43 research outputs found
Symbolic interaction theory
AbstractThe aim of this study is to explain symbolic interaction theory. Symbolic interaction is one of the several theories in the social sciences. According to this theory, people live both in the natural and the symbolic environment. Symbolic interaction is a process that is enlivened the reciprocal meaning and values by aid of the symbols in the mind. Meanings constitute of reciprocal interaction between persons. Objects don’t have meaning on their own. But objects get their meanings from the social actors. Consequently symbolic interaction is a process of “interpretation of the action”. Dewey, Cooley, Mead, Blumer and several other theorists attribute to this theory. Although all of them explain the certain aspects of human behavior, they all differ among themselves regarding the relative significance of interactionist perspectives. İn this study, which totally depends on literature review, symbolic interaction theory is explained
The significance of MUAC z-scores in diagnosing pediatric malnutrition: A scoping review with special emphasis on neurologically disabled children
This review by a panel of pediatric gastroenterology-hepatology-nutrition and pediatric neurology experts aimed to address the significance of mid-upper arm circumference (MUAC) assessment in diagnosis of pediatric malnutrition. Specifically, the potential utility of recently developed MUAC z-score tape in clinical practice for larger patient populations was addressed including the neurologically disabled children. In accordance with the evidence-based data, four statements were identified by the participating experts on the utility of MUAC z-score tape, including (1) MUAC z-scores correlate with body mass index (BMI) and weight for height/length (WFH/l) z-scores in diagnosing malnutrition; (2) MUAC z-score tape offers a higher sensitivity to diagnose the mild and moderate malnutrition and better ability to track the changes in nutritional status over time than the other single datapoint measurements; (3) Using single-step MUAC z-score tape in children with cerebral palsy (CP) seems to provide more reliable data on anthropometry; and (4) The clinical value of the tool in classifying secondary malnutrition in CP should be investigated in large-scale populations. In conclusion, enabling single-step estimation of nutritional status in a large-scale pediatric population regardless of age and within a wide range of weight, without formal training or the need for ancillary reference charts and calculators, MUAC z-tape offers a favorable tool for easier and earlier diagnosis of pediatric malnutrition. Nonetheless, further implementation of MUAC z-score screening in larger-scale and/or special populations is necessary to justify its utility in relation to other primary anthropometric indicators in diagnosis of malnutrition as well as in treatment monitoring in the community and hospital setting.Abbott Nutrition Turkey ; KAPPA Consultancy Training Research Ltd
An LED-Based Structured Illumination Microscope Using A Digital Micromirror Device And GPU Accelerated Image Reconstruction
When combined with computational approaches, fluorescence imaging becomes one of the
most powerful tools in biomedical research. It is possible to achieve resolution figures
beyond the diffraction limit, and improve the performance and flexibility of high-resolution
imaging systems with techniques such as structured illumination microscopy (SIM) reconstruction. In this study, the hardware and software implementation of an LED-based superresolution imaging system using SIM employing GPU accelerated parallel image reconstruction is presented. The sample is illuminated with two-dimensional sinusoidal patterns
with various orientations and lateral phase shifts generated using a digital micromirror
device (DMD). SIM reconstruction is carried out in frequency space using parallel CUDA
kernel functions. Furthermore, a general purpose toolbox for the parallel image reconstruction algorithm and an infrastructure that allows all users to perform parallel operations on
images without developing any CUDA kernel code is presented. The developed image
reconstruction algorithm was run separately on a CPU and a GPU. Two different SIM reconstruction algorithms have been developed for the CPU as mono-thread CPU algorithm and
multi-thread OpenMP CPU algorithm. SIM reconstruction of 1024 × 1024 px images was
achieved in 1.49 s using GPU computation, indicating an enhancement by *28 and *20 in
