632 research outputs found

    Psychometric Properties of the Gifted Students’ Coping with Anger and Decision Making Skills Scale

    Get PDF
    The purpose of this study is to develop the scale concerning gifted children's’ skills for making decisions and coping with anger and to examine the validity and reliability of the scale. A total of 324 students, which 151 were female and 173 were male, studying in 3 different Science and Arts Center’s (BILSEM) in Istanbul during 2014-2015 academic period participated in the study. Content and construct validity tests were conducted for the validity of the scale, internal consistency and test-retest tests were conducted for the reliability and total correlation analysis was conducted. 48.19% of the total variance was explained with the factor analysis. The scale, which consisted of 16 items, demonstrated a two-factor structure titled as coping with anger and decision making. Factor loads of the scale were between .54 and .78.  The Cronbach alpha reliability coefficient was .76 for the whole scale, and .88 and .73 for the coping with anger and decision making sub-scales respectively. The test-retest reliability coefficients for the whole scale was .81, and .88 and .70 for the coping with anger and decision making sub-scales respectively. It was observed that the item-total correlations of the scale ranged between .44 and .72. Based on these findings, it can be concluded that the Scale for Gifted Children's’ Coping with Anger and Decision Making Skills is a valid and reliable assessment instrument that can be used for education and psychology. Keywords: Gifted children, coping with anger, decision making, reliability, validit

    Modeling emotion regulation and subjective happiness: smartphone addiction as a mediator

    Get PDF
    This study aimed to investigate the mediational role of smartphone addiction in the relationship between emotion regulation and subjective happiness. Participants were 320 university student volunteers (167 women and 153 men) from two state universities in Turkey. They completed a self-report questionnaire about emotion regulation, smartphone addiction, and subjective happiness. Structural equation modeling (SEM) and bootstrapping were applied to test the mediational role of smartphone addiction in the relationship between emotion regulation and subjective happiness. The results indicated that reappraisal predicted lower smartphone addiction scores and higher subjective happiness scores. On the contrary, suppression predicted higher smartphone addiction scores and lower subjective happiness scores. In addition, smartphone addiction proved to be a partial mediator between emotion regulation strategies and subjective happiness. Therefore, the results of this study support the evidence for the impact of emotion regulation on subjective happiness through smartphone addiction

    External shame, loneliness, psychological distress, and well-being: insights from the Turkish adaptation of the Other as Shamer Scale-2

    Get PDF
    BACKGROUND In this paper, we examine the Other as Shamer Scale-2 (OAS-2), a unidimensional and brief scale to directly assess external shame. In three studies with three independent samples of a Turkish university, we present evidence for OAS-2 validity with respect to well-being outcomes (subjective happiness, flourishing, and subjective well-being) and psychological distress outcomes (depression, anxiety, stress, and loneliness) through direct comparisons with existing measures. PARTICIPANTS AND PROCEDURE In Study 1 (N= 311), confirmatory factor analyses. measurement invariance across gender, and Item Response Theory (IRT) were examined. In Study 2 (N= 380), criterion-related validities of the OAS-2 were analyzed. In Study 3 (N = 252), incremental validity was examined using PROCESS. Also, internal consistency, composite reliability, and temporal reliability (n = 89) of the OAS-2 were investigated. RESULTS In Study 1, confirmatory factor analyses supported the unidimensionality of the measure. The results provide support for measurement invariance across gender. All item scores fit the IRT model and were fit with ordered, progressing hierarchies in their step difficulties. In Study 2, criterion-related validity for the OAS-2 was demonstrated through positive correlations with loneliness. and negative correlations with subjective happiness and flourishing. In Study 3, findings indicated the mediation impact of external shame on well-being via psychological distress. The OAS-2 showed satisfactory reliability coefficients. CONCLUSIONS Overall, the OAS-2 proved to be a valuable and reliable tool, which presents a short form to measure external shame. In addition, it was observed that the OAS-2 was related to both well-being and psychological distress

    A study developing character strengths in managing anxiety levels of individuals in emerging adulthood

