29 research outputs found
Determination of Fe Deficiency Tolerance in Sunflower Genotypes
Demir (Fe) noksanlığı dünyada bitkilerde ve insanlarda görülen önemli bir beslenme problemidir. Bu sorun aynı zamanda Türkiye'de de yaygın bir beslenme problemi olup ayçiçeği, önemli derecede verim ve kalite kayıplarına yol açan Fe noksanlığına duyarlı bir tür olarak bilinmektedir. Bu çalışmada farklı ayçiçeği genotiplerinin Fe noksanlığına karşı duyarlılığı test edilmiştir. Çalışmada, bitki materyali olarak, TR-6149-SA, TR-3080 ve 6480 genotipleri kullanılmıştır. Bitkiler, Fe'siz (0 µmol Fe) ve Fe (100 µmol Fe) içeren su kültürü yetiştirme ortamında test edilmiştir. Deneme sonunda bitkilerde simptom derecesi, SPAD değeri, klorofil konsantrasyonu, yeşil aksam kuru madde verimi, Fe-redüktaz enzim aktivitesi, yeşil aksam Fe konsantrasyonu ve büyüme ortamının pH değeri ölçülmüştür. Sonuçlar ayçiçeği bitkisinin Fe noksanlığını etkileyen en önemli faktörlerin Fe alımı ve Fe-redüktaz aktivitesi olduğunu göstermiştir. Çeşitlerin Fe noksanlığına karşı toleransta önemli rolü olan köklerin Fe redüktaz enzim aktivitesinin TR-3080 nolu genotipde Fe noksanlığı koşullarında diğer genotiplerden daha yüksek olduğu bulunmuştur. Sonuç olarak, uygulanan değişik Fe konsantrasyonlarına karşı genotiplerin tepkilerinin önemli derecede farklılık gösterdiği ve Fe noksanlığına karşı tolerant genotiplerin belirlenmesinde Fe redüktaz enzim aktivitesinin önemli rol oynayabileceği ortaya çıkmıştır.Iron deficiency (Fe) is an important nutritional disorder of plants and humans worldwide including Turkey. Sunflower is known as a Fe sensitive crop and its deficiency leads to severe yield and quality losses. In this study, the sensitivity of different sunflower genotypes to Fe deficiency was determined. For this purpose, sunflower genotypes TR6149-SA, TR-3080 and 6480 were grown either without Fe (0 mmol) or with Fe (100 mmol) hydroponically. At the end of experiment symptom grade, SPAD value, chlorophyll concentration, shoot dry matter yield, Fe-reductase activity, shoot Fe concentration and pH value of growth medium were measured. It was found out that Fe uptake and Fe reductase activity were the most important factors determining the Fedeficiency tolerance of a genotype. In the deficiency of Fe conditions, the activity of Fe reductase enzyme in the roots was found higher in the genotype of TR-3080 compared to the other genotypes. The results revealed that the genotypic responses to the different Fe concentrations applied are significantly different and Fe reductase enzyme activity may play an important role in amelioration of iron deficienc
Ayçiçeği Genotiplerinin Demir Noksanlığına Karşı Tolerans Düzeylerinin Belirlenmesi
Demir (Fe) noksanlığı dünyada bitkilerde ve insanlarda görülen önemli bir beslenme problemidir. Bu sorun aynı zamanda Türkiye’de de yaygın bir beslenme problemi olup ayçiçeği, önemli derecede verim ve kalite kayıplarına yol açan Fe noksanlığına duyarlı bir tür olarak bilinmektedir. Bu çalışmada farklı ayçiçeği genotiplerinin Fe noksanlığına karşı duyarlılığı test edilmiştir. Çalışmada, bitki materyali olarak, TR-6149-SA, TR-3080 ve 6480 genotipleri kullanılmıştır. Bitkiler, Fe’siz (0 µmol Fe) ve Fe (100 µmol Fe) içeren su kültürü yetiştirme ortamında test edilmiştir. Deneme sonunda bitkilerde simptom derecesi, SPAD değeri, klorofil konsantrasyonu, yeşil aksam kuru madde verimi, Fe-redüktaz enzim aktivitesi, yeşil aksam Fe konsantrasyonu ve büyüme ortamının pH değeri ölçülmüştür. Sonuçlar ayçiçeği bitkisinin Fe noksanlığını etkileyen en önemli faktörlerin Fe alımı ve Fe-redüktaz aktivitesi olduğunu göstermiştir. Çeşitlerin Fe noksanlığına karşı toleransta önemli rolü olan köklerin Fe redüktaz enzim aktivitesinin TR-3080 nolu genotipde Fe noksanlığı koşullarında diğer genotiplerden daha yüksek olduğu bulunmuştur. Sonuç olarak, uygulanan değişik Fe konsantrasyonlarına karşı genotiplerin tepkilerinin önemli derecede farklılık gösterdiği ve Fe noksanlığına karşı tolerant genotiplerin belirlenmesinde Fe redüktaz enzim aktivitesinin önemli rol oynayabileceği ortaya çıkmıştır
