29 research outputs found

    Effects of essential oil compounds on survival of Listeria monocytogenes and Escherichia coli O157:H7 in çiğ köfte

    Get PDF
    This study was undertaken to evaluate the effects of some essential oil compounds for the inactivation of Listeria monocytogenes and Escherichia coli O157:H7 in çiğ köfte. In experiment 1, a çiğ köfte batch was inoculated with high levels of E. coli O157:H7 or L. monocytogenes (7.00 log10 cfu/g) and the batches were divided into 6 groups. Each group was treated with 18 mL/kg of normal saline, cineole, limonene, carvone, linalool, or eugenol. Treatment with carvone, linalool, and eugenol resulted in a significant (P < 0.05) decrease in the numbers of both pathogens. In experiment 2, the çiğ köfte was inoculated with the same pathogens and each group was treated with 0 (control), 20, 22.5, and 25 mL/kg of eugenol. Increases in concentration did not cause a difference in pathogen reduction. The results showed that eugenol, carvone, and linalool can be used for the inactivation of E. coli O157:H7 and L. monocytogenes in çiğ köfte or similar foods

    Effect of Potassium Sorbate on Some Microbiological Properties of Cokelek Stored at Different Temperatures

    Get PDF
    In this study, the effect of potassium sorbate at 0.01%, 0.05% and 0.1% on the some microbiological (total aerobic mesophilic bacteria-TAMB, coliform bacteria, Lactobacillus-Leuconostoc-Pediococcus, Stapylococcus-Micrococcus, enterococcus and yeast-mold) and chemical (pH, acidity) properties of cokelek stored at 4±1°C or 22±1°C was investigated. It was seen that adding potassium sorbate at 0.01%, 0.05% and 0.1% to cokelek did not have an effect on numbers of TAMB, coliform bacteria, lactobacillus- leuconostoc- pediococcus, staphylococcus-micrococcus in cokelek stored at both 4±1°C and 22±1°C (P>0.05). However, adding potassium sorbate at 0.05% and 0.1% to cokelek had an effect on numbers of enterococci and yeast-mold in cokelek stored at 4±1°C (P0.05)

    Elazığ’da Satılan Kremalı Pastalarda E. coli O157:H7’nin Varlığı

    Get PDF
    Bu araştırma, Elazığ’da tüketime sunulan kremalı (sade, kakaolu, meyveli) pastalarda Escherichia coli O157:H7’nin mevcudiyetini belirlemek amacıyla yapıldı. Araştırmada 100 adedi sade kremalı, 50 adedi kakao kremalı ve 50 adedi de meyve kremalı olmak üzere toplam 200 kremalı pasta örneği incelendi. Örneklerin zenginleştirme işlemini takiben CT-SMAC besi yerine yapılan ekim sonucunda; 65 sade kremalı örnekten 138; 8 kakao kremalı örnekten 25; 19 meyve kremalı örnekten 45 adet olmak üzere toplam 208 adet tipik koloniden (renksiz-şeffaf) izolasyon yapıldı. Seçilen bu izolatlara E. coli O157:H7 serotipinin teşhisi için metot kısmında verilen ileriki işlem basamakları uygulandı. Ancak tipik E. coli O157:H7 özelliği gösteren suş tespit edilemediği için, izolatlara H7 tayin işlemleri yapılmadı. İncelenen kremalı (sade, kakaolu, meyveli) yaş pasta örneklerinin hiçbirinde E. coli O157:H7 tespit edilemedi. Bu yönüyle, halk sağlığı açısından sevindirici bir durum olmakla birlikte, bu tür ürünlerin çoğu zaman diğer patojen bakterileri de barındırdığı bilinmektedir. Halk sağlığı açısından potansiyel risk durumunun ortadan kaldırılması ve halkımıza sağlıklı pastacılık ürünlerinin sunulması, ancak bu tür ürünlerin hazırlanmasında kesinlikle hijyenik şartlara uyulmasıyla mümkün olabilecektir.

