IMPLEMENTATION OF THE EU RURAL DEVELOPMENT POLICY IN TÜRKİYE: MALATYA PROVINCIAL CASE

Purpose: The Rural Development Component of the Instrument for Pre-Accession Assistance (IPARD) program, which was first implemented by the EU between 2007 and 2013, has been implemented in Turkiye since 2011. In the study, it is aimed to investigate whether the implementation of the EU Rural Development Policy in Turkiye is successful or not.Methodology: The evaluation is made based on the data obtained from previous research, the data of the Agriculture and Rural Development Support Institution (ARDSI) and Malatya Provincial Coordinatorship, and the data obtained from a survey conducted with beneficiaries in Malatya. Pearson Correlation analysis and One-Way ANOVA analysis were performed on the data obtained through the questionnaire. According to the results of the analysis, evaluations were made on the results of the IPARD program in Turkiye.Findings: In the study, the Turkish implementation of the IPARD program was generally successful, a large number of enterprises producing in EU standards were brought to the province of Malatya, a culture of preparing investment projects was created, experience was gained in making feasibility studies and financial analysis on the sustainability of agricultural enterprises, and it contributed directly or indirectly to employment increase.Originality: There are very few studies in the literature on the success of the IPARD program in Turkiye. In these studies, no data was collected directly from the beneficiaries by the questionnaire method and there is no previous study on the case of Malatya province

EKLEMELİ ÜRETİM YÖNTEMİ İLE ELDE EDİLMİŞ FARKLI İÇERİKLİ CO-CR METAL ALTYAPILARIN PORSELEN BAĞLANTI DAYANIMI İLE OKSİT TABAKASININ İLİŞKİSİNİN İN VİTRO OLARAK İNCELENMESİ

Günümüzde metal seramik (MS) restorasyonların altyapılarının üretiminde seçici lazerergitme (SLE) yöntemi rutin olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, iki farklıiçeriğe sahip Co-Cr tozundan üretilmiş numunelerin porselen bağlantı dayanımlarınındöküm yöntemi ile üretilmiş olanlarla karşılaştırılmasıdır.Toplamda 63 Co-Cr altyapı ISO 9693 standartlarına göre döküm (Grup D, n=21) veSeçici Laser ergitme (SLE) metodları (Remanium Star CL tozu, Grup R, n=21; MetoTozu, Grup M, n=21) ile üretilmiştir. Her gruptan 10 altyapı kumlandıktan (125µm)sonra oksitleme fırınlamasına maruz bırakıldı. Daha sonra bu altyapılar bakalite alınarakTaramalı Elektron Mikroskobunda (SEM) oksit tabakası kalınlıkları ölçüldü. Her birgruptan kalan 11 numuneye porselen işlendi (ISO 9693). 10 tanesine 3 nokta kırma testiuygulandı. Her gruptan kalan 1 numuneye kırmadan önce Enerji DağılımSpektrometresinde (EDS) analizi yapıldı. Üç nokta eğme testi sonucunda kırılmışporselen yüzeyleri çıplak gözle değerlendirildi. Ayrıca bir fotoğraftan elde edilen Edeğerleri analiz edildi. Her gruptan 1 adet kırılmış porselenin arayüzüne de EDS analiziyapılmıştır.Kruskal-Wallis Testi sonucuna göre Grup R (5,105µm [2,29 -7,621]), Grup D (1,358µm[0,898 -4,666]) ve Grup M’den (1,574µm [1,029 -2,431]) anlamlı derecede (p&lt;0,001)yüksek oksit tabakası kalınlığı sergilerken diğer ikili karşılaştırmalarda farkgözlenmemiştir. Tek yönlü varyans analizi sonuçlarına göre gruplar arasında MSbağlanma dayanımı açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark gözlemlenmemiştir(p=0.69). EDS analizleri sonucunda porselen işlenmiş tüm numunelerin oksittabakalarının, porselen işlenmemiş numunelere göre gözardı edilmeyecek derecedekalınlaştığı gözlendi. Çıplak gözle yapılan değerlendirmelerde