Determination of Influence of Zinc Application throughSeed Treatment Method on Dry Matter Yield and ZincConcentration of Corn in Hydroponic Culture Conditions
Çinko (Zn) bitkisel üretimin ve ürün kalitesinin artırılmasında önemli bir mikroelementir. Ayrıcatanedeki Zn yetersizliği beslenmede dolayısıyla insan sağlığında da ciddi bir problem olarak ortayaçıkabilmektedir. Bu noksanlığının giderilmesi amacıyla, tohumun ekim öncesi Zn'lu çözeltide bekletilmesisahip olduğu birçok avantaj nedeniyle son zamanlarda ön plana çıkmış olan bir metottur. Kontrollükoşullarda su kültüründe bu konuda yürütülmüş bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu çalışma Znuygulamalı (Zn1:1 µM ZnSO4) ve uygulamasız (Zn0: 0 µM ZnSO4) ortamda farklı zaman aralıklarında(0 dk, 1 dk, 10 dk, 30 dk ve 60 dk) 5 mM ZnSO4çözeltisinde bekletilmiş mısır (Zea mays L.)tohumlarından elde edilen yaklaşık 12 (I. hasat) ve 20 günlük (II. hasat) bitkilerin Zn noksanlığı semptomşiddeti, kök ve yeşil aksam kuru madde verimi ile kök ve yeşil aksam Zn konsantrasyonu üzerine etkisiniortaya koymak amacıyla su kültüründe gerçekleştirilmiştir. Çalışmada, çözeltiden Zn uygulanmadığındafarklı zaman aralıklarında Zn çözeltisinde bekletilmiş tohumlardan elde edilen bitkilerin her iki hasattada kontrole göre, hem kök hem de yeşil aksam kuru madde verimi ve Zn konsantrasyonunun arttığıbelirlenmiştir. Kuru madde verimi açısından sözkonusu artışlar, özellikle II. hasatta çözeltide bekletilmesüresiyle doğru orantılı olmuştur. Çinko konsantrasyonu ise, kuru madde veriminin aksine I. hasattadaha yüksek iken II. hasatta azalmıştır. Özellikle çözeltiden Zn'nun uygulanmadığı koşullarda I. hasataait yeşil aksam ve kök Zn konsantrasyonu II. hasattan daha yüksek bulunmuştur Sonuç olarak, yetiştirmeortamında Zn'nun yetersiz olduğu koşullarda mısır tohumunu Zn çözeltisi içinde bekletmenin bitkininZn noksanlığı semptom şiddeti, kuru madde verimi ve Zn konsantrasyonu üzerinde önemli etkisininolduğu belirlenmiştir.Zinc (Zn) is an important microelement in increasing the yield and quality of plant production. Inaddition, zinc deficiency in the seed can be a nutritional problem and therefore a serious problem inhuman health. In order to overcome the problem Zn application method as priming of seeds in diluteZn solutions prior to sowing recently came to forward because of having many advantages. No studiesunder controlled conditions could be met in literature regarding on this subject. This study aimed tofind out the effect of plants obtained from seeds of corn (Zea mays L.) which have been soaked in 5mM ZnSO4at different time periods (0 min, 1 min, 10 min, 30 min and 60 min) grown in with Zn (Zn:1 mM ZnSO4) and without Zn (Zn: 0 mM ZnSO4) conditions for approximately 12 days (1. harvest) and20 days (II. harvest) on the severity of Zn deficiency symptoms, root and shoot dry matter yield, aswell as the concentration of Zn in shoot and root in a hydroponic experiment. In this experiment,increases in dry weight and Zn concentration both in shoots and roots of 12 and 20 days harvestedplants which of seeds were soaked in Zn solution at different time periods have been seen incomparison with the control plants. Mentioned increases with respect to dry matter yield increasedparallel to the soaking time of seeds in solution especially at II. harvest. In contrast to dry matter yield,Zn concentration was higher in plants obtained at I. harvest while it decreased in plants obtained atII. harvest. Zinc concentrations of plants were found to be higher at I. harvest than those of the onesobtained at II. harvest particularly under the conditions of without Zn application from the solution.As a result, it has been determined that the application method of soaking of the seeds in Zn solutionat a certain time has a significant effect on the severity of symptoms of Zn deficiency, dry matter yieldand Zn concentration
Determination of Sensitivity of Different Cereal Species to Zinc Deficiency
