10 research outputs found

    Current conditions and issues at Temporary Education Centres (TECs) for Syrian child refugees in Turkey

    Get PDF
    Since the outbreak of Syrian conflict 2011, Turkey has received more than 3.5 million refugees, including a great number of school-aged children. Providing education to Syrian child refugees has therefore become important in Turkey. To effectively deal with this issue, Turkish government has developed educational policies and legal arrangements. Establishing Temporary Education Centres providing education in Arabic based on an adapted Syrian curriculum, was one of the main changes in Turkish educational system to accommodate Syrian child refugees. This paper aims to present the current conditions and issues at TECs based on views of Syrian teachers working in these centres. The findings show that TECs have faced several challenges, which can be categorized under three themes: infrastructral, student-related, and teacher-related challenges. The issues related to each of themes are disscussed based on the views of teachers working in TECs and suggestions relevant to both policymakers and researchers are presented in this paper. © 2020, © 2020 Korean Association for Multicultural Education

    Bağımlılıkla Mücadelede Koruyucu ve Önleyici Faktörlerin İncelenmesi: Yaşam Becerilerinin Rolü

    Get PDF
    Gelişimsel olarak risk grubunda bulunan çocuk ve ergenlerin karşı karşıya kalabileceği bağımlılık türleri içinde madde bağımlılığı önemli bir yer tutmaktadır. Bilindiği gibi bağımlılık noktasında gelişimsel olarak risk altında bulunan çocuk ve ergenlerin karşı karşıya kalabileceği madde bağımlılığına yönelik farklı perspektiflere sahip önleme ve müdahale programları geliştirilmektedir. Bununla birlikte madde bağımlılığını önleme amaçlı programların daha çok bilgilendirmeye dayalı oldukları görülmektedir. Bu çalışmanın amacı ergenlerde madde bağımlılığı ile yaşam becerileri arasındaki ilişkinin belirlenmesidir. Bu doğrultuda madde kullanımına/ bağımlılığına ilişkin olarak ergenlerin ve ailelerinin tutumları, düşünceleri ve başlama hikâyelerinden hareketle maddeye başlanma nedenleri, madde kullanmanın sonuçları ve madde bağımlılığını önlemede yaşam becerilerinin önem ve işlevini ortaya koymak amacıyla nitel bir araştırma yapılmıştır. Araştırmanın verileri odak grup görüşmesi tekniği ile ebeveyn (45 ebeveyn) ve gençlerden (42 genç) oluşan toplam 87 kişi ile 10 ayrı görüşmeden toplanmıştır. Elde edilen verilerin incelenmesi, nitel veri analizi tekniğine uygun olarak geliştirilen MAXQDA programı ile bilgisayar ortamında yapılmıştır Analizler sonucunda madde kullanan ergenlerin aileleri ile sorun yaşadıkları, aileleri ve arkadaşlarıyla ilişkilerinin iyi olmadığı, okul başarılarının ve okula bağlılıklarının düşük olduğu bulguları elde edilmiştir. 4H Yaşam Becerileri Modeli kapsamında yapılan değerlendirmeyle ergenlerin madde kullanımını önlemede etkili olabileceğine inandıkları yaşam becerileri arasında duyuşsal alanda sosyal beceriler, iletişim ve besleyici ilişkiler kurabilme; bilişsel alanda problem çözme, maddeye karşı koyma ve hedef belirleme; sağlık alanında duyguları yönetme ve öz disiplin gibi becerilerin ön plana çıktığı görülmektedir

    Investigation of the romantic relationships quality in terms of early maladaptive schemas, attachment, psychological needs

