9 research outputs found
Bazı Yerli Elma Çeşitlerinin Pomolojik ve Biyokimyasal Özelliklerinin Belirlenmesi
Bu çalışma, 5 yerel ve 2 yabancı orijinli elma çeşidinin bazı biyokimyasal ve pomolojik özelliklerini belirlemek amacıyla yürütülmüştür.Çalışmada fenolik maddelerden kafeik asit 2.89 mg/kg ile 8.18 mg/kg arasında; klorogenik asit 29.15 mg/kg ile 194.45 mg/kg arasında; epikateşin 24.51 mg/kg ile 107.37 mg/kg arasında; benzoik asit ise 6.71 mg/kg ile 25.16 mg/kg arasında değişen değerler göstermiştir. Organik asitlerden malik asit 1882.70 mg/kg ile 7106.05 mg/kg arasında; okzalik asit 4.70 mg/kg ile 7.95 mg/kg arasında; sitrik asit 24.10 mg/kg ile 55.55 mg/kg arasında; tartarik asit ise 84.00 mg/kg ile 382.55 mg/kg arasında tespit edilmiştir. Makro ve mikro element analizi sonuçlarına göre, en fazla potasyum içeriği Uzun Yumra çeşidinde ve en fazla demir içeriği ise Gelin Elması çeşidinde bulunmuştur. Pomolojik özellikler bakımından ise ortalama boy 53.93 mm ile 65.82 mm arasında; ortalama en 64.86 mm ile 76.56 mm arasında; meyve ağırlığı 96.99 g ile 184.25 g arasında belirlenmiştir. Sap kalınlığı ve sap uzunluğu en fazla Starking Delicious çeşidinde, en az ise Kızıl Ahmedi çeşidinde bulunmuştur. Suda çözünebilir kuru madde (SÇKM) oranı %11.27 ile %14.23 arasında; sertlik oranı ise 14.29 libre ile 19.41 libre arasında değiştiği belirlenmiştir
Bazı Birbirine Benzer Elma (<i>Malus domestica</i> L.) Genotiplerinde Pomolojik ve Moleküler Yöntemlerle Genetik Akrabalık Derecelerinin Tespiti
Bu çalışmada ülkemizde yetiştiriciliği yapılan 6 elma çeşidinde rastgele çoğaltılmış polymorfik DNA (randomly amplified polymorphic DNA, RAPD) tekniği kullanılarak akrabalık ilişkileri belirlenmiştir. Yapılan moleküler analiz sonucunda 10 adet RAPD primeri, 47 adet polimorfik bant üretmiştir. En fazla sayıda polimorfik bant (9 adet), S 101 ve S 443 primerlerinden elde edilirken, en az sayıda polimorfik bant (2 adet) S 35, S 128 ve S 165 primerlerinden elde edilmiştir. Primer başına düşen ortalama polimorfik bant sayısı 4,7 adet olmuştur. Tüm çeşitler arasında, en yüksek benzerlik indeksi Mutsu ve Gelendost arasında (0,878) görülürken, en düşük oran Starkrimson ile Gelendost çeşidi arasında (0,573) tespit edilmiştir. Dendrogram, bütün çeşitlerin tek ana grupta toplandığını, Starkrimson çeşidinin diğer çeşitlere göre çok farklı bir dallanma gösterdiğini ve toplamda 3 alt grubun bulunduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca UPOV kriterlerine göre meyve ağırlığı, meyve eni, meyve boyu, meyve şekil indeksi, meyve eti sertliği, meyve kabuk rengi, meyve suyu pH’ı, SÇKM (suda çözünebilir kuru madde), meyve sapı uzunluğu, meyve sapı kalınlığı, sap çukuru eni, sap çukuru derinliği, çiçek çukuru eni, çiçek çukuru derinliği, çekirdek evi boyu, çekirdek evi eni, çekirdek boyu, çekirdek eni ve çekirdek kalınlığı gibi pomolojik analizler de yapılmış olup bu analizlerin sonucunda çeşitler arasındaki farklılıklar istatistiksel olarak önemli bulunmuştur
Determination of Some Physical Properties of Currant (Ribes spp.), Jostaberry (Ribes x Nidigrolaria bauer) and Goosberry (Ribes grossularia L.) Cultivars
Bu araştırmada Bursa İli Kestel İlçesinde yetiştiriciliği yapılan bazı frenküzümü (Ribes spp.) çeşitlerinin, Jostaberry (Ribes x nidigrolaria Bauer) ve bektaşi üzümünün (Ribes grossularia L.) fiziksel özellikleri incelenmiştir. Yapılan ölçümler sonucunda meyve eni frenküzümü çeşitlerinde en düşük Red Lake çeşidinde (8.69 mm) and, en yüksek ise Goliath çeşidinde (13.60 mm) tespit edilmiştir. Jostaberrynin meyve eni ise ortalama 13.81 mm olarak ve bektaşi üzümünde ise 15.45 mm olarak tespit edilmiştir. Meyve boyu frenküzümü çeşitlerinde en düşük Red Lake çeşidinde 8.39 mm ve en yüksek meyve boyu ise Goliath çeşidinde 13.35 mm olarak tespit edilirken, Jostaberry de 14.22 mm ve Bektashi üzümünde ise 16.40 mm olarak saptanmıştır. Frenküzümü çeşitlerinde meyve ağırlığı en düşük Booskop Giant çeşidinde (0.53 gr) en yüksek değer ise ortalama 1.68 gr ile Goliath çeşidinde elde edilmiştir. Jostaberry ve bektaşi üzümünde ise sırasıyla 1.83 gr 2.48 gr ortalama meyve ağırlıkları elde