72 research outputs found

    THE COST OF STERILIZATION OF FOREIGN EXCHANGE MARKET INTERVENTIONS IN TURKEY

    Get PDF
    Gelişmekte olan ülkelerde ve Türkiye'de 2000'li yıllarda döviz rezervlerinde önemli artışlar dikkat çekmektedir. 1990'lı yılların ikinci yarısından itibaren yaşanan finansal krizlere karşı bir önlem olarak getirilen rezerv biriktirme önerisi döviz piyasalarına müdahaleleri de beraberinde getirmiştir. Ancak döviz piyasasına yapılan müdahalelerinin Merkez Bankalarının enflasyon hedeflemesi uygulamaları ile çelişen etkiler yaratması, sterilizasyon politikasını kaçınılmaz kılmıştır. Dolayısıyla yüksek döviz rezervi bulundurmanın maliyetine ayrıca sterilizasyonun maliyeti de eklenmiştir. Bu çalışmada Türkiye'de döviz piyasasına yapılan müdahalelerin sterilizasyon düzeyi ve uygulanan sterilizasyon politikasının maliyeti hesaplanmıştır. Significant increases in foreign exchange reserves in developing countries and Turkey have been observed in the 2000s. The proposal to build up reserves as a precaution against the financial crises since the second half of the 1990s has also brought interventions to the foreign exchange markets. However, the fact that intervention to the foreign exchange market created contrasting effects with regard to inflation targeting applications of central banks made the sterilization policy is inevitable. Therefore, the cost of sterilization is also added to the cost of possession of high foreign exchange reserves. In this study, the level of sterilization of foreign exchange market interventions, and the cost of the sterilization policy have both been calculated

    TÜRKİYE'DE PARA İKAMESİ OLGUSU VE PARA TALEBİNİN İSTİKRARI

    Get PDF
    Türkiye'de 1980 öncesi dönemde, ekonomik birimler tarafından yabancı para bulundurmak ve kullanmak yasak olduğu için para ikamesi, ciddi ve önemli bir olgu ya da sorun olarak mevcut değildi. Ancak, 24 Ocak 1980 kararları sonrası, kambiyo rejiminde yapılan değişiklikler sonucu, söz konusu yasak kalkmış ve yabancı para, ekonomik birimler için çeşitli güdülerle talep edilir hale gelmiştir.Bu çalışmanın amacı, yabancı paraya yönelik talebin önem kazandığı 1987-2000 dönemine ilişkin para talebinin istikrarlı, bir başka deyişle öngörülebilir olup olmadığını araştırmaktır. Çalışmada, para talebinin istikrarlı olup olmadığı, tek denkleme dayalı koentegrasyon yöntemi ile araştırılmıştır. Tahmin sonuçları, 1987-2000 dönemi için, para talebi fonksiyonunu oluşturan değişkenler arasında bir koentegrasyon ilişkisi bulunmadığını göstermektedir. Dolayısıyla, söz konusu dönem için para talebinin öngörülebilir olmadığı söylenebilir. Bu sonuç, para ikamesinin varlığı durumunda, para talebinin öngörülemeyeceği hipotezini doğrulayan bir sonuçtur.ABSTRACT In this paper, we investigate the empirical relationship between nominal Money supply (M2), nominal income, interest rates, inflation and real exchange rates, especially in the existence of currency substitution. The estimation results show that in the period of 1987-2000 in Turkey, the money demand function is unstable. This result also confirm the currency substitution literature

    Döviz kuru sistemleri ve dış ticaret

    No full text
    Bu çalışmanın amacı, döviz kuru sistemlerinin dış ticaret üzerindeki etkinliğini ortaya koymaktır. Çalışmamızda esnek, sabit ve karma döviz kuru sistemleri dış ticaret açısından incelenmiştir.&nbsp;Ekonomik bloklaşmaların yoğunlaştığı günümüzde serbest dış ticaret akımlarının doğması ile döviz kuru politikaları, ülkelerin dış ticaret politikası araçları içinde giderek artan bir öneme sahip olmuştur. Gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülkeler için önemli bir değişken olan döviz kuru politikalarının dış ticaret açısından analizi, 1980 sonrası dönemde Türkiye örneği ile ortaya konulmaya çalışılmıştır.&nbsp;</p

