27 research outputs found

    Inappropriate antimicrobial use in Turkish pediatric hospitals: A multicenter point prevalence survey

    Get PDF
    Objectives: Although well-defined principles of rational antimicrobial use are available, inappropriate prescribing patterns are reported worldwide. Accurate information on the usage of antimicrobials, including factors associated with and influencing their use, is valuable for improving the quality of prescription practices. Methods: In this cross-sectional point prevalence survey, data on patients hospitalized in 12 different children's hospitals were collected on a single day. Appropriateness of prescription was compared between the types of antimicrobials prescribed, indications, wards, and presence of/consultation with an infectious disease physician (IDP). Results: A total 711 of 1302 (54.6%) patients evaluated were receiving one or more antimicrobial drugs. The antimicrobial prescription rate was highest in pediatric intensive care (75.7%) and lowest in the surgery wards (37.0%). Of the 711 patients receiving antimicrobials, 332 patients (46.7%) were found to be receiving at least one inappropriately prescribed drug. Inappropriate use was most frequent in surgery wards (80.2%), while it was less common in oncology wards (31.8%; p < 0.001). Respiratory tract infection was the most common indication for antimicrobial use (29.4%). Inappropriate use was more common in deep-seated infections (54.7%) and respiratory infections (56.5%). Fluoroquinolones were used inappropriately more than any other drugs (81.8%, p = 0.021). Consultation with an IDP appears to increase appropriate antimicrobial use (p = 0.008). Conclusions: Inappropriate antimicrobial use remains a common problem in Turkish pediatric hospitals. Consultation with an IDP and prescribing antimicrobial drugs according to microbiological test results could decrease the inappropriate use of antimicrobials

    0-5 yaş arası normal çocuklarda vizüel ve oditör evok potansiyel değerleri

    No full text
    Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.ÖZET Bu çalışmada, 0-5 yaş arası normal olgularda VEP ve AEP çekimleri yapılarak, E. Ü. T. F. nöroloji kliniği laboratuvarımn normal değer sınırları ve standart sapmalarının tesbiti ve bu yaş grubundaki beyin maturasyonunun izlemi amaçlanmıştır. İzmir Doğum Evi İzmir Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi, İzmir Alsancak Devlet Hastanesi Çocuk Kliniğinden refere edilen 0-5 yaş arası 38 normal olgunun VEP ve AEP çekimleri yapılmıştır. VEP, P100 dalga latansının yeni doğan döneminde uzun olduğu ve yaşın ilerlemesiyle anlamlı derecede kısalarak 2-5 yaş grubunda adult değerlere yaklaştığı tesbit edilmiştir. VEP P100 dalga ampütüdünün ise yeni doğanlarda küçük olduğu, yaşla giderek netleştiği gözlenmiştir. AEP dalga I latansı yeni doğan döneminde uzun olup yaşla giderek anlamlı ölçülerde kısalmaktadır. Diğer AEP dalgalarında anlamlı fark gözlenmemiştir. AEP dalga amplitüdleri gruplar arasında fark anlamlılığı vermemiştir. Yaş sınırının dar olması nedeniyle fark bulunmaması literatürle tartışılarak normal yorumlanmıştır. AEP, I-V dalga latansı yenidogandan 2-5 grubuna doğru giderek uzama göstermiştir. 4 ikiz bebeğin I-V dalga latans ortalaması, 6 tekil bebeğinkinden daha uzun bulunmuştur. Sonuç literatürle tartışılarak çok sayıda olgu ile bu konunun araştırılması gereği vurgulanmıştır. Sonuçlar literatürle tartışılmış, bulunan değerler E.Ü.T.F. elektrofizyoloji laboratuvarın da 0-5 yaş grubu için kullanıma girmiştir. 6

    Çokkültürlülük Bağlamında Türkiye’de Çokkültürcü Medya ve TRT Kürdi / Özet: Çokkültürlülük kavramı uzun bir geçmişe sahip olsa da çokkültürcü anlayış ve politikalar anlamında modern sonrası zamana denk gelmektedir. Etnik azınlıklara ve yerlilere yönelik geçmiş politikaların artık etkisini yitirdiği bir dönemde ortaya çıkan çokkültürcülük yaklaşımı, günümüz açısından, alternatif yaklaşımlarla birlikte halen anılmakta ve uygulanmaktadır. Türkiye’de de, 1990’lı yıllarda çeşitli nedenlerle dile getirilen, ancak uygulama açısından 2000’li yıllarda örneklerini gördüğümüz çokkültürcü liberal politikalar, medyaya da yansımıştır. Bu nedenle çalışmada söz konusu çokkültürcü politikaların Türkiye özelinde, medya örneklerine, kamu hizmeti yayıncılık anlayışı çerçevesinde değinilecektir. Bu bağlamda Türkiye’deki ilk çokkültürlü kamu hizmeti yayıncılık örneği olan TRT KÜRDİ’nin açılmasıyla sonuçlanan sürece dikkat çekilecektir. Anahtar kelimeler: Çokkültürlülük, Çokkültürcülük, Türkiye, TRT, KÜRDİ. Multiculturalist Media and TRT Kurdi in Turkey in the Contex of Multiculturalism