edilmiştir.In this study, physical properties of different currant (Ribes spp.) cultivars, Jostaberry (Ribes x nidigrolari Bauer) and gooseberry (Ribes grossular L.) grown in Kestel District of Bursa Province were investigated. Measurements showed that among fruit varieties, the lowest fruit width was obtained in Red Lake (8.69 mm), the highest fruit width was identified in Goliath cultivars (13.60 mm). The average width of the fruits was 13.81 mm for Jostaberry cultivars and 15.45 mm for the gooseberries. The lowest fruit size (length) was found in Red Lake cultivars among currant varieties as 8.39 mm and the highest fruit sizes (length) were detected in Goliath, Jostaberry and Bektashi cultivars as 13.35, 14.22 and 16.40 mm respectively. In currant varieties, the lowest fruit weight was obtained in Booskop Giant (0.53 g) while the highest value was obtained in Goliath with an average of 1.68 g. The average fruit weights obtained for Jostaberry and Gooseberries were 1.83 and 2.48 g, respectively
Anatomical and histological researches on rootstock and scion compatibility in early period after grafting in avocado
Avocado seedling rootstocks are used entirely due to easier and cheaper production in conditions of our country. However, a study on compatibility of scion and rootstock of varieties used as seedling rootstock, have not been produced in our country yet. Thus, seedlings of the 'Bacon', 'Fuerte', 'Hass' and 'Zutano' varieties produced as commercial varieties along with 'Topa Topa' and 'Mexicola' varieties used as a source of seedling rootstocks were studied under greenhouse conditions between the years 2009-2011. Determination of the scion and rootstock compatibility was purposed in the graft sections during certain periods after grafting of 'Hass' variety with these seedlings. As a result; graft union formations in samples of all combinations successfully realized in the anatomical and histological studies after 30 and 90 days from grafting and a negative finding regarding to incompatibility were not met. However, more studies should be made for determination of incompatibility that may arise in between rootstocks and scions in the later years
Frenküzümü (Ribes spp.), Jostaberry (Ribes x nidigrolaria Bauer) ve Bektaşi Üzümünün (Ribes grossularia L.) Fiziksel Özelliklerinin Belirlenmesi
Bu araştırmada Bursa İli Kestel İlçesinde yetiştiriciliği yapılan farklı frenküzümü (Ribes spp.) çeşitlerinin, Jostaberry (Ribes x nidigrolaria Bauer) ve bektaşi üzümünün (Ribes grossularia L.) fiziksel özellikleri incelenmiştir. Yapılan ölçümler sonucunda meyve eni frenküzümü çeşitlerinde en düşük Red Lake çeşidinde (8,69 mm) en yüksek ise Goliath çeşidinde (13,60 mm) tespit edilmiştir. Jostaberry’nin meyve eni ise ortalama 13,81 mm olarak ve bektaşi üzümünde ise 15,45 mm olarak tespit edilmiştir. Meyve boyu frenküzümü çeşitlerinde en düşük Red Lake çeşidinde 8,39 mm ve en yüksek meyve boyu ise Goliath çeşidinde 13,35 mm olarak tespit edilirken, Jostaberry ’de 14,22 mm ve bektaşi üzümünde ise 16,40 mm olarak saptanmıştır. Frenküzümü çeşitlerinde meyve ağırlığı en düşük Booskop Giant çeşidinde (0,53 gr) en yüksek değer ise ortalama 1,68 gr ile Goliath çeşidinde elde edilmiştir. Jostaberry ve bektaşi üzümünde ise sırasıyla 1,83 gr – 2,48 gr ortalama meyve ağırlıkları elde edilmiştir
Farklı Sulama Yöntemlerinin M9 Klonal Anacı Üzerine Aşılı Elma Ağaçlarının Vejetatif Gelişimi Üzerine Etkileri
Özet: Bu çalışma, 2006–2008 yılları arasında Süleyman Demirel Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Araştırma ve Uygulama Çiftliğinde tesis edilen elma bahçesinde yürütülmüştür. Çalışmada, farklı sulama yöntemlerinin (toprak üstü damla, D1, toprak altı damla, D2, yüzey, Y ve ağaç altı mikro yağmurlama, M) M9 klonal anaçları üzerine asılı Jersey Mac (Ç1) ve Williams Pride (Ç2) elma çeşitlerinin vejetatif gelişimi üzerine etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Uygulanan sulama suyu miktarı, beş günlük sulama aralığında Class A pan buharlaşma kabında ölçülen toplam buharlaşma miktarının tamamı kadardır. Deneme yıllarında, uygulanan sulama suyu miktarları ve