TİCARİ SERBESTLEŞMENİN TEORİK TEMELLERİ VE YENİ TİCARİ SERBESTLEŞME TEORİLERİ

DergiPark: 284287klujfeasA. Smith'den günümüze, uluslararası ticareti açıklamaya yönelik çeşitli teoriler ortaya atılmıştır. Klasik ticaret teorilerinin özellikle 1960'lardan itibaren mevcut dış ticareti açıklamada yetersiz kalması yeni ticari serbestleşme teorilerinin gelişimine olanak sağlamıştır. Yeni ticari serbestleşme teorilerinin, klasik ticari serbestleşme teorilerinden önemli ölçüde ayrılarak, eksik rekabet piyasaları, ölçek ekonomileri, teknoloji ve Ar-Ge yarışı üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir

Türkiye%252339%253Bde Sigortacılık Sektöründe Doğrudan Satış Personeli İstihdam Yapısı

İlk sigortacılık örneklerinin malların haydutlardan, korsanlardan korunması ya da malların bozulması durumunda zararın tanzim edilmesi amacına yönelik yapıldığı görülmektedir. Başlarda sadece belirli bir kesime hitap eden sigortacılık sektörü, istatistikte meydana gelen gelişmeler, doğal afetler, meydana gelen büyük yangınların etkisiyle hızlı bir gelişme dönemine girmiştir. Günümüzde sigorta sektörü kamu otoritesinin düzenleme ve gözetimi altında geniş bir yelpazede hizmet vermektedir. Sigortacılık sektörünün küresel ekonomide hızla gelişmesine paralel olarak sektör, Türkiyede de hızla gelişmektedir. Bu çalışmada Türkiyedeki sigorta sektörünün istihdam yapısı üzerinde durulmuştur. Türkiyede sigortacılık sektörünün hızlı bir büyüme kaydetmesine karşın, bu büyüme istihdama yansımamıştır. Bunun önemli bir nedeni sigortacılık sektöründe teknolojinin yoğun bir şekilde kullanılmasıdır. Çalışma sonucunda Aktüerya%252FSigortacılık bölümleri mezunlarının istihdamının, işletme bölüm mezunlarının istihdamını gerisinde olduğu görülmüştür. Çalışmanın sonuç bölümünde elde edilen bu veriler değerlendirilmiştir

Türkiye'de Döviz Kurunda Meydana Gelen Değişmelerin Dış Ticarete Etkisi

Döviz kurunda meydana gelen değişmelerin dış ticarete etkisi ekonomi literatüründe önemli bir tartışma konusunu oluşturmaktadır. Özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler ekonomik büyümelerini sağlaya bilmek için bir yandan önemli ölçüde ithalata bağımlıyken, diğer yandan da bu ithalatı gerçekleştirebilmek için önemli ölçüde de dövize ihtiyaç duymaktadırlar. Bu çalışmada dövizde meydana gelen değişmelerin Türkiyenin dış ticaretine olan etkisi incelenmiştir. Çalışmada modele dahil edilen değişkenler arasında çift yönlü bir ilişki bulunmuştur. Ayrıca çalışma sonucuna göre, döviz kurundaki artış sonucunda ihracattaki artış miktarı ithalattaki azalış miktarından fazladır

Ekonomik Büyüme ve Dış Ticaret İlişkisi: Türkiye Örneği

Ekonomik büyüme teorilerinde önemli gelişmeler yaşansa da dış ticaretin önemi değişmemiştir. Özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler de dış ticaret kaynak ve döviz sağlamada önemli bir rol oynamaktadır. Bu çalışmanın amacı Türkiye ekonomisinde 2000q1-2017q3 dönemi ihracat, ithalat ve ekonomik büyüme verilerini kullanarak, dış ticaret ve ekonomik büyüme arasındaki nedensellik ilişkisini ortaya koymaktır. Bulunan sonuçlara göre, Türkiyenin ithalat destekli büyüme modeline daha uygun olduğu görülmektedir

Asimetrik Bilginin BES Katılımcıları Üzerine Etkisi%253A İstanbul İli Örneği

Sigortacılık sektöründe son yıllarda önemli bir yer edinen Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) aynı zamanda sektöre yeni bir ivme kazandırmıştır. Yapılan araştırmada tüketicilere BESde asimetrik bilgi olgusunun var olup olmadığı sorulmuş ve alınan cevaplar doğrultusunda sistemden ayrılma nedenleri belirlenmeye çalışılmıştır. Asimetrik Bilgi, alıcı ve satıcı arasındaki bilgi simetrisinin bozulmasından kaynaklanan bir problemi ifade etmektedir. Çalışma ile BESe dahil olan ve daha sonra sistemden ayrılma kararı alan bireylerin bu kararı almalarında etkili olan faktörün ne kadar asimetrik bilgi olgusuna dayandığını ortaya koymak amaçlanmıştır. Bu çalışma ile belirlenecek olgular doğrultusunda sistem üzerinde gerekli düzenlemelerin yapılması ve bireysel emeklilik sisteminin tüketiciye tam ve doğru anlatılması bu şekilde de sisteme güven ve katılımın artması açısından önemlilik arz etmektedir

