Management Issues of a Patient who Ingested a Denture: a Case Report

U ovom prikazu slučaja ističu se moguće opasnosti u zbrinjavanju pacijenata koji progutaju privremenudjelomičnu zubnu protezu. Tako je u hitnu pomoć primljen je 47-godišnji muškarac nakon što je slučajno progutao loše prilagođenu djelomičnu protezu. Najprije je pregledan laringoskopom uz topikalnu anesteziju, a zatim je snimljen rendgenogram. Nakon toga slijedila je hospitalizacija i ezofagoskopija u općoj anesteziji kako bi se uklonio predmet i on potpuno oporavio. Naime, nestabilne zubne proteze i one s lošom retencijom predstavljaju rizik za pacijenta jer ih može progutati ili aspirirati. Zato ih treba izbjegavati ili se njima koristiti privremeno tek nakon što smo osigurali dodatnu retenciju i stabilizaciju.This case study aims to highlight the potential hazards and the management of a patient who ingested a spoon denture. Case report: A 47 years old man attended the Accident and Emergency Department after accidentally ingesting his poorly fitted denture. Initial management included examination with a laryngoscope under topical anaesthesia and the appropriate films to detect the foreign body (FB). Hospitalisation and rigid oesophagoscopy under general anaesthesia (GA) was required to remove it and recovery was uneventful. Poorly retentive and unstable dentures pose a risk of ingestion or aspiration for patients and therefore should be avoided or temporarily used provided that the necessary measures to improve retention and stability are taken

Aktinik şelitis tedavisinde 5-fluorourasıl (5-fu) kullanımı: derleme ve iki olgunun sunumu

Actinic (solar) cheilitis is an epithelial precancerous lesion with a predilection of lower lip rather than upper lip. Clinically they may be undistinguishable from squamous cell carcinomas. Therefore actinic cheilitis should not be left untreated and the effected area should be protected from exposure to excess sun light. Two patients complaining of chronic ulcers and burning sensation on their lower lips were referred to the oral surgery clinic. Clinical examination revealed keratotic areas and superficial ulcers on lower lip vermillion. Patients’ history and the clinical findings led us to a clinical diagnosis of actinic cheilitis in both cases. The diagnoses were confirmed histopathologically, treatment was with topical 5-FU and one of the cases is still under our review. Clinical appearance of actinic cheilitis can be similar to lip carcinomas and there is the risk of transformation to squamous cell carcinoma. For this reason it is imperative that a biopsy is taken promptly to confirm the diagnosis. Recurrence is possible after treatment and this necessitates regular review appointments. Patient compliance is a must, and to improve this, treatment options should be discussed with the patient and their preferences should be considered. ÖZET Aktinik (solar) şelitis daha çok alt dudakta görülen epitelyal prekanseröz bir oluşumdur. Klinik olarak, skuamoz hücreli karsinomdan ayrılması güç olabilir. Bu nedenle aktinik şelitis tedavisiz bırakılmamalı ve etkilenen bölge güneş ışığından korunmalıdır. Alt dudaklarında iyileşmeyen yara ve yanma şikayeti olan 2 olgu, Ağız Diş Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Anabilim Dalı kliniğine başvurmuşlardır. Muayenede alt dudak vermilyonlarında iyileşmeyen yüzeyel ülserler ve keratotik alanlar içeren lezyonlar saptanmıştır. Her iki olgunun da hikayeleri ve klinik muayeneleri sonucunda aktinik şelitis ön tanısı konmuştur. Tanılar histopatolojik tetkikle doğrulandıktan sonra topikal 5-FU tedavisi uygulanmış olup, olgulardan birinin kontrolleri halen devam etmektedir. Aktinik şelitisin klinik görünümü dudak karsinomuna benzeyebileceği gibi, skuamoz hücreli karsinoma dönüşme riski de bulunmaktadır. Bu nedenle klinik tanının doğrulanması için en kısa sürede biyopsi alınmalıdır. Tedavi sonrasında nüks ihtimali olduğundan hastaların düzenli aralıklarla kontrolü önem taşır. Tedavide hasta uyumunu ve memnuniyetini önemsemek gerekir ki, bu nedenle olası tedavi seçenekleri hakkında hasta bilgilendirilmeli ve tedaviye tercih edilen yöntem ile başlanmalıdır. Anahtar kelimeler: Aktinik şelitis, şelitis, 5-fluorourasi

