9 research outputs found

    COVID-19 Pozitif Tanısıyla Yatan Hastaların Uyku Kalitesinin İncelenmesi

    Get PDF
    Amaç: COVID-19 pozitif (+) tanılı hastaların fiziksel sağlıkları yanında ruhsal iyilik hallerinin korunması ve geliştirilmesinde önemi olan uyku sorunlarını tanımlamak; etkin hemşirelik bakımının planlanmasında yol gösterici olacaktır. Bu doğrultuda, bu araştırmada COVID-19 pozitif (+) tanısı konulan ve hastanede yatarak tedavi gören hastaların uyku kalitesinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.Yöntem: Araştırma, 18 Mayıs - 12 Haziran 2021 tarihleri arasında bir Eğitim ve Araştırma Hastanesi COVID-19 kliniklerinde yatan hastalardan, katılmayı kabul eden, 112 hasta araştırmaya dâhil edilmiştir. Veriler, Kişisel Bilgi Formu, Pittsburgh Uyku Kalitesi İndeksi (PUKİ) kullanılarak toplanmıştır.Bulgular: Araştırmaya katılanların çoğunluğunu erkekler (%63,4) oluşturmuştur. COVID-19 pozitif (+) tanısı konduktan sonra hastaneye yatışların çoğu 1-3. günde gerçekleşmiş, uyku bozuklukları da yine hastaneye yatışın 1-3. gününde meydana gelmiştir. Uyku bozukluğuna neden olan durumlar sırasıyla stres, ölüm korkusu, oksijen maskesi kullanımı, solunum güçlüğü, hastalık sürecinin belirsiz olması, öksürük, sosyal izolasyon, vb. olduğu ve %21,4’ünün uyku kalitesinin kötü ( gt;5) olduğu saptanmıştır.Sonuç: COVID-19 pozitif (+) tanısıyla yatan hastalarda stres, kaygı, ölüm korkusu bilgi eksikliği gibi durumların uyku bozukluğuna neden olduğu göze çarpmaktadır. Katılımcıların yaklaşık dörtte birinin uyku kalitesinin kötü olduğu söylenebilir

    Ameliyat Öncesinde Yaşanan Kaygının Uyku Kalitesine Etkisi

    Get PDF
    Amaç: Hastanede yatarak tedavi görmek ve ameliyat olmak hastalarda kaygı oluşturan durumlardır. Kaygı, yaşamın pek çok alanını etkilediği gibi günlük yaşam aktivitelerinden uyku düzenini de etkileyen önemli bir faktördür. Bu araştırma, ameliyat öncesinde yaşanan kaygının uyku kalitesi üzerine etkisini belirlemek amacıyla yapıldı.Yöntem: Yapılan araştırma tanımlayıcı ve ilişki arayıcı tiptedir. Araştırmanın evrenini bir devlet hastanesinde 2021 yılı itibariyle ameliyathane ortamında ameliyat öncesi dönemde olan hastalar oluşturmaktadır. Çalışma, katılmaya gönüllü olan 100 birey üzerinde yapıldı. Veriler yüz yüze görüşme yöntemi ile araştırmacı tarafından toplandı. Veri toplama aracı olarak Kişisel Bilgi Formu, Ameliyata Özgü Kaygı Ölçeği ve Richard-Campbell Uyku Ölçeği kullanıldı. Verilerin istatistiksel değerlendirilmesinde sayı, yüzde, frekans dağılımı, ortalama, standart sapma, Kolmogorov-Smirnov testi, Independent Sample t test, One Way Anova, Pearson korelasyon testi kullanıldı.Bulgular: Yapılan istatistiksel değerlendirmenin sonucunda hastaların Ameliyata Özgü Kaygı Ölçeği ve Richard-Campbell Uyku Ölçeği puan ortalamaları arasında negatif yönde yüksek düzeyde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu saptandı. Kaygı düzeyi yüksek olanların uyku kalitesinin düşük olduğu bulundu.Sonuç: Yapılan araştırmanın sonucunda, ameliyat öncesinde yaşanan kaygının uyku kalitesini olumsuz olarak etkilediği belirlendi

    The development of an anxiety assessment scale for pregnant women in labor

    Get PDF
    Conclusion: The AASPWL is a reliable and valid scale that can be used to assess the anxiety level of women in labor

    Damgalanmaya Karşı Savunmasız Sağlık Çalışanlarının, COVID-19 Hastalarına Yönelik Yaklaşımlarının Değerlendirilmesi

    No full text
    Amaç: Damgalanmaya karşı savunmasız sağlık çalışanlarının damgalanma deneyimleri ve COVID (+) olgulara yönelik yaklaşımlarını değerlendirmek amaçlanmıştır.Yöntem: Araştırmaya, çevrimiçi anket yöntemiyle 151 sağlık çalışanı alınmıştır. G*POWER 3.1.9.7 programıyla yapılan analizde, etki büyüklüğü 0,569, alfa 0,05 alındığında örneklem büyüklüğü 151, gücü 0,99 olarak belirlenmiştir. Veriler, “Tanımlayıcı Bilgi Formu”, “COVID-19 Tanılı Bireylere Yaklaşımlar Anketi” ile toplanmış; sayı ve yüzdelik dağılımlarla ifade edilmiştir. Anlamlı ilişkileri belirlemede ki-kare bağımsızlık testi kullanılmıştır.Bulgular: Katılımcıların yaş ortalaması 30,89±8,39, %68,2’si kadın, %59,6’sı hemşiredir. %66,9’u damgalandığını düşünse de sağlık çalışanı olmaları sebebiyle damgalananlar %22,5; COVID (+) hastalarla çalıştığı bilinen ortak alanlarda damgalananlar %47,7’dir. COVID (+) hastayla çalıştığı için damgalanmayla hastalığı gizleme arasında anlamlı fark bulunamamıştır. Sağlık çalışanı olduğu için dışlandığını düşünenler; COVID-19 olan bireylerin cahil, ihmalkar olduğunu bildirmişlerdir.Sonuç: Damgalanma deneyimleri, COVID (+) olan insanlara yönelik olumsuz duygu ve düşünceleri arttırmış ancak tedavi süreçlerinin profesyonel olarak sürdürülmesini engellememiştir. Sadece sağlık çalışanı olduğu için dışlandığını düşünen fakat damgalanmayanlar, içselleştirilmiş damgalanmayı düşündürmektedir ve ayrıntılı çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır

