39 research outputs found
Acute effect of different respiratory muscle warm-up on respiratory parameters : Farklı solunum kası ısınmasının solunum parametrelerine akut etkisi
General body warm-up is important for high performance in demonstrating motoric characteristics. Recently, respiratory muscle warm-up, which contributes to sports performance such as general body warm-up, has been a subject of interest to sports scientists. The aim of this study is to examine the effect of different respiratory muscle warm-up on respiratory parameters. Thirty volunteer girls aged 12-14 participated in the study. Three different respiratory muscle warm-ups, including placebo divided respiratory muscle warm-up, pursed-lip respiratory muscle exercise, and divided respiratory muscle warm-up, were performed on the participants on different days, and respiratory parameters were determined with a spirometer. The difference between the applications was determined by the One-Way ANOVA test, and the group that caused the difference was determined by the Tukey test. It was determined that the highest values in all respiratory parameters were in divided respiratory muscle warm-up, pursed lip respiratory muscle exercise, and placebo divided respiratory muscle warm-up. It was observed that the different respiratory muscle warm-ups applied increased the respiratory parameters, and the highest value was in the divided respiratory muscle warm-up (FVC=3,99±,56 FEV1= 3,76±,55 PEF= 6,54±,43 FEV1/FVC= 93,58±2,11). As a result, it is recommended to warm up the respiratory muscles in order to increase the performance of the athlete before the training or competitions. If the conditions are suitable, it is recommended to warm up the respiratory muscles with respiratory exercise equipment whose maximal inspiratory pressure (MIP) values can be adjusted.
Extended English summary is in the end of Full Text PDF (TURKISH) file.
Özet
Genel vücut ısınması motorik özellikleri sergilemede yüksek performans için önemlidir. Son zamanlarda genel vücut ısınması gibi sportif performansa katkı sunan solunum kası ısınması spor bilimcilerin ilgisini çeken bir konu olmuştur. Bu düşünce ile yapılan çalışmanın amacı, farklı solunum kası ısınmalarının solunum parametreleri üzerine olan etkisinin incelenmesidir. Çalışmaya 12-14 yaşları arasında 30 gönüllü kız çocuk katılmıştır. Katılımcılara farklı günlerde olmak üzere plasebo aletli solunum kası ısınması, büzük dudak solunum kası egzersizi ve aletli solunum kası ısınması olmak üzere üç farklı solunum kası ısınması yaptırılmış ve spirometre ile solunum parametreleri belirlenmiştir. Uygulamalar arası fark One-Way ANOVA testi ile belirlenmiş, farkın hangi gruptan kaynaklandığı Tukey testi ile tespit edilmiştir. Bütün solunum parametrelerindeki en yüksek değerlerin sırası ile aletli solunum kası ısınması, büzük dudak solunum kası egzersizi ve plasebo aletli solunum kası ısınmasında olduğu belirlenmiştir. Uygulatılan farklı solunum kası ısınmalarının solunum parametrelerinde artış meydana getirdiği, en yüksek değerin ise aletli solunum kası ısınmasında olduğu görülmüştür (FVC=3,99±,56 FEV1= 3,76±,55 PEF= 6,54±,43 FEV1/FVC= 93,58±2,11). Sonuç olarak, yapılacak antrenmanlar ya da müsabakalar öncesi sporcu performansının artırılması amacıyla solunum kası ısınmasının yaptırılması önerilmektedir. Şartlar uygun ise solunum kası ısınmasının maksimal inspiratuar basınç (MIP) değerleri ayarlanabilen solunum egzersiz aletleri ile yapılması tavsiye edilmektedir
Dietary Supplementation of Catechin: Effect on Performance, Faecal Quality, Mineral and Malondialdehyde Levels in Belgian Malinois Puppies
The present study examined the effects of catechin administration on performance, faecal quality, mineral, and malondialdehyde (MDA) levels in 12 Belgian Malinois puppies at 6 months of age. Dietary supplementation of catechin was not observed to have a significant (P> 0.05) effect on live weight, faecal pH, DM, ether extract, crude fiber, ash, and faeces score. The catechin significantly (P 0.05) by the catechins; however serum Se levels were determined at a high level (P 0.05) in the levels of other minerals. It may be concluded that administration of catechins together the diet of Belgian Malinois puppies showed antioxidant effects without imparting any negative effects on live weight, feed intake, faecal quality, and serum trace and macro mineral levels, however elimination via faeces of Zn, Mn, and Cu increased with catechin addition
The effect of the combined application of blood flow restriction-theraband training to lower and upper extremities on to athletic performance: Alt ve üst ekstremiteye kombine olarak uygulanan kan akışı kısıtlama -terabant antrenmanının atletik performans üzerine etkisi
The development of basic motor features is one of the prerequisites for sporting success. Strength training plays an important role in this process, and today, strength training is done with many methods. Recently, blood flow restriction (BFR) and Theraband training have also been widely used to improve strength and athletic performance. The aim of this study is to examine the effect of blood flow restriction- Theraband training applied to the lower and upper extremities on athletic performance. A total of 30 men basketball players between the ages of 18-23 participated in the study voluntarily. The participants were divided into three groups as the blood flow restriction- Theraband group (BFR+TG) (n=10), the Theraband group (n=TG) (10), and the control group (n=CG) (10). At the beginning of the study and at the end of four weeks, 10-20 and 30m sprint test, Illinois agility test, vertical jump test were applied to the participants as pre test and post test. Wilcoxon signed-rank test was used to analyze the study data. As a result of the analysis of the obtained data; it was determined that the sprint, agility and vertical jump performances of the participants showed more improvement in BFR+TG and TG compared to CG, and the highest improvement was in BFR+TG. The percentage BFR+TG, TG, CG change of this respectively development, was agility (%5,50-%1,87-%1,30) vertical jump (%3,33-%2,01-%0,50) 10m sprint (%3,64-1,71-0,35) 20m sprint (4,16-2,02-0,62) 30m sprint (%2,21-%1,25-%0,69). As a result; BFR and Theraband methods, which are strength training methods that offer the opportunity to work at low intensity, ensure that the organism is exposed to less load than other methods, while reducing the risk of injury of the athletes and at the same time providing strength gain. It is thought that using the two methods in combination increases the strength gain to a better level, and in this case, it is seen that it reflects positively on athletic performance. It may be recommended to combine these two methods to improve athletic performance.