Temporomandibuler Eklem Artrosentezinin İlginç Bir Komplikasyonu: Olgu Sunumu

Bu olgu sunumunda, artrosentezin teknik detaylarının irdelenmesi ve 22 yaşındaki bir bayan hastada gelişen nadir bir komplikasyonun bildirilmesi amaçlanmıştır. Hastanın sol temporomandibuler eklemindeki (TME) periyodik kilitlenme ve ağrı semptomlarını tedavi edebilmek için artrosentez uygulanmıştır. Artrosentez işlemi sırasında, ortaya çıkan ağrı ve basınç duyusunu ortadan kaldırmak için uyguladığımız, intraartiküler lidokain enjeksiyonununu takiben artrosentez işlemine devam edilmiş ve sonrasında, aynı taraftaki nervus lingualis ve nervus alveolaris inferiorde bir saat sϋren anestezi izlenmiştir. Kontrolleri devam eden hastada kalıcı bir komplikasyon izlenmemiştir. Olgumuzda, kanϋllerin ϋst eklem boşluğuna yerleştirilmesi sırasında eklem kapsϋlϋnϋn medyal duvarında istemeden bir perforasyon oluşturulduğu ve bunun sonucunda, serum fizyolojik ve lokal anestezik maddenin infratemporal fossaya yayılmasıyla ekleme yakın komşuluktaki nervus mandibulariste anestezi geliştiği düşünülmüştür. Bildiğimiz kadarıyla artrosenteze bağlı olarak gelişen böyle bir komplikasyon daha önce bildirilmemiştir. Atrosentez sırasında ekstravasasyona (irrigasyon sıvısının eklem kapsülünün dışına sızmasına) engel olmak veya en az seviyede kalmasını sağlamak, istenmeyen anestezi veya yumuşak doku ödemine bağlı olarak havayolunun daralması gibi komplikasyonlara engel olmak açısından önem taşımaktadır

Microcomputerised tomography evaluation of 10% carbamide peroxide applied to enamel

Objectives. There is still some controversy in the dental literature whether carbamide peroxide bleaching causes demineralization of teeth. One of the reasons for this controversy is that there is as yet no reliable, non-destructive in vitro metod for assessing mineral loss in bleached teeth. The objective of this study was to investigate the possible demineralization effect of 10% carbamide peroxide bleaching agent on enamel and dentine non-destructively

Thirty-five percent carbamide peroxide application causes in vitro demineralization of enamel

Objectives. The objective of this in vitro study was to investigate whether a high concentration 'in-office' bleaching agent affected the mineral content of enamel and dentin

A modified method for preparing platelet-rich plasma: An experimental study

Purpose: in this study, our aim was to prepare low-cost autogenous platelet-rich plasma (PRP) for use in minor bone grafting procedures. This was the preliminary study of an experimental study concerning augmentation of bony defects with a mixture of PRP and beta-tricalcium phosphate

Does peri-implant bone loss affect the LL-37 and proteinase 3 levels in peri-implant sulcus fluid?

WOS: 000555979600001PubMed: 32748292Background Inactive human cathelicidin antimicrobial peptide is present in neutrophils, and proteinase 3 activates this peptide by producing active LL-37 peptide. LL-37 acts as a defensive peptide in the oral tissues. in the present study, the aim was to evaluate LL-37 and proteinase 3 levels in peri-implant sulcus fluid (PISF) in implants with and without peri-implantitis. Methods Patients who simultaneously had dental implants with peri-implantitis and without peri-implantitis were included in the study. Forty-four samples with peri-implantitis and 34 samples without peri-implantitis from 16 patients were obtained. Intraoral evaluations such as pocket depth, modified sulcus bleeding index, and modified plaque index were noted. Enzyme-linked immunosorbent assay was used for the evaluation of PISF LL-37 and proteinase 3 levels. Results PISF volume was significantly increased in the implants with peri-implantitis than those without peri-implantitis (p 0.05). Pocket depths and PISF LL-37 and proteinase 3 levels were not correlated in the groups (p> 0.05). Conclusions PISF volume might be increased in response to peri-implant bone destruction. However, peri-implant tissue destruction caused by peri-implantitis does not seem to affect PISF LL-37 and proteinase 3 levels.Ege University Research FoundationEge University [2017-DIS-010]This study was supported by Ege University Research Foundation (2017-DIS-010)