    Correlation of orthorexic tendencies with eating attitude and obsessive compulsive symptomsOrtorektik eğilimlerin yeme tutumu ve obsesif kompulsif belirtilerle ilişkisi

    Get PDF
    Aim: The object of the study is to determine the relationship of orthorexic tendencies with the eating attitude and obsessive symptoms.Method: This descriptive type study was conducted on 289 people aged 18-65, who applied to 6 family health centres in Sakarya Province between January 2016 and August 2016. An Interview Form, the Orto-15 test, the Eating Attitude Test, and the Maudsley Obsessive Compulsive Inventory were used as data collection tools. For the evaluation of the data, either parametric or nonparametric measurements were used in accordance with the distribution of the total scale scores.Results: 56.1% of the participants are female and 43.9% are male. The age average of women is 33.12±13.53 and the age average of men is 31.45±13.12. It was detected that men tend to have a statistically more orthorexic tendency compared to women. In our study, there is a weak negative correlation between the ideal weight that men want to be and their ORTO-15 scores. There is a weak negative correlation between ORTO-15 and EAT scores in women and men. When ORTO-15 test was compared with MOCI scores, there is a weak negative correlation between ORTO-15 and MOCI suspicion sub-dimension among women.Conclusion: As a result of the study, it is seen that especially men tend to have more orthorexic tendency than women and that the desire to reach ideal weight has an effect on healthy eating obsession in men. We can also say that obsessive characteristics among women are related to orthorexic tendencies, especially in the context of skepticism. It appears that there are perfectionist and rigid personality characteristics under orthorexic tendencies.Extended English abstract is in the end of PDF (TURKISH) file. ÖzetAmaç: Çalışmanın amacı ortorektik eğilimlerin, yeme tutumu ve obsessif belirtilerle ilişkisinin belirlenmesidir.Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı tipte olan bu çalışma Ocak 2016- Ağustos 2016 tarihleri arasında Sakarya ilinde yer alan 6 aile sağlığı merkezine başvuru yapan 18-65 yaş arasındaki 289 kişi üzerinde gerçekleştirilmiştir. Veri toplama aracı olarak Görüşme Formu, Orto-15 testi, Yeme Tutum Testi ve Maudsley Obsesif Kompulsif Soru Listesi kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde, ölçek toplam puanlarının dağılım yapılarına uygun biçimde belirlenen parametrik ya da parametrik olmayan ölçümler kullanılmıştır.Bulgular: Çalışmaya katılanların %56.1’i kadın, %43.9’u erkektir. Kadınların yaş ortalaması 33.12±13.53, erkeklerin yaş ortalaması 31.45±13.12’dir.  Erkeklerin kadınlara göre istatistiksel olarak daha ortorektik eğilim gösterdikleri saptanmıştır. Çalışmamızda erkeklerin olmak istedikleri ideal kilo ile ORTO-15 puanları arasında negatif yönde zayıf ilişki bulunmaktadır. Kadınlarda ve erkeklerde ORTO-15 ile YTT puanları arasında negatif yönde zayıf ilişki bulunmaktadır. Kadınlara arasında ORTO-15 testi ile MOKSL puanları karşılaştırıldığında; ORTO-15 ile MOKSL kuşku alt boyutu arasında negatif yönde zayıf ilişki bulunmaktadır.Sonuç: Çalışma sonucunda özellikle erkeklerin kadınlara göre daha ortorektik eğilim gösterdikleri, ideal kiloya ulaşma isteğinin erkeklerde sağlıklı yeme takıntısı üzerinde etkili olduğu görülmektedir. Kadınlar arasında obsesif özelliklerin özellikle kuşkuculuk boyutu konusunda ortorektik eğilimlerle ilişkili olduğunu söyleyebiliriz. Ortorektik eğilimler altında mükemmelliyetçi ve rijit kişilik özelliklerinin olduğu görülmektedir

    Effects of activity groups, in which art activities are used, on resilience and related factors in families with disabled children

    No full text
    Purpose This study aims to examine the effects of activity groups using art activities on resilience and related factors in mothers with disabled children. Design and Methods This randomized controlled experimental design study was conducted with 33 mothers (18 in the control and 15 in the intervention group). Findings A statistically significant difference was found between the intervention group's pretest and posttest mean scores on the Resilience Scale for Adults, the Satisfaction with Life Scale, Zarit Burden Interview, and 12-item General Health Questionnaire scales. Implications for Nursing Practice The psychological activity groups that used art activities were found to increase psychological well-being and satisfaction with life among the families of disabled children with various types of distress (physical, psychological, economic, and social), as well as reducing their mothers' perceived caregiving burden
    corecore