6 research outputs found
Bireysel egzersiz programının ve neurofeedback uygulamalarının oyun bağımlılığı, kişilik özellikleri, psikolojik belirtiler ve beyin dalgaları üzerine etkisi
06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Bu araştırmanın temel amacı; çevrimiçi oyun bağımlılık düzeyi yüksek ergen bireylerin bireysel egzersiz ve neurofeedback uygulamaları ile çevrimiçi oyun bağımlılık düzeylerinin azaltılmasıdır. Bu temel amaca eşlik eden diğer amaçları ise; katılımcılarda oyun bağımlılığına eşlik eden psikolojik bozukluklar, beyin dalgalarında görülen uyumsuzlukların ve kişilik özelliklerinin tespiti ile yapılan bireysel egzersiz ve neurofeedback uygulamalarının bu değişkenler üzerindeki etkilerini incelemektir. Araştırmanın katılımcıları; Sakarya'nın Hendek ilçesinde, ortaöğretim ikinci kademede (Hendek Anadolu Lisesi) eğitim görmekte olan 15-19 yaş arası toplamda 48 çevrimiçi oyun bağımlılık düzeyi yüksek ergen birey ile çalışılmıştır. Çalışmada verilerin toplanması ve analizinde tarama yöntemi ve deneysel yöntem kullanılmıştır. Oyun bağımlısı bireyleri tespit etmek için Çevrimiçi Oyun Bağımlılığı Ölçeği, kişilik özelliklerini belirlemek için Beş Faktör Kişilik Ölçeği, psikolojik belirtilerin saptanması için SCL-90Psikolojik Belirti Tarama Listesi ve beyin dalgalarını gözlemlemek ve neurofeedback uygulamalarını yapmak için nexsus-10 neurofeedback cihazı kullanılmıştır. Orta öğretim ikinci kademe öğrencilerinde oyun bağımlığını belirlemek için çevrimiçi oyun bağımlılığı ölçeği uygulanarak tespit edilen öğrencilerin; psikolojik profilleri, kişilik özellikleri ve beyin dalgaları yapılmış olan ön test ile incelenmiştir, yapılan incelemeler sonucunda oyun bağımlılık düzeyi yüksek olan öğrencilere deney gruplarına göre, bireysel egzersiz grubunun katılımcılarına uygun bireysel egzersiz programları hazırlanarak, haftada en az 3 gün en az bir saat olmak üzere 3 ay süre ile bireysel egzersiz programları uygulanmıştır. Bunlara paralel olarak öğrencilere 10 seans her seans 30+5dk olmak üzere neurofeedback eğitimi uygulanmıştır. Analiz sonuçları incelendiğinde yapılan uygulamalar sonucunda deney gruplarının kontrol grubuna oranla çevrimiçi oyun bağımlılıklarının azaldığı görülmektedir. Ayrıca yapılan incelemeler sonucunda tüm çocuklarda ortak olarak görülen psikolojik problemlerde (öfke-düşmanlık, suçluluk-yeme-içme-uyku bozuklukları alt ölçekleri) deney gruplarında kontrol grubuna göre azalma sağlandığı görülmektedir. Yapılan uygulamalar sonucu kişilik özelliklerinin alt boyutlarından sadece dışa dönüklük boyutunda artış olduğu, diğer kişilik özelliklerinde yapılan uygulamaların anlamlı bir farklılık oluşturmadığı görülmüştür. Uygulamalar sonucunda beyin dalgalarında ne gibi değişiklikler olduğu incelendiğinde; alfa dalgasının aktivitesinde istendik şekilde artış (elektrot O1 noktasında) ve teta dalgasının aktivitesinde azalma (elektrot PZ noktasında) sağlanmış yani normal değerlere yaklaştırılmıştır. Beyin dalgalarının aktivitelerinde elde edilen bu değişimin etkilerinin çevrimiçi oyun bağımlılığı, psikolojik sorunlar, dışadönük kişilik özelliğinin pozitif yönde gelişim göstermesinde önemli etkisi olduğu düşünülmektedir.The main purpose of the research; adolescents who have high level of online gaming addiction is reduced the level of online gaming addiction by individual exercise and neurofeedback. The other aims that accompany this main purpose; is investigated effects of individual exercise and neurofeedback training on determined psychological disorders, disharmonies in brain waves and personality traits. Participants of the study; total of 48 adolescent, who have high level of online gaming addictions, are between the ages of 15-19 are studying in the high school of Hendek(Hendek Anatolian High School) in Sakarya. Survey method and experimental method were used for collecting and analyzing data in the study. Online Game Addiction Scale was used to identify gaming addicts, Five Factor Personality Scale was performed to identify personality profiles, SCL-90 Psychological Symptom Survey List was performed to identify psychological symptoms, and Nexsus-10 neurofeedback device was used to observe brain waves and perform neurofeedback applications. Psychological profiles, personality traits, and brain waves pre-test of students who were determined by applying the online game addiction scale to determine the game dependency in high school students were investigated. As a result of