Çinko (Zn) noksanlığı bitkisel verimi özelliklede kireçli topraklarda yetiştirilen tahılların verimini sınırlandıran önemli bir mineral besin elementi sorunudur. Bu çalışma ekmeklik (BDME-10, Bezostaja), makarnalık (Kızıltan Ç-1252) ve çavdardan (Aslım) oluşan değişik tahıl türlerinin Zn noksanlığına karşı duyarlılıklarıın test edilmesi amacı ile gerçekleştirilmiştir. Sera koşullarında gerçekleştirilen denemede bitkiler iki farklı Zn dozunda (Zn 0 ve Zn 5 mg kg-1) yetiştirilmiştir. Bitkiler 44 günlük iken Zn eksiklik simptomları gözlenmiş ve 1-5 skalasına göre Zn noksanlık şiddeti için gözlem alınmış ve bitkiler hasat edilmiştir. Çinko noksanlık simptom şiddeti bakımından en fazla Ç-1252 (1.0) ve Bezostaja (2.0) çeşitlerinde, en hafif simptom ise Aslım (4.0) ve Kızıltan (3.0) türlerinde görülmüştür. Çinko uygulaması ile yeşil aksam kuru madde verimlerinde belirgin bir artış meydana gelmiş, bu artış en fazla Ç-1252 (%78,8) ve BDME-10 (%52,5) çeşitlerinde görülmüştür. Tahıl türleri ve aynı türün çeşitlerinin Zn noksanlığına büyük ölçüde farklı reaksiyon verdikleri görülmüştür. Makarnalık buğday Zn noksanlığınndan simptomolijik olarak ve kuru madde verimi açısından şiddetli bir şekilde etkilenirken, ekmeklik buğday orta düzeyde etkilenmiş ve en az da çavdarın etkilendiği görülmüştür. Çinko noksanlık simptomlarının şiddeti ve bitki büyümesine göre denemeye konu olan tahılların Zn noksanlığına karşı duyarlılığı ile ilgili Ç1252>BDME10>Kızıltan>Bezostaya>Aslım şeklinde bir sıralama ortaya çıkmıştır.Çinko (Zn) noksanlığı bitkisel verimi özelliklede kireçli topraklarda yetiştirilen tahılların verimini sınırlandıran önemli bir mineral besin elementi sorunudur. Bu çalışma ekmeklik (BDME-10, Bezostaja), makarnalık (Kızıltan Ç-1252) ve çavdardan (Aslım) oluşan değişik tahıl türlerinin Zn noksanlığına karşı duyarlılıklarıın test edilmesi amacı ile gerçekleştirilmiştir. Sera koşullarında gerçekleştirilen denemede bitkiler iki farklı Zn dozunda (Zn 0 ve Zn 5 mg kg-1) yetiştirilmiştir. Bitkiler 44 günlük iken Zn eksiklik simptomları gözlenmiş ve 1-5 skalasına göre Zn noksanlık şiddeti için gözlem alınmış ve bitkiler hasat edilmiştir. Çinko noksanlık simptom şiddeti bakımından en fazla Ç-1252 (1.0) ve Bezostaja (2.0) çeşitlerinde, en hafif simptom ise Aslım (4.0) ve Kızıltan (3.0) türlerinde görülmüştür. Çinko uygulaması ile yeşil aksam kuru madde verimlerinde belirgin bir artış meydana gelmiş, bu artış en fazla Ç-1252 (%78,8) ve BDME-10 (%52,5) çeşitlerinde görülmüştür. Tahıl türleri ve aynı türün çeşitlerinin Zn noksanlığına büyük ölçüde farklı reaksiyon verdikleri görülmüştür. Makarnalık buğday Zn noksanlığınndan simptomolijik olarak ve kuru madde verimi açısından şiddetli bir şekilde etkilenirken, ekmeklik buğday orta düzeyde etkilenmiş ve en az da çavdarın etkilendiği görülmüştür. Çinko noksanlık simptomlarının şiddeti ve bitki büyümesine göre denemeye konu olan tahılların Zn noksanlığına karşı duyarlılığı ile ilgili Ç1252>BDME10>Kızıltan>Bezostaya>Aslım şeklinde bir sıralama ortaya çıkmıştır
Bazı Sofralık ve Şaraplık Üzüm Çeşitlerinin (Vitis vinifera L.) Salkım İskeleti Mineral Element Profillerinin Belirlenmesi
Bu çalışmada sekiz sofralık (Early Cardinal, Trakya ilkeren, Yalova incisi, Razakı, Alphonse Lavallee,
Hamburg Misketi, Iskenderiye Misketi ve Isabella) ve yedi şaraplık üzüm çeşidinde (Kalecik karası, Syrah, Cabernet Sauvignon, Montepulciano, Chardonnay, Carignane ve Semillon) salkım iskeletinin makro ve mikro element içerikleri ICP-AES (inductively coupled plasma atomic emission spectrophotometry) kullanılarak belirlenmiştir. Montepulciano en yüksek miktarlarda fosfor (%0.24), potasyum, (%3.65), kükürt (%0.13) ve sodyum (%0.05) deǧerlerini bulunduran çeşit olmuştur. Magnezyum deǧerleri Semillon (%0.38); kalsiyum deǧerleri ise (%1.27) Yalova Incisi’nde daha yüksek bulunmuştur. Çalışmada kullanılan 15 çeşit içerisinde Fe düzeyi en yüksek (140.5 mg kg-1) bulunan çeşit Isabella olmuştur. Cu, Mn, B ve Ni deǧerleri bakımından da en yüksek deǧerler Montepulciano çeşidinden alınmıştır. Çalışma sonuçları, salkım iskeletinin makro ve mikro element düzeylerinin çeşitlere göre farklılık gösterdiǧini ve salkımın bu bölümünün de oldukça zengin bir mineral madde kaynaǧı olduǧunu göstermiştir. Bu nedenle, kuru üzüm başta olmak üzere, üzümü işleyen üzüm suyu, şarap ve şıra endüstrisi atıǧı olarak yüksek miktarlarda çıkan salkım iskeletinin kompost ve benzeri organik gübre üretiminde saf ve karışım halinde kullanılmasının önemli düzeyde katma deǧer saǧlayacaǧı düşünülmektedir
