5 research outputs found
Türkiye'de sanayileşmenin 200 yıllık tarihi: Süreklilikler ve dönüşümler
Bu çalışmada, ilk olarak dünya ekonomisindeki temel dönüşümler/süreklilikler ve krizlerin yarattığı uzun dalgalar çerçevesinde Türkiye’de sanayileşmenin 200 yıllık dinamikleri incelenmiş, ikinci olarak da Türkiye’de sanayi sermayesinin merkezileştiği büyük işletmelerdeki dönüşümün Türkiye imalat sanayinin yapısal özelliklerini yansıtıp yansıtmadığı araştırılmıştır. Çalışmanın teorik arka planı Wallerstein tarafından sistematikleştirilen dünya sistemleri analizinin bir sentezini temel almıştır. Sanayileşmenin 200 yıllık analizi 1873-1929, 1929-1973, 1973-2008 ve 2008-2017 alt dönemlerinde, dünya sistemin genel görünümü, Türkiye’nin genel görünümü, Türkiye’de sanayileşmenin genel görünümü eksenlerinde ele alınmıştır. Türkiye’de faaliyet gösteren 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’nun 1968-2017 dönemini kapsayan analizleri ise, süreklilik/devamlılık, kamu-özel-yabancı sermaye, bölgesel eğilimler, yoğunlaşma analizleri etrafında şekillenmiştir.
Çalışmanın temel bulguları, merkez ülkelerde üretim süreçleri değişse de, Türkiye’nin 200 yılda dünya sistemindeki pozisyonunun değişmediğini, sanayileşme bir üst yapı sorunu olarak ele alındığından sanayi sermayesine dayalı birikimin olanak ve kısıtlarının her kriz döneminde dönüşen devletin örgütlenme modeli çerçevesinde yeniden tanımlanan kurallar ve girişim ortamında şekillendiğini ortaya koymaktadır. Merkez ülkelerde yaşanan birikim krizleri bir sistem şoku etkisi yaratmakta, bu Türkiye’de de dünya sistemin genel eğilimlerine paralel salınımlara neden olmaktadır. Ancak Türkiye merkeze özgü üretim süreçlerini barındırmadığından krizler imalat sanayi genelinde gecikmeli olarak, dış finansman darlığı, ihracatın daralması ve girdi maliyetlerinin artması gibi farklı kanallarla etki etmekte; büyük işletmelerde ise, göstergelerdeki bozulmalar eş anlı olarak izlenebilmektedir. Türkiye, farklı alt dönemlerdeki sanayileşme atılımlarına rağmen, 200 yıldır merkez ülkelerin mevcut sanayi ürünleri ve teknolojilerinin pazarı, merkezin bir önceki sanayi çevrimine ait ve büyük ölçüde terk edilmiş teknolojilerin kullanıcısı ve sanayi ürünlerinin üreticisi olarak konumlanmıştır.In this study, firstly, 200 years of industrialization in Turkey examined within the framework of long waves of crisis and continuities/transformations in the capitalist world system as well. Second, in this study, the transformations of large industrial enterprises where the industrial capital is centralized in Turkey whether reflect the general structural characteristics of Turkey's manufacturing industy has been investigated. The theoretical background of the study is based on a synthesis of world systems analysis systemized by Wallerstein. The analysis of 200 years of industrialization are discussed several dimensions: generel overview of world system and Turkey, and overview of both conceptual and structural analysis of industrialization regarding the following sub-periods 1873-1929, 1929-1973, 1973-2008 and 2008-2017. The analysis of Turkey’s Top 500 Industrial Enterprises (1968-2017) was formed around continuity, public-private and foreign capital, regional trends, concentration dimensions. Main findings of the study reveals that even if the production and accumulation processes have changed in the core countries, the form of incorporation has been not changed, furthermore the possibilities and constraints of accumulation based on industrial capital are shaped in a re-defined framework and initiative environment within the framework of the organization model of the state transformed during each crisis as