6 research outputs found

    Toksoplazmoz tanısında hücre kültürü ve kültürde üretilen Poxoplasma Gondii'lerin antijen olarak serolojide kullanımı

    No full text
    TEZ4664Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2003.Kaynakça (s. 48-50) var.xi, 50 s. ; 30 cm.

    Identification of entamoeba histolytica by real-time pcr method.

    No full text
    TEZ9701Tez (Doktora) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2012.Kaynakça (s. 41-46) var.x, 47 s. : res. (bzs. rnk.), tablo ; 29 cm.Protozoon parazit Entamoeba histolytica dünyanın geniş bir kısmında endemiktir ve her yıl milyonlarca dizanteri ve karaciğer absesinin sorumlusu olarak kabul edilir. İnvaziv hastalık öncesinde Entamoeba histolytica belirtisiz enfeksiyon gibi aylarca hatta yıllarca insan bağırsağında bulunabilir. Dünya Sağlık Örgütü Entamoeba histolytica için mutlaka spesifik tanısının konulmasını ve eğer bulunursa mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini önermektedir. Klasik mikroskobik incelemeyle patojen Entamoeba histolytica ile patojen olmayan Entamoeba dispar ve Entamoeba moshkovskii’nin ayrımı mümkün olmamaktadır. Son yıllarda Entamoeba histolytica’nın Entamoeba dispar’dan ayrımı için protein ve DNA tanı sistemleri gibi bir dizi tanı yöntemleri geliştirilmiştir. PCR ile amip DNA parçalarının amplifikasyonu insan dışkısında Entamoeba histolytica veya Entamoeba dispar’ın ayrımında duyarlı ve özgül bir yöntem olduğu kanıtlanmıştır. Son zamanlarda geliştirilen kapalı tüp ile RT-PCR metodu ile bazı sorunları aşmak mümkündür. Bu yöntem PCR esnasında bir ya da iki floresan işaretli probların bağlandığı amplikon spesifik algılamaya izin verir. Bu nedenle sonuçları almak için analizin sonuçlanması beklenmemektedir. Buna ek olarak kapalı reaksiyon tüpü çapraz kontaminasyon riskini en aza indirir ve kalitatif rakamsal sonuç ile uygun bir tanı istatistiği uygulanabilir. Bu çalışmada, Entamoeba histolytica ve Entamoeba dispar’ın ayrımı için dışkı örnekleri mikroskobi, antijen tanı testi, konvansiyonel PCR ve RT-PCR yöntemleri karşılaştırıldı. 74 dışkı örneğinin 13 tanesi E. histolytica spesifik antijen tanı testi ile pozitif bulunurken 61 tanesi negatif bulundu. Dışkıdan QIAGEN metoduyla DNA elde edildi ve PCR ile RT-PCR’da rRNA’nın küçük alt birimi amplifiye edildi. Toplam 74 dışkı örneğinin 19 tanesi RT-PCR ile E. histolytica pozitif bulunurken 16 örnek konvansiyonel PCR ile pozitif bulundu. RT-PCR ile karşılaştırıldığında antijen tanı testi %79 duyarlı ve %96 özgül bulundu. Konvansiyonel PCR ile RT-PCR karşılaştırıldığında konvansiyonel PCR’ın duyarlılığı %84,2 ve özgüllüğü %100 bulundu. Sonuç olarak, RT-PCR diğer yöntemlerden daha duyarlı ve özgül bulundu.The intestinal protozoan parasite Entamoeba histolytica is endemic in large parts of the world and is considered responsible for millions of cases of dysentery and liver abscess each year. Prior to invasive disease, E. histolytica may reside in the human gut for months or even years as symptomatic infection. The World Health Organization has recommended that Entamoeba histolytica ‘should be specifically identified and if present should be treated’’. Classic microscopic examination of the parasite E. histolytica in stool can not differentiate it from the nonpathogenic but identically appearing parasites Entamoeba dispar and Entamoeba moshkovskii. A number of assays have been developed during recent years, such as protein and DNA detection systems, which are able to distinguish E. histolytica from E. dispar. Amplification of ameba DNA fragments by PCR has been proven to constitute a sensitivite and specific method to detect E. histolytica or E. dispar from feces. Recently developed closed-tube, real-time PCR methods can circumvent these problems. These methods allow specific detection of the amplicon by binding to one or two fluorescence-labeled the time needed to obtain results. In addition, the closed reaction tube minimizes the potential for cross-contamination, and the assay output is numerical rather than qualitative, allowing appropriate diagnostic statistics to be applied. In this study, stool samples were tested by microscopy, antigen detection assay, traditional PCR and RT-PCR methods for identification of Entamoeba histolytica and Entamoeba dispar. A total of 74 stool 13 (17,6%) of which were positive by the E. Histolyticaspecific antigen detection test, while the other 61 (82,4%) stool were negative by the antigen detection test. DNA was extracted from the stool by the QIAGEN method and the smallsubunit rRNA gene of E. histolytica and then amplified by traditional and real-time PCR. A total of 74 stool, 19 were positive by real-time PCR assay and 16 were positive by the traditional PCR test. Compared to the real time PCR assay, the antigen detection test was found 79% sensitive and 96% specific. When the traditional PCR test results were compared to the realtime PCR assay, the sensitivity of traditional PCR was 84,2% and the specificity was 100%. In conclusion, real-time PCR being the more sensitive and specific the other methods.Bu çalışma Ç.Ü. Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından desteklenmiştir. Proje No: TF2009D11