    Türkiye'de Bankacılık Sektöründe Karlılığı Belirleyen Faktörlerin Panel Veri Analizi

    No full text
    Bu çalışmanın amacı Türkiye’de faaliyet gösteren mevduat bankalarının karlılığını belirleyen faktörleri panel veri analizi ile tahmin etmektir. Çalışmada kullanılan veriler TBB, TÜİK, BDDK ve TCMB veri tabanlarından alınan 2001 - 2021 dönemine ait yıllık verileri içermektedir. Çalışmada söz konusu dönemde içsel değişkenler ile Türkiye’de faaliyet gösteren mevduat bankalarınn karlılığı arasındaki ilişkiler tespit edilmeye çalışılmıştır.Çalışmanın birinci bölümünde bankaların karlılığını etkileyen içsel ve dışsal değişkenler açıklanmaktadır. İkinci bölümde Türkiye’de bankacılığın doğuşu ve tarihsel süreç içerisinde Türkiye’de faaliyet gösteren bankaların karlılığının gelişimi incelenmektedir. Üçüncü bölümde çalışmanın amacı, yöntemi ve sonuçları ortaya konmaktadır.&nbsp;The aim of this study is to estimate the factors that determine the profitability of deposit banks operating in Turkey with panel data analysis. The data used in the study are annual data from the TBB, TUIK, BDDK and TCMB databases for the period 2001-2021. In the study, it was tried to determine the relations between the internal variables and the profitability of the deposit banks operating in Turkey in the mentioned period.In the first part of the study, internal and external variables that affecting the profitability of banks are explained. In the second part, the emergence of banking in Turkey and the development of the profitability of banks that operating in Turkey in the historical development are examined. In the last part, the aim, method and results of the study are presented.</p

