14 research outputs found

    Hemşirelik öğrencilerinin dismenoreden fonksiyonel ve emosyonel olarak etkilenme durumu ile klinik performansta öz yeterlik arasındaki ilişki

    Get PDF
    Amaç: Bu çalışmada hemşirelik öğrencilerinin dismenoreden fonksiyonel ve emosyonel olarak etkilenme durumu ile klinik performansta öz yeterlik arasındaki ilişkinin belirlenmesi amaçlandı. Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel tipte olan bu araştırma 25 Mayıs-24 Haziran 2022 tarihleri arasında yürütüldü. Araştırmanın evrenini Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü 2, 3 ve 4. sınıfta öğrenim gören 199 kız öğrenci oluşturdu. Araştırmanın örneklemine çalışmaya katılmayı kabul eden 177 öğrenci alındı. Verilerin toplanmasında sosyodemografik bilgi formu, Fonksiyonel ve Emosyonel Dismenore Ölçeği ve Klinik Performansta Öz-Yeterlik Ölçeği kullanıldı. Verilerin analizinde yüzde, ortalama, standart sapma ve Pearson korelasyon analizi uygulandı. Bulgular: Öğrencilerin adet döneminde sık karşılaştıkları şikayetler arasında sırasıyla sinirlilik, bel ağrısı ve halsizlik (%26.9, %26.3, %20.2) olduğu, %54.2’sinin her adet döneminde ağrı şikayeti yaşadığı ve %10.7’sinin dismenore tanısı aldığı belirlendi. Öğrencilerin Fonksiyonel ve Emosyonel Dismenore Ölçeği ile Klinik Performansta Öz-Yeterlik Ölçeği ve alt boyutlarının Pearson korelasyon analizi sonuçlarına göre aralarında zayıf ve negatif yönlü istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit edildi (p˂0.05). Öğrencilerin dismenoreden fonsiyonel ve emosyonel olarak etkilenme düzeyleri arttıkça klinik performansa ilişkin öz yeterlik algılarının azaldığı belirlendi. Sonuç: Bu çalışmada hemşirelik öğrencilerinin dismenoreden etkilenme düzeylerinin, klinik performansta öz yeterlik algılarını olumsuz etkilediği saptandı. Dismenoreye bağlı klinik performans öz yeterlik algısının etkilenmemesi için hemşirelik öğrencileri ve sağlık profesyonellerine yönelik menstrüel izin uygulamaları gibi düzenlemelerin hayata geçirilmesi önem taşımaktadır.Objective: In this study, it was aimed to determine the relationship between nursing students' functional and emotional impact from dysmenorrhea and self-efficacy in clinical performance. Methods: This descriptive and cross-sectional study was conducted between 25 May and 24 June 2022. The population of the study consisted of 199 female students studying in the 2nd, 3rd and 4th grades of Department of Nursing, in the Faculty of Health Sciences,. 177 students who agreed to participate in the study were included in the sample of the study. Sociodemographic information form, Functional and Emotional Dysmenorrhea Scale and Clinical Performance SelfEfficacy Scale were used in the process of collecting the data. In the analysis of the data, percentage, mean, standard deviation and Pearson correlation analysis were used. Results: It was determined that irritability, low back pain and fatigue (26.9%, 26.3%, 20.2%) were among the complaints frequently encountered by the students during their menstrual period, 54.2% experienced pain in each menstrual period and 10.7% were diagnosed with dysmenorrhea. According to the results of the Pearson correlation analysis of the Functional and Emotional Dysmenorrhea Scale and the Clinical Performance Self-Efficacy Scale and its sub-dimensions, a weak and negative statistically significant relationship was found between them (p˂0.05). It was determined that as the students' level of functional and emotional exposure to dysmenorrhea increased, their self-efficacy perceptions regarding clinical performance decreased. Conclusion: In this study, it was determined that nursing students' level of being affected by dysmenorrhea negatively affected their self-efficacy perceptions in clinical performance. It is important to implement regulations such as menstrual leave practices for nursing students and health professionals in order not to affect the perception of self-efficacy in clinical performance due to dysmenorrhea

    Relapsed Wilms' tumor with multiple brain metastasis

    Get PDF
    Wilms' tumor is the most common malignant renal tumor in childhood. The brain metastasis of a Wilms' tumor with anaplastic histopathology is rare. We present the case of an 8-year-old girl with Wilms' tumor, who presented with multiple brain metastases 5 years after her primary diagnosis. The brain masses were diagnosed after a generalized tonic-clonic seizure attack. The big solid mass in the cerebellum was resected, and whole-brain radiotherapy was performed, after which, she succumbed to her disease. In the case of clinical suspicion, cranial surveillance should be included in the routine clinical work-up for Wilms' tumor. Combined aggressive therapy (surgery+radiotherapy+chemotherapy) should be applied whenever possible, for both better survival and palliative aspects

    HEMŞİRELERİN TÜRK CEZA KANUNU’NUN HEMŞİRELİK UYGULAMALARINA YÖNELİK MADDELERİYLE İLGİLİ BİLGİ DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

