27 research outputs found

    Determination Of Spatial Distribution Of Precipitation On Poorly Gauged Coastal Regions

    Get PDF
    Yağış hidrolojik sistemin en önemli girdisidir. Yağışın alandaki dağılımının belirlenmesi hidrolojik uygulamaların ve su kaynaklarının doğru değerlendirilmesi açısından büyük önem taşır. Özellikle dağlık ve/veya kıyı bölgelerde hem orografiyi hem de kıyı etkilerini yağışın dağılımını belirlemede hesaba katmak gerekebilir. Bu gerekliliği, dağlık bölgelerde yağış gözlem istasyonlarının az ve düzensiz olması zorlaştırır. Genelde vadi içlerine ve yerleşim bölgeleri yakınına kurulan bu tür istasyonlar yamaç kısımlardaki yağış dağılımını temsil edemez. Bu çalışmada da, orografik yağış özelliği gösterdiği bilinen ve sınırlı sayıda yağış gözlem istasyonuna sahip Doğu Karadeniz Bölgesinin kıyı kesimi için yağış dağılımının belirlenmesi amaçlanmıştır. Bölgedeki mevcut yağış istasyonlarına ait yıllık toplam yağış verileri kullanılarak en doğru eşyağış haritası çıkarılmaya çalışılmıştır. Bu amaçla öncellikle yağışın coğrafik/topoğrafik değişkenler ve kıyı şekli ile olan ilişkisi araştırılmış ve kıyı şeklinin yağış dağılımında hatırı sayılan bir etkisi olduğu görülmüştür. Bu etkiler regresyon analizi yardımıyla denklemlere dönüştürülmüş, bu denklemler ve geleneksel yöntemler yardımıyla farklı eşyağış haritaları elde edilerek birbirleriyle karşılaştırılmıştır. Eşyağış haritaların doğruluğu yıllık akış katsayıları ile kontrol edilmiş ve bu kontrol sonucu yağış istasyonlarının yüksek kotlarda ve yamaçlardaki yağışı temsil etmediği belirlenmiştir. Daha doğru bir yağış dağılımı tahmini için su dengesi yaklaşımına başvurulmuştur. Böylece bölgenin akım derinliği ve evapotranspirasyon haritaları çizilip, birleştirilerek yeni bir eşyağış haritası elde edilmiştir. Elde edilen harita, kıyıyı ve vadileri daha iyi temsil ettiği düşünülen ve önceden çıkarılmış regresyon denklemleri ile birleştirilerek en son halini almıştır. Çalışma, Doğu Karadeniz Bölgesinin kıyı kesimine ait yamaçlardaki yağış dağılımının temsilinde su dengesinin, kıyı ve vadilerdeki yağış dağılımının temsilinde ise regresyon denklemlerinin birleştirilerek kullanılması açısından bir ilktir. Ayrıca, regresyon denklemleri içersinde bir değişken olarak bulunan ve kıyı şeklini temsil eden kıyı açısı da ilk kez bu çalışmada sunulmuştur. Kıyı açısı yalnızca kıyıdaki değil iç kısımdaki ölçüm istasyonları açısından da yağışın dağılımını etkileyen önemli bir parametredir.Precipitation is the main driver of hydrologic system. Determination of its spatial distribution has an importance in terms of hydrological applications and water resources assessment. Particularly, the effects of orography and coastline on precipitation distribution should be taken into account in mountainous and/or coastal regions. This necessity is forced by the limited number of rain gauges which have also a nonhomogenous distribution. The rain gauges are mostly established in the valley floors and near the settlement areas, therefore they cannot represent the precipitation distribution on the slopes. In this study, it is aimed to determine the spatial distribution of precipitation for the coastal part of Eastern Black Sea Region. The region is poorly gauged and is assumed to show orographic effects. It is tried to generate the most accurate isohyetal map using annual total precipitation data recorded in rain gauges of the region. For this purpose, the relationships between precipitation and geographical/topographical variables as well as configuration of coastline are investigated. It is found that the coastline configuration has a considerable effect on precipitation distribution. These effects are converted to equations with the help of regression analysis; different isohyetal maps are derived using both regression equations and conventional methods. Results are compared to each other. Isohyetal maps are validated with annual runoff coefficients; as a result underestimation of precipitation on higher elevations and slopes is comprehended. Water balance approach is applied for more accurate precipitation estimation. Thus, flow depth and evapotranspiration maps are delineated and combined to create a new precipitation map. Regression equations which are developed before and represent better precipitation distribution on the coastline and valleys are embedded into new precipitation map. This precipitation map is called as adjusted isohyetal map. It can be said that this study is the first in terms of combination of precipitation distribution which is represented by water balance on slopes and by regression on coastline and valleys, separately, for the coastal part of the Eastern Black Sea Region. Additionaly, a new variable, coastline angle, is introduced in the regression equations to represent the coastline configuration. Coastline angle is found to be a weighty variable that affects precipitation characteristics not only of coastal gauges but also inland gauges.DoktoraPh

