşabiliriz. Bu komplikasyonlardan biri de takılma yerinde hematom gelişmesidir. Hematom sıklığı yapılan girişim metoduna, yapanın yeteneğine, hastanın tıbbi durumuna ve girişim gerektirecek problemlerin durumuna göre değişir. Servikal vagus siniri karotid arterin lateralinde seyreder. Servikal kardiyak dal genellikle servikal vagustan bazen de superior laringeal sinirden köken alır. Bu sinir dalı ayrıca aortik dal veya depresör sinir olarak adlandırılmakta olup, aortik ark baroreseptörlerinden çıkan afferent lifler içerir. Arteriovenöz işlemler veya vagal bölgeye kompresyon süresince vazovagal reaksiyonlar sıklıkla görülebilir. Juguler kateter komplikasyonu olarak hematom ilişkili vazovagal bradikardi akılda tutulmalıdır.Central venous catheters are usually safe and placed with minor procedure easily but may sometimes be associated with some major and minor complications. One of the complications is hematoma. The frequency of the hematoma formation can be changed due to the method of insertion by specialist, medical status of the case and the problems that require intervention. The cervical vagus nerve runs parallel to the carotid artery on its lateral side. A cervical cardiac branch is given off along the course of the cervical vagus or in some cases from the superior laryngeal nerve. This nerve branch is also termed aortic branch or depressor nerve and contains mainly afferent fibers from baroreceptors of the aortic arch. Vasovagal reactions during the arteriovenous interventions or compression on the vagal site may be much more frequent. Hematoma related vasovagal bradycardia due to jugulary catheter complication may be kept in mind

    Prognostic Factors and a New Prognostic Index Model for Children and Adolescents with Hodgkin's Lymphoma Who Underwent Autologous Hematopoietic Stem Cell Transplantation: A Multicenter Study of the Turkish Pediatric Bone Marrow Transplantation Study Group

    No full text
    transplantation, posttransplant white blood cell count over 10x103/µL, posttransplant positron emission tomography positivity at day 100, and serum albumin of ;lt;2.5 g/dL at diagnosis were correlated with progression-free survival. No remission at the time of transplantation, bone marrow positivity at diagnosis, and relapse after AHSCT were significant parameters for overall survival. Conclusion: the major factors affecting the progression-free and overall survival were clearly demonstrated. A CIPI that uses a lactate dehydrogenase level of 500 IU/L worked well for estimating the prognosis. We recommend AHSCT at first complete remission for relapsed cases, and it should also be taken into consideration for patients with high prognostic scores at diagnosis.Amaç: Relaps/refrakter Hodgkin lenfomanın (HL) otolog hematopoetik kök hücre nakli (OHKHN) sonrasındaki prognozunu gösterecek belirteçler ve çocukluk çağında yeni bir prognostik skorlama araştırıldı. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada, Ocak 1990-Aralık 2014 tarihleri arasında OHKHN uygulanan 61 hastanın OHKHN sonrası prognozunu etkileyen faktörlerin sağkalım üzerine etkisi araştırıldı. Aynı zamanda Yaşa Göre Düzeltilmiş Uluslararası Prognostik İndeks ve Çocukluk Dönemi Uluslararası Prognostik İndeks'lerinin (ÇDUPİ) prognoz üzerindeki etkisi değerlendirildi. Bulgular: Altmış bir hastanın ortanca yaşı OHKHN sırasında 14,8 yıl (5-20 yıl) idi. Hastalardan, 28 olguda bir relaps, 8 olguda >=2 relaps ve 25 olguda refrakter hastalık vardı. Kemosensitivite/kemoterapiye dirençlilik oranı 36/25 idi. Nakil öncesi radyoterapi almamak, nakil öncesi remisyonda olmamak, nakil sonrası beyaz kan hücresi sayısının 10x103/µL üzerinde olması, nakil sonrası 100. gün pozitron emisyon tomografisi pozitifliği, tanıda 2,5 g/dL'den düşük serum albümin düzeyi progresyonsuz sağkalım üzerinde etkili belirteçler iken transplantasyon zamanı remisyonda olmamak, tanıda kemik iliği pozitifliği ve OHKHN sonrası relaps ise genel sağkalım üzerinde etkili parametreler olarak bulundu. Sonuç: Relaps/refrakter HL'li çocuklarda progresyonsuz ve genel sağkalımı etkileyen faktörler açıkça gösterildi. Serum laktat dehidrogenaz üst sınırını 500 IU/L olarak kullanan ÇDUPİ prognozu göstermede etkili bulundu. Relaps hastalarda ilk tam remisyonda OHKHN yapılmasını ve tanı anında yüksek prognostik skoru olan olguların da OHKHN açısından değerlendirmeye alınmasını önermekteyiz
    corecore