38 research outputs found

    The Van Tušpa excavations 2015-2016

    Get PDF
    The Tušpa/Van Fortress, the capital of Urartu, is located on the eastern shore of Lake Van. In 2015 and 2016, our excavations focused mainly on three different areas: The Mound, the old City of Van, and Sardur’s Burg. The Mound in its north, extending in the same direction as the old city of Van to the south, covers an area roughly of 46 hectares and has a settlement history sprawling from the Early Bronze Age up to the beginning of 20th century (Fig. 1). The Mound excavations were conducted ..

    Excavations at the Old City, Fortress, and Mound of Van: Work in 2017

    Get PDF
    Fig. 1: The citadel of Tushpa The citadel of Tushpa, the mound of Van Fortress with its lower settlement, and the walled Old City of Van to the south of the citadel have been the sites of various cultures from the Early Bronze Age to the early 20th century (Fig. 1). In the 2017 excavation season, excavations and documentation work continued at the Tushpa citadel, on the Van Fortress mound, and at the Old City of Van, and research proceeded with the goal of understanding and solving the probl..

    New chromosomal data, karyotype asymmetry and polyploid variations of some Gundelia (Asteraceae) species from Turkey

    Get PDF
    The genus Gundelia is currently represented with 18 species, of which 16 are in Turkey. In genus Gundelia, the chromosomal data were reported from 12 species. In the present study, it is aimed to eliminate the deficiencies in the knowledge about chromosomal data of Gundelia species. In Genus Gundelia, only a single chromosome number had been detected as 2n=18 so far. The chromosome numbers of four species were reported here for the first time: G. armeniaca, G. cappadocica, G. siirtica, and G. tehranica. In addition, the polyploidy in the genus was rare and G. anatolica was identified as the first polyploid species. All karyotypes except G. tehranica were symmetrical, consisting of metacentric and submetacentric chromosomes. Secondary constrictions were observed in the distal regions of the long arms of the longest metacentric and submetacentric chromosomes. Thus, the chromosomal data of all Turkish Gundelia species were completed. In conclusion, the present study presented new data into the karyological records relating the karyotype evolution and interspecific relations of genus Gundelia

    Urartu Bürokrasisi’ne Dair Notlar ve İdari Açıdan Krali Kentlerin Konumu

    No full text
    Urartu olarak adlandırdığımız kültürel ve siyasal tanımlamanın çekirdeğini krali kentler oluşturur. Birçoğu arkeolojik kazılarla tespit edilmiş olan bu kentler mimari, çanak çömlek ve diğer buluntular yardımıyla Urartu materyal kültürünün en net biçimde ortaya çıkarıldığı yerlerdir. Ancak bu şehirlerin idari ve bürokratik yapı içerisindeki konumlarına ilişkin bu netlikte tanımlamalar yapılamamıştır. Bunda ele geçirilen yazılı kayıtların genellikle tekdüze krali propaganda metinleri olmasının payı bulunur. Fakat kısıtlı olsa da mevcut bazı tablet ve bürokratik kayıtlar Urartu krali şehirlerinde yerleşik bulunan bazı idari mevkiler ve kişiler hakkında ipuçları sunar. Bu unvanlar ve yöneticiler ise genel çerçeve içerisinde değerlendirildiğinde daha anlamlı bir hal alır. Bu genel yapının ise yazının ve dolayısıyla bürokrasinin krali şehirlerdeki konumu hakkında fikir yürütülerek anlaşılabilmesi mümkün olabilmektedir. Bu kapsamda yapmaya çabaladığımız değerlendirmeler sonrasında krali şehirlerde bulunan en üst düzey yöneticilerin LÚ.NAM unvanına sahip kişiler olabileceğini düşünmekteyiz. Bu kavram genellikle eyalet valisi oldukları bilinen LÚ.EN.NAM ile karıştırılabilmektedir. Ancak Urartu eyaletlerinin yöneticileri olan bu kişiler ve idari yapı açısından eyaletler krali şehirlerden çok farklı bir konuma sahiptir