    Karstik Bölge Akarsularında Taban Akışının Ayrılması

    No full text
    Baseflow estimation is important for hydrological activities such as water supply, irrigation, river transportation, energy production and groundwater practice. in this study, different methods widely used in the literature for baseflow estimation are applied on streams in the karstic Mediterranean Region. Three methods, the nonlinear baseflow separation, United Kingdom Institute of Hydrology and Recursive Digital Filter, were performed on daily flows of gauging stations in the region and results were compared. It is seen that the calculated baseflow is not far from results of previous case studies available for the study area. However, the nonlinear baseflow separation method is found to be the closest in terms of approaching the results of the previous studiesTaban akışının tahmini; su temini, sulama, akarsu taşımacılığı, enerji üretimi ve yeraltı suyu çalışmaları vb. hidrolojik faaliyetler için önemlidir. Bu çalışmada, taban akışının tahminine yönelik literatürde kabul görmüş farklı yöntemler karstik özelliğe sahip Akdeniz Bölgesi akarsularına uygulanmıştır. Doğrusal Olmayan Hazne Yöntemi, İngiliz Hidroloji Enstitüsü Yöntemi ve Dijital Filtreleme Yöntemi havzadaki akım gözlem istasyonlarına ait günlük akımlara uygulanarak sonuçlar karşılaştırılmıştır. Uygulanan yöntemlerin taban akış miktarını uygulama alanı ile ilgili mevcut çalışmalarda belirlenen taban akışına yakın tahmin ettiği görülmüş; uygulanan yöntemler arasında önceki çalışmalara en yakın sonuçların Doğrusal Olmayan Hazne Yöntemi ile elde edildiği saptanmıştı

    Determination of Spatial Distribution of Precipitation on Poorly Gauged Coastal Regions: Eastern Black Sea Region

    No full text
    Yağışın alandaki dağılımının belirlenmesi, hidrolojik uygulamaların ve su kaynaklarının doğru değerlendirilmesi açısından büyük önem taşır. Özellikle dağlık ve/veya kıyı bölgelerde hem orografiyi hem de kıyı etkilerini yağışın dağılımını belirlemede hesaba katmak gerekebilir. Bu gerekliliği, dağlık bölgelerde yağış gözlem istasyonlarının az ve düzensiz olması zorlaştırır. Bu çalışmada da, orografik yağış özelliği gösterdiği bilinen ve sınırlı sayıda yağış gözlem istasyonuna sahip Doğu Karadeniz Bölgesinin kıyı kesimi için yağış dağılımının belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma, Doğu Karadeniz Bölgesinin kıyı kesimine ait yamaçlardaki yağış dağılımının temsilinde su dengesinin, kıyı ve vadilerdeki yağış dağılımının temsilinde ise regresyon denklemlerinin birleştirilerek kullanılması açısından bir ilktir.Determination of Spatial Distribution of Precipitation on Poorly Gauged Coastal Regions: Eastern Black Sea Region Determination of spatial distribution of precipitation has an importance in terms of hydrological applications and water resources assessment. Particularly, the effects of orography and coastline on precipitation distribution should be taken into account in mountainous and/or coastal regions. This necessity is complicated by the limited number of rain gauges which have also a nonhomogenous distribution. In this study, it is aimed to determine the spatial distribution of precipitation for the coastal part of the Eastern Black Sea Region. It can be said that this study is the first in terms of combination of precipitation distribution on both hillside and coastal part by using two different approaches. One of these approaches is the water balance that reflects the precipitation distribution on hillside. The other one depends on the regression equations which explains the precipitation variability on coastline and valleys, for the coastal part of the Eastern Black Sea Region

    ERGENLERİN BENLİK SAYGISI VE SOSYAL KAYGI DÜZEYLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ VE KİŞİSEL DEĞİŞKENLERİN ETKİLERİ