    No full text
    Bu araştırmanın temel amacı üniversite öğrencilerinin bağlanma, erken dönem uyumsuz şemalar, psikolojik ihtiyaçlarının romantik ilişki kalitesi ile ilişkilerini bir model çerçevesinde incelemektir. Bu araştırmanın çalışma grubu, 327 kız, 134 erkek olmak üzere toplam 461 üniversite öğrencisinden oluşmaktadır. Araştırmaya katılan öğrencilerin yaşları 18-25 arasında değişmektedir. Araştırmaya katılan kadın öğrencilerin yaş ortalaması =20.61, (ss=1.69) erkek öğrencilerin yaş ortalaması =20.77 (ss=2.01)'dir. Araştırmada veri toplama aracı olarak Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri-II, Young Şema Ölçeği Kısa Form 3 ile araştırma kapsamında geliştirilen Romantik İlişki Kalitesi Ölçeği ve Psikolojik İhtiyaçlar Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmada veriler SPSS 21 ve AMOS 20 paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Ayrıca araştırmada pearson momentler çarpımı korelasyon katsayısı, açımlayıcı faktör analizi, doğrulayıcı faktör analizi yöntemlerinin yanı sıra path analizi yöntemleri kullanılarak analizler gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre psikolojik ihtiyaçlar romantik ilişki kalitesini pozitif yönde yordamaktadır. Ayrıca psikolojik ihtiyaçların romantik ilişki kalitesini açıklayan modelde en güçlü yordayıcı olduğu görülmektedir. Zedelenmiş otonomi ve zedelenmiş sınırlar şema alanları romantik ilişki kalitesini negatif yönde yordamaktadır. Kopukluk, Yüksek standartlar ve diğeri yönelimlilik şema alanının romantik ilişki kalitesini anlamlı bir şekilde yordamadığı bulunmuştur. Kaygılı bağlanma ve kaçınmacı bağlanma ile romantik ilişki kalitesi ilişkisinde zedelenmiş otonomi şema alanı ile zedelenmiş sınırlar şema alanı aracı değişken olarak bulunmuştur. Zedelenmiş otonomi, kopukluk ve zedelenmiş sınırlar şema alanları ile romantik ilişki kalitesi ilişkisinde psikolojik ihtiyaçların aracı değişken olarak bulunması bu araştırmanın bir başka sonucudur. Ayrıca, kaygılı ve kaçınmacı bağlanma ile romantik ilişki kalitesi ilişkisinde de psikolojik ihtiyaçların aracı değişken olduğu bulunmuştur. Araştırmanın sonuçları ilgili literatür ve teorik görüşler çerçevesinde tartışılmış, alanda çalışan psikolojik danışmanlara ve araştırmacılara yönelik önerilerde bulunulmuştur.The main purpose of this research is to examine at what level attachment style, early maladaptive scheme fields and psychological needs affect quality of romantic relationships in university students. The sample for this research is composed of 327 female and 134 male, totally 461 university students. The age of sample is between 18-25. The averages of age are 20.61 and 20.77 for females and males respectively. The data were collected by way of the Experiences in Close Relationship Scale-II, Young Schema Questionnaire-Short Form-3, Psychological Needs Inventory and Romantic Relationship Quality Scale developed by the writer of this research. The data were analyzed via SPSS21 and AMOS20 statistical software. The Pearson Correlation, explaratory factor analayses, confirmatory factor analyses and structural equation modeling were also used to test the hypotheses. The findings show that psychological needs satisfaction is the most significant predictor for romantic relationships quality. It was found that impaired Autonomy and Impaired Limits schema fields significantly predicted romantic relaitonships quality but disconnection, unrelenting standarts and other directedness did not. Impaired Autonomy and Impaired Limits schema fields mediated the relationship between attachment anxiety, avoidance and romantic relationships quality. Additionally, psychological needs satisfaction is a mediator the relationship between impaired autonomy, disconnection, impaired limits schema fields and romantic relationships quality. Furthermore, psychological needs satisfaction mediated the relationship between attachment anxiety, avoidance and romantic relationships quality. Results were discussed in the frame of literature and theoretical perspectives. Suggestions for the counselors and researchers studying in the field were identified

    İLKÖĞRETİM YEDİNCİ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN TEMEL İHTİYAÇLARININ KARŞILANMA DÜZEYİ İLE ZORBACI DAVRANIŞLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ

    No full text
    Bu araştırmanın amacı, ilköğretim yedinci sınıf öğrencilerinin temel ihtiyaçlarının karşılanma düzeyi (ait olma, güç, özgürlük, eğlence) ile zorbacı davranışları (yapma ve maruz kalma) arasındaki ilişki incelenmiştir. Ayrıca bu öğrencilerin temel ihtiyaçlarının karşılanma düzeyleri ve cinsiyetleri ile zorbacı davranışları arasında etkileşim olup olmadığı incelenmiştir. Bu araştırma tarama modelleri arasında yer alan ilişkisel tarama modeli ile yapılmıştır. Araştırma grubu Ankara il merkezindeki yedi resmî ilköğretim okulunun yedinci sınıflarında eğitim gören 219'u erkek ve 225'i kız olmak üzere toplam 444 öğrenci üzerinden oluşturulmuştur. Araştırmada veriler öğrencilerin zorbacı davranışlarının düzeyini belirleyen Okul Yaşamı Zorbalık Ölçeği (Çalık, 2007) ve İkinci (2003) tarafından lise öğrencileri için geliştirilen bu araştırma kapsamında ilköğretim öğrencilerine uyarlanan temel ihtiyaçların karşılanma düzeyini belirleyen Temel İhtiyaçlar Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Ayrıca araştırma grubundaki öğrencilerin kişisel niteliklerine ilişkin bilgiler araştırmacı tarafından geliştirilen Kişisel Bilgi Formu kullanılarak toplanmıştır. Bu araştırmada veriler Pearson Momentler Korelasyon Katsayısı Tekniği, t testi ve çift yönlü varyans analizi istatistiksel tekniği kullanılarak analiz edilmiştir. Farkın kaynağı için scheffe testi uygulanmıştır. Araştırma sonuçları ait olma, güç ve temel ihtiyaçlar puanları ile zorbalık (yapma) davranışları puanı arasında negatif, özgürlük ve zorbalık yapma puanı arasında pozitif anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir. Bunun yanı sıra, öğrencilerin sırasıyla ait olma, eğlence, özgürlük, güç ve temel ihtiyaçlar toplam puanı ile zorbalık (maruz kalma) puanı arasında negatif ve anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir. Cinsiyete göre zorbalık (yapma ve maruz kalma) puanları arasındaki fark anlamlı bulunmuştur. Cinsiyetin ve temel ihtiyaçlarının karşılanma düzeyinin zorbacı davranış puanları üzerinde ortak etkisine ilişkin fark anlamlı bulunmamıştır.In this research, the relationship between the secondary school seventh grade students' level of fulfilling their basic psychological needs (belonging, power, freedom and fun) and the bullying behaviour (bully and victim) is explored. Further, whether gender and the level of fulfilling one's basic needs have an interactional influence on bullying behaviour. In this research the relational survey method was used. This survey has been conducted on 444 students in total of whom 219 male and of 225 female who attend seven state schools in Ankara city center. In the research, School Bullying Inventory (Çalık, 2007) that determines the students' bullying behaviour and Basic Needs Inventory (İkinci, 2003) that determines the high school students' fulfilling their basic needs, were used to collect data. Moreover, students' personal knowledge were collected through Personal Knowledge Form which was developed by the researcher himself. The data analysis was conducted with statistical techniques of pearson moment correlation, t tests, ANOVA. Scheffe test was used in order to find source of the difference. The findings of the research revealed that a negative relation between belonging, power, total basic needs score and bullying behaviour, and positive significant relation between freedom and bullying behaviour. Furthermore, the research revealed that there is a negative and a significant relation between belonging, fun, freedom, power, basic needs' score and victim's score. The difference between the gender and the scores of bullying behaviour has been found to be significant. The difference related to the mutual influence of gender and the level of fulfilling basic needs on the score of bullying behaviour hasn't been found to be significant

