9 research outputs found
Estimation of volume of ox brain and gray and white matter with cavalier’s principle
Bu çalışmada sığır beynindeki gri ve beyaz maddenin hacim değerlerini, oranları ve beyin ağırlığı ile volumetrik değerleri arasındaki ilişkiyi hesapladık. Holstein-Friesian ırkı sağlıklı sığıra ait (17-20 aylık) altı taze beyin kullanıldı. Beynin taze ağırlığı dijital tartım kullanılarak ölçüldü. Cavalieri ilkesini kullanarak gri ve beyaz madde hacimlerinin ölçümünden önce beyinler daldırma yöntemi ile % 10 formalin solüsyonunda 3 hafta tespit edildi. Beyinler rostral’den kaudal’e doğru salam dilimleme makinesi (Elta GmBH, Roedermark, Almanya) ile ortalama 8.25 mm kalınlıkta seri olarak kesildi ve beyinlerden ortalama 11 kesit elde edildi. Beyin hacmi 348.00 ± 50.48 cm3, gri madde hacmi 175.70 ± 11.11 cm³ ve beyaz madde hacmide 172.30 ± 42.90 cm³ idi. Gri ve beyaz maddenin hacim oranları sırasıyla % 50.98 ve % 49.02' dir. Beyin ağırlığının beyin hacmine oranı 1 idi. Sığır beynindeki gri ve beyaz maddenin oranı insan beynindeki gri ve beyaz cevherinkine benzer, ancak koyunlardan ve atlardan farklıdır.We estimated the volume values, ratios, and the relationship between brain weight and volumetric values of gray and white matter of the ox brain. Six fresh brains of Holstein-Friesian strain healthy ox (17-20 months old) were used. Fresh weights of the brains were measured using digital weighing. Brains were fixed by immersion method in 10% formalin solution for 3 weeks before measurements of gray and white matter volumes using Cavalieri’s principle. The brains were serially cut using a salami slicer machine (Elta GmBH, Roedermark, Germany) with a mean thickness of 8.25 mm from rostral to caudal end and averages of 11 sections were obtained from the brains. The brain volume was 348.00 ± 50.48 cm3, 175.70 ± 11.11 cm³ in gray matter volume and 172.30 ± 42.90 cm³ in white matter volume. Volume ratios of gray and white matter were 50.98% and 49.02% respectively. The ratio of brain weight to brain volume was 1. The ratio of gray and white matter in the brain of the ox is similar to that of the gray and white matter in the human brain, but that the sheep and horse are different
Three-dimensional reconstruction of the spinal cord of thoroughbred
The aim of this study was to three-dimensional reconstruction
of cervical part of the spinal cord of a thoroughbred
horse using its histological sections with the help of 3d reconstruction
module of stereo investigator. Scanned images
using Office flatbed scanner were opened as image stacks in
stereo investigator. Considering real measurements of the
segments, borders of the gray and white matter and central
canal were drawn by planimetric methods. This procedure
was performed on all consecutive sections. All drawn lines of
segments were matched to each other using mentioned software.
Finally, three-dimensional reconstruction of segments
was obtained using 3D reconstruction module. Surface area,
cross-sectional area and volume of the segments were calculated
by Neurolucida explorer software. Obtained results
from 3D models were given in tabular form. It is thought that
obtained three-dimensional models possessed real measurements
of the segments contribute to anatomy of region of
interest, can be used as digital education materials and obtaining
solid materials exporting three-dimensional models
to 3D printers improve the quality of education and training
in anatomy
Hindi (Meleagris gallopavo) Bursa fabricius’unun taramalı elektron ve ışık mikroskobu ile incelenmesi.