Water-Food Nexus in Sakarya Watershed

Sakarya River is the Turkey’s third longest river and the Sakarya watershed covers 8% of the surface area of Turkey. Significant agricultural activities accounts for most of the water withdrawals in the upper Sakarya Watershed. Within the scope of water-food nexus, water efficiency of agricultural irrigation have to be improved to aid sustainable water and agricultural management in the study area. The water potential and water uses were evaluated by Water Evaluation Planning System (WEAP) model in Upper Sakarya Watershed. Model was calibrated with the observed reservoir storage and the streamflow. According to results, agriculture is found to be the main water consumer in the watershed. Agricultural management scenarios considered the efficient use of irrigation water with alterations in the current irrigation techniques and crop patterns. When more efficient irrigation systems and less water-intensive crops were selected, irrigation water use decreases between 5-16% while unmet crop demand decreases between 6-13%

Evaluation of effectiveness of the water management strategies with the focus on agricultural water use: A case study on Upper-Sakarya River Basin in Turkey

Water, energy and food nexus is an integrated framework suggests that the security of one resource is inevitably linked to another's. Water availability assures healthy food production whereas agriculture is the dominant user of global freshwater. Water stress due to population growth, climate change or malpractices threatens food security. Within the scope of water for food governance, the water efficiency of agricultural irrigation has to be improved to aid sustainable water and agricultural management. The study investigates water availability and withdrawals, evaluates water resources management scenarios in the agricultural sector in the Sakarya River Basin, Turkey's third-largest river basin. Demand-oriented management scenarios propose a variety of technical measures which include improvements in irrigation technology, shifts in the cropping pattern and water-saving irrigation strategies. The effectiveness of scenarios was evaluated using the Water Evaluation and Planning (WEAP) system developed for the upper sub-basin where significant agricultural activities are held with approximately 1 million ha of total effective arable land. WEAP is an integrated water resources system modeling that operates based on the principle of water balance accounting. A climate data set of precipitation, temperature, relative humidity, and wind speed were applied across each sub-basin, partitioned into land-use classes. A one dimensional, two-bucket model for each land-use class transmits water as surface runoff, interflow, percolation, baseflow and evapotranspiration components. The model was calibrated and validated for observed streamflow, reservoir volume, and irrigation water amount. The mean annual precipitation and evapotranspiration in the upper sub-basin are 387 mm/a and 245 mm/a respectively. Agriculture is the dominant user of both surface water and groundwater resources and accounts for the %88 of total water withdrawals in the upper sub-basin. Impacts of agricultural management on irrigation water supply and flow dynamics of streamflow gauges were evaluated upon each measure. When compared to a historic baseline scenario, efficient management measures can save irrigation water up to %10 by shifting crop patterns from sunflower to safflower, %6 by establishing drip irrigation instead of sprinkler, %4 by applying deficient irrigation on cereal cultivated areas. Furthermore, mean streamflow increases by %8 in June where deficient irrigation strategy is practiced on cereals, by %9 in October where cropping pattern is shifted from sunflower to safflower. After a review of various technical measures related to the efficient management of water resources, the study concluded that sustainable agricultural development is possible by adapting conservative agricultural practices that assure water and food security

Comparison of a 12-week whole-body exergaming program on young adults: Differentiation in flexibility, muscle strength, reaction time, and walking speed between sexes

This study aimed to investigate the effects of exergaming on flexibility, muscle strength, reaction time, and walking speed of adults within sex differences. Fifty-four individuals participated in a 12-week exergaming program. Three 30-min sessions were conducted each week. Baseline and post-intervention assessments were done using the sit-and-reach and bend-over tests for flexibility, hand-held dynamometer for muscle strength, auditory and visual reaction time machine for reaction time, and 5-meter walk test for walking speed. There were no significant changes in the sit-and-reach, bend-over test, and auditory-visual reaction time for either gender (p> .05) with the intervention. Walking speed and muscle strength improved after exergaming in both sexes (p< .05). The study showed that the video gaming intervention led to significant and equal improvements in muscle strength and walking speed for both sexes; however, it had no impact on flexibility and auditory-visual reaction time