döküm grubundaki tümnumuneler porselen içerisinde koheziv kırık sergilerken, diğer gruplardaki numunelerintamamı karışık tipte kırık sergilemiştir. Tek yönlü varyans analizi tüm grupların Edeğerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark ortaya koymuştur. Grup D’nin ( 62,96± 1,47) E değerleri en yüksek iken, bunu Grup M (46,68 ± 4,73) ile Grup R (39,67 ±6,36) takip etti.Tüm grupların MS bağlanma dayanımı değerlerinin 25 MPa’dan yüksek olması, buçalışmada kullanılan tüm metal alaşımlarının klinik olarak kabul edilebilir olduğunugöstermiştir.Anahtar Kelimeler: Bağlanma Dayanımı, Kırık Tipi, Oksit Tabakası Kalınlığı, SeçiciLazer Ergitme.&nbsp;Today Selective Laser Melting (SLM) method is routinely used in the production ofsubstructures of metal-ceramic (MC) restorations. The aim of the present study is tocompare the porcelain bond strengths of the specimens produced from two differentCoCr powders with those produced by the casting method.Following ISO 9693:2012 standarts, a total of 63 Co-Cr substructures were fabricatedby casting (grup D, n=21) and Sective Laser Melting (SLM) methods (Remanium StarCL Powder, Group R, n=21; Meto Powder, Group M, n=21). Ten substructure fromeach group were subjected to oxidation firing after sandblasting (125µm). Thesesubstructures were then embedded in bakelite and their oxide layer thicknesses weremeasured in Scanning Electron Microscope (SEM). A dental porcelain was applied toremaining 11 substructures. A 3-point bending test was used to evaluating MC bondstrength of 10 specimens each group. One sample from each group was analyzed inEnergy Dispersive Spectrometer (EDS). As a result of the 3-point bending test, thebroken porcelain surfaces were evaluated with the naked eye. In addition the E values offractured surfaces obtained from a photograph were analyzed. EDS analysis was alsoperformed on the interface of 1 broken porcelain from each group.Kruskal-Wallis Test revealed that Group R (5,105µm [2.29 -7.621]) showed astatistically significant (p &lt;0.001) higher oxide layer thickness than Group D (1.358µm[0.898 -4.666]) and Group M (1.574µm [1.029 -2.431]), while no difference wasobserved in other paired comparisons. According to the results of the one-way analysisof variance, no significant difference of was observed between groups (p = 0.69) forMC bond strength. It was observed that the oxide layer thickness of all specimens thatporcelain applied were thicker than porcelain-free specimens on EDS analysis. In theevaluations with the naked eye, all samples in the cast group showed cohesive fracturesin the porcelain, while other groups showed mixed types of fractures. One-way analysisof variance revealed a statistically significant difference between the E values of allgroups. E values of Group D (62.96 ± 1.47) were the highest, followed by Group M(46.68 ± 4.73) and Group R (39.67 ± 6.36).All metal alloys used in this study are clinically acceptable, because of MS bondstrength values of all groups are higher than 25 MPa.Key words: Bond Strength, Fracture Type, Oxide Layer Thickness, Selective LaserMelting. </p

DİJİTAL VE GELENEKSEL ÖLÇÜ YÖNTEMLERİ İLE ÜRETİLEN LAZER SİNTER METAL VE ZİRKONYA ALT YAPILARIN MARJİNAL, AKSİYEL VE OKLUZAL UYUMSUZLUKLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