    LİVİNG TOGETHER OF CULTURE AMONG SYRİAN IMMİGRANTS AND TURKS: VALUES, OPPORTUNİTİES AND BARRİERS

    No full text
    Göç olgusu, insanlık tarihi kadar eski bir kavramdır. Birçok insan farklı sebeplerden dolayı geçmişten günümüze kadar kitlesel olarak göç etmek zorunda kalmıştır. Tarihin farklı dönemlerinde birçok kez kitlesel göç olgusuyla karşılaşan Türkiye özellikle 2011 yılından itibaren Suriye’de meydana gelen savaş ve belirsizlik ortamından dolayı yeni bir kitlesel göç dalgası ile karşı karşıya kalınmıştır. Günümüzde Türkiye’de Suriye’de yaşanan iç savaştan kaynaklı olarak yaklaşık 4 milyon Suriyeli vatandaşın göç ettiği görülmektedir. Göç olgusu ve birlikte yaşam kültürü, göç eden ve yerleşik düzende hayatını sürdüren toplumlar için farklı süreçleri beraberinde getirmektedir. Birlikte yaşam kültürü, bir toplumun sahip olduğu ortak değerler varsa veya oluştuğunda gelişebilir. Değerler aynı zamanda birlikte yaşam kültürü içerisindeki fırsatları ve engellerin neler olabileceğini göstermektedir. Bu çalışma Türkiye’de yaşayan Suriyeli Göçmenler ile Türkiye’de yaşayan Türklerin birlikte yaşam kültürünü değerler, fırsatlar ve engeller bağlamında incelenmesi amacıyla yapılan nitel bir araştırmadır. Çalışma iki ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde değerler, fırsatlar ve engeller bağlamında birlikte yaşam kültürünün kavramsal boyutu incelenmiş, ikinci bölümde de ortaya çıkan bulgular irdelenmiştir. Araştırma kapsamında 10 Suriyeli ve 15 Türk vatandaşı ile yapılan görüşme sonucunda elde edilen verilerin içerik ve betimsel analiz yöntemiyle ortaya çıkan bulguların yorumlanmasıdır. Çalışma sonucuna göre birlikte yaşam kültürü üzerinde değerlerin belirleyici bir rolü bulunmaktadır. Buna göre değerler bağlamında birlikte yaşam kültürünün önünde fırsatlar ve engeller bulunmaktadır.The concept of migration is as old as human history. Many people have been forced to migrate from the past to the present for different reasons. Faced with the phenomenon of mass migration in different periods of history many times since 2011. Turkey, especially because of the war and uncertainty occurring in Syria it has been faced with a new wave of mass immigration. Today, stemming from the civil war in Syria, Syrian citizens in Turkey shows that about 4 million emigrated. The phenomenon of migration and the culture of living together brings different processes for the societies that migrate and live in settled order. A culture of coexistence can develop when a society has or has common values. Values also show opportunities and barriers within the culture of living together. In this study, the Syrian immigrants living cultural values together with Turks living in Turkey living in Turkey, is a qualitative research conducted in order to examine in the context of the opportunities and obstacles. The study consists of two main parts. In the first part, the conceptual dimension of the culture of living together in the context of values, opportunities and obstacles is examined and in the second part the findings that have emerged are examined. The aim of this study is to interpret the data obtained from the interviews with 10 Syrian and 15 Turkish citizens through the content and descriptive analysis method. According to the results of the study, values have a decisive role on the culture of living together. Accordingly, there are opportunities and obstacles in front of the culture of living together in the context of values

    Üniversite Öğrencilerinde Kariyer Uyumluluğunun Yordanmasında Psikolojik İhtiyaçlar ve Azmin Rolü