computation time when compared with mono-thread CPU computation and multi-thread
OpenMP CPU computation, respectively
Legal nature of the prospectus and civil liability arising from prospectus in public offering
Sermaye piyasası araçlarının satın alınması için her türlü yoldan yapılan
çağrıya halka arz, araçların halka arzı için düzenlenmesi zorunlu olan belgeye de
izahname adı verilir. Hukuki niteliğini icaba davet olarak değerlendirdiğimiz izahname,
yatırımcıların halka arz edilen sermaye piyasası araçları ve bunların ihraççıları hakkında
bilgi edinebileceği en önemli kamuyu aydınlatma aracıdır. Bu bakımdan izahnamede
açıklanan bilgilerin doğru olması ve gerçeği dürüst bir şekilde yansıtması, yatırımcının
korunmasında son derece önemlidir. Bu gerçeği göz önünde bulunduran kanun koyucu,
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (SerPK) ile yanlış, yanıltıcı ya da eksik bilgiler
içeren bir izahnameden dolayı yatırımcıya karşı hukuki sorumluluğu detaylı biçimde
düzenlemiş ve yatırımcının korunması amacının teoride kalmamasını sağlamıştır.Public offering is referred to calls made by all means for the purchase of capital
market instruments and prospectus is called a document that must be held for the public
offering of that instruments. The prospectus which we consider invitation to offer of the
legal nature is the most important public disclosure tool that investors can obtain
information of capital market instruments publicly held and their issuers. From this
perspective, it is extremely important that the information disclosed in the prospectus is
accurate and reflects the truth in an honest way for the protection of investors. The
legislator considering this fact has regulated by the Capital Market Law No. 6362 the
civil liability to investors due to the prospectus containing false, misleading or
incomplete information in detail and enabled the purpose of protecting investors not
stuck in theor
Elektronik bono ve çek ile kambiyo senetlerinde değişen özellikler
Kambiyo senetleri içerisinde bono ve çek, ticaret hayatında son derece sık kullanılan iki türü
oluşturmaktadır. Anılan senetler kambiyo senetleri olarak adlandırdığımız senet grubuna ilişkin
ortak özellikleri bünyesinde barındırmaktadır. Yani soyut nitelikte ve kanunen emre yazılı
olarak kabul edilen, ciro yoluyla tedavül eden, senetten dolayı herhangi bir şekilde borç altına
girenlerin sorumluluklarının birbirinden bağımsız olduğu ve para alacağı içeren senetlerdir. Çek
daha çok bir ödeme aracı niteliğine sahipken, bono ise bir kredi aracı işlevi görmekte ve fakat
ileri tarihli (vadeli) çek uygulamasıyla çekler de esasında kredi aracı olarak çoğu zaman ticaret
hayatında kullanılmaktadır. Bir taraftan da günümüzde dijitalleşmeye doğru hızla yönelme ve
sadece ekonomik boyutta değil, hayatın tüm alanlarında kendisini hissettiren teknolojik
gelişmeler yaşanmakta ve bu durum fiziki kağıda bağlı klasik ticari senetlerin yanında
elektronik olanlarının da piyasaya çıkmasına neden olmaktadır. İşte elektronik çek ve bono da
bu anlamda ülkemizde yasal düzenlemeye kavuşturulması çok yakın zamanda beklenen iki
elektronik ticari senet türü olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ticaret Bakanlığı bu bağlamda Elektronik Çek ve Bono Kanun Teklifi hazırlayarak bu hususa
ilişkin önemli bir adım atmıştır. Böylelikle ticaret hayatında zaten çok önemli yeri olan bu iki
kambiyo senedinin hem günümüz teknolojsiyle uyumlu hale getirilmesi, hem kayıt dışılığın ve
sahteciliğin önlenmesi ve tüm işlemlerin elektronik ortamda yapılmasına binaen ticaret hayatı
için vazgeçilmez olan hızlılık hedeflenmektedir
Control obligation of the drawee bank on the check
Çek, Türk Ticaret Kanunu (TTK) m.780-823 arasında düzenlenen bir kambiyo senedi türüdür.
Hukuki niteliği yazılı şekilde yapılan bir havale ilişkisidir ve kayıtsız şartsız ödeme emri içerir. Çek
düzenleyen keşideci, çek hamiline, hesabının bulunduğu bankadan, çekte gösterilen miktarda bir
ödeme yapılmasını istemektedir. Çek hamilinin de çekte gösterilen meblağın kendisine ödenmesini
isteme hakkı doğmaktadır. İşte hamilin bu hakkı, çek keşidecisi ile muhatap banka arasında
yapılmış olan “çek anlaşması”na dayanmaktadır1
. Bu anlaşmadan taraflar için karşılıklı
yükümlülükler doğmaktadır. Çalışmamızda “çek anlaşması” veya “çek sözleşmesi”nden muhatap
banka için doğan kontrol yükümlülüğü ve bu yükümlülüğün gereği gibi yerine getirilmemesi
sonucunda muhatap banka için söz konusu olacak sorumluluk üzerinde durulacaktır.