industrialization is considered as a superstructure problem over the 200 years. Crisis of accumulation in core create a systemic shock effect throughout the world system and Turkey also experience long waves and cycles parallel to the general trend. However Turkey has not a kind of production processes spesific to core countries, crisis was delayed affect on manufactuing with different channels like limitations of external financing, contraction of export, rising input costs. Turkey, despite the industrialization efforts in different sub-periods, is a market for available manufactures and technologies of core countries, and also an/a user and producer of the largely abandoned rechnologies and manufactures that belong to previous industrial wave of core
AB’ye Üye Ülkelerde Sanayileşmenin Belirleyicileri: Dinamik Panel Veri Analizi
Sanayileşme, ilk sanayi devriminden bugüne, başta Avrupa olmak üzere tüm dünyada ekonomik, politik ve sosyal dönüşümlere sebep olmuştur. 21. yüzyılda da Avrupa öncülüğünde ilan edilen yeni sanayileşme dalgasıyla da sürdürülebilir büyüme ve kalkınmanın itici gücü olarak yeniden tartışmaya açılmıştır. Bu çerçevede, son 10 yılda Avrupa Birliği’ne (AB) üye ülkelerde de yeni bölgesel politika arayışları gündeme gelmiş ve özellikle AB’nde yeniden sanayileşme için bir yol haritası ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu nedenle bu çalışmada, AB’ye üye ülkelerde sanayileşmeyi etkileyen unsurlar, 1995-2018 yılları için iki aşamalı sistem GMM yöntemi kullanılarak analiz edilmektedir. Çalışmanın bulguları, AB üye ülkelerinde sermaye ve beşerî sermaye stoku, dışa açıklık, göreli gelir, enflasyon, bankalar tarafından özel sektöre sağlanan krediler, 2008 krizi gibi temel ekonomik göstergeler ile kurumsal altyapı gibi sosyoekonomik genel görünümle ilişkili olan göstergeleri sanayileşmeyi etkileyen ana unsurlar olarak ortaya koymaktadır
Sosyal Sermaye ve Büyüme-Çevre Ödünleşimi: Mikro ve Makro Etkiler
Bu çalışma, sosyal sermayenin, bireylerin büyüme-çevreödünleşimi konusundaki tutumlarını nasıl etkilediğinisosyo-ekonomik/demografik ve makroekonomikdeğişkenleri dikkate alarak analiz etmektedir. 47 ülke içinDünya Değerler Araştırması (Etap-7, N: 53,155) verilerininlojistik regresyon modelleri kullanılarak analiz edildiğiçalışmada, çevre örgütlerine ve gönüllü kuruluşlara üyeolmanın bireylerin çevreyi önceliklendirme olasılığınıartırdığı bulunmuştur. Ayrıca sonuçlar kadınların,gençlerin, yüksek eğitimlilerin ve sol görüşlü bireylerinçevreyi önceliklendirme olasılıklarının daha yüksekolduğunu; çocuk sahibi olmanın ve kentte yaşamanın isebüyümeyi önceliklendirme olasılığını arttırdığınıgöstermektedir. Son olarak, düşük işsizlik oranı, yüksekgelir düzeyine ve düşük emisyon oranına sahip ülkelerde,bireylerin çevreyi büyümeye tercih ettikleri bulunmuştur.This paper analyzes how social capital affects individuals'attitudes towards the growth-environment trade-off,considering socio-economic/demographic andmacroeconomic variables. Logistic regression modelestimations based on World Values Survey (Wave-7, N:53.155) data for 47 countries show that being a memberof environmental organizations and voluntaryorganizations increases the likelihood of prioritizing theenvironment. Moreover, the results suggest that women,young people, those with higher levels of education, andleft-wing individuals are more likely to prioritize theenvironment. Conversely, having children and residing inurban areas are found to increase the likelihood ofprioritizing economic growth. Finally, it is found thatindividuals in countries with low unemployment rates,high-income levels, and low emission rates prefer theenvironment over economic growth. </p