    No full text
    Bu araştırmanın amacı üniversite öğrencilerinin kariyer uyumluluklarının yordanmasında psikolojik ihtiyaçlar ve azmin rölünüincelemektir. Araştırma yordayıcı korelasyonel desene göre dizayn edilmiştir. Yordayıcı korelasyonel araştırmalar değişkenlerarasındaki ilişkilerin incelenip, değişkenlerin birin-den yola çıkılarak diğerinin yordanmaya çalışıldığı araştırmalardır.Araştırmanın bağımlı değişkeni kariyer uyumluluğu iken bağımsız değişkenler psikolojik ihtiyaçların alt boyutlarından sevgi veait olma, güç, özgürlük ve eğlence ile azmin alt boyutlarından gayrette ısrar ve ilginin tutarlılığıdır. Bu araştırma 2016-2017eğitim öğretim yılı güz döneminde Gaziantep’te bulunan Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde eğitim gören öğrenciler üzerindegerçekleştirilmiştir. Çalışma grubunun belirlenmesinde uygun örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Çalışma grubunda toplam 390öğrenci yer almaktadır. Araştırma kapsamında, araştırmacı tarafından hazırlanan bilgi formu, Kariyer Uyum Yetenekleri Ölçeği,Temel Psikolojik İhtiyaçlar Ölçeği ve Kısa Azim Ölçeği kullanılmıştır. Kariyer uyumluluğunun yordanmasında psikolojik ihtiyaçlarve azmin rolünün belirlenmesi amacıyla hiyerarşik regresyon analizi kullanılmıştır. Analizin ilk aşamasında modele psikolojikihtiyaçların alt boyutlarından sevgi, özgürlük, güç ve eğlence dâhil edilmiştir. Analizin ikinci aşamasında ise modele azmin altboyutlarından gayrette ısrar dâhil edilmiştir. Sevgi, özgürlük, güç ve eğlenceden oluşan model kariyer uyumluluğuna ilişkinvaryansın %41’ini açıklamaktadır. Analize ikinci blok olarak gayrette ısrar değişkeni dâhil edilmiştir. Gayrette ısrar değişkeni%8’lik manidar (p<.01) bir katkı sağlamaktadır. Gayrette ısrarın modele eklenmesiyle kariyer uyumluluğuna yönelik açıklanantoplam varyans %49’a yükselmiştir.The aim of this research is to examine the role of psychological needs and grit of university students in predicting career adaptability. The study was designed according to the predictive correlational design. While the dependent variable of the research is career adaptability, the independent variables are love and belongingness, power, freedom and fun from the subdimensions of psychological needs; and perseverance of effort and consistency in interests from the sub-dimensions of grit. This research was conducted on the students studying at Hasan Kalyoncu University in Gaziantep in 2016-2017 academic year. The research group has been determined by purposive sampling method and consists of 390 students. The research data were collected by the prepared information form, Career Adaptability Scale, Basic Psychological Needs Scale and Short Grit Scale. Hierarchical regression analysis was used to determine the psychological needs and the role of grit in regression of career adaptability. In the first phase of the analysis, freedom, power and fun from the psychological needs significantly predicts the career adaptability. These variables are positively related to career adaptability. In the second phase of the analysis, the perseverance of effort was included in the model from the subdimensions of grit. Stimulating perseverance of effort as a means of positivity in the direction of career alignment. Varia-bles explain 49% of the total variance

    Middle school students’ academic motivation in Turkey: Levels of perfectionism and self-efficacy

    No full text
    The purpose of the current study was to understand to what extent Turkish middle school students’ self-efficacy and perfectionism scores explained their academic motivation. Findings from this study have potential to influence counseling interventions, education, and future research. First, findings show that perceptions of self-oriented perfectionism were associated with lower levels of amotivation, lower levels of extrinsic motivation, and higher levels of intrinsic motivation. Findings also suggest that perceptions of socially prescribed perfectionism did not have a relationship with amotivation and had a negative relationship with extrinsic motivation as well as a positive relationship with intrinsic motivation. Finally, self-efficacy continues to be an important factor in outcomes among middle school students and extends previous findings that self-efficacy has been related with students’ resilience, achievement, and perseverance of effort. Based on this study’s findings, we provide implications for practitioners and researchers. One way to increase students’ self-efficacy is to foster hope for the future. Narrative therapy is another way to help students increase their levels of self-oriented perfectionism. © Copyright © 2020 AMLE

    Psikolojik Danışman Adaylarının Çocuk Cinsel İstismarına Yönelik Görüşleri ve Mesleki Bilgi Düzeyleri