these examinations, individual exercise programs were prepared for students who have high level of game addiction and individual exercise programs were applied for at least one hour in a day for at least 3 days a week during 3 months. At the same time, neurofeedback training was applied to students for 10 sessions and each session takes 30 + 5 minutes. As a result of the applications, analysis results show that the online gaming addiction level is decreased in the experimental group compared to the control group. In addition, it is observed that common psychological problems (anger-hostility, guilt-eating-sleeping-sleep disorders subscales) for all children are diminished in the experimental group compared to the control group. Conclusion of the applications was observed that only the extrovert from the sub-dimensions of the personality traits increased and the other personality traits did not make a meaningful difference. When the changes in brain waves are examined at the end of applications; the activity of the alpha wave increase desirably (the electrode point O1) and the activity of the theta wave decrease (the electrode point PZ) that is provided closer to normal values. It is believed that this change in the activities of the brain waves have an important positive effect on online gaming addiction, psychological problems, extrovert personality traits
Investigation of university students’ adaptation level to the university according to situation of doing sportsÜniversite öğrencilerinin spor yapma durumlarına göre üniversiteye uyum düzeylerinin incelenmesi
The purpose of this study was to determine whether there was a difference according to doing sports at a level of university adaptation. A total of 230 participants (1st year students; 108 female/122male), studying at Sakarya University in the 2015-2016 academic year, at a faculty of sports science, education, engineering, economics and administrative sciences, participated to the research. In order to determine university adaptation level of the students, The Student Adaptation to College Questionnaire by Baker and Siryk (1999) was used. The adaptation questionnaire consists of four sub-dimensions. These; Social, academic, personal-sensory and institutional adaptation. The personal information form prepared by the researchers was used to determine the demographic information of the students. According to the results of the statistical data, it is seen that the students who play sports are more difficult in their general adaptations to the university and in the social and academic adaptation sub-dimensions than those who do not. For institutional adjustment and sensory adjustment sub-dimensions, there was no significant difference between athletes and non-athletes. ÖzetBu çalışmanın amacı; üniversiteye uyum sağlama düzeyinde öğrencilerin spor yapıp yapmama durumlarına göre farklılık olup olmadığını incelemektir. Çalışma Sakarya üniversitesinde 2015-2016 öğretim yılında spor bilimleri fakültesi, eğitim fakültesi, mühendislik fakültesi, iktisadi idari bilimler ve fen edebiyat fakültesinin üniversite 1.sınıf öğrencilerinden 108 kadın 122 erkek olmak üzere toplam 230 öğrenci üzerinde yapılmıştır. Öğrencilerin üniversiteye uyum düzeylerini belirlemek için Baker ve Siryk 1999 yılında düzenlediği öğrencilerin üniversiteye uyum anketi kullanılmıştır. Uyum anketi dört alt boyuttan oluşmaktadır. Bunlar; sosyal uyum, akademik uyum, kişisel-duysal uyum ve kurumsal uyumdan oluşmaktadır. Öğrencilerin demografik bilgilerini belirlemek için araştırmacılar tarafından hazırlanan kişisel bilgi formu kullanılmıştır. İstatistiksel verilerin sonucuna göre spor yapan öğrencilerin hem üniversiteye genel uyumlarında hem de sosyal ve akademik uyum alt boyutlarında spor yapmayanlara göre daha çok zorlandıkları görülmüştür. Kurumsal uyum ve duysal uyum alt boyutları için ise spor yapan ve yapmayan öğrenciler arasında anlamlı bir fark görülmemiştir
Relationship between Emotional Intelligence and Aggression on Boxers
