14 research outputs found

    Caraway (<i>Carum carvi</i> L.) seed treatments and storage temperature influences potato tuber quality during storage

    Get PDF
    The present research was conducted to determine the effects of chemical and natural sprout inhibitors on potato (Solanum tuberosum ‘Agria’) tuber quality at two storage temperatures (8 oC or 15 oC). Four doses (0, 50, 100, 150 g/10 L) of ground and whole caraway (Carum carvi L.), containing high levels of S-(+)-carvone, and chlorpropham (CIPC) were applied. Tubers were stored for a total of 135 days in plastic containers (10 L) and placed in cold storage rooms at 8 °C or 15 °C with 85% relative humidity. Sprout inhibitors were applied only once at the start of experiment. At the end of 135 days the tubers stored at 8 °C had high starch and vitamin C content with a higher degree of firmness as compared to the tubers stored at 15 °C. Total soluble sugar content (TSS) of tubers increased during the storage period and the increase was high at 15 °C than 8 °C of storage condition. Low temperature storage and ground caraway treatments at high temperature caused accumulation of reducing sugars (RS). In general, ground caraway and CIPC treatments were more effective in maintaining tuber quality than the control and whole caraway treatments during the storage period

    Mobilization of seed reserves during germination and early seedling growth of two sunflower cultivars

    Get PDF
    The present study was carried out to determine the mobilization of seed storage components of sunflower seeds during germination and early seedling development. Two sunflower cultivars (DUET CL and TR 3080) were used as plant materials. Seeds were germinated for 120 h and samples were taken every 24 h. The total chlorophyll and carotenoid contents of the germinating seeds of both cultivars significantly increased till 96 h, and then decreased. While the total soluble and reducing sugar contents were decreased during the first 24 h, their amounts increased significantly afterwards. The total protein contents of the germinating seeds of TR 3080 and DUET CL decreased from 48.1% and 40.9% to 35.5% and 28.4%, respective-ly. However, their free amino acid contents were steadily increased during germination and early seedling growth. The oil contents of DUET CL and TR 3080 started to decrease significantly after 72 h and dropped to 41.3% and 40.2%, respectively, at the end of the study. Free fatty acid contents of the seeds increased until 72 h, but decreased thereafter. While, oleic acid contents of the cultivars decreased during the germination period, their linoleic acid contents increased. These results suggest that significant changes occur in the pigment, sugar, lipid and protein metabolisms during germination and early seedling growth period of sunflower

    Isparta Ekolojik Koşullarında Farklı Olgunlaşma Grubuna Giren Bazı Patates (Solanum tuberosum L.) Çeşitlerinin Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi

    No full text
    Bu araştırma, farklı olgunlaşma grubuna giren bazı patates çeşitlerinin Isparta ekolojik koşullarında verim ve kalite özelliklerinin belirlenmesi amacıyla 2008 ve 2009 yıllarında Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi deneme alanlarında yürütülmüştür. İki yıllık ortalama verilere göre, araştırmada kullanılan patates çeşitlerinde bitki boyunun 49.0-77.1 cm, ana sap sayısının 2.8-4.1 adet, ocak başına yumru sayısının 6.3-9.2 adet/ocak, pazarlanabilir yumru veriminin 1099-5525 kg/da, küçük yumru veriminin 335-934 kg/da, ocak veriminin 533-1630 kg/ocak ve dekara yumru veriminin 1707-5901 kg/da arasında değişim gösterdiği belirlenmiştir. Çalışmada, en yüksek yumru verimleri erkenci özellikteki Florice (5901 kg/da) ve Safran (4110 kg/da) çeşitlerinden, en düşük ise orta erkenci özellikteki Aurea (1707 kg/da) çeşidinden elde edilmiştir. Çeşitlerin kalite özellikleri arasında da önemli varyasyonlar belirlenmiş olup, kuru madde oranı, cips verimi ve cips rengi değerlerinin genellikle sanayilik, protein oranının ise sofralık çeşitlerde daha yüksek değerlere sahip olduğu tespit edilmiştir

    Ekim Derinliginin Nohut (Cicer arietinum l.) Çesitlerinde Kök ve Toprak Üstü Organlarının İlk Gelişmesine Etkisi