    No full text
    Çocukların güvenli ve huzurlu bir ortamda yaşaması oldukça önemli olmasına rağmen ne yazık ki dünyada birçok ülkede her sene milyonlarca çocuğa zarar verilmekte, çocuklar fiziksel, cinsel veya duygusal istismara maruz kalmaktadırlar. Cinsel istismar öyküsü olan çocukların tespit edilmesi için okul ortamı oldukça elverişlidir. Bu sebeple okul psikolojik danışmanlarına (rehber öğretmenlerine) büyük görevler düşmektedir. Bu çalışmanın amacı rehberlik ve psikolojik danışmanlık lisans programında öğrenim gören psikolojik danışman adaylarının çocuk cinsel istismarına ilişkin görüşlerini ve bilgi düzeylerini anlamaktır. Bu çalışmanın diğer bir amacı ise psikolojik danışman adaylarının çocuk cinsel istismarı konusunda farkındalık düzeylerini, kendilerini ne ölçüde yeterli hissettiklerini betimlemektir. Bu araştırma, nitel araştırma yöntemlerinin bir türü olan fenomonoloji çalışmasına uygun olarak gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda sekiz psikolojik danışman adayı ile birebir görüşülmüştür. Elde edilen bulgular ışığında psikolojik danışman adaylarının cinsel istismarı tanımlarken istismar ve sömürülme kavramlarına vurgu yaptığı görülmüştür. Ayrıca psikolojik danışman adaylarının cinsel istismar konusunda sınırlı bilgiye sahip oldukları anlaşılmıştır. Adaylar cinsel istismar vakaları ile karşılaşmaktan kaygı duyduklarını, endişelendiklerini ve korktuklarını beyan etmişlerdir. Cevaplar analiz edildiğinde bu olumsuz duyguların temelinde ne yapacağını bilememe kaygısı yatmaktadır. Adaylar cinsel istismarın önlenmesi için eğitimler ve bilinçlendirme etkinliklerine vurgu yapmış ve psikolojik danışmanların rolünün önemli olduğunu belirtmişlerdir. Son olarak, adaylar cinsel istismara yönelik aldıkları eğitimin yetersiz olduğunu ve müfredatta ve ders içeriklerinde buna yönelik uygulamalı eğitimler olması gerektiğini belirtmişlerdir

    Substance Dependence: Reinforcing the Individual for a Clean Life

    No full text
    Bu çalışmanın amacı, bağımlılıkla mücadelede birincil önleme kapsamında yapılacak çalışmaları betimlemek ve önleme program-larının değerlendirilmesine ve geliştirilmesine yönelik öneriler getirmektir. Bağımlılık, genel anlamda kullanılan maddenin istenenetkisini sağlamak için kişinin giderek daha fazla miktarda madde kullanması ya da aynı miktarda madde kullandığında kişide belirginşekilde azalmış bir etkinin meydana gelmesi olarak tanımlanmaktadır. Bağımlılıkla ilgili literatüre bakıldığında madde bağımlılığı ilemücadelede sadece adli veya tıbbi müdahalelerin soruna etkili çözüm getiremediği fark edilmektedir. Buna karşın önleme ve yaşambecerilerini geliştirme odaklı çalışmaların çözüm noktasındaki ağırlığı günden güne artmaktadır. Önleme çalışmalarında önceliklihedef, bireyi madde kullanmaya başlamadan evvel bilinçlendirmek ve güçlendirmektir. Bu çalışmalarla koruyucu faktörleri geliştir-mek ve risk faktörlerini azaltmak suretiyle bağımlılığın önlenmesine uğraşılmaktadır. Nitekim son dönemlerde madde bağımlılığıile mücadelede, yaşam becerilerini geliştirmeyi amaçlayan önleme çalışmalarının ön plana çıktığı ve daha etkili sonuçlar alındığıgörülmektedir.The aims of this study are to define studies that will be conducted for primary prevention within the framework of the struggle with addictionand to present inferences for evaluating and improving prevention programs. Addiction is generally defined as the progressive use of a substancefor providing the addictive substance’s desired effect or when a decrease effect occurs despite using the same amount of the substance. Whenreviewing the literature on addiction, forensic or medical interventions alone are unable to offer effective solutions to this problem. Suggestionsfor studies on preventing and improving life skills have been able to be provided. The primary objective of prevention studies is to raiseindividual awareness and provide reinforcement before the use of any substance is begun. These studies have attempted to prevent addiction byimproving protective factors and decreasing risk factors. Recently, prevention studies that aim to improve life skills in order to prevent addictionhave been observed at the forefront and have revealed effective results
    corecore