    Uluslararası Yatırımlar

    No full text
    Yabancı sermaye yatırımları (uluslararası yatırımlar), mali yatırımlar ve fiziki üretim araçları üzerine yapılan yatırımlar olarak ikiye ayrılır. Mali yatırımlar yabancı tahvil, hisse senedi gibisermaye piyasası varlıklarına veya yabancı banka hesabı ve benzeri kısa vadeli para piyasası araçlarına yapılan yatırımlardır.Fiziki üretim araçlarına yapılan yatırımlar ise çok uluslu şirketler tarafından ana merkez dışındaki ülkelerde kendi yönetimleri altında bir fabrika, üretim tesisi gibi şubeler açmakşeklinde gerçekleştirilir. Dolayısıyla doğrudan yabancı sermayeyatırımı bir şirketin üretimini ana merkezinin bulunduğu ülkesınırları dışına yaymak amacıyla yabancı ülkelerde üretim tesisikurması veya mevcut tesisleri satın alması şeklinde tanımlanır.Ana merkeze bağlı olarak yurt dışında faaliyet gösteren şirketlerde yabancı sermaye şirketi olarak nitelendirilmektedir.Yabancı sermaye girdiği ülke ekonomisi üzerinde birçok etkiyesahiptir. Bu etkiler gelir dağılımı, ödemeler dengesi, büyümeve kalkınma, istihdam, teknoloji, yönetim ve organizasyon gibialanlarda kendini gösterir. Ancak sözkonusu alanlarda yabancıyatırımların yaratacağı etkiler konusunda tam bir fikir birliğimevcut değildir. Yabancı sermaye yatırımlarının bir ülke ekonomisi için enönemli katkısı hiç şüphesiz ev sahibi ülke ekonomisine yaptığısermaye aktarımıdır. Gelişmekte olan ülkelerin en belirginözelliği sermayenin diğer üretim faktörlerine kıyasla çok dahakısıtlı olmasıdır. Bu kısıtlılığın en önemli nedeni ise yerli sermaye oluşumunun düşük seviyede olmasıdır.Gelişmekte olan ülkelerde yabancı sermaye girişlerinin, ödemeler dengesinde bir iyileşme yaratması beklenir. Fabrika kurmak için ev sahibi ülkeye gelen doğrudan yatırım sermayesi birdefaya mahsus olmak üzere ev sahibi ülkenin ödemeler dengesine olumlu bir etkide bulunur. Söz konusu yatırım, üretimebaşladığı zaman gerek ihracat yoluyla gerekse ithalata rakipmalların üretimine sağladığı katkı yoluyla ödemeler dengesinekatkıda bulunmaya devam eder. Doğrudan yabancı sermaye bir ülkede yatırım yaparken teknoloji ve işletmecilik bilgisini de aktaracaktır. Diğer bir deyişledoğrudan yabancı yatırımlar portföy yatırımlarından farklı olarak marka, işletmecilik bilgisi ve teknoloji gibi maddi olmayanvarlıkların transferini de gerçekleştirmektedir. Böylece gelişmekte olan ülkeler açısından yeni üretim bilgi ve becerisininmaliyeti düşecektir. Ekonomi teorisinde DYSY (Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları) ve ekonomik büyüme arasında pozitif bir ilişki olduğu kabul edilmektedir. DYSY, ekonomik büyüme içingerekli olan ve yetersiz kalan tasarruf ve yatırımların finansmanına katkıda bulunmaktadır. Neo-klasik büyüme modeline göre DYSY, toplam yatırımların miktarını ve etkinliğiniartırarak ekonomik büyümeye olumlu etkide bulunur. İçselbüyüme modellerinde ise, DYSY’larının teknolojiyi gelişmişülkeden yatırım yapılan ülkeye doğru yaygınlaştırarak ekonomik büyümeyi arttırdığı savunulmaktadır. DYSY sağlayanuluslararası şirketler, yaptıkları yatırımla istihdam yaratmakta ve çalışanların yüksek düzeyde bilgi ve beceri birikimine ulaşmalarını sağlamaktadır. Uzun dönemde iseteknolojik yenilik geliştirebilecek işgücü kapasitesinin yükselmesine ve istihdamın sürekliliğine yol açabilmektedir. Yabancı sermaye yatırımlarının ev sahibi ülkenin ekonomikbüyümesine etkisinin fazla olması için, daha ziyade imalatsanayi yatırımlarına yönelmesi gerekmektedir.&nbsp;</p

    MERKEZ BANKASI DİJİTAL PARASI VE PARA POLİTİKASININ ETKİNLİĞİ

    No full text
    Son yıllarda merkez bankalarının finansal ve reel krizlerin çözümünde büyük rol oynaması nedeniyle merkez bankalarına yönelik beklentiler aşırı derecede artmıştır. Ancak, para politikasının da sınırları vardır. Özellikle 2008 Küresel Krizi ve Covid-19 sürecinde etkin alt sınır sorunu nedeniyle ortaya çıkan manevra alanı kaybı, para politikası uygulamalarının etkinliğini kısıtlamıştır. Bunun yanı sıra finansın küreselleşmesi ve finansal yenilikler para politikasını sınırlayan etkenler arasındadır. Bu çalışmada yakın geçmişte hızlanan finans alanında dijitalleşme ile birlikte merkez bankalarının yeni düzene uyumu çerçevesinde çıkarmaya hazırlandıkları merkez bankası dijital para birimi (CBDC), para politikalarının etkinliği açısından analiz edilecektir. CBDC ihracının ekonomide çok kapsamlı etkiler yaratacağı açıktır. CBDC’nin kullanımıyla para politikasının mevcut duruma göre daha etkin sonuçlar vereceği yönünde literatürde bir fikir birliği söz konusudur. Özellikle CBDC’nin kullanımı ile etkin alt sınır sorununun aşılması, niceliksel gevşemenin yarattığı olumsuzlukların giderilmesi ve faiz geçişkenliğinin güçlenmesi yoluyla para politikasının etkinliğinin artması beklenmektedir. Gelişmiş ülkeler için CBDC kullanımı gelişmiş ülkelere göre para politikasının etkinliğine daha fazla katkı sağlayabilir. Gelişmekte olan ülkeler için CBDC’nin kullanımı ile para ikamesinin (dolarizasyon) artması ve sermaye hareketlerinin yaratacağı etkilerin kontrolünün zayıflaması olasıdır. Bu durum gelişmekte olan ülkeler için para politikası uygulamalarında egemenlik kaybı anlamına gelecektir.In recent years, expectations for central banks have increased excessively due to the major role in resolving financial and real crises of central banks. However, money policy also has its limits. The 2008 Global Crisis and the reduced room for manoeuvre brought about by the Covid-19 process's difficulty with the effective lower bound severely hindered the execution of monetary policy. In addition, globalization of finance and financial innovations are some of the factors limiting the monetary policy. In this study, the efficacy of monetary policy will be examined in relation to the central bank digital currency (CBDC) that central banks are preparing to issue as a part of the present acceleration of digitization in the sector of finance. It is obvious that the economy would be significantly impacted by the release of CBDC. There is general agreement in the literature that monetary policy using CBDC will provide better results than the present system. It is anticipated that, particularly with the deployment of CBDC, the issue of the effective lower bound would be resolved, the negative impacts brought on by quantitative easing will be eliminated, and the interest rate pass-through will be strengthened. The use of CBDC for developed countries may contribute more to the effectiveness of monetary policy than for developing countries. The adoption of CBDC in developing countries is probably going to lead to more currency substitution (dollarization) and a weakened ability to regulate the impacts of capital flows. For developing countries, this will entail losing their ability to execute their own monetary policies