    No full text
    Bu çalısma, farklı nohut çesitlerinde ekim derinliklerinin fide gelisimi üzerine etkilerini belirleyebilmek amacıyla, SDÜ Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü laboratuarlarında yürütülmüstür. Arastırma Tesadüf Bloklarında Bölünmüs Parseller deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak kurulmus, materyal olarak tohum irilikleri birbirinden farklı olan Gökçe (42.5 g), Sarı-98 (38.5 g) ve ILC-482 (32.0 g) nohut çesitleri kullanılmıstır. Çalısmada 3, 5, 7 ve 9 cm olmak üzere 4 farklı ekim derinligi uygulanmıstır. Arastırmada incelenen özellikler üzerine çesitlerin tepkileri farklı olmustur. Fide boyu, toprak üstü kuru agırlık ve kök kuru agırlıgı bakımından Gökçe çesidi en yüksek degerleri verirken, çıkıs süresi ve kök kuru agırlıgı/toplam kuru agırlık bakımından ILC-482 çesidi, kök uzunlugu bakımından ise Sarı 98 çesidi en iyi sonucu vermistir. Ekim derinligi arttıkça çesitlerin çıkıs süreleri uzamıs, fide boyu ve toprak üstü kuru agırlıkları artarken, kök uzunlugu ve kök kuru agırlıgı azalmıstır

    Potato Glykoalkaloids: Properties and Biological Activities

    No full text

    Tohum Uygulamaları ile Farklı Ekim Zamanlarının Nohut (Cicer arietinum L.)’un Bazı Agronomik Özellikler Üzerine Etkileri

    No full text
    Bu araştırma, 2006 yılında SDÜ Ziraat Fakültesi Araştırma ve Uygulama Çiftliğinde yürütülmüştür. Çalışmada üç nohut çeşidinde (Gökçe, Akçin 91 ve İspanyol nohut populasyonu) farklı ekim zamanları (31 Mart, 16 Nisan ve 02 Mayıs, 2006) ve tohum uygulamalarının (kontrol, saf su, 100 ppm,, 200 ppm, 300 ppm, 400 ppm GA3) bazı agronomik özellikler ile bitkinin verimi üzerine etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Yapılan varyans analizi sonuçlarına göre, çeşitler, ekim zamanları ve tohum uygulamaları arasında önemli farklılıklar belirlenmiştir. Denemede, çıkış süresi 10.3-19.6 gün, çıkış oranı % 59.9-76.6, bitki boyu 33.2-53.3 cm, ilk bakla yüksekliği 15.0-38.7 cm, tek bitki ağırlığı 10.9-28.1 g ve bitki tane verimi 5.1-13.6 g arasında değişen değerlerde bulunmuştur. Sonuç olarak, tohuma GA3 ve saf su uygulamalarının kontrol uygulamasına göre bitki verimini önemli ölçüde arttırdığı belirlenmiştir. Anahtar kelimeler: Cicer arietinum L., GA3, nohut, tohum uygulaması, veri

    Değişik Zamanlarda Hasat Edilen Farklı Tipteki Şeker Pancarı (Beta vulgaris var. saccharifera L.) Çeşitlerinin Verim ve Bazı Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi

    No full text
    Isparta ekolojik koşullarında 2012 ve 2013 yıllarında yürütülen bu araştırmada farklı zamanlarda hasat edilen (çıkıştan 140, 155, 170, 185 ve 200 gün sonra) değişik tiplerdeki şeker pancarı çeşitlerinin (Begonia, Aranka ve Esperanza (N tipi), Sandrina ve Esperia (NZ tipi), Felicita ve Agnessa (Z tipi) verim ve bazı kalite özellikleri incelenmiştir. En yüksek kök gövde ve biyolojik verim erken sökümde Aranka, geç sökümde ise Esperia çeşitlerinden elde edilmiştir. En düşük α-amino azot miktarı erken sökümde Aranka (5.68 mmol/100g), geç sökümde ise Esperia (2.05 mmol/100g) ve Esperanza (2.11 mmol/100g) çeşitlerinde belirlenmiştir. Erken ve geç sökümlerde Z tipi olan Felicita ve Agnessa çeşitleri en yüksek polar şeker oranına sahip olmuştur.  En yüksek polar şeker verimi erken sökümde Aranka (1490 kg/da), geç sökümde ise Esperia (1867 kg/da) ve Sandrina (1860 kg/da) çeşitlerinden elde edilmiştir. Çalışmada, Isparta koşullarında yüksek verim ve teknolojik olgunluk bakımından Aranka ve Begonia çeşitlerinin 200 gün, diğer çeşitlerin ise en az 185 günlük vejetasyon dönemini tamamlaması gerektiği sonucuna varılmıştır

    Bazı Patates Çeşitlerinde Yumru Anormallikleri ve Anormal Yumruların Kaliteleri Üzerine Bir Araştırma