Gültiken ME, Yıldız D, Karahan S, Bolat D. Hindi (Meleagris gallopavo) Bursa fabricius’unun taramalı elektron ve ışık mikroskobu ile incelenmesi. Eurasian J Vet Sci, 2010, 26, 2, 69-73 Amaç: Hindide Bursa fabricius’un morfolojisinin belirli dönemlerde incelenmesi ve dönemlere göre morfometrik analizinin taramalı elektron mikroskobu ve ışık mikroskobu kullanılarak yapılmasıdır. Gereç ve Yöntem: Çalışmada 1-24 haftalığa kadar toplam 50 hindiye ait Bursa fabricius’lar kullanıldı. Hayvanların ve nekropsi sonrası Bursa fabricius’ların ağırlıkları belirlendi. Taramalı elektron mikroskobu ile yapılacak çalışma öncesi dokular gluteraldehit ile tespit edildikten sonra mikroskop kullanılarak görüntüler elde edildi. Histolojik çalışma için dokular rutin histolojik takip sonrası Mallory’s triple ve Haematoxylen-eosin ile boyanarak ışık mikroskobu ile incelendi. Bulgular: Morfometrik veriler Bursa fabricius’un maksimum büyüklüğüne 9. haftada ulaştığını gösterdi. Dokuzuncu haftayı takiben Bursa fabricius ağırlığındaki azalma hindide involusyonun bu dönemi takiben şekillenmeye başladığını gösterdi. Taramalı elektron mikroskop ile yapılan incelemelerde Bursa fabricius lumenine uzanan plica yüzeylerindeki kubbe şeklindeki epitel görüntüsünün 5. ve 9. haftalarda en belirgin ve düzgün olarak tespit edildi. İlerleyen haftalarda (13. ve 24.) Bu manzarada dikkat çekici bir düzensizlik gözlendi. Öneri: Çalışma sonucunda elde edilen bulguların, ilerde yapılacak çalışmalara ve hindi aşılama programlarına katkı yapacağı düşünülmektedir.Gultiken ME, Yildiz D, Karahan S, Bolat D. Scanning electron and light microscopic investigation of Bursa fabricius in turkey (Meleagris gallopavo). Eurasian J Vet Sci, 2010, 26, 2, 69-73 Aim: The aim of this study was postnatal investigation of morphometric features of Bursa fabricius in Turkey by using scanning electron microscope and light microscope. Materials and Methods: One 1-24 week old 50 turkeys (meleagris gallopavo) were used. Their Bursa fabriciuses were taken out after the necropsy and weighted. Tissues were fixed with glutaraldehyde, examined and photographed under scanning electron microscope. For histological examination, tissues were prepared using routine histologic methods and stained with Mallory’s triple and Hematoxylen-Eosine. Results: The morphometric data concerning turkey ducklings used in the study showed that Bursa fabricius reaches its maximum size at the 9th week. The decrease in the weight of Bursa fabricius following the week of 9 proved that involution session in the turkey begins after that period. On the investigation performed by means of scanning electron microscopy, dome shaped surface epithelium which covers subepithelial lymph follicles on the surface was determined to be most clear in the 5th and 9th weeks. There was a distinct irregularity of this appearance in the following weeks ( and ). Conclusion: It was concluded that the results may contribute to the researches which relate to humoral immunity formation and effectiveness of vaccination programme
Three-dimensional reconstruction of the spinal cord of thoroughbred
Bu çalışmanın amacı safkan bir İngiliz atının omuriliğinin servikal kısmının histolojik kesitleri üzerinden stereo investigator yazılımının 3d yapılandırma modülü ile üç boyutlu olarak modellenmesidir. Office masaüstü tarayıcı kullanılarak taranan görüntüler, stereo investigator'da görüntü yı- ğınları olarak açıldı. Kesitlerin gerçek ölçümleri göz önüne alınarak, substantia grisea, alba ve canalis centralis sınırları planimetrik yöntemlerle çizildi. Bu prosedür, ardışık kesitler üzerinde gerçekleştirildi. Çizilen tüm çizgiler, bahsedilen yazılım kullanılarak birbirleriyle eşleştirildi. Son olarak, segmentlerin üç boyutlu rekonstrüksiyonu 3D yeniden yapı- landırma modülü kullanılarak elde edildi. Yüzey alanı, kesit alanı ve segmentlerin hacmi Neurolucida explorer yazılımı ile hesaplandı. Üç boyutlu modellerden elde edilen sonuçlar tablo biçiminde verildi. Gerçek ölçülere sahip elde edilen üç