    No full text
    Çokkültürlülük kavramı uzun bir geçmişe sahip olsa da çokkültürcü anlayış ve politikalar anlamında modern sonrası zamana denk gelmektedir. Etnik azınlıklara ve yerlilere yönelik geçmiş politikaların artık etkisini yitirdiği bir dönemde ortaya çıkan çokkültürcülük yaklaşımı, günümüz açısından, alternatif yaklaşımlarla birlikte halen anılmakta ve uygulanmaktadır. Türkiye’de de, 1990’lı yıllarda çeşitli nedenlerle dile getirilen, ancak uygulama açısından 2000’li yıllarda örneklerini gördüğümüz çokkültürcü liberal politikalar, medyaya da yansımıştır. Bu nedenle çalışmada söz konusu çokkültürcü politikaların Türkiye özelinde, medya örneklerine, kamu hizmeti yayıncılık anlayışı çerçevesinde değinilecektir. Bu bağlamda Türkiye’deki ilk çokkültürlü kamu hizmeti yayıncılık örneği olan TRT KÜRDİ’nin açılmasıyla sonuçlanan sürece dikkat çekilecektir. / Multiculturalism notion has coincided with postmodern era with respect to multicultural sense and policies in the world, even though the notion itself has a long historical background. Emerged in an era where old policies toward ethnic minorities and natives have become obsolete, multicultural view is still recognized and applied hand in hand with alternative views. As a matter of debate in 1990s, while not put into practice until 2000s in Turkey, multicultural liberal policies have found themselves wide media coverage in recent years. Therefore this study aims to shed a light on the process of launching TRT KURDI as the first multiculturalist broadcasting example in Turkey through investigating media examples from Turkey within the public broadcasting frame

    Metabolic Disorders in Turkish Children With Urolithiasis

    No full text
    OBJECTIVE To review metabolic disorders in Turkish children with urinary tract stone disease

    Süt-oyun çocukluğu çağında Kala-azar

    No full text
    Kala-azar (visceral leishmaniasis), which is frequently caused by leishmania (L. donovani, L infantum and L. chagasi), is a protozoa/ disease. Visceral dissemination may result in fatal complications, if the disease is not treated. In this retrospective study, we evaluated 14 patients with Kala-azar who had been followed up in the department of infancy-childhood Dr. Beh;ccedil;et Uz Children Hospital during the last four years. The most frequent complaints were abdominal distention (14), fever (12), anorexia (12), development retardation (12), weakness (11), and sweating (7). The most prominent findings were paleness and hepatosplenomegaly. Anemia was marked in all of the patients. Laboratory diagnosis had been confirmed by demostrating the amastigotes in bone marrow aspiration in 14 patients. Cultures(Novy, McNeal, and Nicolle) were reproduced in three patients' specimens. Two family were investigated and two patients were diagnosed as Kala-azar. Nine of fourteen patients were treated with meglumin antimony, one of them with amphotericine B and meglumin antimony, and four of them were treated with amphotericine B. Patients were retrospectively searched in order to be diagnosed earlier and treated and the importance of family search was emphasized.Kala-azar (Visseral Leishmaniasis) Leishmania (L donovani, L. infantum ve L. chagasi) parazitleri tarafından oluşturulan, tedavi edilmediğinde ölümle sonuçlanabilen protozoal bir hastalıktır. Bu çalışmamızda Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Çocuk Cerrahisi Hastanesi'nde Süt-Oyun Çocuğu-1 Servisine son 4 yılda başvuran 14 Kala-azar olgusu retrospektif olarak incelenmiştir. Olgularda en sık görülen şikayetler: karın şişliği (14), ateş (12), iştahsızlık (12), gelişme geriliği (12 ), halsizlik (11) ve terleme (7) olarak değerlendirilmiştir. Fizik bakıda olguların tümünde soluktuk ve hepatosplenomegali saptanmıştır. Olguların tümünde anemi gözlenmiştir. Kemik iliğinde tanı koydurucu amastigotlar 14 olguda görülmüştür. 3 olguda NNN besi yerinde üreme gözlenmiştir. İki aile Kala-azar yönünden taranmış, 2 olguda pozitiflik saptanmıştır. 9 olgu Meglumin antimonate, 4 olgu Amfoterisin B, 1 olgu da Amfoterisin B ve Meglumin antimonate ile tedavi edilmiştir. Hastaların erken tanı ve tedavisinin yapılabilmesi için, olgular retrospektif olarak incelenmiş, aile taramasının önemi vurgulanmıştır
    corecore