ÖZET:Amaç: Bu çalışmanın amacı farklı ölçü tekniklerinin metal lazersinter (M) ve zirkonya (Z) altyapıların marjinal, aksiyel ve okluzaluyumsuzlukları üzerindeki etkisini değerlendirmektir.Gereç ve Yöntem: 40 adet benzer ebattaki maksiller 1.Premolar çekilmiş insan dişi prepare edildi ve rastgele 4 farklıgruba ayırıldı (n=10): Geleneksel ölçü yöntemi (CI) ile elde edilenM altyapılar (1), dijital ölçü yöntemi (DI) ile elde edilen M altyapılar(2), geleneksel ölçü yöntemi (CI) ile elde edilen Z altyapılar (3),dijital ölçü yöntemi (DI) ile elde edilen Z altyapılar (4). Eldeedilen altyapıların marjinal, aksiyel ve okluzal uyumsuzlukları30× büyütme altında bir stereomikroskop yardımıyla ölçüldü vesonuçlar çift yönlü ANOVA ile değerlendirildi (α=0.05).Bulgular: CI-M grubundaki ortalama marjinal uyumsuzluk değeri92 µm iken DI-M grubunda bu değer 50.1 µm; CI-Z grubunda75.8 µm ve DI-Z grubunda 47.7 µm idi. DI yöntemi ile eldeedilen altyapıların marjinal, aksiyel ve okluzal uyumsuzluklarıCI yöntemi ile elde edilen altyapılardan anlamlı derecede dahadüşüktü (p&lt;0.001).CI tekniği ile elde edilen Z altyapılar M altyapılardan dahadüşük marjinal ve okluzal uyumsuzluk göstermesinerağmen, DI tekniğinde her iki altyapı arasında anlamlı farklılıkbulunmamktaydı (p≥0.05). Aksiyel uyumsuzluk bakımından heriki altypı arasında her iki ölçü tekniği bakımından anlamlı farklılıkbulunmamıştır (p≥0.05). En yüksek okluzal uyumsuzluk değeriCI-M grubunda görüldü ve 233.2 µm idi.Sonuç: DI tekniği ile üretilen altyapıların uyumsuzluk değerleriCI yöntemi ile elde edilen altyapılardan daha düşüktür.ABSTRACTBackground and Aim: The purpose of this in vitro study wasto elucidate the effect of different impression techniques onthe marginal, axial, and occlusal misfit of laser-sintered metal(M) and zirconia (Z) copings.Material and Methods: Forty similarly sized extractedhuman maxillary premolar teeth were prepared and randomlydivided into 4 groups (n=10): (1) M copings fabricated withconventional impressions (CI), (2) M copings fabricated withdigital impressions (DI), (3) Z copings fabricated with CI, (4) Zcopings with fabricated DI. The marginal, axial, and occlusalmisfits of these copings were measured with the siliconereplica technique under a stereomicroscope at a magnificationof ×30, and the data were analysed with 2-way ANOVA(α= 0.05).Results: The mean marginal misfit values were 92.0 µmfor the Group CI-M, 50.1 µm for the Group DI-M, 75.8 µm forthe Group CI-Z, and 47.7 µm for the Group DI-Z. The copingsproduced with the DI technique showed lower marginal, axial,and occlusal misfits than those fabricated with the CI technique(p&lt;0.001). Although Z copings fabricated with the CI technique(p&lt;0.001) had lower marginal and occlusal misfits than thoseof the M copings, different coping material and its fabricationprocess did not affect in the DI technique (p≥0.05). No axialmisfit differences were found between the M and Z copings forboth impression techniques (p≥0.05).Conclusion: The copings fabricated with the DI techniqueshowed lower misfit than those of the copings produced withthe CI technique</p

Yanak Isırma Alışkanlığının Basit Bir Aparey ile Önlenmesi

ÖZET Yanak ısırma (morsicatio buccarum), bir insanın kronik bir alışkanlık şeklinde yanağınınbukkal mukozasını ısırması olarak tanımlanan bir durumdur. Kronik yanak ısırması, karşıt çenelerin kapanışı durumunda yanak mukozasının oklüzal tablaya sıkışmasıdır ve diş hekimliğinde karşımıza çıkabilecek önemli bir sorundur. Topuz kroşeler ve şeffaf otopolimerize akrilik yardımıyla,ağızdaki dişlerden destek alan ve ısırılan yanak bölgesine uzayan protezler bu problemin tedavisindeönemli bir alternatiftir. Bu çalışmada, olguya kronik yanak ısırmasını azaltmak ve bozulan oral konforu düzeltmek için yanak ısırma önleyici bir protez yapılmıştır. Yapılan protez başarılı bir şekildeyanak ısırma sıklığını azaltmıştır. Bu çalışmada oral