    Karaman ili soğan yetiştirme alanlarında önemli bitki parazit nematodların belirlenmesi ve soğan sak nematodu : ditylenchus dipsaci’nin biyolojisi ile kültürü üzerine çalışmalar

    No full text
    TEZ 635. 2556523/DİKkKaynakça: 55-65 ss.Bu çalışmada öncelikle Karaman ilinde soğan ekim alanlarında bulunan bitki paraziti ve serbest yaşayan nematodların dağılımı belirlenmiştir. Karaman ili merkez ve ilçelerinden alınan 100 adet toprak ve bitki örneği laboratuvara getirilip Baermann Huni yöntemi kullanılarak nematodlar ayrılmış ve mikroskopta sayımları gerçekleştirilmiştir. Alınan toprak örneklerinden yapılan sayımlar sonucu Ditylenchus spp. Karaman bölgesinde % 61 oranında yaygın olarak bulunmuştur. Diğer bitki paraziti nematodlardan Tylenchus spp. (%49) ve Paratylenchus spp. (%56), bakterivor nematodlardan Cephalobus spp. (%86) ve Eucephalobus spp. (%69), fungivor nematodlardan Aphelenchus spp. (%74) ve Aphelenchoides spp. (%76) ve omnivor nematodlardan Dorylaimida takımına ait nematodlar %23 oranında tespit edilmiştir. Alınan bitki örneklerinde ise % 15 oranında Ditylenchus spp. ye rastlanmıştır. Tarla koşullarında nematodun kontrolü için en uygun zamanın belirlenmesi amacıyla Soğan sak nematodu (Ditylenchus dipsaci)' nun tarla koşullarında biyolojisinin belirlenmesi ve in vitro koşullarda kültürünün yapılması üzerine çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Mart ve eylül 2013 tarihleri arasında bir soğan yetiştirme sezonu boyunca 3 farklı soğan çeşidinden 5 tekerürlü olarak iki haftada bir toprak ve bitki örnekleri alınarak Soğan sak nematodunun ve diğer bitki paraziti ve serbest yaşayan nematodların sıcaklık ve neme bağlı olarak populasyon değişimi tespit edilmiştir. Nematodların mevsimsel populayon değişimi yüksek oranda toprak sıcaklığına bağlı bulunmuştur. Mart ve nisan aylarında 8-12 °C toprak sıcaklığında nematod yoğunluğu ortalama 106 nematod/ 100 g olarak tespit edilmiştir. Mayıs ayında sıcaklığın 15 °C nin üzerine çıkmasıyla nematod populasyonu 52 nematod/ 100 g kuru toprak' a düşmüştür ve haziran ayında ortalama 21 °C sıcaklıkta 27 nematod/ 100 g kuru toprak olarak bulunmuştur. Soğan yetiştirme sezonu boyunca toprak nemi ortalama 0,5 Volt düzeyinde kayıt edilmiş ve nematod gelişimi için sınırlayıcı olmadığı düşünülmektedir.In this study, the distribution of plant parasitic and free-living nematodes of Karaman province were investigated. 100 soil and plant samples collected from Karaman central villages and districts. Were braught to the laboratory and were separated by Baermann Huni method and counted under microscope. The frequency of nematodes were 61% (Ditylenchus spp.) 49% (Tylenchus spp.) 56% (Paratylenchus spp.), 86% (Cephalobus spp.), 69% (Eucephalobus spp.), 74% (Aphelenchus spp.), 76% (Aphelenchoides spp.) and 23% (omnivorous nematodes) from soil samples. Ditylenchus spp. were found 15% in plant samples collected. In order to find the best time for nematode control, population development of D. dipsaci on onion was investigated under field conditions and under in vitro conditions. To find out the effects of soil temperature and moisture contenls on onion nematodes, other parasitic and free living nematodes, samples were take from 3 different cultivass with 5 replications after every two weeks throughout onion growing season between March-September 2013 and change of population level was found to be corelated with soil temperature and moisture contenls. It was found seasonal nematode population levels were dependent on soil temperature. The average D. dipsaci population was recorded 106 individuals/100 g dry soil at 8-12 °C. Nematode population dropped to 52 at 15 °C in May and 27 at 21°C June. Soil moisture content was recorded 0.5 Volt throughout growing season and had no effect on nematode development

    A study on the concept of culture and education of İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu

    No full text
    Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu'nun Kültür ve Eğitim Kavramı Üzerine Bir İnceleme» adıyla doktora tezi olarak hazırlanan bu araştırma beş bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde; problem takdim edilmekte, araştırmanın geçmişi ele alınmakta, araştırmanın yöntemi ve ilgili yayınlar tanıtılmaktadır. İkinci bölümde; Baltacıoğlu'nun yetiştiği ortam ve O'nun fikirlerinin oluşmasına etki eden kişiler ve kuruluşlar ele alınmaktadır. Üçüncü bölümde; Baltacıoğlu'nun millî ve toplumsal hayatla ilgili düşünceleri ve fikirleri üzerinde durulmuştur. Türkçü- Batıcı bir düşünür olarak, Baltacıoğlu uygarlığın milletler arası olduğunu, uygarlığın bilgi, fen, sanat, ekonomi ve zanaat tekniğinden oluştuğunu bu nedenle başka milletlerden alınabileceğini söylemiştir. Bununla birlikte, kültürün milli olduğunu, din, dil ve sanat geleneğine sıkı sıkıya bağlı olduğunu dolayısıyle başka milletlerden kesinlikle alınamayacağını belirtmiştir. Baltacıoğlu gelenekleri de göreneklerden ayırmıştır. O'na göre görenekler çabuk değiştiği halde gelenekler çok ağır değişmektedir. Geleneklerin kökü bir milletin geçmişine uzanmaktadır. Dördüncü bölümde; Baltacıoğlu'nun kültür- millet kavramları ile eğitim arasındaki ilişkiler ele alınmaktadır. Baltacıoğlu, din- dil- sanat geleneği esas alınarak eğitimle millî ve teknik kişiliğin kaynaştırılması üzerinde durmuştur. Baltacıoğlu'nun eğitim anlayışı, O'nun din- dil- sanat geleneğinden oluşan kültür anlayışı ile bilgi, fen, sanat, ekonomi ve zanaat tekniği gibi unsurlardan oluşan teknik kül türün sistematik bir şekilde bütünleşmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Baltacıoğlu kişilik, çevre, çalışma, verim ve başlatma' yi eğitim ilkeleri olarak belirtmiştir. Beşinci bölümde ise, diğer bölümlerin özeti ve değerlendirilmesi, araştırmanın sonuçları sunulmuştur. Ayrıca, gelecekte araştırılması gereken konular önerilmiştir.This doctoral thesis is "An Examination of the Concepts of Culture and Education of I. Hakkı Baltacioglu", includes five chapters. In the first chapter, the problem is introduced, the background of the problem is explained, methods of research are discussed and related publications are summarized. In the second chapter, environment in which Baltacioglu has grown up and the persons and institutions that formed and influenced his ideas are presented. In the third chapter, the ideas and thoughts of Balta cioglu on the national and social life are discussed. As a pro-Turkish and Westernist intellect, Baltacioglu states that civilization is international. It includes knowledge, science, art, economics and craft techniques. Therefore, it could be taken from other nations. However, culture is national. It depends strictly on the tradition of religion, language and art. Thus, it could never be taken from other nations. Baltacioglu also differentiates between traditions and customs. According to him, the customs change rapidly but the traditions change very slowly. The root of the traditions goes back to the past of a nation. In the fourth chapter, Baltacioglu' s concepts of cul ture-nation and their relationship to education are given. Baltacioglu insists on the idea that national and technical personality could be incorporated with the help of education on the basis of religion, language and art tradition. Baltacioglu's educational views are being formed by uniting systematically his understanding of culture that includes religion, language and art tradition with technical culture that includes the elements and techniques of science, knowledge, art, economics and craft. Baltacioglu' s educational theory consists of five principals which are personality, environment, productivity, studying and being active. In the last chapter, a summary, an evaluation of the previous chapters and results are given. And suggestions for further research topics are proposed

    İnegöl ve Kasap Köftelerin 170 oC Pişirilmesi Esnasında Salmonella’nın Termal İnaktivasyonu

