Developing of Seedless Grape Varieties

In this study, it was planned to identify the seedless genotypes by screening with molecular markers for early selection among the F1 genotypes obtained in the hybridization study. In addition, it was aimed to determine the appropriate sampling time by applying the embryo rescue technique for F1 genotypes obtained from these combinations in which seedless varieties were used as the female parent. When the conversion rates into plants were examined, 50% success was achieved in the Yalova Seedless X Glenora combination, while this rate was 62.5% in the Yalova Seedless X Philipp combination. In the study, F1 genotypes obtained from these were screened with the VvAGL11 marker. When the appropriate sampling times were examined, while the 8th week was prominent in the Yalova Seedless X Philipp combination, the best results were obtained from the samples taken at the 9th week in the Yalova Seedless X Glenora combination

Sultani çekirdeksiz üzümlerinin kükürtlenerek kurutulmasında farklı kükürtleme uygulamalarının kuru üzüm randımanı ve kalitesi üzerinde araştırmalar

Türkiye çekirdeksiz kuru üzüm üretimi ve ihracatında dünya lideridir. Gıda endüstrisinde ekmek, kek ve pasta sanayisinde açık sarı renkli kuru üzüm talebi gittikçe artmaktadır. Bu çalışmada, yaş üzümün kükürtlenerek kurutulmasında optimum koşulların, kalite kriterlerinin, en düşük kalıntı değerinin saptaması ve bu tip üretimin pratiğe geçirilmesi amaçlanmıştır. Araştırmada Sultani Çekirdeksiz üzüm çeşidinin bandırma eriğine bandırılmış ve bandırılmamış tiplerinin SO2 ve Na2S2O5 olmak üzere gaz ve sıvı formda kükürt kaynaklarından, kükürt uygulamaları yapılmıştır. SO2 3,5 ve 8 saat süresince, Na2S2O5 10,20 ve 30 dakika bandırılarak uygulanmıştır. Ayrıca elde edilen kuru üzümler, 12 ay oyunca depolanarak kükürt miktarı ve kalite kriterlerinde meydana gelen değişiklikler tespit edilmiştir. Kuru üzümlerde tane eni, tane boyu, 100 tane ağırlığı, randıman, SÇKM, TA, pH, renk (chroma ve hue) ve kükürt miktarı tespit edilmiştir. Yaş üzümlerin bandırıldıktan sonra gaz formunda 3 saat boyunca SO2 uygulanması en başarılı uygulama olmuştur

Genetic analysis of powdery mildew disease in Turkish hazelnut

In the last 2-3 years, a new and damaging form of powdery mildew disease has become widespread in hazelnut growing areas in Turkey. The causative agent of this disease has been determined to be the fungal pathogen Erysiphe corylacearum (Sezer et al., 2017). To ensure the sustainability of Turkish hazelnut production, our aims are twofold: i) to analyze the genetic diversity of the fungal pathogen, and ii) to discover hazelnut genes that confer resistance to the new disease. We carried out a survey of infected hazelnut orchards in Trabzon, Giresun and Ordu in 2016, and characterized the fungi found in these orchards using the DNA barcoding approach for two variable regions of the ribosomal RNA gene. Notably, all of the E. corylacearum isolates tested had identical sequences in these regions. Furthermore, SSR markers were developed from 2 previously sequenced Erysiphe genomes, and in the E. corylacearum isolates, no genetic variation was observed at any of 6 putative SSR loci, consistent with the current outbreak originating from a single recent transmission event. As a foundation for identifying potential resistance genes, we have identified a number of individuals from the genetic resources orchard at Giresun Hazelnut Research Institute that are resistant to the mildew disease caused by E. corylacearum. We plan to use these resistant hazelnut individuals in order to identify candidate genes that could be used in future hazelnut breeding programmes

F1 Melez Armut Populasyonunun Ateş Yanıklığı Hastalığı Etmeni Erwinia amylovora Karşı Reaksiyonunun Belirlenmesi

In this study, susceptibility levels of different hybrid pear individuals were determined against fire blight disease agent Erwinia amylovora by artificial inoculations. According to the pathogenity tests of 75 different E. amylovora strains, made on apple and pear shoots, highly virulent 7 strains were used in the testing of the hybrids. E. amylovora suspension was prepared with equal mixes of these 7 selected strains. This suspension was inoculated to hybrid plants by shoot injections that carried out twice, in August 2010 and May 2011. According to the evaluations made through necrotic shoot rate, totaly 7495 hybrid seedlings inoculated, and 11,91% of them were “the least susceptible” 3,99% were “less susceptible”, 6,62% were “moderately susceptible”, 18,07% were “highly susceptible”, 59,41% were “the most susceptible”. More “the least susceptible” pear hybrids were obtained from the combinations of resistant Magness cultivar than the other combinations.Ateş Yanıklığı hastalığına dayanıklı armut tiplerinin belirlenmesini amaçlayan bu çalışmada, melez armut bireylerin Ateş Yanıklığı hastalığı etmeni Erwinia amylovora’ya karşı duyarlılık durumu suni inokulasyonla ortaya konmuştur. Bireylerin testlemesinde, 75 farklı E. amylovora izolatı içinden, elma ve armut sürgünlerinde yapılan patojenite testlerine göre virulensi yüksek olan 7 izolat seçilerek kullanılmıştır. Melez bireyler bu izolatların eşit oranda karışımlarından oluşan E. amylovora süspansiyonu ile Ağustos 2010 ve Mayıs 2011 tarihlerinde sürgün injeksiyonuyla iki kez inokule edilmiştir. Sürgün yanıklığı oranına göre yapılan değerlendirmede, testlenen 7495 melez bitkiden, %11,91’u “çok az duyarlı”, %3,99’u “az duyarlı”, %6,62’si “orta derecede duyarlı”, %18,07’si “duyarlı” ve %59,41’i “çok duyarlı” grupta yer almıştır. Dayanıklı Magness çeşidinin ana ebeveyn olarak kullanıldığı kombinasyonlarda “çok az duyarlı” grupta yer alan birey sayısının yüksek olduğu görülmüştür