Genotypic Variation in Tolerance to Boron Toxicity in 70 Durum Wheat Genotypes
By using 70 durum wheat (Triticum durum) genotypes, a greenhouse experiment has been carried out to study genotypic variation in tolerance to boron (B) toxicity in soil. Plants were grown in a soil containing 12 mg extractable B kg-1 soil and treated additionally with (+B: 25 mg kg-1 soil) and without B (-B: 0 mg B kg-1 soil). Following 30 days of growth, only shoots have been harvested and analyzed for dry matter production and shoot concentrations of B. There was a large genotypic variation in tolerance to B toxicity based on the severity of leaf symptoms and decreases in dry matter production caused by B toxicity. Among the genotypes tested, the growth of the genotypes Sabil-1, Stn “S”, Aconhi-89 and Wadelmez-2 was not affected; even, there was a tendency for an increase in growth by B treatment. By contrast, the dry matter production of all other genotypes was markedly decreased by the applied B, particularly in the genotypes Lagost-3, Dicle-74, Brachoua/134xS-61 and Gerbrach. In case of the genotypes Brachoua/134xS-61 and Gerbrach, B application reduced dry weight of the plants by 2-fold. Interestingly, there was no relationship between shoot B concentrations and relative decreases in shoot dry weight by B toxicity. The most B-sensitive genotypes had generally much lower amount of B in shoot than the genotypes showing higher tolerance to B toxicity. This result indicates that the B-exclusion mechanism is not involved in differential expression of B tolerance within 70 durum wheat genotypes. It seems very
likely that the internal mechanisms (e.g., adsorption to cell walls and compartementation of B in vacuoles) could be a more plausible explanation for B tolerance in the durum wheats tested in the present study
Relationship between salinity stress and ion uptake of hyacinth (Hyacinthus orientalis)
Salinity is one of the most severe environmental factors limiting the agricultural productivity. Salt stress is also of rising importance in landscaping. Salinity is a reality in coastal area and in countries where de-icing salts are applied to roadways. Plants are affected in a different way by amount of salt and depending on their growth and development stage. Major saline ions can affect nutrient uptake which may cause reductions in plant growth. Hyacinth (Hyacinthus orientalis L.) is grown worldwide as a commercially important bulbous ornamental plant. In this study the effect of salt stress on ion uptake of hyacinth plants were investigated. The plants were irrigated with different NaCl concentration by the addition of 0, 25, 50, 75, 100, 200, 400 and 600 mM for 15 days with two days intervals in soil medium under controlled conditions. Salt treatments were imposed to plants at the beginning of flowering stage. According to the results Na+ uptake were significantly increased by salt stress. The higher concentration of NaCl treatments (75 mM and upper) caused sharply reduction on K+/Na+ and Ca2+/Na+ ratios. This study showed that measuring of Na+ concentrations and calculating the ratios of K+/Na+ and Ca+2/Na+, in leaf tissue are reliable physiological parameters for predicting salt damage of hyacinth plant
Screening of Wild Strawberry Genotypes against Iron Deficiency under Greenhouse Conditions