ölçülen bitki su tüketimi değerleri damla sulama yöntemlerinde ağaç altı mikro yağmurlama ve yüzey sulama yöntemlerine göre yaklaşık % 67 daha az bulunmuştur. Her üç yılda da Ç1’deki en yüksek gövde kesit alanları 2.94, 6.23 ve 8.96 cm2 ile toprak üstü damla sulama yönteminde (D1) belirlenmiştir. Denemenin son yılında ise her iki elma çeşidinin ortalamalarına göre en yüksek ağaç yüksekliği, taç hacmi, sürgün uzunluğu ve dal sayıları sırasıyla 212.83 cm, 2.29 cm3, 40.33 cm ve 11.73 olarak toprak üstü damla sulama yönteminden (D1) elde edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Sulama Yöntemleri, Jersey Mac, Williams Pride, Vejetatif Gelişm
Phenolic Profiles of Currant (Ribes spp.) Cultivars
Bu çalışmanın amacı Türkiye'de yetiştirilen farklı frenküzümü çeşitlerinin rutin, protocatechuic, catechin, p- hydroxy benzoic, chlorogenic, caffeic, kuersetin, luteolin, kamferol, p-coumaric, vanilin ve ferulic asit içeriklerinin belirlenmesidir. Kırmızı ve siyah frenküzümü çeşitleri (Goliath, Red Lake, Rovada, Rosenthal, and Booskop Giant) ters fazlı yüksek performanslı sıvı kromatografisi kullanılarak fenolik asit içeriklerini belirlemek için analizleri yapılmıştır. Sonuçlar p-coumaric asitin (1.66-0.04 ?g g-1) frenküzümü çeşitlerinde baskın fenolik asit olduğunu göstermiştir. Ayrıca frenküzümü meyvelerinden elde edilen ekstraktlardan elde edilen diğer sınuçlarda rutin (35.41-7.23 ?g g-1), protocatechuic (3.28-2.84 ?g g-1), chlorogenic (65.49-2.38 ?g g-1), ve kuersetin asit (2.29-1.50 ?g g-1) fenolikleri gözlemlenmiştirThe present work aimed the study of rutin, protocatechuic, catechin, p- hydroxy benzoic, chlorogenic, caffeic, kuersetin, luteolin, kamferol, p-coumaric, vanilin and ferulic acids composition in different currant varieties in Turkey. Red and black currant varieties (Goliath, Red Lake, Rovada, Rosenthal, and Booskop Giant) were analyzed for phenolic acids by using reversed-phase high performance liquid chromatography (HPLC). Results showed that p-coumaric acid (1.66-0.04 ?g g-1) was the predominant phenolic acid extracted from currant varieties. In addition, other acids, namely rutin (35.417.23 ?g g-1), Protocatechuic (3.28-2.84 ?g g-1), Chlorogenic (65.49-2.38 ?g g-1), and kuersetin acids (2.291.50 ?g g-1) were obtained in extracts from currant frui
The prevalence of microalbuminuria and relevant cardiovascular risk factors in Turkish hypertensive patients.
Objectives: A growing body of data illustrates the importance of microalbuminuria (MAU) as a strong predictor of cardiovascular risk in the hypertensive population. The present study was designed to define the prevalence of MAU and associated cardiovascular risk factors among Turkish hypertensive outpatients. Study design: Representing the Turkish arm of the multinational i-SEARCH study involving 1,750 sites in 26 countries around the world, a total of 1,926 hypertensive patients from different centers were included in this observational and cross-sectional survey study. Patients with reasons for a false-positive MAU test were excluded. The prevalence of MAU was assessed using a dipstick test, and patients were inquired about comorbidities, comedication, and known cardiovascular risk factors. Results: The overall prevalence of MAU was 64.7% and there was no difference between genders. Most of the patients (82.5%) had uncontrolled hypertension, 35.6% had dyslipidemia, and 35.5% had diabetes, predominantly type 2. Almost one-third of the patients (26.4%) had at least one cardiovascular-related comorbidity, with 20.3% having documented coronary artery disease (CAD). Almost all patients (96.8%) had one or more risk factors for cardiovascular disease in addition to hypertension, including family history of myocardial infarction or CAD, diabetes, dyslipidemia, lack of physical exercise, and smoking. A trend towards higher MAU values in the presence of CAD was determined. Conclusion: Microalbuminuria tests should be routinely used as a screening and monitoring tool for the assessment of subsequent cardiovascular morbidity and mortality among hypertensive patients. © 2011 Turkish Society of Cardiology