Emotional Quotient is defined as the ability to perceive, use, manage and understand the emotions, which is associated with the better psychological adjustment. Analyzing studies in the literature, an inverse relationship was observed between emotional quotient and aggressive behavior. Therefore, the purpose of this study is examining the relationship between emotional quotient and aggression on boxers. This study is important for the boxers. That is why emotion management has a great role for the success in the ring. Boxing sport is based on the technical implementation. During the game boxer must control the emotions, which push him to the aggression. If emotions are not able to control during the game, anger and aggression will prevent the success. The findings of this study will demonstrate the relationship between the sports environment and emotional intelligence, in particular inferences to be made about the boxer. The sample of their search consists of 200 boxers who do sports in the districts of Eskişehir, Zonguldak, Bolu, Bursa, Ankara, Sakarya, Gaziantep and Antalya in Turkey. In this study, variation of demographic characteristics are determined Personal Information form, Bar-on Emotional Quotient Scale to determine the emotional quotient [Bar-On 1997; Acar, 2001], and Aggression Inventory were used which was developed by Kocatürk [Kocatürk, 1982]. The relationship between emotional quotient and aggression were analyzed Pearson product moment correlation coefficients. The function of emotional intelligence explanation for aggression was tested by stepwise multiple regression analysis. According to findings of the research have meaningful negative relationship between aggression and all dimensions of the emotional quotient. In addition, coping with stress and interpersonal relationships significant size aggression scores (R2 = .26, F (2,197) = 34,252, p <.001) were found to explain. As a result, boxer aggression in terms of emotional intelligence can be expressed as a factor
Doğa Kampı Eğitiminin Deneyimsel Sonuçları
Nowadays, nature which is almost forgotten or almost unknown by the new generation with technology and constructions is a value that should be given importance to increase awareness. As it’s known, it is extremely important for students to be active in outdoor activities at their leisure time in terms of their development. From this point of view, the idea is to create awareness by directing students to outdoor activities. This study was aimed to examine within Erikson's theory of psychosocial development the opinions of students about their expectations and experiences before and after nature camp. Before the camp, opinions were taken of students' expectations and after the camp were taken students' experiences. In this context, the students who participated in the camp were made preliminary interviews before the camp and final interviews after the camp using the case study design. The study group of the research is composed of 41 students who study in the 4th grade in a private elementary school in the academic year 2014-2015. Camping in Eğriova National Park in Ankara in Turkey was held as a weekend activity outside school time. According to convenience sampling method was selected nine students (seven boys and two girls) for the sample. Individual interviews were conducted with the semi-structured interview form to obtain information about the expectations and experiences of the students. The obtained data were analyzed by content analysis method. In line with the opinions of the participants, a total of six main themes were formed before the camp and after the camp. Main themes of preliminary interviews are three themes: psychosocial expectation, activity ability expectation and expectation about the environment. Main themes of final interviews are three themes: psychosocial outcomes, activity ability outcomes and outcomes about the environment. Fifteen sub-themes and various codes for this main theme have been identified. In this study, it was observed that the students who expressed their expectations before from the camp were met their expectations positively at the end of the camp. By making a significant contribution to the psychosocial development of children's camping experience, it has enabled children to learn about camping and to experience it. After nature camp, students expressed the awareness that physical activity in nature is more fun than playing video games and they can also spend time without a tablet or a computer. The support of children in the industry versus inferiority has led them to develop their competence, to become aware of themselves and to increase their self-esteem. Within Erikson's theory of psychosocial development, these activities which were promoted and guided to increase children's sense of achievement, have been positive results with the feedback from the students.Günümüzde