Extended English summary is in the end of Full Text PDF (TURKISH) file.
Özet
Sportif başarının temelinde, motorik özelliklerin geliştirilmesi ön şartlardan birisidir. Kuvvet antrenmanları bu süreçte önemli rol oynamaktadır ve günümüzde birçok yöntemle kuvvet antrenmanları yapılmaktadır. Son zamanlarda kan akışı kısıtlama (KAK) ve terabant antrenmanları da kuvvet ve atletik performansı geliştirmek için yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı alt ve üst ekstremiteye kombine olarak uygulanan kan akışı kısıtlama-terabant antrenmanının atletik performans üzerine etkisinin incelenmesidir. Çalışmaya 18-23 yaş aralığında 30 erkek basketbolcu gönüllü olarak katılmıştır. Katılımcılar kan akışı kısıtlama-terabant grubu (KAK+TG) (n=10), terabant grubu (TG) (n=10) ve kontrol grubu (KG) (n=10) olmak üzere üç gruba ayrılmıştır. Çalışmanın başlangıcında ve dört hafta sonunda katılımcılara ön test son test olarak 10-20 ve 30m sürat testi, Illinois çeviklik testi, dikey sıçrama testi uygulanmıştır. Çalışma verilerinin analizinde Wilcoxon işaretli sıralar testi kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizi sonucunda; katılımcıların sürat koşusu, çeviklik ve dikey sıçrama performanslarının KAK+TG ve TG’de KG’ye göre daha fazla gelişme gösterdiği ve en yüksek gelişimin ise KAK+TG’de olduğu tespit edilmiştir. Bu gelişimin yüzdesel olarak değişimi sırasıyla KAK+TG, TG ve KG’de çeviklik (%5,50-%1,87-%1,30) dikey sıçrama (%3,33-%2,01-%0,50) 10m sürat (%3,64-1,71-0,35) 20m sürat (4,16-2,02-0,62) 30m sürat (%2,21-%1,25-%0,69) olarak görülmüştür. Sonuç olarak; düşük şiddette çalışma imkanı sunan kuvvet antrenmanlarından KAK ve terabant yöntemleri, organizmanın diğer yöntemlere göre daha az yüke maruz kalmasını sağlarken sporcuların sakatlık riskini azaltmakta ve aynı zamanda kuvvet kazanımı sağlamaktadır. İki yöntemin kombine olarak kullanılmasının ise kuvvet kazanımını daha iyi bir düzeye çıkardığı düşünülmekte olup, bu durumun da atletik performansa olumlu yönde yansıdığı görülmektedir. Atletik performansın geliştirilmesinde bu iki yöntemin kombinlenerek uygulatılması önerilebilir
Ruminal digestibility, microbial count, volatile fatty acids and gas kinetics of alternative forage sources for arid and semi-arid areas as in vitro
Atriplex (Atriplex patula) and plantago (Plantago lanceolata) species are commonly found in grasslands which have arid and semi-arid climatic conditions. The aim of the study was to make comparison of atriplex, plantago and alfalfa (Medicago sativa) herbages in terms of nutrient matter content, gas kinetics, methane production, estimated digestion parameters, ammonia-N, volatile fatty acids (VFAs), total bacteria count and numbers of protozoa. In vitro gas production was carried out for up to 96h by using the in vitro digestion technique. The molar total VFAs, metabolic energy (ME), net energy lactation (NEL), and organic matter digestibility (OMD) levels, count of total bacteria, number of total ciliate and number of Dasytricha sp., Diplodiniinae and Entodiniinae did not show significant differences between alfalfa and the alternative forages (p > .05). In vitro methane production of atriplex herbage was higher than that of plantago herbage (p < .01). The ruminal ammonia-N concentration of plantago herbage was lower than those of atriplex and alfalfa herbages (p < .001). The individual molar proportions of propionic acid of alfalfa herbage were higher than those of the other forages (p < .001). The results of the present experiment confirmed that A. patula and P. lanceolata, which are appropriate for the flora of the Mediterranean region, can be used as alternative good quality forage plants to alfalfa hay for grazing animals