fonksiyonu iyileştirmek için yapılan bu protezin yapılma prosedürleri tanımlanmıştır.Anah tar Ke li me ler: Yanak; ağız mukozası; kendi kendine zarar veren davranışABS TRACT Cheek biting, (morsicatio buccarum) is a condition where a person has a chronic habitof biting the buccal mucosa of the cheek. Habitual cheek biting, is the interposition of cheek mucosa during contact of opposing teeth and can be considered a treatment challenge in the dental office. Prosthetic rehabilitation includes a prosthesis made of clear autopolymerized acrylic resin andclasps placed in the buccal vestibule and attached to the remaining teeth to provide support on theaffected side. In this report, an intraoral prosthesis was fabricated to restore and improve oral function and reduce the incidence of cheek biting. The prosthesis successfully reduced the incidence ofcheek biting. This report describes the procedure for making an intraoral device to improve patient oral function.Key Words: Cheek; mouth mucosa; self-injurious behavior</p

EKLEMELİ ÜRETİM YÖNTEMİNDE KULLANILAN LAZER CİHAZI GÜCÜNÜN, METAL PORSELEN BAĞLANTI DAYANIMI VE METALİN MİKRO YAPISINA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Son yıllarda Cr-Co altyapılı metalseramik (MS) restorasyonların üretiminde geleneksel döküm yöntemininalternatifi olarak Seçici Lazer Ergitme (SLE) yöntemi sıklıkla tercihedilmektedir. Bu çalışmanın birinci amacı SLE tekniğinde kullanılan yerliüretim metal tozunun in-vitro performansının döküm yöntemi ve klinik olarakbaşarısı kanıtlanmış bir toz ile karşılaştırmaktır. İkinci amacı ise farklılazer güçlerinin MS bağlantı dayanımına etkisini araştırmaktır. Elde edilensonuçlar metal altyapıların üretim öncesi ve sonrasındaki mikro yapısalkarakterizasyonu ile üretim sonrası nano sertlik değerleri üzerinden yorumlanmıştır.Toplam80 adet metal altyapı numunesi ISO 9693 standartlarına göre döküm (Grup D, n=16)ve iki farklı metal tozundan SLE (Remanium Star CL Grup R, n=32; Castco Grup C,n=32) yöntemiyle üretilmiştir. Çalışmanın ikinci amacını araştırmak için SLEgrubu numuneleri ikiye ayrılarak 100 ve 200 Watt gücündeki SLE cihazındaüretilmiştir (Grup C-100, C-200, R-100, R-200, n=16). Üretilen metal altyapıların110 µm’ lik Al2O3 tozu ile kumlama işlemi yapılmış ve sonrasındaoksidasyon işlemi uygulanmıştır. Oksidasyon işlemine tabi tutulan tümgruplardan 2’şer adet numunenin faz analizi XRD yöntemi ile yapılmıştır. Gerikalan numunelere porselen yığma işlemi yapılmıştır. MS numunelerinin ara yüzkarakterizasyonu için her gruptan 2’şer adet numuneye EDS çizgi ve alan analiziyapılmıştır. Her gruptan 2’ şer adet numunenin metal faz haritası ve taneboyutu EBSD cihazında incelenmiştir. Her gruptan 2’şer adet numuneye nanosertlik analizi yapılmıştır. Kalan numunelerin 3-nokta bükme testi sonucu kırmaverilerine istatstiksel analiz yapılmıştır. Çiftyönlü ANOVA analizi sonucu D grubunun, C ve R grubundan daha yüksek MS bağlantıdayanımına sahip olduğu görülmüştür(p&lt;0,005). Ayrıca C-200 grubu C-100grubundan istatistiksel olarak daha yüksek MS bağlantı dayanımı göstermiştir(p&lt;0,005). Baskın faz yüzdeleri Dve R grubunda γ-YMK iken C grubunda ε-HSP olarak tespitedilmiştir. Ayrıca tane boyutu ortalaması en küçük olan döküm grubu olaraktespit edilmiştir. Döküm grubunun oksit tabakasının elastiklik modülüsü diğergruplardan belirgin olarak daha yüksek çıkmıştır. Bu tez çalışmasının sınırlamaları dahilinde, tümgrupların MS bağlanma dayanımı değerlerinin 25 MPa’dan yüksek olması, buçalışmada kullanılan tüm metal alaşımlarının klinik olarak kabul edilebilirolduğunu gösterir.Anahtar Kelimeler: Seçici Lazer Ergitme, Bağlantı Dayanımı, TaneBoyutu, Faz Analizi, Nano SertlikIn recent years, theSelective Laser Melting (SLM) method has commonly been preferred as analternative to the traditional casting method in the production ofmetal-ceramic (MC) restorations with Cr-Co infrastructure. The first aim of this study is tocompare the in-vitro performance of the locally produced metal powder used inthe SLE technique with the casting method and a powder with clinically provensuccess. The second purpose is to investigate the effect of different laserpowers on MC bond strength. The results obtained were interpreted on themicrostructural characterization and nano hardness values of metalsubstructures before and after production.A total of 80 metalsubstructure samples were produced according to ISO 9693 standards by casting(Group D, n = 16) and SLM (Remanium Star CL Group R, n = 32; Castco Group C, n= 32) from two different metal powders. To investigate the second purpose ofthe study, the SLE group samples were divided into two and produced on a 100and 200 Watt SLM device (Group C-100, C-200, R-100, R-200, n = 16). The metalsubstructures produced were sandblasted with 110 µm Al2O3powder and then oxidation process was applied. Phase analysis of 2 samples fromeach group that were subjected to oxidation process was done by XRD method.Porcelain stacking process was applied to the remaining samples. For theinterface characterization of MS samples, 2 samples from each group wereanalyzed by EDS line scan and area scan analysis. Metal phase map and particlesize of 2 samples from each group were examined in EBSD device. Nano hardnessanalysis was performed on 2 samples from each group. The fracture data of theremaining samples were analyzed statistically as a result of the 3-pointbending test.As a result of thetwo-way ANOVA analysis, group D was observed to have higher MC bond strengththan the C and R groups (p &lt;0.005). In addition, C-200 group showedstatistically higher MC bond strength than C-100 group (p &lt;0.005). Thedominant phase fractions were determined as γ-FCC in the D and R groups and asε-HCP in the C group. Additionally, it was determined as the casting group withthe smallest average grain size. The elastic modulus of the oxide layer of thecasting group was significantly higher than the other groups.Within the limitations of this thesis study, thefact that MC bond strength values ​​of all groups are higher than 25 MPaindicates that all metal alloys used in this study are clinically acceptable.Keywords: Selective Laser Melting, BondStrength, Grain Size, Phase analysis, Nano Hardnes</p

FARKLI İMPLANT ÜRETİCİLERİ TARAFINDAN ÜRETİLEN FARKLI TİP TORKLU RAŞETLERİN DOĞRULUĞU

Amaç: Çalışmamızda farklı yerli implant üreticilerinin torkluraşetlerinin doğruluğu değerlendirilmiştir.Gereç ve Yöntem: Kullanılmamış beşer adet torklu raşet üç farklıyerli implant üreticisinden (Implant KA, Implance ve Nucleoss) teminedildi. Bu torklu raşetlerden ikisi yaylı tip iken, birisi kırılmalı tip idi. Uçtork değerlerinin kaydında implant üreticisinin anahtarının bağlandığıtutucu uç ve dijital tork-metre kullanılmıştır. Torklu raşetlerden yaylıtipte olanlara, hedef tork değerinin gösterildiği çizgiye ulaşılıncayakadar, kırılmalı tipte olanlara ise hedef tork değerinde kuvvetboşalması gözleninceye kadar kuvvet uygulanmıştır. Her bir torkluraşet için bu prosedür beş kere tekrar edildi. Torklu raşetlerin hedeftork değerlerine ulaşmalarında tek örneklem t-testi kullanılmıştır.Farklı üreticilerin ve farklı tip torklu raşetlerin hedef torktan sapmayüzdelerinin karşılaştırılmasında