Pulsed Laser-Induced Micro-Pits: As Bone Stabilizers

6th International WLT Conference on Lasers in Manufacturing (LiM) -- MAY 23-26, 2011 -- Munich, GERMANYWOS: 000298853300033Mechanical interlocking concept is a crucial criteria for osseointegration which is based on micro-porous surface structures. Several surface treatment methods have been used to modify the surface morphology of titanium implants in order to increase the effective interfacial area. The aim of the present preliminary study is two folds: to develop 3D finite element models for micro-pits on implant surfaces as bone stabilizers in order to evaluate the mechanical response of interfacial area and compare the estimated interfacial shear strength and the maximum effective shear strain with other biomechanical theories. Second is to produce novel regular micro-pit patterns using a 20 Watt ytterbium fiber laser and characterize these novel micro-stabilizers.German Sci Laser Soc (WLT

Temporomandibuler Eklem Artrosentezinin İlginç Bir Komplikasyonu: Olgu Sunumu

<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; line-height: 13pt; margin: 0in 0in 3pt; tab-stops: .25in;"><span style="font-size: 10pt; mso-ansi-language: TR;"><span style="font-family: Times New Roman;">Bu olgu sunumunda, artrosentezin teknik detaylarının irdelenmesi ve 22 yaşındaki bir bayan hastada gelişen nadir bir komplikasyonun bildirilmesi amaçlanmıştır. <span style="letter-spacing: -0.1pt;">Hastanın sol temporomandibuler eklemindeki (TME) periyodik kilitlenme ve ağrı semptomlarını tedavi edebilmek için artrosentez uygulanmıştır. Artrosentez işlemi sırasında, ortaya çıkan ağrı ve basınç duyusunu ortadan kaldırmak için uyguladığımız, intraartiküler lidokain enjeksiyonununu takiben artrosentez işlemine devam edilmiş ve sonrasında, aynı taraftaki nervus lingualis ve nervus alveolaris inferiorde bir saat sϋren anestezi izlenmiştir. Kontrolleri devam eden hastada kalıcı bir komplikasyon izlenmemiştir. </span>Olgumuzda, kanϋllerin ϋst eklem boşluğuna yerleştirilmesi sırasında eklem kapsϋlϋnϋn medyal duvarında istemeden bir perforasyon oluşturulduğu ve bunun sonucunda, serum fizyolojik ve lokal anestezik maddenin infratemporal fossaya yayılmasıyla ekleme yakın komşuluktaki nervus mandibulariste anestezi geliştiği düşünülmüştür. Bildiğimiz kadarıyla artrosenteze bağlı olarak gelişen böyle bir komplikasyon daha önce bildirilmemiştir. Atrosentez sırasında ekstravasasyona (irrigasyon sıvısının eklem kapsülünün dışına sızmasına) engel olmak veya en az seviyede kalmasını sağlamak, istenmeyen anestezi veya yumuşak doku ödemine bağlı olarak havayolunun daralması gibi komplikasyonlara engel olmak açısından önem taşımaktadır. </span></span></p&gt

The effect of teeth in mandibular fracture lines

WOS: 000404514600007PubMed ID: 28067977Background/Aim: The decision to retain or extract teeth in the line of mandibular fractures has been a subject of debate in the scientific literature, and there is a need for further evidence to clear this issue. Thus, the aim of this study was to investigate the effects on healing of teeth in the line of mandibular fractures in order to contribute to the field. Material and Methods: The case notes of 100 patients with teeth in the line of 106 mandibular fractures were reviewed. Open reduction and rigid internal fixation (ORIF) was used if elastic intermaxillary reduction failed to achieve a satisfactory occlusion and/or anatomical reduction in the fragments as assessed by orthopantomogram (OPG) and clinical examination. The remaining cases had maxillomandibular fixation (MMF) with an arch bar and bridle wire. Results: Three of the 106 teeth involved in the fracture lines healed with complications. In the cases where the teeth had been removed prior to fracture treatment, or in cases of delayed extractions, no complications were noted. Conclusion: The factors which should be considered for removal include the condition of the teeth and alveolar bone, the timing and the type of treatment. This decision should be made on an individual basis considering potential risks to avoid complications