    URARTIANS: A CIVILIZATION IN THE EASTERN ANATOLIA

    No full text
    MÖ 9. yüzyıldan itibaren Tuşpa merkezli olarak ortaya çıkan Urartu Krallığı’nın kuruluş süreci kaynakların kısıtlı olması nedeniyle tam anlamıyla açıklığa kavuşturulmuş değildir. Bu dönem genellikle Assur yazıtlarında geçen ‘Uruatri’ ve ‘Nairi’ gibi birtakım tanımlamalarla açıklanmaya çalışılmıştır. MÖ 13. yüzyıldan itibaren Assur kaynaklarında coğra? birtakım adlandırmalar olarak kullanılan bu terimlerden Uruatri’nin Urartu Krallığı ile ilişkisi ancak MÖ 9. yüzyıldan itibaren kurulabilir. Bu ilişkinin kurulabilmesinde ise Urartulu kralların Assur karşısında ciddi bir siyasi rakip haline dönüşmesi etkilidir. Urartular kendilerini en erken yazıtlarında Nairi Kralı olarak övmektedir. Assur yazıtlarında Nairi bölgesinin güney sınırı olduğunu bildiğimiz Yukarı Dicle Bölgesine ise Assur II. Aşurnasirpal döneminden itibaren yeniden hâkim olmaya başlamıştır. Assur kralları bu dönemde Nairi bölgesinde Nairi’li kitlelerin Assur kentine sürgün edilmesi, Nairi’li krallarının oğullarını ‘yetiştirmek üzere’ esir alınması gibi çeşitli faaliyetler gerçekleştirmişlerdir. Assur’un rakiplerine karşı uyguladığı bu uygulamalar sayesinde Assur kentlerinde çeşitli görevlerde bulunan kişi veya topluluklar bürokrasi, metal işçiliği ve yazı gibi birçok yeniliğin Urartu’ya taşınmasına öncülük etmiş olabilir. Assur belgelerinde ilk kez Urartu kralı olarak adı geçen Aramu’ya ait herhangi bir ?lolojik veya arkeolojik bulgu yoktur. Bilinen ilk Urartu yazıtları Lutipri oğlu Sarduri ile ortaya çıkmaya başlar. Bu dönemden itibaren başkent Tuşpa merkezli olarak gelişmeye başlayan Urartular yaklaşık 200 yılı aşkın bir süre Doğu Anadolu, Kuzeybatı İran ve Aras Havzasında etkili olmayı başarmıştır