    No full text
    The purpose of this study was to investigate the relationship between the self-esteem and the social anxiety levels of adolescents. Besides, the effects of gender, perceived self-image, perceived school success, attending leisure time activities, having a peer group, having a special friend were investigated. The sample consisted of 300 adolescents, 152 girl, 148 boy by random sampling method. Data were collected by Coopersmith Self-Esteem Inventory and Social Anxiety Scale with a questionnaire developed by the researchers to gather personal information. Data were analysed by using SPSS 15 statistical programme, with non-parametric techniques as Mann – Whitney U ve Kruskal – Wallis H and Spearman Brown correlation test. Results showed that there is a negative medium level relation between the self-esteem and the social anxiety levels of the adolescents. According to the results, the self-esteem and the social anxiety levels of the adolescents don’t differ according to gender and having a special friend. Perceived self-image is found to be effective on the self-esteem levels, general social anxiety levels of adolescents and also is found to be effective on social avoidance, being criticized anxiety and worthlessness levels. Perceived school success is found to be effective on the self-esteem levels of the adolescents. Attending leisure time activities is found to be effective on general social anxiety levels of the adolescents and also is found to be effective on social avoidance and being criticized anxiety levels of the adolescents. Having a peer group is found to be effective on the self-esteem levels of adolescents and also is found to be effective on general social anxiety levels, on the social avoidance and worthlessness levels of adolescents

    Determination of flexible vegetation resistance against the flow with rigid behavior

    No full text
    Bu çalışmada farklı dizilimlerde yerleştirilen çok saplı esnek bitkilerin akıma karşı dik durarak rijit davranış göstermesi durumunda oluşturacağı pürüzlülük katsayılarının elde edilmesi amaçlanmıştır. Dört farklı konfigürasyonda gerçekleştirilen 166 deneyde 7 farklı noktada akım derinliği ölçülmüş, debi elde edilmiş ve bitkilerden ötürü kaynaklanan yük kaybı hesaplanmıştır. Chézy katsayısı , DarcyWeisbach sürtünme katsayısı ve Manning katsayısı 'in, Reynolds sayısının 10000 değerinden küçük ve büyük olması durumunda tek bir fonksiyonla ifade edilemeyeceği görülmüş ve veriler iki gruba ayrılarak incelenmiştir. Pürüzlülük katsayısını verecek boyutsuz parametreler Froude sayısı , Reynolds sayısı , bağıl pürüzlülük h/h, yaklaşım akımı enerji çizgisi eğimi ve bitki yoğunluğu olarak belirlenmiştir. Pürüzlülük katsayılarının belirlenmesi için doğrusal olmayan regresyon modeli ile en uygun denklemler elde edilmiştir. Reynolds sayısının 10000'den küçük olması durumunda pürüzlülük katsayıları için; = {h/h}, = { , h hsayısının 10000'den büyük olması durumunda = {h h, }, = { , h hAyrıca beklendiği gibi düşük Reynolds sayılarında bitkilerin varlığının, diğer parametrelerden bağımsız olarak akıma karşı gösterilen direnci arttırdığı sonucuna varılmaktadır. Bu denklemlerdeki farklı katsayıların akım doğrultusundaki bitki yüzey alanı ve bitki yoğunluğu gibi faktörlerden etkilendiği düşünülmektedir.In this study, it is aimed to obtain roughness coefficients of flexible multi-stemmed vegetation standing upright against flow with rigid behavior. Flow depths and discharges are measured; head losses causing from vegetation are calculated at 7 different points in 166 experiments for four different configurations. It is seen that Chézy coefficient , Darcy-Weisbach friction coefficient and Manning coefficient cannot be expressed with a single function for all Reynolds number. Therefore, the data are analyzed for the two different cases of Reynolds number lower and greater than 10000. Dimensionless parameters for the roughness coefficients are determined as Froude number , Reynolds number , the relative roughness h/h, approach flow energy line slope , and vegetation density . The most suitable equations for estimating roughness coefficients are obtained by nonlinear regression models. It is evaluated that for the Reynolds number lower than 10000 the roughness coefficients are defined as = {h/h}, ={ , h h, } and ={ , }, and for the Reynolds number greater than 10000 they are given as ={h h, }, ={ , h h, } and ={ , , h hReynolds numbers, the presence of plants caused an increase in resistance against the flow independently of other parameters as expected. It is observed that the regression equation coefficients could be influenced by factors such as surface area plant in the flow direction and plant density

    Rijit davranış gösteren esnek bitkilerin akıma karşı oluşturduğu direncin belirlenmesi

