9 research outputs found

    A NEW WAY OF LEARNING AND WELL-BEING: BIBLIOTHERAPY

    No full text
    Bibliotherapy, which is a new approach, is a popular method especially used by psychological counsellors for the purpose of psychological guidance in mental health in schools. The purpose of this study is to examine bibliotheraphy method theoretically and explain how psychological counselors who work in schools can effectively use bibliotherapy method for the purpose of psychological counseling and guidance. In this study, the purpose of use, types and use of bibliotheraphy for the purpose of psychological counseling and guidance have been discussed. In addition, processes of bibliotherapy and psychological counseling role in bibliyotherapy process, limitations and advantages in the bibliotherapy process have been examined. Özellikle psikolojik danışma ve rehberlik amacıyla psikolojik danışmanlar tarafından bibliyoterapinin zihinsel sağlık kullanımı alanında popüler bir yöntem, okullarda oldukça yeni bir yaklaşımdır. Bu çalışmanın amacı, bibliyoterapi yöntemini teorik olarak incelemek ve okullarda çalışan psikolojik danışmanların psikolojik danışma ve rehberlik amacıyla bibliyoterapi yöntemini nasıl kullanabileceklerini açıklamaktır.Bu çalışmada, psikolojik danışma ve rehberlik amacıyla bibliyoterapinin kullanım amacı, çeşitleri ve kullanımı tartışılmıştır.Ayrıca bibliyoterapi sürecinde bıblıoterapi ve psikolojik danışma süreçleri, bibliyoterapi sürecindeki kısıtlılıklar ve avantajlar incelenmiştir.  Article visualizations

    Dissekan Aort Anevrizması Rüptürüne Bağlı Ani Ölüm Olgusu

    No full text
    Aort diseksiyonu aortanın en sık rastlanan ölümcül hastalığı olup, acil tanı ve tedavi gerektirmektedir. Ani başlayan ve yırtıcı vasıftaki göğüs ağrısı ile karakterize olan aort diseksiyonu tanısında en önemli basamak klinik şüphedir. Özellikle atipik yakınmalarla başvuran olgularda tanı koymak oldukça güçtür. Hastalığın mortalitesi, tedavi edilmediği takdirde her saat % 1-2 oranında artmaktadır. Bu çalışmada; bulantı ve kusma gibi atipik yakınmalarla acile başvuran bayan, elli iki yaşında bir olgu sunumu yapılmıştır. Olgu sadece bulantı ve kusma şikayetleri ile acil servise başvurmuş, yapılan muayene ve tetkik sonucunda kardiyak patoloji bulunmadığı belirtilmiştir. Altı saat sonra genel durumu bozulmuş ve ölmüştür. Yapılan otopside; perikart ön yüzde iki adet rüptüre alan olduğu, çıkan aortada tespit edilen rüptüre alandan aort köküne doğru 8.5 cm uzunluğunda diseksiyon olduğu, ölüm nedeninin disekan aort anevrizma rüptürü olduğu saptanmıştır. Aort diseksiyonu tanısındaki gecikmeler ölüme yol açabileceği gibi hekimleri de önemli adli sorunlarla karşı karşıya bırakabilecektir. Ayrıca tanının erken konulması ile beklenmedik bir anda şüpheli olarak ölen olguların adli olgu kapsamında değerlendirilerek gereksizce adli işlem yapılmasının da önüne geçilebilecektir. Anahtar kelimeler: Aort rüptürü, ani ölüm, aort anevrizması, otopsi, adli tıp