    Urartu Krallığı’nın kuruluşu

    No full text
    URARTU KRALLIĞI’NIN KURULUŞUMÖ 9. yüzyıldan itibaren Tuşpa merkezli olarak ortaya çıkan Urartu Krallığı’nın kuruluş süreci Assur yazıtlarında geçen ‘Uruatri’ ve ‘Nairi’ gibi birtakım tanımlamalarla açıklanmaya çalışılmıştır. MÖ 13. yüzyıldan itibaren Assur kaynaklarında coğrafi birtakım adlandırmalar olarak kullanılan bu terimlerin Urartu Krallığı ile ilişkisi ancak 9. yüzyıldan itibaren kurulabilir. Bu ilişkinin kurulabilmesinde ise Urartulu kralların Assur karşısında ciddi bir siyasi rakip haline dönüşmesi etkilidir. Nairi bölgesinin güney sınırı olduğunu bildiğimiz Yukarı Dicle Bölgesinde Assur II. Aşurnasirpal döneminden itibaren bölgeye yeniden hâkim olmaya başlamıştır. Bu sürecin arkeolojik izleri ise bölgede kazısı yapılan Ziyarettepe, Üçtepe, Gricano gibi merkezlerde gözlemlenebilmektedir. Bu araştırmalar neticesinde Assur’un bölgeye tekrar egemen olmasının daha yerel karakterdeki Yivli Çanak Çömleğin kırsala ve Assur merkezlerinden kuzeye çekilmesine neden olmuştur. Arkeolojik olarak kendisini gösteren bu sürecin izlerine yazılı kaynaklarda da rastlayabilmek mümkündür. Assur kralları Nairi bölgesinde Nairi’li kitlelerin Assur kentine sürgün edilmesi, Nairi’li krallarının oğullarını ‘yetiştirmek üzere’ esir alınması gibi çeşitli faaliyetler gerçekleştirmişlerdir. Sultantepe Tableti’nde tespit ettiğimiz ayrıntıda ise Assur’un rakiplerine karşı kimi Nairi’li topluluklarla kısa süreli bir ittifak yaptığı ve böylece Nairi’li bazı kitlelerin Urartu başkenti Tuşpa’ya kadar ulaşabilmesini sağladığı anlaşılmıştır. Bu durum krallığın kuruluşunda Tuşpa’ya ulaşan Nairi’li bu toplulukların etkili olabileceğini göstermektedir.I. Sarduri döneminden itibaren Urartu yazılı kaynakları ortaya çıkar. İşpuini döneminde ise Urartu Tuşpa yakınlarında küçük çaplı yerleşim birimleri inşa etmeye başlar. Menua ile birlikte Urartu krallığının etki alanı batıda Elazığ-Malatya bölgesine, kuzeyde Transkafkasya’ya, güneyde de Urmiye Havzasına kadar genişlemiştir. Bu dönemde tehcir ettirilen kitlelerin ve artan ihtiyaçların etkisiyle kurulan yerleşmelerde kent ölçeğine ulaşmıştır. Foundation of The Urartian KingdomBC 9. century, the establishment process days of Urartian Kingdom, emerging as Tuşpa based, tried to explain such as some Assyrian inscriptions, 'Uruatri' and 'Nairi' definitions. From the BC 13. century, in the Assyrian annals, these terms are used a number of geographical designations. The association of these can be established with the Urartian Kingdom of, at BC 9. century. Establishing of this relationship, committed against the Assyrian kings Urartian Kings, has transformed into a serious political rival effective.Upper Tigris Region, known that the southern border region of Nairi, the Assyria, from the Aşurnasirpal II, started to dominate again the region. The archaeological traces of this process can be observed in excavated centers Ziyarettepe, Üçtepe, Gricano in the region. This research has shown that, again, the Assyrian kingdom dominated the region, tradition of more local character ‘Groovy Pottery’ seen in the rural and north of the Assyrian center. Showing itself as the archaeological traces of this process can be seen in the written sources. Assyrian kings, the Assyrian cities, bringing the peoples of Nairi was exile. In addition, in order to train the sons of the kings of Nairi taken prisoner. We have found an important detail on Sultantepe Inscription. Assur made an alliance against competitors who are short-term Nairi communities so it is understood that Assur has provided access some of the masses to Tuşpa, the capital City of Urartu. This is the foundation of the kingdom reached Tuşpa, shows that communities from Nairi can be effective.Starting from Sarduri I Urartian written sources revealed. In the period of İşpuini, Urartian close to Tuşpa begins to build small-scale residential units. Urartian Kingdom, together with the domain Menua; Elazig-Malatya region in the west, to the Transcaucasus at the north and, Urmia Basin also expanded to the south. During this period established due to the increasing needs of the masses were deported and has reached settlements with the urban scale