    No full text
    Bu çalışmada farklı dizilimlerde yerleştirilen çok saplı esnek bitkilerin akıma karşı dik durarak rijit davranış göstermesi durumunda oluşturacağı pürüzlülük katsayılarının elde edilmesi amaçlanmıştır. Dört farklı konfigürasyonda gerçekleştirilen 166 deneyde 7 farklı noktada akım derinliği ölçülmüş, debi elde edilmiş ve bitkilerden ötürü kaynaklanan yük kaybı hesaplanmıştır. Chézy katsayısı , Darcy-Weisbach sürtünme katsayısı ve Manning katsayısı ’in, Reynolds sayısının 10000 değerinden küçük ve büyük olması durumunda tek bir fonksiyonla ifade edilemeyeceği görülmüş ve veriler iki gruba ayrılarak incelenmiştir. Pürüzlülük katsayısını verecek boyutsuz parametreler Froude sayısı , Reynolds sayısı , bağıl pürüzlülük , yaklaşım akımı enerji çizgisi eğimi ve bitki yoğunluğu olarak belirlenmiştir. Pürüzlülük katsayılarının belirlenmesi için doğrusal olmayan regresyon modeli ile en uygun denklemler elde edilmiştir. Reynolds sayısının 10000’den küçük olması durumunda pürüzlülük katsayıları için; f=f{h/hv}, n={Fr,h/hv,k} ve C={Fr, Sf} olduğu; Reynolds sayısının 10000’den büyük olması durumunda f={h/hv,k}, n={Fr,h/hv,k} ve C={Fr, Re, h/hv, Sf, k} olduğu görülmüştür. Ayrıca beklendiği gibi düşük Reynolds sayılarında bitkilerin varlığının, diğer parametrelerden bağımsız olarak akıma karşı gösterilen direnci arttırdığı sonucuna varılmaktadır. Bu denklemlerdeki farklı katsayıların akım doğrultusundaki bitki yüzey alanı ve bitki yoğunluğu gibi faktörlerden etkilendiği düşünülmektedir

    Türkiye havzalarında sediment veriminin alansal değişimi

    No full text
    Su yapılarına ve/veya sulama tesislerine planlanan ömrü boyunca taşınan sediment miktarının bilinmesi büyük önem arz etmektedir. Taşınan sediment miktarı, söz konusu tesislerin projelendirilmesinde kullanılmakta ve böylece sedimentasyon zararlarının minimize edilmesi sağlanmaktadır. Sediment miktarı, iklim ve arazi kullanım ile birlikte yıldan yıla büyük ölçüde değişebilir. Bu nedenle, sediment miktarının tahmini, genellikle erozyon, sediment taşınımı ve biriktirme vb. süreçleri içeren karmaşık bir işlemdir. Akarsularda taşınan sedimentin %50-95’i genellikle süspanse sedimenttir. Dolayısıyla taşınan sedimentin miktarını belirlemek için, süspanse sediment konsantrasyonunun bilinmesine gerek vardır. Akarsularda taşınan sediment miktarının analitik olarak hesabı sürecin karmaşıklığı nedeniyle güçtür. Bu nedenle, sediment miktarının tahmininde analitik yöntemler yerine uzun süreli ölçüm sonuçlarından yararlanılması daha güvenli bir yol olmaktadır. Bu çalışmada, Devlet Su İşlerinden temin edilen uzun süreli süspanse sediment ölçümleri kullanılarak, sediment veriminin alansal değişiminin elde edilmesi amaçlanmıştır. Çalışmada, 15 yıldan daha fazla verisi bulunan 114 gözlem istasyonundan elde edilen süspanse sediment verisinden yararlanılmıştır. Sediment miktarının debi ile olan ilişkisi bilindiğinden, debi ikincil veri olarak alınarak Co-kriging yöntemiyle sediment verimi haritalanmıştır. Sediment veriminin alansal değişimini veren harita, kalibrasyon ve validasyon aşamalarıyla değerlendirilmiş ve tatminkâr sonuçlar elde edilmiştir. Haritanın validasyonu, kalibrasyon aşamasında kullanılmayan 15 adet gözlem istasyonunun verisi kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Bu 15 adet istasyona ait ölçüm ve oluşturulan haritadan çıkarılan tahmin sonuçlarına göre korelasyon katsayısı yaklaşık 0.87 olarak bulunmuştur. Oluşturulan harita yardımıyla, süspanse sediment ölçümü bulunmayan bir noktada sediment verimi tahmin edilebilecektir
    corecore