    Get PDF
    Character strengths not only increase the well-being of individuals, but also help them to overcome their negative life experiences in a better way. This study aims to increase five-character strengths and at the same time manage anxiety levels of individuals by 13 sessions of a strength-based group psychological counseling program formed by the researchers. 18-21 20 individuals aged between 18 and 21 (60% female, 40% male) from various departments participated in the experimental and control group. Data showed a statistically significant decrease in anxiety levels and an increase in the character strengths of zest for life and hope in the experimental group. Using character strengths as a tool may open a novel way for literature and members of different professions by interdisciplinarity to deal with anxiety. Developmental psychologists, psychological counselors, family counselors, members of the profession who work in parenting education, child development specialists, preschool teachers, and school principals may play vital roles in preventing high anxiety levels at an early life phase. Moreover, psychiatrists, clinical psychologists and psychological counselor specialists may help individuals to maintain their well-being and manage their anxiety in an encouraging atmosphere. In this way, psychologically healthier individuals may constitute healthier societies in the long term.Güçlü yönler, bireylerin sadece iyilik hallerini artırmakla kalmaz, aynı zamanda olumsuz yaşam deneyimleri ile daha iyi baş etmelerine de yardımcı olur. Bu çalışmada, araştırmacılar tarafından oluşturulan 13 oturumlu güçlendirme odaklı grupla psikolojik danışma programı ile beliren yetişkinlik dönemindeki bireylerin beş karakter gücünün geliştirilmesi ve böylece kaygı düzeylerinin azaltılması amaçlanmaktadır. Bu çalışma, çeşitli bölümlerde okuyan 18-21 yaş arasındaki 20 katılımcı (%60 kadın, %40 erkek) ile gerçekleştirilmiştir. Bulgular, bireylerin kaygı düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı bir düşüş ve yaşam sevinci ve umut karakter güçlerinde anlamlı düzeyde bir artış olduğunu ortaya koymaktadır. Karakter güçlerini kaygıyı çalışmada bir araç olarak kullanmak, hem önleyici hem de iyileştirici anlamda çeşitli disiplinler arasında çalışmalara olanak sunmaktadır. Gelişim psikologları, psikolojik danışmanlar, aile danışmanları, aile eğitiminde görev yapan meslek mensupları, çocuk gelişim uzmanları, okul öncesi öğretmenleri, eğitim bilimciler ve okul müdürleri, karakter güçleri konusunda çalışmalar gerçekleştirerek yaşamın erken döneminde kaygı için önleyici hizmet sağlayabilmektedir. Buna ek olarak, psikiyatristler, klinik psikologlar ve uzman psikolojik danışmanlar, karakter güçlerini kendi metodlarında tedavi aracı olarak kullanarak bireylerin yüksek kaygı düzeylerini daha cesaretlendirici bir ortamda çözmelerine yardımcı olabilmektir. Disiplinler arası çalışmaların bu konuda çeşitlendirilmesi, psikolojik olarak sağlıklı bireylerin bir araya gelerek uzun vadede daha sağlıklı toplumların oluşmasına katkı sağlayabilmektedir

    Üstün Yetenekli Çocukların Öfkeyle Başa Çıkma ve Karar Verme Becerilerinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi

    Get PDF
    Bu araştırmanın amacı Bilim ve Sanat Merkezleri’ne devam eden üstün yetenekli çocukların öfkeyle başa çıkma ve karar verme becerilerinin bazı değişkenler açısından incelenmesidir. Araştırmada tarama (betimsel) modeli kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini İstanbul’da bulunan üç farklı Bilim ve Sanat Merkezi’nde öğrenim gören toplam 276 5.6.7 ve 8. Sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırmada Ersoy ve Deniz (2015) tarafından geliştirilen Üstün Yetenekli Çocukların Öfkeyle Başa Çıkma ve Karar Verme Becerileri Ölçeği ve Kişisel Bilgi Formu kullanılmış, veriler SPSS 22.0 istatistik paket programı ile analiz edilmiştir. Yapılan analiz sonucunda üstün yetenekli çocukların öfkeyle başa çıkma becerisi ve karar verme becerisi boyutlarının anne ve baba eğitim düzeyi, kardeş sayısı, gelir düzeyi, anne-babanın hayatta olup olmaması ve anne-babanın medeni durumu değişkenine göre anlamlı düzeyde farklılaşmadığı; buna karşılık cinsiyet değişkenine göre anlamlı düzeyde farklılık gösterdiği görülmüştür

    Relatıonshıp between employer brand perceptıon and qualıty of worklıfe ın the context of generatıons ın hospıtalıty enterprıses

