177 research outputs found

    AİLEVİ AKDENİZ ATESİ HASTALARININ DEPRESİF DUYGUDURUMLARININ VE HAYAT KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

    No full text
    Ailevi Akdeniz Atesi ülkemizde sık rastlanan bir hastalıktır. Emosyonel ve fiziksel streslerin AAA’den atakları tetiklendiğini ve/veya atakların kontrolünü güçlestirdiği bilinmektedir. Ancak depresyon ile AAA iliskisi bugüne kadar arastırılmamıs, AAA’nin kisilerin hayat kalitesi üzerine olan etkisi yeterince incelenmemistir. Bu çalısmamızda AAA olan hastalarda duygudurumlarının ve yasam kalitelerinin değerlendirilmesi amaçlanmıstır. Çalısmamıza AAA tanısı almıs 90 hasta ve hiçbir kronik hastalığı olmayan 67 sağlıklı birey dahil edilmistir. Bu kisilere depresyon ve anksiyete yönünden riski belirlemek amaçlı, 21 soruluk BDE, 14 soruluk HAD ve 11 ana soruluk KF-36 yasam standartları değerlendirme ölçeği testleri uygulanmıstır. Bulguların analizinde, sağlıklı kontrol grubuna göre, AAA hastalarının daha fazla depresif ve anksiyete gibi psikiyatrik bulgulara sahip olduğu ve KF-36 ölçeğine göre yasam kalitelerinin daha olumsuz yönde etkilendiği görülmüstür. Alt grup incelemelerinde, kolsisine dirençli hastalarda bahsedilen hayat kalite ve depresyon ölçeklerinin belirgin olarak bozuk olduğu, tedavi ile atakları kontrol altında olan kisilerde ise bu ölçeklerin sağlıklı kontrollere göre kıyas edilebilir düzeylerde olduğu saptanmıstır. Sonuç olarak, bu çalısmamızda kolsisin dirençli olan AAA olgularında depresyon ve anksiyete gibi psikiyatrik bozukluklara eğilim olduğunu, bu hastaların hayat kalitelerinin daha düsük olduğunu gösterdik. Efektif kolsisin tedavisi, muhtemelen inflamatuvar kaskadı da baskılayarak, bu olumsuz bulguları normallestirmektedir. Bizim bulgularımız, kolsisin dirençli AAA hastalarına komorbidite olarak depresyonun eslik edebileceğini, bu hastalarda profesyonel bir yardım amacı ile psikiyatri konsültasyonunun faydalı olabileceğini göstermektedir

    Early diagnostic markers for detection of aki in the setting of allogenic hematopoietic stem cell transplantation

    No full text
    Akut böbrek hastalığı (ABH) hem kronik böbrek hastalığı gelişimi, hem de mortaliteyi artırıcı etkisi nedeniyle çok önemli bir komplikasyondur. Bu nedenle, hastalara erken dönemde tanı konulması ve gereken önlemlerin alınması büyük önem taşımaktadır. Allojenik Hematopoetik kök hücre nakli (AHKHN)sonrası ABH en sık rastlanan komplikasyonlardan biridir. Bu çalışmaya Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kemik İliği Nakli Ünitesine AHKHNyapılmak üzere yatırılmış 50 hastadahiledilmiştir. Hastalardan -7. gün, infüzyon günü (0. gün), +7, +14, +21 ve +28. günlerde kan biyokimyasal parametreleri ve kreatinin klirensi; -7. gün, infüzyon günü (0. gün), +6, +13, +20 ve +27. günlerde ise kan sistatin C ve idrar N-GAL düzeyleribakılmıştır. Ortanca 23 günlüktakipte toplam 19 hastada ABH meydana gelmiştir. AKINklasifikasyon yöntemine göre 10 hasta da Evre 1, 7 hasta da Evre 2, 2 hasta da Evre 3 ABHsaptanmıştır. Seri halde bakılan kan sistatin-C düzeyleri incelendiğinde, kan kreatinin düzeyleri ile pozitif, kreatinin klerensleri ile negatif korelasyon saptanmıştır (p<0.001). İdrar N-GAL düzeyleri ile kan kreatinin düzeyleri arasında her ne kadar pozitif ilişki saptansa da, bu ilişki istatistiksel anlamlılığaulaşmamıştır. Akut böbrek hastalığını etkileyen faktörleri incelemek için yapılan çok değişkenli regresyon analizinde, sinüzoidal obstrüksiyon sendromugelişimi bağımsız risk faktörü olarak saptanmıştır. Serum sistatin- C düzeyleri istatistiksel olarak anlamlı olarak öngörücü belirteç olarak saptanırken, yüksek idrar N-GAL düzeyleriile anlamlı ilişki saptanmamıştır. Sonuç olarak, AHKHN yapılan hasta grubunda erken süreçte, ABH gelişiminin değerlendirilmesiiçin sistatin-C düzeyleri kullanılabilir. Ancak, idrar N-GAL düzeyinin bu hasta grubunda kullanılabilirliğini değerlendirmek açısından daha geniş çapta çalışmalara ihtiyaç vardır.Acute kidney injury (AKI) is an important complication due to the its close association with chronic kidney disease and mortality. Hence, early diagnosis and management of AKI is important for prevention of long-term poor outcomes. Acute kidney injury is a common complication after allogenic hematopoietic stem cell transplantation (AHSCT).Fifty patientshospitalized at Gazi University Faculty of Medicine Bone Marrow Transplantation Department for AHSCT were included in this study. Serial measurement of serum creatinine and creatinine clerance were obtained at the days of pre-transplant, infusion day, +7.+14,+21 and +28th days. Also blood and urine samples were obtained for measuring blood cystatine-C and urine N-GAL at the days of pre-transplant, infusion day, +6.+13,+20 and +27th days. During the median follow up of 25 days, AKI developed in 19 patients. Ten of them had stage 1, 7 had stage 2 and 2 had stage 3 AKI according to the AKIN classification. The serial measurement of blood cystatine-C levels showed significant positive correlation with serum creatinine levels and significant negative correlation with creatinine clearance levels at each time point (p<0.001 for both analyses). Although there was a positive correlation between urinary N-GALand creatinine levels and negative corelation with creatinine clearance, these associations did not reach statistical significance. Multivariate cox regression model showed that sinusoidal obstruction syndrome was independent risk factor for AKI. Blood cystatine-C levels were independent predictor for AKI. Although higher urine N-GAL levels were seem to be predictor, it did not reach statistical significance. As a result, blood cystatine-C level may be useful marker for early detection of AKI at the AHSCT setting. However, larger studies are needed for evaluation of urine N-GAL levels in this patient group
    corecore