Assessment of second (I-2M) and third (I-3M) molar maturity indices individually and in combination (I2M+3M) and the sum of the seven mandibular teeth indices (S) for the legal age thresholds of 12 and 15 years in a Turkish sample

The present study aimed to assess the performance of second (I-2M) and third (I-3M) molar maturity indices, the sum of both indices (I2M+3M), and the sum of the seven mandibular teeth indices (S) in terms of determining whether an individual is at least 12 or 15 years old. The panoramic radiographs of 763 individuals aged between 10-17 years were analysed. For the 12-year age threshold, I-2M was found to be the highest specific indicator for both sexes. The optimal cut-off values for the I-2M were determined to be 0.072 in females and 0.106 in males. The sensitivity, specificity, and area under the ROC curve (AUC) were 0.749, 0.978, and 0.925 in females, while they were 0.776, 0.953, and 0.925 in males, respectively. With regard to the 15-year age threshold, an optimal I-2M cut-off value of 0.026 was established for females, as it showed the best discriminative ability. The sensitivity, specificity, and AUC were 0.893, 0.779, and 0.885, respectively. For males, an optimal cut-off value of 0.593 was obtained for I2M+3M with the highest specificity (0.900) and AUC (0.931) as well as a sensitivity of 0.857. In conclusion, the identified cut-off values may represent alternative methods in forensic age diagnostics

Recurrent Gliosarcoma in Pregnancy

Gliosarcoma is a rare tumor of the central nervous system and it constitutes about 1 to 8% of all malignant gliomas. In this report we are presenting a recurrent gliosarcoma case during a pregnancy in a 30-year-old woman. This is the first report presenting gliosarcoma in the pregnancy

Can intra-coronally bleached teeth be bonded safely after antioxidant treatment?

The aim of this study was to compare the effects of antioxidant treatment and delayed bonding, following intra-coronal bleaching, on the shear bond strength (SBS) and bond failure site of brackets bonded to enamel. Eighty mandibular incisors were divided into four equal groups. After root canal filling, specimens in Group 1 were used as control and not bleached. For experimental groups 2 to 4, bleaching agent was placed into the rest of the cavity for a four-day period and this bleaching treatment was performed two times. In Group 2, specimens were bonded immediately after bleaching; in Group 3, specimens were bleached and then immersed in artificial saliva for 30 days before bonding; in Group 4, specimens were bleached, treated with an antioxidant agent, and then bonded. The SBS values of bonded brackets were measured in megapascal (MPa), while adhesive remnant index (ARI) scores were determined after the brackets failed. The SBS values of Group 1 (mean: 20.3 +/- 7.1 MPa) and Group 4 (mean: 18.2 +/- 6.1 MPa) were significantly higher (p>0.001) than those of Group 2 (mean: 4.9 +/- 3.2 MPa) and Group 3 (mean: 8.7 +/- 4.9 MPa). No significant differences in SBS were found between Groups 1 and 4, and between Groups 2 and 3

İzmir İlinde 4-6 Yaş Arası Çocuklarda Bruksizm Görülme Sıklığı ve Etiyolojik Faktörleri ile İlişkisinin Değerlendirilmesi: Klinik Çalışma

Amaç: Bu çalışmanın amacı, 4-6 yaş arası çocuklarda bruksizmgörülme sıklığı ve buna sebep olabilecek faktörlerin ilişkilendirilerekdeğerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntemler: İzmir Ege ÜniversitesiYerleşkesi içerisinde yer alan kreşlere kayıtlı, 4-6 yaş arası 37’si erkek,30’u kız çocuk çalışmaya dâhil edildi. Kreşler ziyaret edilerek, gün ışı ğında ayna ve sond yardımıyla çocukların muayeneleri yapıldı. Ağıziçi muayenede; çürük, aşınma ve maloklüzyona ait veriler kaydedildi.Ekstraoral muayenede ise temporomandibular eklem (TME) muaye nesi yapıldı, istirahat aralığı ve maksimum ağız açıklığı değerlendirildi.Ayrıca çocukların ebeveynleri tarafından doldurulmasına yönelik biranket hazırlandı. Bu ankette, çocuğun sistemik, emosyonel durumu vealışkanlıklarına ait bilgiler yer almıştır. Elde edilen veriler, istatistikselolarak değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya katılan çocukların%16,4’ünde bruksizm varlığı saptanmıştır, fakat cinsiyet farkı gözlen memiştir (p=0,742). Yakın aile bireyi kaybı yaşayan çocuklarda ista tistiksel olarak daha fazla bruksizm bulunmuştur (p=0,025). Diş hekimine düzensiz giden veya hiç gitmeyen çocuklarda daha az bruk sizm görülürken (p=0,044), sistemik hastalıklar, ilaç kullanımı, emos yonel durum, kardeşlerde buksizm geçmişi, TME şikâyetleri, çocuğundft, maksimum ağız açıklığı, istirahat aralığı, dişlerde ileri itim ve ör tülü kapanış ile bruksizm arasında anlamlı bir ilişki saptanamamıştır.Sonuç: Çocukluk bruksizmine neden olan etkenlerin zamanında belir lenebilmesi, bu etkenlere erken müdahale edilmesi ve çocuğa bakımverenlerin bilinçlendirilmesinin yararlı olacağı sonucuna varılmıştır