    Get PDF
    Gün geçtikçe değişen teknoloji ve yükselen yaşam kalitesi beraberinde yeni markalar ve iş ortamları ortaya çıkarmıştır. Çağa ayak uydurmak ve mevcut çalışanların gelecekte kaliteli bir iş ortamında çalışabilmeleri için işverenler gelecek kuşakların olası istek ve beklentilerini karşılayabilecek şekilde işe ilişkin unsurları (fiziksel çalışma koşulları, ücret vb.) hazırlamaya çalışmaktadırlar. Bu çalışmada, işveren marka algısının çalışma yaşam kalitesi ile ilişkisi ve bu ilişkinin kuşaklar tarafından farklı algılanıp algılanmadığını ortaya koymak amaçlanmaktadır. Araştırma Eskişehir ilinde hizmet veren dört ve beş yıldızlı konaklama işletme çalışanları örnekleminde gerçekleştirilmiştir. Araştırmada nicel yöntemlerden alan araştırması kullanılmış olup veriler soru formu (anket) tekniği ile toplanmıştır. Elde edilen veriler istatistiki programlar aracılığıyla analiz edilmiştir. Elde edilen verilere göre örneklemin oluşturduğu çalışanlar X ve Y kuşaklarından oluşmaktadır. Dolayısıyla kuşak karşılaştırılması bu iki kuşak arasında yapılmıştır. Yapılan regresyon sonucunda, işveren markasının ana değişken olarak çalışma yaşam kalitesini arasında pozitif bir ilişki ortaya çıkmıştır. Özetle, işveren marka algısının çalışma yaşam kalitesini etkilediği ve kuşaklara göre bu etkide bir farklılaşmanın olmadığı ortaya çıkmıştır.The ever-changing technology and rising quality of life have brought new brands and business environments together. To keep pace and enable current employees to work in a quality business environment in the future, employers are trying to prepare elements of work (physical working conditions, wages, etc.) so that they can meet the expectations and expectations of future generations. In this study, it is aimed to show whether employer brand perception is related to working quality of life and whether this relationship is perceived differently by generations. The research was carried out in the sample of employees of four and five-star hospitality managements serving in Eskisehir. In the research, a field study from quantitative methods was used and data were collected by questionnaire technique. The obtained data were analysed by means of statistical programs. According to the obtained data, the employees formed by the sample are composed of X and Y generations. Therefore, comparison was made between these two generations. As a result of the regression made, there was a positive relationship between working life quality as the main variable of the employer brand. In summary, it was found that employer brand perception affected working quality of work and there was no differentiation in this effect from generation to generation

    Farklı Branş Öğretmenlerinin Akademik İyimserlikleri ile Mesleki Benlik Saygılarının İncelenmesi

    Get PDF
    Bu araştırmanın amacı farklı branş öğretmenlerinin akademik iyimserlik ve mesleki benlik saygılarının incelenmesidir. Araştırma verileri Akademik İyimserlik Ölçeği ve Mesleki Benlik Saygısı Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Ayrıca araştırmacılar tarafından hazırlanan kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubu; Kocaeli Merkez ve ilçelerinde bulunan toplam 16 ortaokul ve ortaöğretim kurumlarında çalışan 303 öğretmenden oluşmaktadır. Verilerin analizinde değişkenlere bağlı olarak t-testi, tek yönlü varyans analizi, Tukey testi ve korelasyon teknikleri kullanılmıştır

    Mizahla Başa Çıkma ve İyilik Hali: Psikolojik Sağlamlık ve İyimserliğin Aracılık Rolünün İncelenmesi

    Get PDF
    Bu çalışmada psikolojik sağlamlık ile iyimserliğin mizahla başa çıkma ve iyilik hali ilişkisinde aracılık rolünün olup olmadığı incelenmiştir. Çalışma 351 (201 kadın, 150 erkek; Yaşort = 20.26±1.75) üniversite öğrencisinin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Katılımcılar Mizah Yoluyla Başa Çıkma Ölçeği, Psikolojik İyi Oluş Ölçeği, Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği ve Yaşam Yönelimi Testi-R’ni doldurmuşlardır. Veriler Yapısal Eşitlik Modellemesi ve Bootstrapping İşlemiyle analiz edilmiştir. Yapısal model sonucunda; mizahla başa çıkmanın iyilik halini doğrudan değil, psikolojik sağlamlık ile iyimserliğin tam aracılığıyla yordadığı saptanmıştır. Bootstrapping işlemi de psikolojik sağlamlık ile iyimserliğin mizahla başa çıkma ve iyilik hali ilişkisinde tam aracı olduğu dolaylı yolun anlamlı olduğunu desteklemiştir. Olası açıklamalar ile çalışmanın doğurguları ve sınırlıkları tartışılmıştır