    Investigation of intestinal parasites in the children of the Barbaros Primary School in the urban center in Adana

    No full text
    Bu çalışmada; Adana merkezinde sosyoekonomik düzeyi düşük bölgede bulunan Barbaros İlköğretim Okulundan 3 ile 8. sınıflar arasındaki çocuklarda bağırsak parazitlerinin yaygınlığını belirlemek amaçlandı. Dışkı ve selofanband örnekleri incelenen 482 öğrencinin 234 (%48.55}'ünde bir veya daha fazla parazit türü saptandı. Türlere göre parazit dağılımında; Enterobius vermicularis %37.97, Blastocystis hominis %9.33, Giardia lamblia %7.67, Enlamoeba coli %4.77 ve Hymenolepis nana %0.62 oranında saptandı.The aim of this study was to determine the prevalence of parasites in children in the 3-8 grades of the Barbaros Primary School in the urban center of Adana that has low socioeconomic level. Stool samples and cellophane-tape preparations of 482 students were examined and one or more intestinal parasites were detected in 234 (48.55%) out of 482 students. In this study; the rates of parasites were found as follows: Enterobius vermicularis 37.97%, Blastocystis hominis 9.33%, Giardia lamblia 7.67%, Enlamoeba coli 4.77%; and Hymenolepis nana 0.62%

    Cystic echinococcosis in Turkey from 2001-2005

    No full text
    Echinococcus granulosus’un metasestod formunun ara konaklarda sebep olduğu kistik ekinokokkozis (KE) dünyada özellikle de hayvancılığın yaygın olduğu bölgelerde büyük bir halk sağlığı problemidir. Çalışmamızda, Türkiye’de 2001-2005 yıllarında değişik hastanelerden, İl Sağlık Müdürlüklerinden ve Sağlık Bakanlığı’ndan elde edilen kayıtların retrospektif olarak gözden geçirilmesiyle saptanan KE olguları incelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre Marmara Bölgesi’nde 2534 (%13,13), Ege Bölgesi’nde 2114 (%16,94), Akdeniz Bölgesi’nde 2578 (%16,09), İç Anadolu Bölgesi’nde 5404 (%38,57), Karadeniz Bölgesi’nde 428 (%5.70), Doğu Anadolu Bölgesi’nde 844 (%6,80), Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 887 (%2,75) olmak üzere toplam 14789 KE olgusu saptanmıştır. Saptanan olguların toplam 149464 gün hastanede yattığı belirlenmiştirCystic echinococcosis (CE) caused by the metacestode form of Echinococcus granulosus is a major public health problem especially in animal-raising regions of the world. In the present study, CE cases were determined during 2001-2005 by investigating different hospital and health directorship documents and Health Ministry documents, retrospectively. Our results show that there were 2534 (13.13%) cases in the Marmara region; 2114 (16.94%), in the Aegean region; 2578 (16.09%), Mediterranean region; 5404 (38.57%), in the Middle Anatolian region; 428 (5.70%), in the Black Sea region; 844 (6.80%), in the eastern Anatolian region; and 887 (2.75%), in the southeastern Anatolian region making a total of 14,789 CE cases. Finally, it has been determined that the patients were hospitalized for a total of 149,464 days

    Cystic echinococcosis in Turkey from 2001-2005

    No full text
    Echinococcus granulosus’un metasestod formunun ara konaklarda sebep olduğu kistik ekinokokkozis (KE) dünyada özellikle de hayvancılığın yaygın olduğu bölgelerde büyük bir halk sağlığı problemidir. Çalışmamızda, Türkiye’de 2001-2005 yıllarında değişik hastanelerden, İl Sağlık Müdürlüklerinden ve Sağlık Bakanlığı’ndan elde edilen kayıtların retrospektif olarak gözden geçirilmesiyle saptanan KE olguları incelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre Marmara Bölgesi’nde 2534 (%13,13), Ege Bölgesi’nde 2114 (%16,94), Akdeniz Bölgesi’nde 2578 (%16,09), İç Anadolu Bölgesi’nde 5404 (%38,57), Karadeniz Bölgesi’nde 428 (%5.70), Doğu Anadolu Bölgesi’nde 844 (%6,80), Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 887 (%2,75) olmak üzere toplam 14789 KE olgusu saptanmıştır. Saptanan olguların toplam 149464 gün hastanede yattığı belirlenmiştirCystic echinococcosis (CE) caused by the metacestode form of Echinococcus granulosus is a major public health problem especially in animal-raising regions of the world. In the present study, CE cases were determined during 2001-2005 by investigating different hospital and health directorship documents and Health Ministry documents, retrospectively. Our results show that there were 2534 (13.13%) cases in the Marmara region; 2114 (16.94%), in the Aegean region; 2578 (16.09%), Mediterranean region; 5404 (38.57%), in the Middle Anatolian region; 428 (5.70%), in the Black Sea region; 844 (6.80%), in the eastern Anatolian region; and 887 (2.75%), in the southeastern Anatolian region making a total of 14,789 CE cases. Finally, it has been determined that the patients were hospitalized for a total of 149,464 days
    corecore