Bu bağlamda, muhatap banka ödeme yapmadan önce çekin sahte veya tahrif edilmiş olup olmadığı,
ayrıca senedi ibraz edenin kimliği ile hak sahipliği, yani meşru hamil olup olmadığı konularında
kontrol yükümlülüğü altındadır. Muhatap banka, “çek anlaşması” dolayısıyla keşideciye karşı, ibraz
edilen çekteki imzasının gerçek ve çekin içeriğinin tahrif edilmiş olup olmadığını kontrol
yükümlüğü altındadır. Ayrıca metinde değişiklikler yapılmış ve paraf atılmışsa bu parafın gerçekliği
de kontrol edilmelidir (TTK.812)2
Ticari temsilcinin kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisinin işletme amacı/konusu kapsamında değerlendirilmesi
Makalede tacirin emir ve talimatları doğrultusunda, kısaca ona bağlı olarak faaliyet gösteren ve yetkileri en geniş tacir yardımcısı olan ticari temsilcinin kambiyo taahhüdü yetkisi ve bunun işletme amacı veya konusu ile sınırlı olup olmadığı sorunsalı incelenmiştir. Türk Borçlar Kanunu (TBK) m.548 hükmüne göre; “ticari temsilci, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı, işletme sahibi adına kambiyo taahhüdünde bulunmaya ve onun adına işletmenin amacına giren her türlü işlemleri yapmaya yetkili sayılır”. Hüküm ticari temsilcinin yetki sınırını “işletme amacı veya konusu” olarak çizmektedir. Ticari temsilcinin kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi de bu düzenlemede açıkça belirtilmektedir. Acaba ticari temsilci işletme amacı/konusu dışında kambiyo taahhüdünde bulunabilir mi ve bulunursa ne olur soruları bu noktada önem kazanmaktadır. Bu soruların cevabını ararken dikkat edilmesi gereken noktalar ise kambiyo senetlerinin soyutluk niteliği ile ticaret şirketleri için terkedilen “ultra vires” ilkesi nedeniyle “işletme amacı/konusu” kavramının kazandığı yeni boyuttur
Sermaye piyasası hukukunda yatırım kuruluşlarının tedrici tasfiyesi ve yatırımcının tazmini meselesi
Tek kişilik anonim şirketin hukuki yapısı
Türk Ticaret Kanunu’na göre tek kişilik anonim şirket, “tek pay sahipli anonim şirket” i ifade
etmektedir (TTK.338/2). Bu anonim şirketin hukuki yapısı, gerçekten tek pay sahibinden
oluşan bir görünümü arzedebileceği gibi, görünüşte birden fazla kişi bulunsa bile payların
gerçekte tek kişiye ait olması şeklinde bir yapılanmayı da içerebilir. TTK sistemimizde
kuruluşta veya kuruluş sonrasında payların tek kişinin elinde bulunduğu veya payların kısmen
tek kişinin kısmen de ortaklığın elinde bulunduğu şekilde karşımıza çıkan anonim şirket tek
kişilik anonim şirkettir1
.
Esasında anonim şirketler çok pay sahipli bir yapıya uygun olarak kurgulanmış ve yasal olarak
alt yapısı da bu şekilde oluşturulmuş şirketlerdir. Ancak 6762 sayılı eski Türk Ticaret
Kanunu’nda öngörülen en az beş kurucu ortak şartının 6102 sayılı TTK ile kaldırılması ile
birlikte tek pay sahipli anonim şirket modeli için de yasal zemin hazırlanmıştır. Ancak
belirttiğimiz üzere anonim şirkete ilişkin yasal düzenlemeler çok pay sahipli bir yapıya göre
öngörüldüğünden, bu düzenlemelerin tek pay sahipli ortaklık modeli için uygulanmasında
sorunlar oluşması kaçınılmaz olmaktadır2
. Çalışmamız, tek kişilik anonim şirketin hukuki
yapısını, çok ortaklı bir şirket yapılanmasına uygun olarak dizayn edilen anonim şirkete ilişkin
yasal alt yapı çerçevesinde ele alarak, ortaya çıkabilecek hukuki sorunları irdelemeyi
amaçlamaktadır
The German Government’s Policy on Islam and Its Reflections on Turks in Germany
Turkish-origin people living in Germany have always been a subject of discussion, since there is a significant Turkish population that mostly immigrated in 1960’s with labor agreements. There are also other Muslim populations in Germany, such as African, Iranian, and Palestinian, however, Turkish Muslims living in Germany are the most populous migrant group in Germany and a popular target for anti-Muslim racism. This study focuses on German policies towards Islam and Muslims living in Germany. Before deeply analyzing the German Federal Government’s policy on Islam, there is a discussion about the kind of Islam that would be appreciated by Germany. Accordingly, an evaluation of the perception of Islam in Germany using the example Muslim Turks in Germany follows. Meanwhile, in the subsequent section, there is a discussion about the German Islam Conference and its outputs. The German Islam Conference is one of German politicians’ important projects for the integration of Muslims into Germany. In order to understand what Germany really wants to attain, either the empowerment or the assimilation of Muslims, the study focuses on discourse and aims to shed light on the current situation of the perception of Islam in Germany, as well as how Turks are affected by this discourse