WOS: 000328438300033The cultivated strawberry Fragaria x ananassa Duch. is the natural hybrid of F chiloensis (L.) Mill. and F. virginiana Mill. The progenitor species have high genetic diversity compared with the cultivated genotypes; therefore, the use of wild relative in F. chiloensis breeding could provide a good for broadening the available genetic variations of cultivated species. In present study, 13 genotypes selected from strawberry super core collection were tested under Fe (-) and Fe (+) conditions for their response against Fe deficiency conditions in a growth medium (GM) (soil + sand + perlite), potentially able to simulate the actual GM in nature. SPAD-meter readings indicating chlorophyll levels of the leaf, shoot dry matter yield, Fe-efficiency rate, shoot total and active Fe concentrations were determined to evaluate the resistance levels of strawberry genotypes against Fe deficiency. Results of this study indicated that different response for strawberry subspecies and genotypes of the same subspecies grown in GM against Fe deficiency. Symptom for Fe deficiency of genotypes varied between 1-5, SPAD-meter readings 3, shoot dry matter yields and shoot Fe concentrations varied between 6.5-38, 1.02-6.06 g plant(-1) and 41.8-233.1 mg kg(-1) respectively. Iron-efficiencies of genotypes were found between 58-98%. Strawberry subspecies, E virginiana spp. glauca, F. chiloensis ssp. chiloensis and F. chiloensis ssp. pacifica showed Fe-efficiency values of 93 8, 79.5 and 79.1% respectively. We concluded that shoot growth performance, Fe intake from GM, transfer of Fe from roots to shoots, shoot Fe-use efficiency, Fe deficiency symptom levels and SPAD-meter readings indicating chlorophyll levels were significant parameters to evaluate the resistance of strawberry genotypes against Fe deficiency. The most Fe-efficient genotypes belonging to F. virginiana spp.glauca could be used in breeding programs aiming at developing new strawberry genotypes suitable for growing under Fe deficient conditions.Scientific and Technological Research Council of Turkey [TOVAG 1040199]This project was supported by the Scientific and Technological Research Council of Turkey (Project No: TOVAG 1040199)
Effects of Increasing Doses of Nitrogen and Different Zinc Application Methods on Dry Matter Yield and Element Concentrations at the Beginning of Flowering Stage of Quinoa Plant
This study was conducted to determine the effects of different doses of N (100, 250, 500, 750 and 1000 mg kg-1) and different Zn application methods [non Zn application (Zn0), soil application of Zn (5 mg kg-1), soil + foliar application of Zn (5 mg kg-1 + 0.2%)] on shoot dry matter yield, N and Zn concentration of the shoot of quinoa (Chenopodium quinoa Willd.) at the beginning of flowering stage. The dry matter yield increased depending on increase in doses of N. These increases were determined as 11%, 16%, 35%, 31% and 20%, respectively, compared to the control application (50 mg N kg-1). The highest yield increase was at the rate of 500 mg kg-1 N, which was increased also at the subsequent treatments compared to the control, but insignificant decreases were seen compared to the 500 mg kg-1 N application. In parallel with the increase in N dose, the N concentration of the plant has also increased. Nitrogen concentration varied from 1.70 to 4.51% and increased by 31%, 148%, 153%, 161% and 165%, respectively, with increasing N applications. Unlike dry matter yield, the highest increase (88.9%) was determined in the application of 250 mg kg-1 N according to the previous application, and lower or close increments (4.5%, 2.3% and 2.2%) were detected in subsequent applications. It was determined that increasing doses of N and different Zn application methods increased Zn concentration in the plant
and that the mean concentration varied between 42.2-51.3 mg kg-1. Plant Zn concentrates under all N doses applied were ranged as control<soil application of Zn <foliar application of Zn< soil + foliar application of Zn and the differences between Zn applications compared to control were statistically significant. It has been determined that the most suitable Zn application method was the application of Zn to the soil + leaf and increasing doses of N application and different Zn application methods increased the dry matter yield, N and Zn concentration of the shoot