11 research outputs found

    ADÖLESANDA İLAÇ UYUMSUZLUĞUNUN BİR KOMPLİKASYONU OLARAK GREFT REJEKSİYONU: OLGU SUNUMU

    No full text
    ADÖLESANDA İLAÇ UYUMSUZLUĞUNUN BİR KOMPLİKASYONU OLARAK GREFT REJEKSİYONU: OLGU SUNUMUGirişErgenlik dönemi, çocukların sağlık bakım sorumluluklarını üstlenmeye başladığı dönemdir. Bu dönemde edinilen alışkanlıklar erişkinlikte doğru sağlık davranışların uygulanması için değerlidir. Kronik hastalıklarda tedaviye uyumu değerlendirmek ve geliştirmek hekimlerin, ailenin ve hastanın sorumluluğundadır ve multidisipliner bir çalışma gerektirmektedir. Bu olguda, kliniğimizde takip edilen kronik böbrek yetmezliği tanılı hastanın tedaviye uyumsuzluğu sonucu dramatik kötüleşmesi sunuldu.Olgu SunumuOn yedi yaşında erkek hasta, evre 5 vezikoüreteral reflüye sekonder kronik böbrek yetmezliği nedeniyle yenidoğan döneminden itibaren takip edilmekteydi. İki yaşında sağ böbrek hipoplazisi nedeniyle sağ nefrektomi operasyonu geçiren hastaya işeme disfonkiyonu nedeniyle temiz aralıklı kateter tedavisi (TAK) başlandı. Hastanın izleminde antibiyotik profilaksisine rağmen tekrarlayan ateşli idrar yolu enfeksiyonları devam etti. Böbrek fonsiyonlarının ilerleyici kaybı nedeniyle yedi yaşında babasından renal nakil yapılan hastaya eş zamanlı sol nefrektomi yapıldı. Hastanın immünsüpresif tedavileri düzenlendi. Ondörtyaşında hastanın böbrek fonksiyonlarında kötüleşme saptanan hastanın ilaçlarını aksattığı, zaman zaman doz atladığı ve TAKtedavisine tam uymadığı öğrenildi. Hasta, poliklinik görüşmesinde, annesinin destekleyici davranışının farkında olduğunu ancak kendisine sürekli ne yapacağını söylenmesinden hoşlanmadığını belirtti. Bunun üzerine hastanın tedavisi, uyumunun daha kolay olacağı şekilde düzenlendi ve hasta çocuk psikiyatrisi ve adölesan polikliniğine yönlendirildi. On beş yaşına kadar diğer takiplerine devam eden hasta, çocuk psikiyatrisi ve adölesan polikliniğine başvurmadı. Takip eden süreçte diğerpoliklinik randevularını da aksatan hasta, bir yıl sonra greft rejeksiyonunedeniyle haftada birhemodiyalize alındı. Üç ay sonra, göğüs ağrısıyla çocukacil polikliniğine başvuran hastanın yapılan tetkiklerinde idrar çıkışında azalma, artmış volüm yükü ve perikardiyal efüzyon saptandı. Bunun üzerine, günaşırı hemodiyaliz tedavisine geçildi. Hastanın son bir aydır elektrolit imbalansı ve asidoza yönelik medikal tedavilerini almadığı öğrenildi.Sonuç Adölesanların tedavisinde diğer yaş gruplarından daha farklı yaklaşımlar izlenmelidir. Bu yaş grubunda hastaların aileleri ve hekimleri tarafından ilaç uyumu yönünden takibi zorlaşmaktadır. Bu nedenle bu hastaların adölesan polikliniği ve ergen psikiyatrisine yönlendirilmesi önemlidir. Ergenlere ilaç kullanımı ile ilgili bilgilendirme programları hazırlanmalı, kendi sağlık davranışlarına karar verecek bilinçli bireyleryetiştirilmelidir

    Comparison of infants and children with urolithiasis: a large case series.

    No full text
    We evaluated the demographic features, etiologic risk factors, treatment strategies, and outcome of the infants and children with urolithiasis (UL). A retrospective multicenter study was conducted including 23 Pediatric Nephrology centers in Turkey. The medical records of 2513 children with UL were reviewed. One thousand, three hundred and four boys and 1209 girls (1.1:1) were reported. The mean age at diagnosis was 39.5 +/- 35 months (0.4-231 months), and 1262 patients (50.2%) were in the first year of life (infants). Most of the cases with infantile UL were diagnosed incidentally. Microlithiasis (< 3 mm) was found in 794 patients (31.6%), and 64.5% of the patients with microlithiasis were infants. Stones were located in the pelvis-calyces in 63.2% (n: 1530) of the cases. The most common stone type was calcium oxalate (64.6%). Hypocitraturia was the most common metabolic risk factor (MRF) in children older than 12 months, but in infancy, hypercalciuria was more common. Fifty-five percent of the patients had received at least one medical treatment, mostly potassium citrate. At the end of a year's follow-up, most of the patients with microlithiasis (85%) showed spontaneous remission. The rate of spontaneous stone resolution in infants was higher than in children. Spontaneous remission rate was higher in cases with MRF ( - ) stones than in MRF ( +) stones. However, remission rate with medical treatment was higher in cases with MRF ( +) stones. This study represents the results of a large series of infants and children with UL and showed that there are several differences such as underlying metabolic and anatomic abnormalities, clinical course, and stone remission rates between infants and children with urinary stone disease
    corecore