    Urartu Krallığı’nın kuruluşu

    No full text
    URARTU KRALLIĞI’NIN KURULUŞU MÖ 9. yüzyıldan itibaren Tuşpa merkezli olarak ortaya çıkan Urartu Krallığı’nın kuruluş süreci Assur yazıtlarında geçen ‘Uruatri’ ve ‘Nairi’ gibi birtakım tanımlamalarla açıklanmaya çalışılmıştır. MÖ 13. yüzyıldan itibaren Assur kaynaklarında coğrafi birtakım adlandırmalar olarak kullanılan bu terimlerin Urartu Krallığı ile ilişkisi ancak 9. yüzyıldan itibaren kurulabilir. Bu ilişkinin kurulabilmesinde ise Urartulu kralların Assur karşısında ciddi bir siyasi rakip haline dönüşmesi etkilidir. Nairi bölgesinin güney sınırı olduğunu bildiğimiz Yukarı Dicle Bölgesinde Assur II. Aşurnasirpal döneminden itibaren bölgeye yeniden hâkim olmaya başlamıştır. Bu sürecin arkeolojik izleri ise bölgede kazısı yapılan Ziyarettepe, Üçtepe, Gricano gibi merkezlerde gözlemlenebilmektedir. Bu araştırmalar neticesinde Assur’un bölgeye tekrar egemen olmasının daha yerel karakterdeki Yivli Çanak Çömleğin kırsala ve Assur merkezlerinden kuzeye çekilmesine neden olmuştur. Arkeolojik olarak kendisini gösteren bu sürecin izlerine yazılı kaynaklarda da rastlayabilmek mümkündür. Assur kralları Nairi bölgesinde Nairi’li kitlelerin Assur kentine sürgün edilmesi, Nairi’li krallarının oğullarını ‘yetiştirmek üzere’ esir alınması gibi çeşitli faaliyetler gerçekleştirmişlerdir. Sultantepe Tableti’nde tespit ettiğimiz ayrıntıda ise Assur’un rakiplerine karşı kimi Nairi’li topluluklarla kısa süreli bir ittifak yaptığı ve böylece Nairi’li bazı kitlelerin Urartu başkenti Tuşpa’ya kadar ulaşabilmesini sağladığı anlaşılmıştır. Bu durum krallığın kuruluşunda Tuşpa’ya ulaşan Nairi’li bu toplulukların etkili olabileceğini göstermektedir. I. Sarduri döneminden itibaren Urartu yazılı kaynakları ortaya çıkar. İşpuini döneminde ise Urartu Tuşpa yakınlarında küçük çaplı yerleşim birimleri inşa etmeye başlar. Menua ile birlikte Urartu krallığının etki alanı batıda Elazığ-Malatya bölgesine, kuzeyde Transkafkasya’ya, güneyde de Urmiye Havzasına kadar genişlemiştir. Bu dönemde tehcir ettirilen kitlelerin ve artan ihtiyaçların etkisiyle kurulan yerleşmelerde kent ölçeğine ulaşmıştır. Foundation of The Urartian Kingdom BC 9. century, the establishment process days of Urartian Kingdom, emerging as Tuşpa based, tried to explain such as some Assyrian inscriptions, 'Uruatri' and 'Nairi' definitions. From the BC 13. century, in the Assyrian annals, these terms are used a number of geographical designations. The association of these can be established with the Urartian Kingdom of, at BC 9. century. Establishing of this relationship, committed against the Assyrian kings Urartian Kings, has transformed into a serious political rival effective. Upper Tigris Region, known that the southern border region of Nairi, the Assyria, from the Aşurnasirpal II, started to dominate again the region. The archaeological traces of this process can be observed in excavated centers Ziyarettepe, Üçtepe, Gricano in the region. This research has shown that, again, the Assyrian kingdom dominated the region, tradition of more local character ‘Groovy Pottery’ seen in the rural and north of the Assyrian center. Showing itself as the archaeological traces of this process can be seen in the written sources. Assyrian kings, the Assyrian cities, bringing the peoples of Nairi was exile. In addition, in order to train the sons of the kings of Nairi taken prisoner. We have found an important detail on Sultantepe Inscription. Assur made an alliance against competitors who are short-term Nairi communities so it is understood that Assur has provided access some of the masses to Tuşpa, the capital City of Urartu. This is the foundation of the kingdom reached Tuşpa, shows that communities from Nairi can be effective. Starting from Sarduri I Urartian written sources revealed. In the period of İşpuini, Urartian close to Tuşpa begins to build small-scale residential units. Urartian Kingdom, together with the domain Menua; Elazig-Malatya region in the west, to the Transcaucasus at the north and, Urmia Basin also expanded to the south. During this period established due to the increasing needs of the masses were deported and has reached settlements with the urban scale

    Eski Yakındoğu'da Sürgünler

    No full text

    The effects of application of European model of excellence as means of self appraisal in education on employee satisfaction and contentment, and a comperative evaluation in educational institutions