    No full text
    Bu çalışma; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun hemşirelik uygulamalarına yönelik maddeleriyle ilgili hemşirelerin bilgi düzeylerinin belirlenmesi amacıyla, tanımlayıcı tasarımda gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın örneklemini İzmir'de Sağlık Bakanlığı, Üniversite ve Özel Hastanede çalışan 373 hemşire oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında araştırmacı tarafından literatür ve ilgili mevzuat doğrultusunda hazırlanan 31 soruluk anket formu kullanılmıştır. Araştırmada geri dönüş oranı % 63 olarak bulunmuştur. Veriler; yüzdelik dağılımlar ve bağımlı- bağımsız değişkenler arasındaki farkı belirlemek için Chi-Square(?²) analizi ile incelenmiştir. Araştırma örneklemini oluşturan hemşirelerin sıklıkla üniversite hastanesinde (ÜH) (% 51, 5) ve sağlık bakanlığı hastanesinde (SBH) (% 32, 4) çalıştığı, 26-34 yaş grubunda (% 51, 2) ve lisans mezunu (% 49, 1) oldukları görülmüştür. Hemşirelerin çalıştığı birimlerin sıklıkla normal servisler (% 53, 9) olduğu, mesleki deneyimlerinin 11 yıl ve üstü (% 42, 6) ve kurumda çalışma deneyimlerinin 5 yıl ve altı (% 56, 3) olduğu, hastanelerde hemşire pozisyonunda (% 82, 8) ve yönetim kademelerinde (% 17, 2) çalıştıkları görülmüştür. Hemşirelerin % 11, 8'inin Türk Ceza Kanunu (TCK) konusunda eğitim aldıkları ve kendileriyle ilgili yasal mevzuat konusunda istatistiksel olarak anlamlı biçimde daha bilgili oldukları belirlenmiştir. Araştırmanın bağımlı değişkenleri "Türk Ceza Kanunu maddelerine yönelik oluşturulan ifadeler" ile bağımsız değişkenleri "çalışılan kurum, yaş, eğitim durumu, çalışılan birim, meslekteki ve kurumdaki çalışma deneyimi, çalışılan pozisyon, oryantasyon ve sürekli eğitim alma durumu, alınan eğitimler kapsamında Türk Ceza Kanunu'na değinilme durumu" arasında yapılan karşılaştırmada da birçok ifade ile anlamlı farklılıkların olduğu saptanmıştır. Araştırmada hemşirelerin yüksek oranda oryantasyon eğitimi (% 68, 4) ve sürekli eğitim (% 85) alıyor olmaları, ayrıca bu eğitimlerde mevzuat konularına özellikle de hemşirelerin iş tanımlarına yönelik kanunlara değinilmesi olumlu değerlendirilirken, bu eğitimlerde Türk Ceza Kanunu'na (% 11, 8) daha düşük oranla değiniliyor olması konunun yeterince önemsenmediğini ve bu konuya daha fazla ağırlık verilmesinin gerekliliğini ortaya koymaktadır. Özellikle yapılabilecek tıbbi hatalar açısından büyük önem taşıyan kritik bakım birimlerinde (Acil, Yoğun Bakım, Ameliyathane gibi) çalışan hemşirelere TCK konusunda daha dikkatli eğitimlerin verilmesi ve hemşirelik hizmetleri yöneticilerinin hemşirelerin yasal ve cezai sorumluluklarıyla ilgili duyuru bültenleri, el broşürleri vb. eğitim materyalleri hazırlatarak bunları hastanelerinde çalışan hemşirelere iletilmesini sağlamaları önerilebilir.This research; is made for to determine the knowledge of nurses’ 5237 numbered Turkish penalty law’s articles about nursey practition, in a descriptive way. Our study is focused on nurses who work at hospitals of ministery of health, university hospitals and private hospitals in İzmir. While collecting the datas researcher used 31 questions questionnaire about literature and related legislation. Data collection tool is distributed to 600 nurses after ethic comitee and 373 usable data collected. Datas examined with Chi-Square analysis for % distributions and differentiations betwen related-unrelated changeables. The population of nurses were found to be often working at a university hospital (51.5%) and in ministry of health hospitals (32.4%), 26-34 age group (51.2%) and graduate degree (49.1%). Nurses working units were often normal services (53.9%), the professional experience of 11 years and above (42.6%) and corporate work experience in 5 years and under (56.3%) and often working in the nurse position (82.8%) and management positions (17.2%). Researches related changeables are “Statements were created for TCK Articles”and unrelated changeables “working institute, age, education, working unit, experience at work and institute, working position, taking orientation and continuous education, status of mentioning Turkish Criminal Code when educations were given” are compared there is significant differentiations between them. In the study, a high proportion of nurses receive orientation training (%68, 4) and continuing education (%85) were seen. It was observed that in these educations about Turkish Criminal Code issues are insufficient and this issue is required to be given more weight. We proposed that, giving more careful education about Turkish Criminal Code for nurses which work especially in the critical care unit (Emergency, Intensive Care, Operating Room, etc.) is important. Nurses which are working in hospitals should be supported by educational materials like announcement bulletins, leaflets about Turkish Criminal Code