    Adli Olgularda Organ Nakli Sürecinde Adli Tıbbın Rolü

    No full text
    Beyin ölümü gerçekleşmiş adli olgular, organ nakli için donör adayı olarak belirlendiğinde; adli tıp, etik ve hukuk açısından değişik sorunlarla karşılaşılmaktadır. Bu sunumda organ nakli sürecine katılan adli olgunun karşılaştığı sorunlar irdelendi. Ateşli silah ile intihar eden olgunun acil serviste yapılan muayenesinde; sağ frontotemporal bölgedeki defektten beyin dokusunun izlendiği, sol frontal bölgede yara defekti, çok sayıda kafatası kemik kırıkları ile beyin kanaması olduğu görülmüştür. Acil ameliyata alınan olgunun kemik defektleri kapatılmış ve yaraları sütüre edilmiştir. Ameliyat sonrası Yoğun Bakım Ünitesi’nde takip edilen olguya yaklaşık bir gün sonra beyin ölümü tanısı konulmuştur. Yapılan değerlendirmeler sonrasında organ nakli için uygun donör olduğu tespit edilen olgunun ailesinden izin alınarak organların alınması için gerekli hazırlıklar yapılmıştır. Cumhuriyet Savcısı, organların alınması için Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan görüş istediğinde adli ve tıbbi belgeler incelenerek alınacak organların, ölüm nedeninin belirlenmesini olumsuz yönde etkilemeyeceği sonucuna varılmıştır. Harici muayenenin ardından Cumhuriyet Savcısı’nın onayı ile yapılan organ alımından sonra otopsi işlemi yapılarak gerekli incelemeler tamamlanmıştır. Sonuç olarak, adli ölüm olgularında organların alınması söz konusu olduğunda sorunların çözümü için Cumhuriyet Savcısının, Adli Tıp Uzmanıyla birlikte hareket etmesinin organların alınması sürecine ve bulguların tespitine olumlu katkılar sunacağı açıktır. Anahtar Kelimeler: Adli olgu; beyin ölümü; organ nakli; otopsi; adli tıp

    Akciğerde Yağ Embolisine Bağlı Ölüm Olgu Sunumu

    No full text
    Yağ embolisi, genellikle ciddi travma veya cerrahi girişim sonrası kemik iliğinden ya da yumuşak dokulardan yağ damlacıklarının serbestleşip sistemik dolaşıma geçmesidir. Gençlerde daha çok uzun kemik kırıklarından sonra, yaşlılarda ise kalça kırığı sonrası gelişmektedir. Genellikle travmadan 24-48 saat sonra ortaya çıkan klinik tablo, hafif olabileceği gibi solunum yetmezliği ve ölüme kadar ilerleyebilir. Sunulan olgu; 84 yaşında kadın olup, araç dışı trafik kazası nedeni ile sol kolda ve sol pelvik bölgede ağrı yakınmalarıyla hastaneye başvurmuştur. Ortopedi konsültasyonunda; sol omuz çıkığı, sol humerus suprakondiler kırığı ve sol ramus pubis kırığı nedeniyle kapalı redüksiyon uygulanarak taburcu edilmiş ve kazadan yaklaşık  üç saat sonra evinde öldüğü bildirilmiştir. Şüpheli ölüm olarak değerlendirilen adli olguya yapılan otopside; akciğer kesitlerinde yer yer köpüklü hemorajik özellikli sıvı çıkışı, sol omuz çıkığı, sol humerus suprakondiler kırığı ve sol ramus pubiste deplase kırık hattı görüldü. Postmortem histopatolojik incelemede; akciğerlerde interstisiyel kapiller lümenlerde evre IV yağ embolisi ve orta çaplı pulmoner damarlarda yaygın kemik iliği embolizasyonu tespit edildi. Olayın öyküsü, tıbbi belgelerin içeriği, otopsideki makroskopik ve histopatolojik inceleme verilerine göre, kişinin ölümünün araç dışı trafik kazası sonrası genel beden travmasına bağlı ekstremite kırıklarıyla birlikte akciğerde yağ embolisi sonucunda geliştiği belirlendi. Travma ile oluşan kemik kırıkları sonrası yağ embolisi oluşumunu önlemek için, kırıkların erken fiksasyonu ve immobilizasyonu önemlidir. Bu olgularının takip ve tedavisinde dikkatli olunması, tıbbi uygulama hatalarının önlenmesi yönünden de önem taşımaktadır. Ayrıca trafik kazası ile kemik kırıkları tespit edilen ve şüpheli ölüm olarak değerlendirilen olgularda otopsi ve postmortem histopatolojik incelemenin tanıyı belirlemede katkısı olduğu açıktır. Anahtar Kelimeler: Yağ embolisi, travma, adli tıp, otopsi, şüpheli ölüm

    Evaluation of Patients with COVID-19 Followed Up in Intensive Care Units in the Second Year of the Pandemic: A Multicenter Point Prevalence Study.

    No full text

    Oral Research Presentations

    No full text
    corecore