    No full text
    EFQM mükemmellik modelinin öz değerlendirme aracı olarak eğitimde uygulanmasının sonuçlarını görmek amacıyla tez çalışmasına başlanmıştır. Bu nedenle eğitim kurumlarında modelin çalışan memnuniyeti ile iş tatmini üzerine etkileri ve eğitim kurumlarında karşılaştırmalı bir değerlendirme yapmak amaçlanmıştır. Milli Eğitim Bakanlığının Toplam Kalite Yönetimi çalışmalarında kullanmakta olduğu Çalışan Memnuniyeti anketi ile Minesota İş Tatmini anketi belirlenmiş okullara uygulanarak sonuçlar değerlendirmeye alınmıştır. Tez çalışmasında EFQM mükemmellik modelini uygulayan ve uygulamayan eğitim kurumları arasında çalışan memnuniyeti ve iş tatmini açısından karşılaştırma yapılmıştır. Sonuçlar arasında belirgin bir farklılık olup olmadığı incelenmiştir. Mesleki eğitimde ve öğretimde hizmetin kaliteli ve verimli olup olmadığını görmek için, eğitimin temel girdilerinden olan çalışan memnuniyeti ve iş tatmini önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Eğitim kurumları bu durumda objektif kriterlere dayalı olarak paydaşlarına hesap verebilecek durumda olacaktır. Çalışmalar sırasında anketin genel evreni içerisinden örneklem olarak Bursa ilindeki ortaöğretim kurumlarından Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğüne bağlı beş kurum seçilerek anket uygulaması yapılmıştır. Araştırma sonucunda EFQM mükemmellik modelinin eğitimde uygulanmasının çalışan memnuniyeti ile iş tatmini üzerine olumlu etkileri olduğu eğitim kurumları arasında anlamlı bir farklılık yarattığı görülmüştür. Elde edilen sonuçlardan hesap verebilirlik açısından eğitim kurumlarının kıyaslanabileceği sonucuna varılmıştır. Çalışmanın sonucunda, EFQM Mükemmellik Modelini uygulayan eğitim kurumlarında hem çalışan memnuniyeti hem de iş tatmininin tüm faktörlerinde eğitim kurumu çalışanların çalışan memnuniyetine ve iş tatminine olumlu yönde katkısı olduğu görülmüştür. Ancak ödüle sahip olmayan fakat kararlılık aşamasında olan eğitim kurumlarında hiç uygulamayana göre olumlu bir fark olduğu tespit edilmiştir. Fakat ödüle sahip olan işletmelerdeki kadar etkili olmadığı görülmüştür.This thesis study is commenced to evalvate the result of implementation of EFQM perfection model as a mean of self appraisal in education. Thus it is intented to get a comparative evaluation and the effects of the model on staff pleasure and job satisfaction at schools. Staff pleasure survey and Minesota job pleasure survey which are conducted at studies of Total Quality Management at National Education Ministry are implemented to the fixed schools and results are evaluated. In this study staff pleasure and job satisfaction are compared at the schools where perfection model is conducted or not. It is examined that if there is any distinctive difference between the results. In order to infer whether the service in vocational and techinical schools are eficent or not, staff pleasure and job satisfaction are basic inputs as essential agents. In this circumstances schools would be accountable to its partners based on impartial criteria. In this study five schools in Bursa City which are under the command of National Education Ministry Vocational and Technical Education General Directoriate have been chossen as a sample in the survey space and a survey has been conducted. At the end of the research it has been understood that there is a meaningful differerence between the schools where the EFQM pleasure and job satisfaction has a positive effect on. It has been conculeded that in terms of accountability, schools can be compared each other with the results of the research.At the end of the study it has been concluded that staff of educational instutions has made a positive effect on all aspects of staff pleasure and job satisfaction at the educational instutions where the EFQM model is implemented. It is established that there is a positive difference at the instutions which has not got prize but at the stage of determination more than the instutions which never implement it. Neverhtheless not effective as the instutions which has got prize
    corecore