boyutlu modellerin, ilgili alanların anatomisine katkıda bulunacağı, dijital eğitim materyali olarak kullanılabileceği ve üç boyutlu modellerin 3D yazıcılara aktarılması ile elde edilecek katı materyallerin anatomi eğitim ve öğretiminin kalitesini arttıracağı düşünülmektedir.The aim of this study was to three-dimensional reconstruction of cervical part of the spinal cord of a thoroughbred horse using its histological sections with the help of 3d reconstruction module of stereo investigator. Scanned images using Office flatbed scanner were opened as image stacks in stereo investigator. Considering real measurements of the segments, borders of the gray and white matter and central canal were drawn by planimetric methods. This procedure was performed on all consecutive sections. All drawn lines of segments were matched to each other using mentioned software. Finally, three-dimensional reconstruction of segments was obtained using 3D reconstruction module. Surface area, cross-sectional area and volume of the segments were calculated by Neurolucida explorer software. Obtained results from 3D models were given in tabular form. It is thought that obtained three-dimensional models possessed real measurements of the segments contribute to anatomy of region of interest, can be used as digital education materials and obtaining solid materials exporting three-dimensional models to 3D printers improve the quality of education and training in anatom
The anatomy of os penis in red fox (Vulpes vulpes)
Bu araştırma kızıl tilki os penis'inin anatomik özelliklerini belirlemek amacıyla yapıldı. Çalışmada Kırıkkale Üniversitesi Veteriner Fakültesine ölüm nedeninin saptanması amacıyla getirilen iki kızıl tilkiye ait os penis incelendi. Kızıl tilki os penis'inin anatomik özelliklerinin takımın diğer üyelerinden olan köpeklerle benzerlik gösterdiği ve özellikle Alman kurt köpeğinin bir modeli olduğu belirlendi.This study was performed- to determine the anatomic properties of os penis of the red fox. In this study, os penis from two red foxes that were brought to Kirikkale University Veterinary School to find out the cause of their death was investigated. It was found that anatomic properties of os penis of the red fox was similar to that of the dog, which is also a member of the same genus. Os penis of the red fox can be considered as a model of that of the German shepherd dog
Scanning electron microscopic investigation of the mohair in Turkish Angora goats
Tiftik morfolojisinin taramalı elektron mikroskop ile incelendiği bu çalışmada 12-18 aylık 20 Ankara keçisi kullanıldı. Tiftik örnekleri taramalı elektron mikroskobu ile incelendi. İstatistiksel analizler SAS programının Univaryans prosedürü ile değerlendirildi. Kütikül yüzeyinin balık pulu şeklinde dizilmiş düzensiz beşgen, altıgen ve yamuk şeklindeki pulcuklardan oluştuğu görüldü. Elyaf çapları 38.98+8.53 mikron ( m), pulcuk sayısı 4.6±0.49/100 m ve pulcuk yüksekliği 18.72±0.76 m olarak ölçüldü. Pul yüksekliği ve pulcuk sayısı arasında önemsiz bir korelasyon olduğu belirlendi.Morphology of mohair from 20 Angora goats aged between 12 to 18 months was investigated by scanning electron microscopy in this study. The mohair samples were studied by the scanning electron microscope. The statistical results were evaluated by UNIVARIATE procedure of SAS programme. The cuticle surface was formed by irregular pentagon, hexagon, and trapezoid scales that lined up similar to fish scale. The mean diameter of fibers was 38.98+8.53 m, mean number of scales was 4.6+0, 49 per 100 micron and mean height of scales was 18.72+0.76 m. A small correlation between the height and number of scales was determined
The Area of cross sections and the number of myelinated axons of cranial nerves III, IV and VI of adult horse