    Türkiye'de Döviz Piyasası Müdahalelerinin Sterilizasyon Maliyeti (The Cost of Sterilization of Foreign Exchange Market Interventions in Turkey)

    No full text
    Significant increases in foreign exchange reserves in developing countries and Turkey have been observed in the 2000s. The proposal to build up reserves as a precaution against the financial crises since the second half of the 1990s has also brought interventions to the foreign exchange markets. However, the fact that intervention to the foreign exchange market created contrasting effects with regard to inflation targeting applications of central banks made the sterilization policy is inevitable. Therefore, the cost of sterilization is also added to the cost of possession of high foreign exchange reserves. In this study, the level of sterilization of foreign exchange market interventions, and the cost of the sterilization policy have both been calculated

    TÜRKİYE’DE FİNANSAL SERBESTLEŞME DÖNEMİNİN MEVDUAT BANKALARI FON KAYNAK VE KULLANIMLARI ÜZERİNE ETKİSİ

    No full text
    Öz Finansal sektör ve makroekonomik koşullar birbirini karşılıklı etkileyerek şekillenirler. Sağlam bir reel sektör için sağlam ve fonksiyonlarını yerine getiren bir finansal sistem şarttır. Aynı şekilde reel sektörde ortaya çıkan sorunlar ödeme güçlükleri aracılığı ile finansal sistemi zora sokabilir. Bu nedenle reel sektör ve finansal sektör birlikte birbirini şekillendirir. Makroekonomik çerçeveyi belirleyen hükümetlerin uyguladığı ekonomi politikaları iken makroekonomik ilişkilerin şekillendiği iklimi belirleyen ise yasal ve kurumsal düzenlemelerdir. Bu nedenle bu çalışmada Türkiye’de finansal sistemin en önemli unsuru olan mevduat bankalarında fon kaynak ve kullanımlarındaki yapısal değişim 1980 sonrası dönem için yapısal ve makroekonomik iklim çerçevesinde analiz edilmiştir. Abstract Financial sector and macro economic conditions are formed in a mutual interaction. For a sound real sector durable and functioning financial system is a must. Similarly problems in the real sector due to financial difficulty can cause problems for the financial system. Therefore real sector and financial sector do form each other simultaneously. While it’s the government’s economical policies that set the microeconomic framework, legal and institutional regulations set the climate that the macroeconomic relations are formed. Therefore in this study the structural change after 1980s for flow of funds in the deposit banks, that are the key element of the financial system in Turkey, will be analysed in the structural and macroeconomic climate
    corecore