    No full text
    Bu çalışmada Salmonella inoküle edilmiş kasap ve inegöl köftelerinin termal inaktivasyonu araştırılmıştır. İnegöl köfte örneğine ortalama 6,97 log10 kob/g seviyesinde bulaştırılan Salmonella, 170 °C sıcaklıktaki elektrikli ızgarada pişirilmiştir. Pişirilen inegöl köftelerden 50-90 °C arasında 5 'er °C köfte merkez sıcaklıkları ölçülmüştür ve her bir sıcaklıktaki Salmonella canlılığı araştırılmıştır. İnegöl köftelerin merkez sıcaklıklarının ölçülmesi ile 50 °C sıcaklıkta 1,31 log-kob/g lık bir azalma sağlanmıştır. Merkez sıcaklığı 70 °C ye ulaştığında ise 2,55 log-kob/g lık bir azalma sağlanmıştır. İnegöl köfte örneklerinin merkez sıcaklığı 85 °C ye geldiğinde ise 5,35 log10kob/g’lık bir Salmonella azalması rapor edilmiştir. Kasap köfte örneğine ortalama 7,19 log10 kob/g seviyesinde bulaştırılan Salmonella 170 °C sıcaklıktaki elektrikli ızgarada pişirilmiştir. Pişirilen kasap köftelerden 50-90 °C arasında 5 'er °C köfte merkez sıcaklıkları ölçülmüştür ve her bir sıcaklıktaki Salmonella canlılığı araştırılmıştır. Kasap köftelerin merkez sıcaklıklarının ölçülmesi ile 60 °C sıcaklıkta 1,99 log10kob/g lık bir patojen azalması tespit edilmiştir. 80 °C ye ulaşılan merkez sıcaklıkda ise kasap köfteler için 6,19 log10kob/g lık bir Salmonella inaktivasyonu belirlenmiştir. Köftelerin merkezi sıcaklığının 90 oC’ye yaklaşık olarak 9 dakikada çıktığı saptanmıştır. Köfte merkezi sıcaklığının 85 oC’ye çıkması açısından kıyaslandığında kasap köftenin bu sıcaklıklara çok daha hızlı çıktığı (7,54 dak.), inegöl köftenin ise daha geç ulaştığı (8.40 dak) belirlenmiştir. Çalışma sonucunda sanayi tipi ızgarada kondüksiyonel olarak pişirme yöntemi ile tüketime sunulan kasap köftelerde merkez sıcaklığı en az 80 °C ve üzerindeki sıcaklıklarda; inegöl köftelerde ise merkez sıcaklıkları en az 90 °C ve üzerindeki sıcaklıklarda tüketilmesinin gıda güvenliği açısından uygun olduğu belirlenmiştir

    Kimyasal Dekontaminasyon Yöntemlerinin Kanatlı Etinin Raf Ömrü Üzerine Etkisi

    No full text
    Son yıllarda sosyoekonomik nedenlerden kaynaklı kanatlı eti ve ürünlerine ilgi oldukça fazladır. Kanatlı etlerinin doğal florası üretim şartlarından kaynaklı çeşitli kontaminasyonlara maruz kaldıkları için önemli miktarda mikrobiyal yüke sahiptir. Bu nedenle güvenilir gıda üretmek için kanatlı etinin korunması ve muhafazası amacıyla birçok yöntem geliştirilmektedir. Bu çalışmada kanatlı etlerinin raf ömrünü uzatabilmek için kimyasal dekontaminasyon yöntemleri incelenmiştir

    Hazır Yemek Sektörü Çalışanlarının İş Sağlığı ve Güvenliğine Kaderci Bakış Açılarının Değerlendirilmesi

    No full text
    Bu çalışmada hazır yemek sektörü çalışanlarının iş sağlığı ve güvenliğine kaderci bakış açıları araştırılmıştır. Hazır yemek sektörü, gıda sanayi ve çalışan sayısının büyüklüğü açısından önemli bir alan olmakla birlikte iş güvenliğine yeterince önem verilmemesi veya meydana gelen iş kazalarının büyük çoğunluğunun bireysel basit yaralanma ağırlıklı olmasından kaynaklı önemsenmemesi nedeniyle iş sağlığı ve güvenliği açısından yeterli önemin verilmediği bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışma, Ankara ilinde hazır yemek sektöründe çalışan 160 kişiyle yüz yüze görüşülerek anket uygulanması şeklinde yürütülmüştür. Anket sonucunda çalışanların kazaları kadercilik anlayışı ile örtüştürdüğü ve bu anlayışın cinsiyet ve iş sağlığı ve güvenliği bilgi seviyesine göre değiştiği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca katılımcıların iş yerinin iş sağlığı ve güvenliği kapsamında aldığı tedbirlerle ilgili bilgi verme konusunda tereddüt ettiği görülmüştür. Yapılan bu çalışma, hazır yemek sektörünün iş sağlığı ve güvenliği açısından yeterince önemsenmediğini ortaya koymaktadır. Çalışma sonucunda elde edilen bilgiler sektörde iş sağlığı ve güvenliği bilincinin geliştirilmesine ve kadercilik anlayışının kabul edilebilir seviyeye indirilmesine katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir
    corecore