teknoloji ve yapılaşmayla yeni nesil tarafından giderek unutulan ya da neredeyse bilinmeyen doğa kavramı, farkındalığı arttırılmaya önem verilmesi gereken bir değerdir. Bilindiği üzere, öğrencilerin serbest zamanlarında açık alan aktivitelerinde aktif olarak bulunmaları gelişimleri açısından son derece önemlidir. Bu açıdan, öğrencileri açık alan aktivitelerine yönlendirerek farkındalık oluşturmak fikrinden yola çıkılarak; çalışma, doğa kampına katılan öğrencilerin, kamp öncesi ve sonrası beklenti ve deneyimleri ile ilgili görüşlerini Erikson’un psikososyal gelişim kuramı çerçevesinde incelemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda, kampa katılan öğrencilerle kamp öncesinde ön görüşmeler ve kamp sonrasında son görüşmeler durum çalışması kullanılarak yapılmıştır. Araştırma grubunu 2014-2015 eğitim öğretim yılında özel bir ilköğretim okulunda 4. sınıfta öğrenim gören 41 öğrenci oluşturmaktadır. Ankara Eğriova Milli parkında gerçekleştirilen kamp, okul zamanı dışında hafta sonu etkinliği olarak gerçekleştirilmiştir. Araştırma grubu içerisinden kolayda örnekleme yöntemine göre seçilen dokuz öğrenci (yedi erkek, iki kız) çalışmanın örneklemini oluşturmaktadır. Öğrencilerin beklenti ve deneyimleri ile ilgili bilgi almak için yarı yapılandırılmış görüşme formu ile bireysel görüşmeler gerçekleştirilmiş ve elde edilen veriler içerik analizi yöntemi ile çözümlenmiştir. Katılımcıların görüşleri doğrultusunda kamp öncesi üç tema ve kamp sonrası üç tema olmak üzere toplam altı ana tema oluşmuştur. Kamp öncesi görüşmelere ait ana temalar; psikososyal beklenti, aktivite yapabilme beklentisi ve ortamla ilgili beklenti olurken; kamp sonrasına ait ana temalar ise psikososyal kazanım, aktivite yapabilme kazanımı ve ortamla ilgili kazanımlar olmuştur. Bu ana temalara ait on beş alt tema ve çeşitli kodlar belirlenmiştir. Bu araştırmada kamptan önce beklentilerini dile getiren öğrencilerin kamp sonunda beklentilerinin olumlu yönde karşılandığı gözlemlenmiştir. Kamp deneyiminin çocukların psikososyal gelişimlerine önemli katkı sağlayarak, çocukların kamp kavramını öğrenmelerine ve deneyimlemelerine imkân sağlamıştır. Öğrenciler doğa kampı sonrasında, doğada fiziksel etkinlik yapmayı video oyunları oynamaktan daha eğlenceli bulduklarını, tablet ya da bilgisayar olmadan da zaman geçirilebileceği farkındalığı kazandıklarını ifade etmişlerdir. Çalışkanlığa karşı aşağılık evresinde olan çocukların desteklenmesi onların yeterlik duygusunun gelişmesine, kendilerinin farkına varmalarına ve özgüvenlerinin artmasına sebep olmuştur. Erikson’un psikososyal gelişim kuramı kapsamında, çocukların başarı duygusunun arttırılmasına yönelik teşvik edici ve yönlendirici olarak yapılan bu faaliyetlerin öğrencilerden alınan geribildirimlerle olumlu sonuçlar doğurduğu görülmüştür
The relationship between Turkish junior national judo team athletes’ social values beliefs and self-esteem levelsTürk genç milli judo takım sporcularının sosyal değer inançları ile özsaygı seviyeleri arasındaki ilişki
The purpose of this study was to investigate the relationship between the self-esteem and the social value size of national youth judo team athletes. Data were collected by Coopersmith Self-Esteem Inventory adapted to Turkish by Özoğlu (1988) and Multidimensional Social Values Scale developed by Yavuz Bolat (2013) with a questionnaire developed by the researchers to gather personal information. Working group of the research consist of Turkish youths (15-19 years old) are struggling in national judo team between 2015-2016 year in a total 118 athletes including 58 women and 60 men. Data were analysed by using SPSS 20 statistical programme, with oneway anova test. Results showed that there is a positive relation between the selfesteem and the social value size that family values, religious values, traditional values, scientific values but political values have not found a significant relationship between self-esteem. As a result of that social value perceptions effect on self-esteem levels of young national judoka and that correlates positively with each other. ÖzetBu araştırmanın amacı genç milli judo takım sporcularının sahip oldukları sosyal değer boyutları ile özsaygı düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemektir. Katılımcıların sosyal değer boyutlarının ve özsaygı düzeylerini belirlemek için araştırmacılar tarafından geliştirilen Kişisel Bilgi Formu ve Coopersmith (1959) tarafından geliştirilen, ülkemizde