    Liver injury after SARS-CoV-2 vaccination: Features of immune-mediated hepatitis, role of corticosteroid therapy and outcome

    No full text
    Background and Aims: A few case reports of autoimmune hepatitis–like liver injury have been reported after severe acute respiratory syndrome coronavirus 2 (SARS-CoV-2) vaccination. We evaluated clinical features, treatment response and outcomes of liver injury following SARS-CoV-2 vaccination in a large case series. Approach and Results: We collected data from cases in 18 countries. The type of liver injury was assessed with the R-value. The study population was categorized according to features of immune-mediated hepatitis (positive autoantibodies and elevated immunoglobulin G levels) and corticosteroid therapy for the liver injury. We identified 87 patients (63%, female), median age 48 (range: 18–79) years at presentation. Liver injury was diagnosed a median 15 (range: 3–65) days after vaccination. Fifty-one cases (59%) were attributed to the Pfizer-BioNTech (BNT162b2) vaccine, 20 (23%) cases to the Oxford-AstraZeneca (ChAdOX1 nCoV-19) vaccine and 16 (18%) cases to the Moderna (mRNA-1273) vaccine. The liver injury was predominantly hepatocellular (84%) and 57% of patients showed features of immune-mediated hepatitis. Corticosteroids were given to 46 (53%) patients, more often for grade 3–4 liver injury than for grade 1–2 liver injury (88.9% vs. 43.5%, p = 0.001) and more often for patients with than without immune-mediated hepatitis (71.1% vs. 38.2%, p = 0.003). All patients showed resolution of liver injury except for one man (1.1%) who developed liver failure and underwent liver transplantation. Steroid therapy was withdrawn during the observation period in 12 (26%) patients after complete biochemical resolution. None had a relapse during follow-up. Conclusions: SARS-CoV-2 vaccination can be associated with liver injury. Corticosteroid therapy may be beneficial in those with immune-mediated features or severe hepatitis. Outcome was generally favorable, but vaccine-associated liver injury led to fulminant liver failure in one patient.Fil: Efe, Cumali. Harran University Hospital; TurquíaFil: Kulkarni, Anand V.. Asian Institute of Gastroenterology Hospitals; IndiaFil: Terziroli Beretta Piccoli, Benedetta. Università Della Svizzera Italiana; Suiza. Epatocentro Ticino; SuizaFil: Magro, Bianca. ASST Papa Giovanni XXIII-Bergamo; ItaliaFil: Stättermayer, Albert. Medizinische Universität Wien; AustriaFil: Cengiz, Mustafa. Gülhane Training and Research Hospital; TurquíaFil: Clayton Chubb, Daniel. Alfred Health; AustraliaFil: Lammert, Craig. University School of Medicine; Estados UnidosFil: Bernsmeier, Christine. University Centre for Gastrointestinal and Liver Diseases; Suiza. Universidad de Basilea; SuizaFil: Gül, Özlem. Kırıkkale University; TurquíaFil: de la Tijera, Fatima Higuera. Hospital General de México; MéxicoFil: Anders, Margarita. Hospital Alemán; ArgentinaFil: Lytvyak, Ellina. University of Alberta; CanadáFil: Akın, Mete. Akdeniz University Faculty of Medicine; TurquíaFil: Purnak, Tugrul. University of Texas; Estados UnidosFil: Liberal, Rodrigo. World Gastroenterology Organization; Portugal. Centro Hospitalar E Universitário de São João; PortugalFil: Peralta, Mirta. Gobierno de la Ciudad de Buenos Aires. Hospital de Infecciosas "Dr. Francisco Javier Muñiz"; Argentina. Latin American Liver Research Educational And Awareness Network; ArgentinaFil: Ebik, Berat. Gazi Yaşargil Education and Research Hospita; TurquíaFil: Duman, Serkan. Gazi Yaşargil Education and Research Hospita; TurquíaFil: Demir, Nurhan. Haseki Training and Research Hospital; TurquíaFil: Balaban, Yasemin. Hacettepe University; TurquíaFil: Urzua, Álvaro. Universidad de Chile; ChileFil: Contreras, Fernando. Centro de Gastroenterología Avanzada; República DominicanaFil: Venturelli, Maria Grazia. Clinica Stella Maris; PerúFil: Bilgiç, Yılmaz. Inönü University School of Medicine; TurquíaFil: Medina, Adriana. Hospital de Clínicas; ParaguayFil: Girala, Marcos. Hospital de Clínicas; ParaguayFil: Günşar, Fulya. Ege University School of Medicine; TurquíaFil: Londoño, Maria Carlota. Hospital Sant Joan de Deu Barcelona; EspañaFil: Ridruejo, Ezequiel. Consejo Nacional de Investigaciones Científicas y Técnicas. Oficina de Coordinación Administrativa Parque Centenario. CEMIC-CONICET. Centro de Educaciones Médicas e Investigaciones Clínicas "Norberto Quirno". CEMIC-CONICET; Argentin
    corecore