    No full text
    Bu çalışma 2013 yılı üretim sezonunda adaptasyon denemesine alınan 8 patates çeşidinin yumru anormalliklerine duyarlılıkları ve anormal yumruların kalite özelliklerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Çeşitlerin pazarlanabilir dekara yumru verimi 2007-5075 kg arasında değişmiştir. Amorf, çatlak ve tomurcuklanma gösteren yumru oranları çeşitlere göre sırası ile %4.07-26.7, 2.0-19.7, 2.0-13.0 arasında değişim göstermiştir. Kuru madde oranı çeşitlere göre değiştiği gibi yumru anormalliklerine göre de farklılık arz etmiştir. Yumrunun soyulması esnasındaki kabuk + et fire oranı çeşitlere ve anormalliklere göre değişim göstermiştir. Uzun yumru oluşturan Russet Burbank çeşidinde fire oranı en yüksek olmuştur. Ortalama olarak en fazla kabuk fire oranı amorf yumrularda en az fire oranı ise normal yumrularda tespit edilmiştir. Parmak patates veriminin çeşide ve yumru anormalliklerine göre önemli oranda değiştiği, çatlak yumrularda ise parmak patates veriminin daha az olduğu belirlenmiştir. Çeşitler bazında parmak patatesin kararma derecesinin çok değişken olduğu, normal yumrularda rengin daha açık olduğu, çatlak yumrularda ise kararmanın arttığı tespit edilmiştir. Çalışmada, yumru kalitesinin anormal yumru oluşumuna bağlı olarak önemli oranda değişim gösterdiği, pazar değeri düşük olan ve 2. sınıf olarak değerlendirilen amorf ve çatlak yumruların hem yemeklik hem de parmak patates sanayinde kullanılabileceği sonucuna varılmıştır

    Burdur’da Tarımı Yapılan Bazı Umbelliferae Türlerinin Uçucu yağ Oranı ve Bileşenlerinin Belirlenmesi

    No full text
    Bu çalışmada Burdur ilinde tarımı yapılan anason (Pimpinella anisum L.), rezene (Foeniculum vulgare Mill.), kişniş (Coriandrum sativum L.), kimyon (Cuminum cyminum L.) ve dereotu (Anethum graveolens L.) türlerinin uçucu yağ oranları ve bileşenleri belirlenerek uluslar arası kodekslere uygunluğu araştırılmıştır. Araştırmada 2010 yılı ürünleri materyal olarak kullanılmıştır. Araştırma bulgularına göre, anason tohumlarının % 2.68, rezenenin % 2.74, dereotunun % 3.02, kimyonun % 1.82 ve kişnişin % 0.32 oranında uçucu yağ içerdiği ve uçucu yağların ana bileşenlerinin sırası ile anethol, trans-anethol, carvone, 2-caren-10-al ve linalool olduğu belirlenmiştir. Araştırmada kimyon hariç diğer türlerin uçucu yağ içeriği bakımından ASTA standartlarına uygun olduğu tespit edilmiştir

    Doğal Olarak Yetişen Tatlı Rezene (Foeniculum vulgare Mill. var. dulce)’nin Farklı Büyüme ve Gelişme Dönemlerinde Uçucu Yağ Miktarı ile Bileşenlerinin Belirlenmesi

    No full text
    Bu araştırmada, Isparta ili Atabey ilçesinde doğal olarak yetişen tatlı rezene (Foeniculum vulgare Mill. var. dulce) bitkisinde, uçucu yağ içeriği ve uçucu yağ bileşenlerinin büyüme ve gelişme dönemleri süresince farklı bitki kısımlarındaki değişimleri belirlenmiştir. Araştırmadan elde edilen verilere göre; rezenede uçucu yağ içeriği ile uçucu yağ bileşenleri bitki büyüme ve gelişme dönemleri süresince önemli farklılıklar göstermiştir. Tohumlarda en yüksek uçucu yağ içeriği (% 4.95) yeşil olum döneminde, en düşük uçucu yağ içeriği (% 2.32) ise ölü olum döneminde bulunmuştur. Sapların uçucu yağ içeriği büyüme ve gelişme dönemleri süresince çok az bir değişim göstermemiş, % 0.08-017 arasında değişmiştir. Yaprakların uçucu yağ içeriği ise sapa kalkma döneminden çiçeklenme dönemine doğru % 0.15’den % 0.58’e artış göstermiştir. Tatlı rezene uçucu yağının en önemli bileşenlerinin başta trans-anethol (% 18.93-76.00) olmak üzere fenkhon, estragol ve anisaldehit olduğu, α-pinen, mirsen, limonen, sineol, γ-terpinen, sitronellol ve kafur ise düşük oranlarda bulunduğu tespit edilmiştir. Bitkideki trans-anethol içeriği ilerleyen vejetetaif büyüme dönemleri boyunca genel olarak artış göstermiş, buna karşın tohumlarda trans-anethol içeriği en fazla sarı olum döneminde (% 76.00) saptanmıştır. Anahtar kelimeler: Rezene, Foeniculum vulgare Mill. var. dulce, büyüme ve gelişme, uçucu ya
    corecore