Özoğlu (1988) tarafından geçerlilik ve güvenilirlik çalışması yapılan ‘Benlik Saygısı Envanteri (Coopersmith Self-Esteem Inventory) ve Yavuz Bolat (2013) tarafından geliştirilen Çok Boyutlu Sosyal Değerler Ölçeği (Multidimensional Social Values Scale ) uygulanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2015-2016 yılları arasında Türk genç (15-19 yaş arası) milli judo takımında mücadele eden 58 kadın 60 erkek olmak üzere toplam 118 sporcu oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri SPSS 20 istatistik programı kullanılarak, çözümlemeler için oneway anova testi kullanılmıştır. Elde edilen bulgularda sosyal değer boyutları olan aile değerleri, dini değerler, geleneksel değerler, bilimsel değerler ve çalışma değerleri ile özsaygı düzeyleri arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişkiye rastlanırken siyasi değerler ve boyutu ile özsaygı arasında anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır. Sonuç olarak genç milli judocularda sosyal değer algılarının özsaygı seviyeleri üzerine etkisinin olduğu ve birbirleri ile pozitif yönde paralellik gösterdiği söylenebilir
The mediating effect of social media addiction on the relationship between leisure boredom and loneliness: Serbest zamanda sıkılma algısı ve yalnızlık arasındaki ilişki üzerine sosyal medya bağımlılığının aracılık etkisi
This study aimed to examine the mediating effect of social media addiction on the relationship between leisure boredom and loneliness. A total of 330 high school students in Istanbul, 212 male (64.2%) and 118 female (35.8%), participated in the study voluntarily. In the study, the "Leisure Boredom Scale" developed by Iso-Ahola and Weissinger (1990) to measure participants' perceptions of boredom in their leisure, the "UCLA Loneliness Scale" developed by Peplau and Cutrona (1980) to measure loneliness level, and the "Social Media Addiction scale for Adolescents" developed by Eijnden, Lemmens and Valkenburg (2016) to measure the social media addiction level, were used as data collection tools. The convenience sampling method, which is one of the random sampling methods, was used in the sample selection and the face-to-face survey technique was preferred. In the analysis of the obtained data, descriptive statistics via the SPSS package program, Pearson Correlation, and regression analysis of the indirect impact approach based on the Bootstrap method via PROCESS v3.5 macro were performed. As a result, it was observed that leisure boredom had statistically significant effects on social media addiction and loneliness, and social media addiction on loneliness. Besides, regarding the main aim of the research, it was determined that social media addiction had a mediating effect on the relationship between leisure boredom and loneliness.
Extended English summary is in the end of Full Text PDF (TURKISH) file.
Özet
Bu çalışmanın amacı serbest zamanda sıkılma algısı ile yalnızlık arasındaki ilişkide sosyal medya bağımlılığının aracı etkisinin incelenmesidir. Araştırma grubunu İstanbul’da lise düzeyinde öğrenim gören gönüllü olarak katılım sağlayan 212 erkek (%64,2), ve 118 kadın (%35,8) olmak üzere toplam 330 kişi oluşturmaktadır. Çalışmada katılımcıların serbest zamanlarında sıkılma algılarını ölçmek amacıyla Iso-Ahola ve Weissinger (1990) tarafından geliştirilen Boş Zaman Can Sıkıntısı Ölçeği, yalnızlık düzeyini ölçmek amacıyla Peplau and Cutrona (1980) tarafından geliştirilen UCLA Yalnızlık Ölçeği ve sosyal medya bağımlılık düzeylerini ölçmek amacıyla Eijnden, Lemmens ve Valkenburg (2016) tarafından geliştirilen Ergenler İçin Sosyal Medya Bağımlılığı Ölçeği kullanılmıştır. Örneklem seçiminde tesadüfi örneklem yöntemlerinden olan kolayda örnekleme yöntemi kullanılmış ve yüz yüze anket tekniği tercih edilmiştir. Elde edilen verilerin analizinde SPSS paket programı aracılığıyla tanımlayıcı istatistikler, Pearson Correlation ve PROCESS v3.5 makro aracılığıyla Bootstrap yöntemini temel alan dolaylı etki yaklaşımına ilişkin regresyon analizi kullanılmıştır. Araştırma bulgularına göre, serbest zamanda sıkılma algısının sosyal medya bağımlılığı üzerinde, serbest zamanda sıkılma algısının yalnızlık üzerinde, sosyal medya bağımlılığının yalnızlık üzerinde istatistiksel açıdan anlamlı etkilerinin olduğu görülmüştür. Ayrıca, araştırmanın temel amacına ilişkin olarak serbest zamanda sıkılma algısı ile yalnızlık arasındaki ilişkide sosyal medya bağımlılığının aracılık etkisi olduğu tespit edilmiştir.