Ekstrinsik göz kaslarının motor uyarımını sağlayan n. oculomotorius, n. trochlearis ve n. abducens’in transversal kesit alanları ve içerdiği myelinli akson sayılarının belirlenmesi amaçlandı. Çalışmada 3 dişi, 3 erkek yetişkin at kullanıldı. Doku örnekleri sinirlerin cavum subarachnoideale’de seyreden bölümlerinden alındı. Parafin blokları hazırlanan dokular 4 ?m kalınlığında transversal olarak rotary mikrotom ile kesildi, Masson trikrom ile boyandı. Sinirlerin kesit alanları Cavalieri metodu ile içerdikleri myelinli akson sayıları ise parçalama yöntemi ile araştırıldı. Sağ ve sol göze ait sinirlerin kesit alanları ve içerdikleri myelinli akson sayıları arasında istatistiki bir fark gözlenmediğinden sinirlerin akson sayıları taraf ayırt etmeksizin tek bir veri olarak (median) değerlendirildi. Sinir kesitlerinin alanları n. oculomotorius, n. trochlearis ve n. abducens için sırası ile 2.647 mm2, 0.511 mm2 ve 1.092 mm2 olarak, myelinli akson sayıları ise sırası ile 13.523, 2.034 ve 4.151 adet olarak tespit edildi. Atlarda III, IV ve VI. çift kranial sinirlerin transversal kesit alanlarının ve myelinli akson sayılarının belirlendiği çalışma sonuçlarının bu alandaki bilgi birikimine katkı sağlayacağı ve gelecekte yapılacak çalışmalara ışık tutacağı sonucuna varıldı.It was aimed to determine the number of myelinated axons and the area of cross sections of oculomotor, trochlear and abducens nerves providing motor innervation of extrinsic muscles of the eye. The study included 3 male and 3 female adult horses. Tissue samples were taken from the part of nerve being in subarachnoid space. Paraffin blocks of tissues were prepared and cut with a rotary microtome transversely at a thickness of 4 μm and sections were stained with Masson’s trichrome. The area of cross sections was determined with Cavalieri’s method and the number of myelinated axons was calculated by fractionator technique. There were no statistically significance of cross sectional areas and the number of myelinated axons of the right and the left sides, thus the data belonging to both sides were accepted as a single data (median). The areas of cross sections of oculomotor, trochlear and abducens nerves were calculated to be 2.647 mm2, 0.511 mm2 and 1.092 mm2 and the number of myelinated axons 13.523, 2.034 and 4.151 respectively. The results of the study performed to determine the area of cross sections and the number of myelinated axons of III., IV. and VI. cranial nerves of the horse will contribute to the knowledge of this area and shed light on the studies to be conducted in the future
Taze ve tespit edilmiş tavşan böbreği üzerinde morfometrik araştırmalar.
Amaç: Bu çalışmada formaldehit tespitinin böbrek morfo-metrisine etkisi ile böbreği oluşturan yapıların hacim ölçümlerinin ve ilgili yapıların böbrek içerisindeki hacimsel oranlarının Cavalieri prensibi kullanarak değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Çalışmada 9 adet sağlıklı erkek Yeni Zelanda beyaz tavşanına ait böbrekler kullanıldı. Taze böbreklere ait ağırlık verileri elde edildikten sonra craniocaudal uzunluk, dorsoventral ve mediolateral çap ölçümleri dijital kumpas yardımı ile yapıldı. Her bir böbreğe ait hacim ölçümleri Arşimed prensibi ile gerçekleştirildi. Bu işlemlerden sonra taze böbrekler %10 formol içeren kaplarda 15 gün süre ile tespit edildi. Tespit edilen böbrekler üzerinde taze böbreklerde yapılan ölçüm işlemleri tekrarlandı ve böbreği oluşturan yapıların (korteks, medulla ve pelvis re-nalis) hacimleri Cavalieri prensibi ile hesaplandı. Bulgular: Taze (15.8±0.26 mm) ve tespit edilmiş (14.8±0.32 mm) sağ böbreklere ait dorsoventral çap değerleri arasında istatistiki olarak önemli fark tespit edildi (p0.05) oranında artış olduğu tespit edildi. Öneri: Taze ve formol ile tespit edilmiş böbreklere ait elde edilen morfometrik verilerin gelecekte invaziv ve noninva-ziv metotların kullanıldığı böbrek hastalıkları üzerinde yapılacak çalışmalara katkı sağlayacağı düşünüldü.Aim: The aim of this study was to investigate the effect of formalin fixation on the morphometry of kidneys, and to assess the volume and fractions of its constituents using the Cavalieri principle. Materials and Methods: In this study, kidneys of nine healthy male White