tek yönlü varyans analizi ve bağımsızgruplarda t-testi kullanılmıştır (α=&nbsp;0.05).Bulgular: Nucleoss kırılmalı tip torklu raşetler hedef tork değerindenyüksek tork kuvvetleri uygularken, ImplantKA ve Implance yaylıtip torklu raşetler hedef tork değerinden düşük tork kuvvetleriuygulamışlardır (p&lt; 0.05). Torklu raşetler üreticilerinin önerdiği hedeftork değerlerinden farklı değerlerde tork uygulamışlardır (Implant KA,p= 0.003; Implance, p= 0.001; Nucleoss, p= 0.041).Sonuçlar: Implant KA ve Implance torklu raşetlerinde hedef torkdeğerlerinden daha düşük değerler elde edilirken, Nucleoss torkluraşetlerinde hedef tork değerlerinden yüksek değerler elde edilmiştir.&nbsp;ABSTRACTBackground and Aim: We evaluated the accuracy of wrenchesfrom different domestic implant manufacturers.Materials and Methods: Five unused wrenches of each threedomestic implant manufacturers (Implant KA, Implance, andNucleoss) were selected. Two of the wrenches were of the springstyle and the other was of the friction style. To measure the peaktorque value of each wrench, a digital torque device with a chuckto hold each manufacturer’s driver was used. Force was applied tothe wrench until either the spring style flexed to the target torquevalue or the friction style released at the target torque value. Thisprocedure was repeated five times for each wrench. A one-samplet-test was used to evaluate achievement of the wrench targettorque values. One-way ANOVA and independent t-tests were usedto compare the percentage of the torque difference among thedifferent wrench types from the different manufacturers (α&nbsp;=&nbsp;0.05).Results: The Nucleoss friction-type wrenches applied highertorque values than the target torque value, and the Implant KAand Implance spring-type wrenches applied lower torque valuesthan the target torque value (p &lt;0.05). None of the manufacturersachieved their recommended torque values (Implant KA, p= 0.003;Implance, p= 0.001; Nucleoss, p= 0.041).Conclusions: The wrenches from Implant KA and Implance appliedlower torque, whereas the wrenches from Nucleoss applied highertorque than their recommended torque value.</p

80’li yıllarda çekilmiş “12 eylül filmleri”nde ele alınan başlıca karakterler

ÖZ“1980’lerde çekilen 12 Eylül Filmlerinde Başlıca Karakterler” adlı bu çalışmada 1986-1989 yılları aralığında 12 Eylül askeri darbesini ve darbe sonrası ortaya çıkan toplumsal koşulları doğrudan veya dolaylı bir biçimde konu alan filmler üzerinde durulmuştur.Örneklem olarak Sen Türkülerini Söyle (1986), Ses (1986), Dikenli Yol (1986), Prenses (1986), Su da Yanar (1987), Av Zamanı (1987), Bütün Kapılar Kapalıydı (1989) ve İkili Oyunlar (1989) filmleri seçilmiş, bu filmlerdeki başlıca karakterler incelenmiştir.Üç ana bölümden meydana gelen çalışmanın ilk bölümünde 12 Eylül askeri darbesinin Türkiye siyasi tarihine, ekonomik yapısına ve toplumsal yaşamına etkileri aktarılmıştır.İkinci bölümde 1980’ler Türkiye sinemasının genel hatları üzerinde durulmuş, arabesk film furyasına, kadın filmlerine ve toplumsal-siyasal içerikli filmlere değinilmiştir. Yanı sıra incelenen filmlerin öyküleri belirtilerek filmlerde yer alan karakterlerin kişisel özellikleri aktarılmış ve olay örgülerine katılımlarına dair görüşler bildirilmiştir.Çalışmanın üçüncü bölümündeyse ele alınan filmlerde öne çıkan karakterler devrimci, aydın, aile, orta sınıf gibi belli alt başlıklarda toplanarak incelenmiştir.12 Eylül Darbesi, 80’ler Türk Sineması, Aydın.İÇİNDEKİLERTEZ ONAY BELGESİ………………………………………………………………………..iÖZ……………………………………………………………………………………………...iiABSTRACT…………………………………………………………………………………..iiiGİRİŞ………………………………………………………………………………………….11. TÜRKİYE’DE 12 EYLÜL ASKERİ DARBESİ………………….