Akıllı Telefon Kullanım Becerisi Bağlamında Okul Öncesi Öğretmenlerinin Nomofobi Eğilimlerinin İncelenmesi

Mobil teknolojilerin kullanımının yaygınlaşması ile öğretmen ve öğrencilerin iletişimi ve bilgiye erişimi açısından büyük kolaylıklar sağlanmıştır ancak içinde bulunduğumuz çağın yeni olgusu olan ve bireyler için sosyal, psikolojik, zihinsel ve fiziksel bir tehdit oluşturan nomofobi hayatımızı olumsuz yönde etkilemeye başlamıştır. Bu çalışma ile okul öncesi öğretmenlerinin nomofobi düzeylerinin mesleki görev süresi, yaş ve akıllı telefon kullanım becerisi değişkenleri açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışma tarama modelinde betimsel bir çalışmadır. Çalışma grubunu Türkiyenin farklı illerinde görev yapan 624 okul öncesi öğretmeni oluşturmaktadır. Analiz aşamasında mesleki görev süresi ve yaş değişkenlerinin kontrol edilmesi ile öğretmenlerin nomofobi düzeylerinin akıllı telefon kullanım becerisine göre anlamlı bir fark oluşturup oluşturmadığını belirlemek için ANCOVA testi uygulanmıştır. Analiz sonucunda elde edilen bulgular, uzman düzeyde akıllı telefon kullanım becerisine sahip okul öncesi öğretmenlerin nomofobi düzeylerinin, akıllı telefonlarını acemi ve orta düzeyde kullanan öğretmenlere göre yüksek düzeyde olduğunu ortaya koymaktadır. Elde edilen bulgular, akıllı telefon kullanım becerisinin artmasının nomofobi düzeyindeki artışı da beraberinde getirebileceği riskini göstermektedir

Performance of the systemic lupus erythematosus risk probability index in a cohort of undifferentiated connective tissue disease.

OBJECTIVES: We sought to evaluate the performance of the systemic lupus erythematosus (SLE) Risk Probability Index (SLERPI) for identification of SLE in a large cohort of patients with undifferentiated connective tissue disease (UCTD). METHODS: The SLERPI was applied in a cohort of patients who met classification criteria for UCTD and did not fulfill any classification criteria for other defined CTD including SLE. Patients with a SLERPI score of {\textgreater} 7 were "diagnosed" as SLE. Patients diagnosed with SLE and those not, were compared in terms of disease characteristics and index parameters. RESULTS: A total of 422 patients with UCTD were included in the study. Median (IQR) SLERPI was 4.25 (2.5) points, while 39 (9.2\%) patients had a SLERPI score {\textgreater}7 and were diagnosed as SLE. Patients with younger age (p = 0.026) and presence of malar rash (p {\textless} 0.0001), mucosal ulcer (p {\textless} 0.0001), alopecia (p {\textless} 0.0001), ANA positivity (p {\textless} 0.0001), low C3 and C4 (p = 0.002), proteinuria{\textgreater}500 mg/24 hours (p = 0.001), thrombocytopenia (p = 0.009) or autoimmune haemolytic anaemia (p {\textless} 0.0001) were more likely to fulfill criteria for SLE by the SLERPI. CONCLUSION: SLERPI enabled a significant proportion of patients to be identified as SLE in our UCTD cohort. This new probability index may be useful for early identification of SLE among patients with signs of CTD without fulfilling any definite criteria set