New Zealand rabbits were used. After weighing the kidneys, craniocaudal length, and mediolateral and dorsoventral diameters of fresh kidneys were measured with digital calipers, and the volume of each kidney was estimated using Archimedes' principle. The fresh kidneys were kept in a container of 10% formalin solution for 15 days. The Cavalieri principle was utilized for the determination of volume and the volume fraction of renal constituents. Results: The differences in the dorsoventral diameter of fresh (15.8±0.26 mm) and fixed (14.8±0.32 mm) right kidneys were found to be statistically significant (p<0.05). The relative organ weights were determined to be 0.38±0.02% and 0.38±0.01% for the left and right kidneys, respectively. After formalin fixation, the weights of the left and right kidney increased by 7.33% and 7.56% respectively, and an increase in volume was determined between fresh and fixed left (7.13%, p<0.05) and right kidneys (3.34%, p>0.05). Conclusion: It is believed that obtained morphometric data will contribute to studies involving the investigation of kidney diseases using invasive and non-invasive methods
At omuriliğinin gri ve ak maddesinin seçici boyanması
Medulla spinalis’te yer alan gri ve ak madde oranları diffuz ve kompresif omurilik hastalıklarının teşhisinde önemli klinik para- metrelerdendir. Bu parametrelerin tespitinde histolojik metotlar kullanılmasına rağmen, histolojik çalışmalarda doku büyüklüğüne bağlı bazı güçlüklüklerle karşılaşılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, bahsedilen zorlukları aşmaya yönelik olası modifikasyonları değerlendirmektir. Çalışmada, Shetland pony ırkına ait C6 segmentinden sistematik rastgele örnekleme kuralına sadık kalınarak elde edilen 9 doku kesiti kullanıldı. Medulla spinalis’in dehidrasyon işlemi sırasında vakum uygulaması yapıldı. Dokuların parafin blokları hazırlandı, dokular 10 µm kalınlığında kesilerek farklı histolojik boyalar ile boyandı. Modifiye May - Grunwald - Giemsa (MMGG)’nın yer aldığı 6 farklı boyama metodunun boyama performansları karşılaştırıldı. Hematoxylin & eosin (H&E), May-Grunwald-Giemsa (MGG), Masson’s trichrome (MT), AgNORs, Kluver Barrera (KB) ve MMGG ile boyanan kesitler tek kör grup tarafından makroskopik ve mikroskopik olarak değerlendirildi. Boyaların performansları Likert skalası kullanılarak en kötü (1) en iyi (5) olmak üzere değerlendirildi. Vakum uygulamasının yetersiz doku dehidrasyonundan kaynaklanan problemleri ortadan kaldırdığı görüldü. MMGG, at medulla spinalis’inde gri ve ak madde ayrımında en başarılı boya olarak tespit edildi.The ratio of gray and white matter is an important clinical parameter in the diagnosis of diffuse and compressive diseases of the spinal cord. Although histological methods are used to determine this parameter, there are some difficulties encountered in histological studies related to tissue size. The aim of this study was to evaluate possible modifications to overcome these difficulties. In the study, nine tissue samples taken from the C6 segment of a female Shetland pony and selected by systematic random sampling were used. The dehydration process of the spinal cord of the horse was supported by applying a vacuum. Paraffin blocks were prepared and cut into 10 µm sections to be stained separately with the different staining methods. Six different staining methods, including Modified May - Grunwald - Giemsa (MMGG), were compared and used to image entire slides. The stains, Hematoxylin & eosin (H&E), May-Grunwald-Giemsa (MGG), Masson&#8217;s trichrome (MT), AgNORs, Kluver Barrera (KB) and MMGG, were evaluated macroscopically and microscopically by participants who were unaware of which staining methods had been used. The staining methods were scored from worst (1) to best (5) using a Likert scale. Vacuum application was found to reduce the difficulties related to inadequate tissue dehydration. MMGG was selected as the best staining method in differentiating gray and white matter in the spinal cord of the horse