……………………...61.1. Darbenin Siyasal Sonuçları………………………………………………………..61.2. Darbenin Ekonomik Sonuçları…………………………………………………...141.3. Darbenin Toplumsal Sonuçları…………………………………………………...192. 1980’LERDE TÜRK SİNEMASI VE “12 EYLÜL FİLMLERİ”……………………...282.1. 1980’lerde Türk Sinemasında Genel Durum…………………………………….28 2.1.1. Kadın Filmleri.………………………..………………………..302.1.2. Göç-Arabesk Filmleri………………….………………………342.1.3. Toplumsal-Siyasal Eleştiri Filmleri……………………………382.1.4. 12 Eylül Filmleri……….………………………………………412.2. 1980’lerde Çekilen “12 Eylül Filmleri ………………………..………………..432.2.1. Sen Türkülerini Söyle…………………………………………..432.2.1.1. Filmin Öyküsü…………………………………………442.2.1.2. Filmin Karakterleri….…………………………………462.2.2. Prenses…………………………………………………………552.2.2.1. Filmin Öyküsü .……………………………………….562.2.2.1. Filmin Karakterleri …..……………………………….582.2.3. Dikenli Yol…………………………………………………….672.2.3.1. Filmin Öyküsü…………….…………………………..682.2.3.2. Filmin Karakterleri……………………………………682.2.4. Ses……………………………………………………………..752.2.4.1. Filmin Öyküsü .……………………………………....762.2.4.2. Filmin Karakterleri.…………………………..............77v 2.2.5. Su da Yanar…………………………………………………….86 2.2.5.1. Filmin Öyküsü………………………………………87 2.2.5.2. Filmin Karakterleri..…………….…………………..89 2.2.6. Av Zamanı……………………………………………………102 2.2.6.1. Filmin Öyküsü………………..……………………1022.2.6.2. Filmin Karakterleri …..……………………………104 2.2.7. Bütün Kapılar Kapalıydı..…………...……………………….1122.2.7.1. Filmin Öyküsü……………………………………..1132.2.7.2. Filmin Karakterleri..……………………………….1142.2.8. İkili Oyunlar …………………………………………………1202.2.8.1 Filmin Öyküsü.……………………………………..1212.2.8.2. Filmin Karakterleri…………………………………1233. 80’LERDE ÇEKİLEN 12 EYLÜL FİLMLERİNDE ÖNE ÇIKANKARAKTERLER………………………………………………………………………….1333.1. Devrimci Karakteri…………………………………………………………..1333.1.1. Eski Mahkûm………………………………………………….1333.1.2. Faal Devrimci…………………………………………………1443.2. Aydın Karakteri………………………………………………………………1493.3. Aile ………………….……………………………………………………….1603.4. Orta Sınıf……………………………………………………………………..1673.5. 12 Eylül Filmlerinde Öne Çıkan Karakterlerin Genel Değerlendirmesi.….…170SONUÇ………………………….………………………………………………………...174 KAYNAKÇA………….………………………………………………………………….190EKLER……………………….…………………………………………………………...196 EK 1……………………….……………………………………………………................196--------------------In this study named “Main Characters Involved in the “12 Eylül Movies” shot in the80s”, it’s dwelt on movies that are directly or indirectly about the September 12 MilitaryCoup and social conditions which emerged after the coup.As sample, Sen Türkülerini Söyle (1986), Ses (1986), Dikenli Yol (1986), Prenses(1986), Su da Yanar (1987), Av Zamanı (1987), Bütün Kapılar Kapalıydı (1989) and İkiliOyunlar (1989) movies are chosen and the main characters in these movies are analyzed.At the first part of the study which consists of three main sections, the effects ofSeptember 12 Military Coup on the political history of Turkey, the economic structure andsocial life are transferred.At the second part, it is put emphasis on general terms of 1980’s Turkey Cinema.Arabesque movie fury, woman movies and the movies with social-political content arementioned. Besides stating the stories of the movies analyzed, the personal characteristics ofthe characters involved in the movies are transferred and the opinions regarding theirparticipation in the plot are reported.At the third part of the study, the outstanding characters in the present movies arestudied by collecting under certain the subheadings such as revolutionary, intellectual, familyand middle clas