    An investigation into attachment styles and early maladaptive schemas of the individuals who have marital problems

    Get PDF
    Bu araştırmada evliliklerinde sorun yaşayan bireylerin bağlanma stilleriyle erken dönem uyumsuz şemaları arasında ilişki var mıdır ve bağlanma stillerine göre bireylerin erken dönem uyumsuz şemaları farklılaşmakta mıdır sorularına cevap aranmıştır. Veriler, evliliklerinde sorun yaşayan 39 erkek, 182 kadın, toplam 221 denekten toplanmıştır. Araştırmada erken dönem uyumsuz şemalarla ilgili veriler, Young Şema Ölçeği Kısa Form kullanılarak toplanmıştır. Eşler arası bağlanma stillerini saptamak için, Yakın İlişkiler Yaşantılar Envanteri kullanılmıştır. Bağlanmanın kaçınma ve kaygı boyutu ile uyumsuz şemalar arasında orta düzeyde bir korelasyon elde edilmiştir. Deneklerin erken dönem uyumsuz şemaları bağlanma stillerinden etkilenmektedir. Güvenli bağlanan deneklerin 14 şema boyutunda uyumsuzluk puanları düşüktür. Öte yandan, kayıtsız bağlanan deneklerin erken dönem uyumsuz şema puanları korkulu ve saplantılı bağlananlarınkine göre daha düşüktür. Erken dönem uyumsuz şema puan ortalamaları en yüksek grup korkulu bağlanan gruptur.In this research two questions were tried to be answered; “Is there a relationship between the attachment styles and the early maladaptive schemas of the individuals who have marital problems” and “does the early maladaptive schemas differentiates according to the attachment styles”. Data was collected from 39 men, 182 women, in total 221 person. In this research Young Schema Questionnaire Short Form (YSQSF) and Experiences in Close Relationship Scale (ECR) were used. The results show that there is moderate correlation between early maladaptive schemes and avoidance and anxiety of attachment mode. Subjects that have secure attachment have low incompatibility scores in 14 schema dimensions. On the other hand, the early maladaptive schema scores of the participants who have dismissive attachment style are lower than the ones who have preoccupied and fearful attachment styles. The group with the highest early maladaptive schema incompatibility score average is the fearful attachment group

    Farklı Özanlayış Düzeylerine Sahip Üniversite Öğrencilerinde Depresyon, Anksiyete ve Stresin Değerlendirilmesi

    Get PDF
    The aim of this study was to investigate the depression, anxiety and stress levels of the university students who had different self compassion levels (low, medium, high). The case study was composed of total 523 university students of which 240 were female and 283 were male and chosen by random set sampling method among the university students who were studying in different departments. In order to measure the self compassion levels of the students Self Compasssion Scale which was adapted into Turkish by Deniz, Kesici and Sümer (2008) and to measure the depression, anxiety and stress levels of the students Depression, Anxiety and Stress Scale (DASÖ) which was adapted into Turkish by Akın and Çetin (2007) were used. Results of the study showed that there were significant differences in the average scores of the depression (F=96.724, p<.001), anxiety (F=52.501, p<.001) and stress (F=90.518, p<.001) levels of the students with respect to their different self compassion levels (low, medium, high).Bu çalışmada farklı özanlayış düzeylerine (düşük, orta, yüksek) sahip üniversite öğrencilerinde depresyon, anksiyete ve stres düzeylerinin saptanması amaçlanmıştır. Araştırma verileri, üniversite eğitimini farklı bölümlerde alan öğrenciler arasından seçilen 240’ı kız ve 283’ü erkek olmak üzere toplam 523 öğrenciden sağlanmıştır. Araştırmada öğrencilerin öz-anlayış düzeylerini saptamak amacıyla, Türkçeye uyarlaması Deniz, Kesici ve Sümer (2008) tarafından yapılan Özanlayış Ölçeği; depresyon, anksiyete ve stres düzeylerini belirlemek için ise Türkçeye uyarlaması Akın ve Çetin (2007) tarafından yapılan Depresyon Anksiyete Stres Ölçeği (DASÖ) kullanılmıştır. Araştırma sonucunda farklı özanlayış düzeylerine (düşük, orta, yüksek) göre, üniversite öğrencilerinin depresyon (F=96.724, p<.001), anksiyete (F=52.501, p<.001) ve stres (F=90.518, p<.001) puan ortalamalarında anlamlı düzeyde farklılıklar saptanmıştır
    corecore